YAŞLILARLA SOSYAL HİZMET Dersi Toplumsal Yaşlanma ve Yaşlıların Sosyal Sorunları soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Dönüşüm ne anlama gelir?
CEVAP:
Dönüşüm; değişme, başkalaşma, çevrilme, geçme, bırakma, atma, aktarma, geri çevrilme anlamlarının yanı sıra bir biçimden ve ya bir durumdan başka bir biçim ve ya duruma girmek gibi anlamlara gelir.
#2
SORU:
Toplumsal dönüşüm nedir?
CEVAP:
Toplumsal dönüşüm; toplumun yapı ve işlevsel açıdan yaşamın her alanında insanın yaşantısını ve faaliyetlerini kolaylaştıracak bir takım yeni araçların kullanılması, toplumsal yaşamın yenilenmesi ile yeni bir toplumsal yapı ve işleyişe; etkileşim ve ilişkiler sistemine evrilme ve geçiş durumudur.
#3
SORU:
Toplumsal dönüşümler beraberinde neler oluşturmaktadır?
CEVAP:
Toplumsal dönüşümler beraberinde fırsatlar, riskler ve tehditler oluşturmaktadır. Toplumsal dönüşümler kuramsal olarak “endüstri” değişkenine göre tanımlanmaktadır. Rol ve statü odaklı ilişkilerin egemen olduğu endüstri toplumunda temel sorunlar fırsat eşitliği ve refahın paylaşımı iken; bilgi ve iletişim odaklı post endüstriyel, risk ve bilgi toplumunda sosyal sorunlar merkezî bir konuma evrilmiştir.
#4
SORU:
Bilgi ve teknoloji bireyleri nasıl etkilemektedir?
CEVAP:
Bilgi ve teknoloji dünyayı küçük bir köy hâline getirmekle kalmamış bireyin sosyal dünyasını da küçük bir köy hâline getirmiştir. Bireyin doğal hayatı, yerini sanal hayata bırakmıştır. Birey sosyal hayattan yalıtılmış ve kendi sosyal kabuğuna çekilerek kendi kendisinin hapishanesini oluşturmuştur. İpek böceği gibi modern yaşam insanı kendi bedenine ve ruhuna adeta hapsetmiştir.
#5
SORU:
Sosyal krizler insanları nasıl etkilemektedir?
CEVAP:
Geçmişte görülen ekonomik refah krizleri yerini sosyal krizlere bırakmaktadır. Kuşaklar arası, ebeveyn ve çocuklar arası, akraba ve komşular arası görüşme sıklığı giderek azalmaktadır. Canlı ve dinamik ilişkiler yerini sanal ilişkilere bırakmaktadır. Bu durum insan yaşamındaki mutluluk ve memnuniyet katsayısını aşağı çekmektedir. Refah düzeyi yüksek, mutsuz bireyler hızla artmaktadır.
#6
SORU:
Yalnızlaşan bireylerin yaşamları nasıl şekillenmektedir?
CEVAP:
Yalnızlaşan bireyler kurumsal birliktelikleri de inşa edip sürdürememektedirler. Aile kurma katsayısı giderek düşmekte, bu da demografik dengeyi bozmaktadır. Demografik dengenin bozulması, yapısal ve işlevsel sorunların yer değiştirmesine yol açmaktadır. Genç odaklı toplumsal sorunlar, yaşlı odaklı sorunlara evrilmektedir. Bu gelişmeler “toplumsal yaşlanma” sorununu başat bir sorun hâline getirmektedir.
#7
SORU:
Toplumsal yaşlanma nelerin yansımasıdır?
CEVAP:
Toplumsal yaşlanma, amaç bozumunun bir yansımasıdır. Daralan aile sistemi, birbirinden uzaklaşan aile üyeleri, tek ebeveynli ailelerin çoğalması, yaşlıların aile dışına itilmesi vb. durumlar amaç bozumunun yansımalarıdır. Modern yaşam, sadakat, vefa, güven, samimiyet, kanaat, katlanma, şefkat, merhamet, sevgi, saygı vb. değerlerin içini boşaltarak insan ve toplum hayatını sürdürülebilirliğin ötesine sürüklemektedir.
#8
SORU:
Toplumsal sürdürülebilirliğin ana öğesi nedir?
CEVAP:
Toplumsal sürdürülebilirliğin ana ögesi insandır. İnsan da kendi doğal ortamında çoğalır. Bu ortam da ailedir. Bu işlevinden dolayı aileye, yuva da denir. Yuva olmayınca insan çoğalması olamaz. Toplumsal yaşlanmanın göstergelerinden biri de yuva bilincinin zayıflamasıdır. Gelişmiş ülkelerden çevreye doğru, nüfus çoğalması giderek düşmektedir.
#9
SORU:
Toplumsal yaşlanmanın kaç boyutu vardır?
CEVAP:
Toplumsal yaşlanma, nüfus kategorileri arasındaki dengenin hem sayıca hem nitelik olarak yaşlı nüfus lehine yoğunlaşmasıdır. Bu durumun iki boyutu vardır: Birincisi toplumun bilgelik çağına; ikincisi nüfusun sürdürülebilirlik açısından ontolojik bir risk sürecine girmesidir.
#10
SORU:
Yaşlanma hakkı nedir?
CEVAP:
İnsanın yaşlanma evresine olağan ve başarılı bir şekilde girmesine ve sürdürebilmesine yaşlanma hakkı denir.
#11
SORU:
Yerinde yaşlanma ne demektir?
CEVAP:
Yaşlının, içinde bulunduğu yaşam döngüsü içinde bakılması; aile, akraba, arkadaş, komşularına yakın kendi ev ortamında yaşamını sürdürmesi ve gerekli sosyal hizmet desteğinin sağlanması ve toplumsal kaynakların aktarılması sürecidir
#12
SORU:
Toplumsal yaşlanmanın riskleri nelerdir?
