YENİ TÜRK EDEBİYATINA GİRİŞ I Dersi Roman Sanatı soru cevapları:

Toplam 29 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Batı dışında yaratılan her romanda Avrupalılık damgasının az ya da çok hissedilmesinin nedeni nedir?


CEVAP:

Roman, Avrupa kökenli bir türdür. Batı dışı toplumların Batı’dan örnek alarak kendi edebiyatlarında benzerlerini oluşturdukları roman, her toplumun kendi kültür ve edebiyat dünyasında yoğrularak biçim değiştirmiş olsa da Batı modernitesinin yarattığı bir tür olarak daima modernizmin taşıyıcısı olmuştur. Bu da Batı dışında yaratılan her romanda Avrupalılık damgasının az ya da çok hissedilmesine neden olur.


#2

SORU:

Eski Fransızcada “romanz” olarak kullanılan roman teriminin kökeni ve anlamı nedir?


CEVAP:

Eski Fransızcada “romanz” olarak kullanılan roman teriminin kökeni eski Latincede “Romen tarzında” anlamındaki “romanice”dir. Yüksek dil olarak kabul edilen Latince yanında halk dilini nitelendirmek için kullanılan bu kelimeden türemiş olan “romancier” fiili “halk dilinde yazmak, halk diline çevirmek” anlamına gelir.


#3

SORU:

Roman sözcüğünün XII. ve XIV yüzyıllardaki kullanımı neleri ifade etmiştir?


CEVAP:

Roman sözcüğü, XII. yüzyıldan sonra halk dilinde yazılmış anlatıları; XIV. yüzyıldan itibaren de önce nazım, daha sonra nesir olarak yazılan şövalye romanlarını ifade etmekte kullanılmıştır.


#4

SORU:

Batı’da romanın tarihsel kökeninde, hangi edebi türler yer almaktadır?


CEVAP:

Batı’da romanın tarihsel kökeninde, Antik Yunan edebiyatındaki epik tür (manzum kahramanlık anlatıları) ile fabl ve masallar bulunur.


#5

SORU:

Modern romanın prototipi sayılan, Ksenophon’un Siropedi’si, Petronius’un Satirycon’u ve Apuleius’un Altın Eşek (Métamorphoses) anlatısı gibi eserler üzerinde önemli bir etkisi olan ve MÖ II. yüzyılda yaşadığı sanılan Aristides tarafından yazılan eserin adı nedir?


CEVAP:

MÖ II. yüzyılda yaşadığı sanılan Aristides tarafından yazılan eser Miletos Masalları’dır.


#6

SORU:

Roman türünün gelişiminde, Orta Çağ’da feodal dönemin kendine özgü koşulları içinde ortaya çıkan şövalye romanlarının büyük payı vardır. XI. ile XII. yüzyıllarda, şövalye çağı edebiyatının ilk evresinde ortaya çıkan anlatıların temel konuları neler olmuştur?


CEVAP:

XI. ile XII. yüzyıllarda, şövalye çağı edebiyatının ilk evresinde savaşları konu alan kahramanlık anlatıları ortaya çıkmıştır.


#7

SORU:

Saray romanlarının temel kalıbı nasıl şekillenmektedir?


CEVAP:

Saray romanlarının temel kalıbı şöyledir: Roman kahramanı şövalye, efendisi olan soylu kadına (dame) platonik bir aşkla bağlıdır. Savaşlarda gösterdiği üstünlüğü ve kahramanlığı sevdiği kadın için gerçekleştiren şövalye, kendisini yüksek erdemlerle donatarak ona layık olmaya çalışır.


#8

SORU:

Cervantes’in Don Kişot’uyla şövalye romanlarını hicvetmesinden önce, XVI. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan roman türü nedir?


CEVAP:

Cervantes’in Don Kişot’uyla şövalye romanlarını hicvetmesinden önce, XVI. yüzyılın ortalarında pikaresk roman ortaya çıkar. Avare, gezgin serseri anlamına gelen le picaro bu romanlara adını veren marjinal tiptir.


#9

SORU:

Roman tarihi, modernitenin ürünü olan romanın ortaya çıkışını nasıl yorumlamaktadır?


CEVAP:

Roman tarihi, modernitenin ürünü olan romanı, burjuva sınıfının oluşumu ve kapitalizmin gelişimi sonucunda bireyin ortaya çıkmasıyla eş zamanlı olarak görür.


#10

SORU:

XVII. yüzyıl, Klasik Edebiyat Dönemi’nde, Antik düşünceye bağlılığın bir sonucu olarak hangi edebî türlerde verilen eserler önem kazanmıştır?


CEVAP:

XVII. yüzyıl, Klasik Edebiyat Dönemi’nde, Antik düşünceye bağlılığın bir sonucu olarak tragedya, komedya gibi edebî türlerde verilen eserler önem kazanır.


#11

SORU:

Modern romanın başlangıcı olarak kabul edilen eser hangisidir?


