XIX. YÜZYIL TÜRK DÜNYASI Dersi RUSYA VE OSMANLI TÜRKLERİNİN İLİŞKİLERİ soru cevapları:
Toplam 21 Soru & Cevap#1
SORU:
Osmanlı aydınlarının imparatorluk dışındaki Türkleri keşfetmeleri kaçıncı yüzyılda gerçekleşmiştir?
CEVAP:
Osmanlı aydınlarının imparatorluk dışındaki Türkleri keşfetmeleri XIX. yüzyılın ikinci yarısında oldu.
#2
SORU:
Avrupa’da Türkoloji araştırmalarının ortaya çıkması Türk aydınları arasında hangi bilincinin gelişmesini sağladı?
CEVAP:
Avrupa’da Türkoloji araştırmalarının ortaya çıkması ise Türk aydınları arasındaki soy birliği bilincinin gelişmesini sağladı.
#3
SORU:
1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Türkmenler arasında seyahat eden Mehmed Emin Efendi'nin (1854-1925), büyük bir iltifatla karşılanmasının nedeni nedir?
CEVAP:
1877-78 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Türkmenler arasında seyahat eden Mehmed Emin Efendi (1854-1925), Osmanlı padişahının ve Halifenin payitahtından gelmiş olduğu için büyük bir iltifatla karşılanmıştı.
#4
SORU:
Mehmed Emin Efendi kimdir?
CEVAP:
Mehmed Emin Efendi (1854-1925). Kafkasyalı bir tüccarın oğludur. Fransa'da öğrenim gördü İstanbul'a dödüğünde Mekteb-i Sultani'ye girdi. İki yıl okuduktan sonra ayrıldı. Darülfünün'da Hukuk bölümüne kaydoldu Bu sırada Ahmed Vefik Paşa ve Ahmed Midhat Efendi ile tanıştır; Namık Kemal ile dostluk kurdu. İstanbul hayatına uyum sağlayamadığından kendini seyahate verdi.
#5
SORU:
XIX. yüzyılın son çeyreğinde İstanbul, kimler için bir cazibe merkezi hâline geldi?
CEVAP:
XIX. yüzyılın son çeyreğinde İstanbul, Tatarlar, Kafkasyalılar ve Türkistanlılar için bir ilgi ve cazibe merkezi hâline geldi. Çünkü İstanbul, Halifenin ve Türk sultanının oturduğu şehirdi.
#6
SORU:
Pan-Slavist fikirlere tepki duyarak milli duyguları uyanan, 1867 yılında Girit isyanı sırasında bir arkadaşıyla beraber Osmanlı Türklerine yardım etmek niyetiyle yola çıkan ancak , Odessa’da durdurulan kimdir?
CEVAP:
Pan-Slavist fikirlere tepki duyarak milli duyguları uyanan İsmail Gaspıralı, 1867 yılında Girit isyanı sırasında bir arkadaşıyla beraber Osmanlı Türklerine yardım etmek niyetiyle yola çıktıysa da, Odessa’da durduruldu.
#7
SORU:
Ahmed Midhat Efendi Osmanlıların asıl vatanının neresi olduğunu düşünüyordu?
CEVAP:
Ahmed Midhat Efendi Osmanlıların asıl vatanının Orta Asya olduğunu, fakat Osmanlıların henüz Orta Asya’yı tanımadıklarını söylüyordu. Türkistanlıların maddi medeniyetteki çöküş sebebiyle Osmanlı Türkleriyle olan bağlarını koruyamadıklarını, Osmanlıların ise diğer uğraşları sebebiyle asıl vatanlarıyla olan alaka ve ilişkilerini sürdürmeye önem vermediklerini düşünüyordu.
#8
SORU:
Osmanlı muallimlerine en büyük itiraz ve muhalefet kimler tarafından gelmiştir?
CEVAP:
Osmanlı muallimlerine en büyük itiraz ve muhalefet, Rus okullarında yetişmiş Tatarlardan geldi. Onlar, Osmanlı eğitimini küçümsüyor, “Türkiye ve Türklerde modern ilim var mı ki, burada yeni ilimler okutabilsinler” diyorlardı.
#10
SORU:
İstanbul’a gelip yerleşen Rusyalı aydınlar içinde en tanınmışı kimdir?
CEVAP:
İstanbul’a gelip yerleşen Rusyalı aydınlar içinde en tanınmışı Yusuf Akçura’dır (1876-1935).
#11
SORU:
Türk milliyetçiliği esasına dayanan ilk kuruluşun adı nedir?