CEVAP:
Toplumsal yaşlanma demografik bağlamda riskler taşımaktadır. Özellikle ve öncelikle ontolojik açıdan insanın ve toplumun devamlılığı ve sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Toplumsal Yaşlanma, toplumda evlenme hızının düşmesine, boşanma oranlarının yükselmesine, ölüm ve doğum oranlarındaki dengenin bozulmasına işaret eder. Ayrıca yalnız yaşama, evlenme isteğinin azalması, evlenme güçlüğü gibi faktörler, evlilik dışı yaşamı özendiren post-modern gelişmeler hem küresel hem de ulusal bağlamda demografik dengeleri alt üst etmektedir. Toplumlar, nüfus yetersizliği tehdidi ile karşı karşıyadırlar.
#13
SORU:
21. Yüzyılın en önemli sosyal hizmet ne sorunu olacaktır?
CEVAP:
Bir yandan insanı ve toplumu sürdürülebilir kılmak bir yandan da yaşam kalitesini korumak, yeterli ve gerekli işgücünü temin etmek bakımından toplumsal yaşlanma 21. Yüzyılın en önemli sosyal hizmet sorunu olacaktır.
#14
SORU:
Demografi ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Demografi: Nüfusu; yoğunluk, yapı, gelişme vb. pek çok açıdan inceleyen bir bilim dalıdır.
Statik Demografi: Belli bir coğrafya üzerinde yaşayan insanların herhangi bir zaman aralığındaki miktarı ile kimlik değişkenleri- cinsiyet, yaş, medeni hâl, dil, din, doğum yeri, sakatlık, eğitim durumu- arasındaki ilişkiyi ve farklılıkları inceleyen demografi dalıdır.
Dinamik Demografi: Nüfusun yapısında nicel ve nitel bakımından değişiklikler oluşturan nüfus değişkenleri- doğum, ölüm, evlenme, boşanma, göç, insan ticareti, iskan (yerleşme ve yer değiştirme)- inceleyen demografi dalıdır .
#15
SORU:
21. yüzyılda Türkiye'de toplumsal yaşlanmanın nasıl olması beklenmektedir?
CEVAP:
Dünyadaki beklentilere paralel olarak 21. yüzyılın Türkiye’de de yaşlı yüzyılı olacağına işaret etmektedir. Değişen yaş yapısı ile birlikte, özellikle yüzyılın ikinci yarısında, yaşlı nüfusun, sosyal, demografik ve ekonomik açıdan Türkiye’de de önem kazanması beklenmekte, 2050 yılında Türkiye nüfusunda 16 milyon civarında yaşlının bulunacağı öngörülmektedir. Öte yandan yüzyılın ortasına gelindiğinde 0–14 yaş grubu ile yaşlı nüfus arasındaki yüzdesel farkın kapanacağı öngörülmektedir.
#16
SORU:
Modern yaşamda insana ve yaşlıya bakış nasıldır?
CEVAP:
Modern yaşam insana ve yaşlıya bakışı değiştirmiştir. Geleneksel aile anlayışı “ataya saygı ve sahip çıkmaya” dayanır. Günümüzde ise bu anlayış ailede ve toplumda değişime uğramıştır. Yaşlının yalnız yaşaması ve aile dışında yaşamın son evresini tamamlaması desteklenmekte ve teşvik edilmektedir. Bu durum kuşakların aile denilen bir sosyal ortamda var olmasını anlamsızlaştırmaktadır.
#17
SORU:
Ailenin otomize olması ne demektir?
CEVAP:
Toplumsal yaşlanma ailede sadece biyolojik yaşlanmayı değil aynı zamanda ailenin otomize olmasını da içermektedir. Yani, ailenin anlamında daralma, anlamını yitirme, ilişkilerde yalnızlaşma, ayrışma, ötekileşme, yabancılaşma ve kimsesizleşme süreçlerini kapsamaktadır
#18
SORU:
Toplumsal yaşlanma ile birlikte küresel ve ulusal bağlamda sosyal hizmet politika ve uygulamalarındaki değişimlerin sebebi nedir?
CEVAP:
Değişimin sebebi bireysel ve kolektif mutluluğun azalması; kamu maliyetlerinin artması ve karşılanamaz seviyeye ulaşmasıdır. Bu nedenle sosyal hizmet uygulamalarında evde bakım hizmeti önem kazanmıştır. Yerinde bakımın hem maliyeti düşük hem de mutluluk katsayısı yüksektir. Mutluluk katsayının yüksekliği hem yaşlıyı hem de yaşlı yakınlarını kapsamaktadır. Bir başka deyişle bu yeni uygulama yaşlıyı da yakınlarını da memnun etmektedir.
#19
SORU:
Toplumsal yaşlanmayla birlikte yaşlılarda oluşan sorunlar nelerdir?
CEVAP:
Sosyalleşme, amaç bozumu ve yabancılaşma, yalnızlık, sosyal dışlanma ve ayrımcılık, terk edilmişlik ve kimsesizliktir.
#20
SORU:
Yaşlı yabancılaşması ve amaç bozumunun temel etkenleri olarak neler ifade edilebilir?
CEVAP:
Kişisel beklentilerin öne çıkması, aile bağlarının zayıflaması, kuşakların birbirinden fiziksel ve sosyal olarak uzaklaşmaları, ekonomik yetersizlikler, yaşam değerlerinin ve insanın giderek sekülerleşmesi, yaşlıların bir engel ve yük olarak algılanması, kurum bakımının özendirilmesi ve kışkırtılması yaşlı yabancılaşması ve amaç bozumunun temel etkenleri olarak ifade edilebilir.