YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER Dersi Uluslararası Göçle Bağlantılı Toplumsal Hareketler soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Ulus-ötesileşme nedir?


CEVAP:

Ulusötesilik kavramı ulusal sınırları aşan ve ulusal
hükümetlerin doğrudan denetiminde olmayan
olgu, aktör, süreç ve mekanizmaları tanımlamak
için kullanılmaktadır. Toplumsal hayat, siyasal
hareketler, dinler, ekonomik pazarlar ve işlemler,
suç ağları, müzik, göç ve benzeri gibi sınır aşan,
sınırları dönüştüren ve sosyal, siyasal, ekonomik
ve kültürel oluşumları, aktörleri ve mekanları yeniden tanımlayan olgu ve süreçler ulus-ötesiliğin bileşenleridir.


#2

SORU:

Güvenlikleştirme nedir?


CEVAP:

Yeni güvenlik kuramına göre güvenlik “belirli bir retoriksel yapı” (Huysmans, 1998: 500)
olarak tanımlanabilir. Buna göre, bir olgunun
siyasal kurum ve aktörler ya da medyanın güvenliğe tehdit olarak tanımlanması ile güvenlik
sorunu haline gelmesi mümkündür. Böylece
olağanüstü durumlar için olağanüstü önlemleri güvenlik gerekçesini kullanarak meşrulaştıran eylemler aracılığıyla, normal siyasal süreçlerin bir tarafa bırakılması, güvenlik öncelikli
ve mevcut kuralların üzerinde bir işleyişe geçilmesi için uygun bir zemin hazırlanmış olur.


#3

SORU:

Ulus-ötesi Göç nedir?


CEVAP:

Göç gönderen ve alan ülkeleri göçmen ağları,
örgütleri ve birden fazla bağlamda yerleşik olan
göçmenlerin pratikleri aracılığla birbirine bağlamaktadır. Ulusötesi göçmenler göç alan ülkeye yerleşirken, göç
gönderen ülkeyle bağlarını yatırım yaparak, oy
vererek ya da ibadet ederek sürdürmektedirler. Ulus-ötesi göçte önemli olan “bağlantının eş zamanlılığı”dır. Bu da göç alan ve gönderen ülke
koşullarının birbirini tamamladığının ve sürekli
etkileşim halinde olduğunun göstergesidir.


#4

SORU:

Küresel Göç Grubu nedir?


CEVAP:

2006 yılında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından Uluslararası Göç Küresel
Komisyonu’nun tavsiyesiyle kurulmuştur. Grup,
göçle bağlantılı olgular ve sorunlar üzerine çalışan
16 uluslararası örgüt ve kuruluşun üst düzey temsilcilerini bir araya getiren bir oluşumdur.


#5

SORU:

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu nedir?


CEVAP:

Dünya çapında çalışan insanların taleplerini ve haklarını temsil eden başlıca uluslararası sendikal örgüttür. Konfederasyon
1-3 Kasım 2006’da Viyana’da kurulmuştur. 151 ülkeden ve 301 üye örgütten
oluşan Konfederasyon’un 176 milyon
kayıtlı üyesi bulunmaktadır (http://www.
ituc-csi.org).


#6

SORU:

Siyasal fırsatlar ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

İnsanları siyasal mücadeleye girişmeye teşvik eden koşullar olarak
tanımlanabilir. 


#7

SORU:

Siyasal kısıtlamalar ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Siyasi erk sahiplerinin bireyleri siyasi mücadeleye girişmekten alıkoyabilme ya da
caydırabilme yetisi ve bunda başvurabilecekleri araçlar ve bağlamsal etmenlerdir.


#8

SORU:

Parçalı Asimilasyon Kuramı nedir?


CEVAP:

İkinci neslin göç alan ülkedeki toplumsal
tabakalaşmaya entegrasyon sürecini ve
bunun sonuçlarını araştıran bir kuramdır.
Portes ve Zhou’ya göre (1993) ABD’deki
göçmenler için Amerikan toplumuna
uyumun üç örüntüsü bulunmaktadır: orta
sınıfa entegrasyon, alt ve yoksul sınıflara
entegrasyon ve en alt sınıfa entegrasyon.
Bu kurama göre bir göçmen için, “Amerikalı olma”nın değeri ve faydası göçmenin
Amerikan toplumunun hangi tabakasına
entegre olduğuna göre değişmekte, eğer
görece daha yoksul ve alt sınıflara entegrasyon söz konusu ise, göçmen topluluğunun topluma uyumsuzluğu “sorunu”
ortaya çıkmaktadır.


#9

SORU:

Yukarıdan küreselleşme nedir?


CEVAP:

Yukarıdan küreselleşme ya da neoliberal küreselleşme;
Bretton Woods kurumları gibi küresel ekonomik
aktörlerin, çok-uluslu şirketlerin, kısacası küresel sermayenin ve yönetici seçkinlerin, kapitalist
pazarların genişlemesi ve küreselleşmenin kendi
çıkarları doğrultusunda ilerlemesi için faaliyet
ve stratejilerini koordine etmeleri olarak tanımlanabilir.