CEVAP:
Türk milliyetçiliği esasına dayanan ilk kuruluşun adı "Türk Derneği" dir.
#12
SORU:
Akçura’nın en önemli girişimi olarak ne sayılabilir?
CEVAP:
Akçura’nın en önemli girişimi Türk Yurdu adındaki ilim ve kültür dergisini çıkarmak sayılabilir.
#13
SORU:
Kazanlı Ayaz İshaki'nin Osmanlı Türklerinde gördüğü en büyük eksiklik ne olmuştur?
CEVAP:
Osmanlı Türklerinde gördüğü en büyük noksan mesleksizlik, yani ideal eksikliği idi.
#14
SORU:
Tatarların Rusya dışında çıkardıkları ilk derginin adı nedir?
CEVAP:
Tearüf-i Müslimin (1910-1911)
#15
SORU:
Sibiryalı Abdürreşid İbrahim ve Troyskili Ahmed Taceddin'in birlikte çıkarmış oldukları Tearüf-i Müslimin (1910-1911) adlı derginin amacı neydi?
CEVAP:
Derginin amacı, tanıştırmak idi; Müslüman toplulukları (özellikle Osmanlı ve Rusya Müslümanlarını) birbiriyle tanıştırmayı hedefliyordu.
#16
SORU:
Sibiryalı Abdürreşid İbrahim I. Dünya Savaşı sırasında Enver Paşa tarafından Almanya’ya hangi maksatla gönderilmiştir?
CEVAP:
Sibiryalı Abdürreşid İbrahim I. Dünya Savaşı sırasında Enver Paşa tarafından Almanya’ya gönderildi ve Almanlara esir düşen Müslüman esirlerin Osmanlı saflarına katılmalarını sağlamakla görevlendirildi.
#17
SORU:
Halkın anlayacağı bir dille yazmak gerektiğini savunan aydınlar kimlerdir?
CEVAP:
Yusuf Akçura, Kazanlı Ayaz İshakî Celal Sahir ve Kerimi gibi halkçı görüşü savunan aydınlar halkın anlayacağı bir dille yazmak gerektiğini savunuyorlardı.
#18
SORU:
Kerimî'nin Osmanlı ülkesinin istikbalini karanlık görüyor olmasının nedeni nelerdir?
CEVAP:
Osmanlı yazar ve siyaset adamlarıyla görüşen Fatih Kerimî, Türklerin geleceği konusundaki kötümserliğini gizlemiyordu. Siyasi ve iktisadi bakımlardan Osmanlı Devleti Avrupa devletlerinin elinde esir gibiydi; Türk halkında uyanış ve eğitim zayıftı; buna karşılık dinî taassup oldukça güçlüydü. Ticaret ve sanat Türklerin ellerinde değildi; Türkler ziraat işlerinde de çok geriydiler. Avrupa’daki anlamıyla milliyet duygusuna sahip değillerdi. Kerimî bütün bu durumlar dikkate alındığında Osmanlı ülkesinin istikbalini karanlık görüyordu.
#19
SORU:
İslam açısından kadınların özgürlüklerini savunma cesaretini gösteren derginin adı nedir?
CEVAP:
İslam açısından kadınların özgürlüklerini savunma cesaretini gösteren derginin adı "İslam Mecmuası" dır.
#20
SORU:
Ağaoğlu Ahmed'e göre Türk halklarının dağınık ve birbirinden kopuk olmalarının hangi üç temel zaaftan kaynaklanıyordu?
CEVAP:
Türk halklarının birinci zaafı dinî bağlılıklarında aşırıya gitmeleri, belli inançlara bağnazlık derecesinde sarılmalarıydı. Bu özellik onlar arasında çatışma ve ayrılıklara sebep olmuştu. İkinci sebep Türklerin diğer kültürlerden kolay etkilenmeleri (asimilasyona yatkın olmaları) idi; o kadar ki, edebiyat, dil ve hatta milli geleneklerini unutuveriyorlardı. Bu durum onların yerleşik kavimler içinde erimelerine yol açıyordu. Üçüncüsü ise milli bilinç yokluğuydu; bu zaaf, öncekilerin hem sonucu hem de sebebiydi.
#21
SORU:
"Skolastik" sözcüğü ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
"Skolastik", öğrenme, düşünme ve öğretme tarzında daima kitaplara, üstatlara ve otoritelere dayanmak ve onların buldukları doprular dairesinde sınırlı be bağlı kalmak anlamına gelmektedir.