#10

SORU:

Aşağıdan küreselleşme nedir?


CEVAP:

Ekonomik küreselleşme ve onun beraberinde getirdiği ya da
derinleştirdiği eşitsizliklere direnen insanların,
örgütlerin, oluşumların ve hareketlerin ilişkileri,
etkileşimleri ve mücadeleleri bütünüdür.


#11

SORU:

Yönetişim nedir?


CEVAP:

Yeni kamu yönetimi anlayışına göre yönetişim kavramı devlet merkezli bir yönetim
yerine toplum merkezli bir yönetimi öngörmektedir. Yönetişim kavramı farklı düzeylerdeki (yerel, ulusal, bölgesel, küresel)
farklı kurum ve aktörleri (devlet kurumları, özel kurumlar, sivil toplum kuruluşları, yerel, bölgesel ve uluslararası aktörler)
yönetime katmak anlamına gelmektedir
(Palabıyık, 2004: 63). Yönetişim bir toplumda ya da siyasal sistemdeki bütün aktörlerin etkileşimi, ortak çabalarının koordine edilmesi ve yönetim sürecinde pay ve
etki sahibi olmaları olarak da tanımlanabilir.


#12

SORU:

Yukarıdan ulus-ötesileşme nedir?


CEVAP:

Sermayenin küreselleşmesinde kilit rol oynayan
çok-uluslu şirketlerin, küresel medyanın ve ulusüstü siyasal oluşumların sahip oldukları siyasal
güç ve ekonomik kaynaklarla farklı toplumlara,
siyasal ve ekonomik sistemlere etki etmesi, yerel
ve küresel düzeyde süreçleri harekete geçirerek
ulus-ötesi süreçleri yukarıdan yönetme ve şekillendirme olanaklarını kullanmaları yukarıdan
ulus-ötesileşme olarak tanımlanabilir.


#13

SORU:

Aşağıdan ulus-ötesileşme nedir?


CEVAP:

Aşağıdan
ulus-ötesileşme ulus-ötesi alanda merkezileşme
girişimlerine direnen, yerel ve tabandan örgütlenen aktör, hareket, ağ, süreç ve pratiklerden
oluşmaktadır.
Aşağıdan ulusötesileşmede çevre, insan hakları,
emekçi hakları, demokrasi alanlarında mücadele
eden sivil toplum kuruluşları ve toplumsal hareketler ile göçmenler önemli bir yere sahipti


#14

SORU:

“Bizsiz Bir Gün” eylemi nedir?


CEVAP:

1 Mart 2011 tarihinde Avrupa’nın farklı şehirlerinde göçmenlerin
Avrupa’ya yaptığı katkıyı görünür kılmak adına
“Bizsiz 24 Saat” eylemi yapılmıştır. Eylemlere farklı iş kollarında çalışan göçmenlerin yanı sıra göçmenlere destek olmak amacıyla birçok sivil toplum
kuruluşu da katılmıştır. 1 Mart tarihinin seçilmesi
tesadüfi değildir. 1 Mart 2005’te Fransa’da “Yabancıların giriş, oturma ve iltica hakkı alabilme yasası” yürürlüğe girmiştir. Bu yasa göçmenliği, sadece
ekonomik kriterler ölçütünde kabul edilebilir bir
şey olarak tanımladığından, “göçmensiz bir gün”ün
düzenlenmesine zemin hazırlamıştır. Eylem 2010
yılında İspanya, İtalya ve Yunanistan’a ve diğer Avrupa ülkelerine ulaşarak ulus-ötesi bir göçmen grevi niteliği kazanmıştır. Bu bir gün süresince eyleme
katılan göçmen ve STK’lar herkesi çalışmamaya
ve tüketimini durdurmaya davet etmekte, böylece göçmenlerin toplumların sürekliliği ve refahına
yaptığı önemli katkıyı vurgulamayı amaçlamaktadır (http://www.la-journee-sans-immigres.org/).


#15

SORU:

Din-Göç İlişkisi Boyutu nedir?


CEVAP:

Daha fazla araştırma
gerektiren bir diğer alan da din-göç ilişkisi bağlamında ortaya çıkan toplumsal hareket, katılım ve
örgütlenme modelleridir. Din boyutu giderek artan bir şekilde göçmenlerin siyasal seferberliğini
tetiklemektedir. Özellikle Müslüman göçmenlerin
entegrasyon sürecinde, göç alan ülkenin din-devlet
ilişkileri ve kurumsal yapısıyla etkileşim süreci göçe
dayalı toplumsal hareketlerin ortaya çıkışıyla ilgili yeni veriler ortaya koymaktadır. Göçmenlerin
ulus-ötesi siyasal aktivizminin Avrupa’ya etkileri ve
sonuçları, göçmen siyasal katılımında din ve siyaset ilişkisi, internetin göçmen aktivistler tarafından
nasıl ve ne derece kullanıldığı ve bunun örgütlenmede nasıl bir rol oynadığı gibi konular da daha
kapsamlı araştırma ve çalışmaları gerektiren konular arasındadır.


#16

SORU:

Kadın göçmenlerin haklarına ilişkin kampanya ve protestolara neler örnek olarak verilebilir?


CEVAP:

Singapur’da sınırlı göçmen
aktivizmi sendikaları, dinî kurumları ve yabancı
devlet temsilciliklerini göçmen haklarının korunması için daha yoğun bir çaba içine girmeye itmiştir. Kadın göçmen işçiler bu çabanın odak noktasını oluşturmaktadır. Bunda 90’lı yıllarda göçmen
bakıcı ve temizlik işçisi kadınların sayılarının hızla
artmasının ve kadın göçmenlerin karşılaştıkları
şiddet ve ayrımcılığın rolü büyüktür. 1995 yılında Singapur’da çalışan Flor Contemplacion isimli
Filipinli kadın temizlik işçisinin tutuklanması ve
idamını izleyen süreç bu yöndeki çabaları daha
da yoğunlaştırmıştır. Özellikle Katolik Kilisesi bu
yönde çaba gösteren en aktif aktörlerden biri haline
gelmiştir. 2001 yılında 19 yaşındaki Endonezyalı
bir göçmen kadın işçinin işvereni tarafından dövülerek öldürülmesi Singapur basınında geniş yer
bulmuş ve bu olay, göçmen kadın emekçilerin haklarının korunması ve onlara iyi muamele edilmesi
için farkındalık yaratmak amacıyla kampanyalar
yürüten, Çalışma Komitesi isimli hareketin ortaya
çıkmasına neden olmuştur (Lyons, 2006: 7-8). Bu
komitenin faaliyetleri göçün kadınlaşmasına yol
açan yerel, bölgesel ve küresel söylemlerden oldukça etkilenmektedir. Ancak bu ilgi söylem düzeyinde kalmakta, uluslararası STK ve örgütlerle yeterli
düzeyde bağlantı kurulamamaktadır.


#17

SORU:

Türkiye’den göçmenlerle dayanışmaya ne örnek olarak verilebilir?


CEVAP:

2010 yılında kurulan Göçmen Dayanışma
Ağı, Türkiye’deki göçmen barınma merkezlerinin
kapatılması, göçmenlerin maruz kaldıkları zorlu
koşulların ve sınır dışı uygulamalarının sona erdirilmesi için protestolar, kampanyalar ve toplantılar düzenlemekte, Türkiye’de göç olgusuna ilişkin
farkındalık yaratılması için basın, radyo ve internet
üzerinden yayınlar yapmakta ve Türkiye dışındaki
dayanışma ağları ve STK’larla bağlantı içinde faaliyetlerini yürütmektedir. Henüz yeni bir oluşum
olmasına rağmen GDA’nın dinamizmi ve eylemleri, yakın gelecekte Türk toplumunda bu konuda
bir farkındalık yaratmada önemli bir katkı sunacağının ipuçlarını vermektedir (http://www.gocmendayanisma.org/index.php/features).


#18

SORU:

Meksika-ABD sınırında iki ülkeyi ayıran duvardaki haçlar neyi sembolize etmektedir?


CEVAP:

Sınırı geçmeye çalışırken hayatını kaybeden “kimliği meçhul” Meksikalı düzensiz göçmenleri.


#19

SORU:

1978 tarihli Seferberlikten Devrime başlıklı çalışmasında kolektif eylemin ve insanları seferberliğe iten koşulların analizi için bir model öneren kişi kimdir?


CEVAP:

Charles Tilly


#20

SORU:

Max Frisch’in “Biz iş gücü çağırdık, ama insanlar geldi.” sözü hangi yaklaşımı kısa ve öz
şekilde ifade etmektedir?


CEVAP:

Göçmenler, siyasal sürecin aktif katılımcıları
olmaktan çok edilgen alıcıları olarak görüldüklerinden (Bousetta, 2001: 13) son dönemlere dek
göçmen siyasi katılımı ve aktivizmi konusundaki
yazın sınırlı olmuştur. Avrupa bağlamında göçmenlerin vatandaşlık haklarına ve siyasal katılım
kanallarına ve süreçlerine erişimi önündeki engeller
ve uluslararası göçün kalıcı olarak algılanmaması,
göçmenlerin siyasal katılım ve eyleyiciliğine olan
ilgi azlığının nedenleri arasında sayılabilir. Bu yaklaşım göçmenin sadece ekonomik katkısına odaklanmakta, göçe ve göçmene ilişkin insani boyutu
ve göçmenin eyleyiciliğini ve özerkliğini göz ardı
etmektedir.