CEVAP:

Don Kişot, modern romanın başlangıcı olarak kabul edilir.


#12

SORU:

Modern roman kavramından ne anlaşılmalıdır?


CEVAP:

Sürekli bir değişime işaret eden modernliğin taşıyıcısı olma yeteneğine ve her dönüşüm evresinde kurallarını yenileyebilme gücüne sahip dinamik bir tür olduğu için, modernite öncesi roman geleneğinden ayrılan eser “modern roman” olarak nitelendirilir. 


#13

SORU:

George Lukács, Avrupa edebiyatının üstünde yükseldiği felsefeyi nasıl tanımlamaktadır?


CEVAP:

George Lukács, Avrupa edebiyatının üstünde yükseldiği felsefenin de daima iç ve dış arasında bir çatlağın işareti, ruh ve eylem arasındaki uyumsuzluğun ve “ben” ile dünya arasında esasta bir farklılığın göstergesi olduğunu, bu yüzden de mutlu zamanların felsefesi olmadığını belirtir. Ona göre, felsefe gibi roman da “ben” ve dünya arasındaki uyumsuzluğu ele alır. Bir farkla ki felsefe genel sonuçlara ulaşmaya çalışırken roman bireyin öznel dünyasından hareket eder.


#14

SORU:

Romans nedir? 


CEVAP:

XVII. yüzyılda Don Kişot’la ortaya çıktığı kabul edilen romana gelinceye kadar, bireysel bir anlatı özelliği taşımayan, destansı niteliklere sahip, olağanüstü ve sıra dışı olaylara ya da bol tesadüflere yer veren ve genel şablonlara göre üretilmiş, şövalye romanlarının da içinde yer aldığı anlatılar çoğu zaman romans olarak adlandırılır.


#15

SORU:

Modernist avangart, bilgi ve sanatın giderek demokratikleşmesini nasıl ele değerlendirmiştir?


CEVAP:

Modernist avangart, bilgi ve sanatın giderek demokratikleşmesini, bunun gerçek kültürel gelenekleri değersizleştirdiği ve estetik hayal gücünü öldürdüğü düşüncesiyle hor gördü. Modern endüstriyel toplum ancak horgörüye layıktı çünkü sanat ve bilginin tahammül edilemez bir şekilde metaya indirgenmesini özendirmiş ve geniş kitlelere modernize bir dağıtımla çabuk kâr getirecek şekilde ulaştırılacak görüşler imal etmişti.


#16

SORU:

Modernist romanların başlıca teması ve unsurları nelerdir?


CEVAP:

Entelektüelin ve sanatçının kendi içine çekilerek topluma yabancılaşması modernist romanların başlıca temasıdır. Belirsizlik, çok anlamlılık, bireysellikle ya da özel hayatla toplum arasındaki gerilim bu romanların temel unsurları olmuştur.


#17

SORU:

Modernist romancının gerçekle kurduğu bağ nasıl şekillenmiştir?


CEVAP:

Modernist romancılar bu özellikleriyle somut gerçeklikten koparak soyut bir dünyayı yansıtırlar. Modernist romancı, realist romancının gerçek olarak sunduğu şeylere kuşkuyla bakar, bununla birlikte gerçeğin var olduğuna hâlâ inanır ve içinde kaybolduğu karanlık labirentlerde umarsızca onu arar. Örneğin, Kafka’nın Şato ve Dava romanlarındaki kimliği belirsiz kahramanları (protagonist) zamanın belirsizleştiği mekânlarda asla menziline ulaşmayan bir arayış içinde çırpınırlar. Doğru bilgi ve gerçek arayışının hayal kırıklığıyla sonuçlanmasının karşısında modernist romancı, hayat karşısındaki olumsuz algısına rağmen gerçeği aramaktan vazgeçmez.


#18

SORU:

Bu roman, çeşitli tarih kesitlerinden birden fazla sanat akımının, birden fazla biçemin yan yana getirilmesiyle oluşan “eklektik/çoğulcu bir yapı”yı benimser. Böylece sanatsal olan ile olmayan arasındaki sınırlar ortadan kalkar; kurmaca ya da değil tüm yazı ürünleri bir araya gelir.

bahsedilen roman dönemi hangisidir?


CEVAP:

Postmodernist roman, modernizmin tekçi, merkezci anlayışını reddederek çeşitlilik ve çoğulculuğu esas alır. Çeşitli tarih kesitlerinden birden fazla sanat akımının, birden fazla biçemin yan yana getirilmesiyle oluşan “eklektik/çoğulcu bir yapı”yı benimser. Böylece sanatsal olan ile olmayan arasındaki sınırlar ortadan kalkar; kurmaca ya da değil tüm yazı ürünleri bir araya gelir


#19

SORU:

Roman yazınsal bir biçimdir. Bu biçimin yapısı analiz edildiğinde karşımıza çıkan temel ögeler neler olmaktadır?


CEVAP:

Bu biçimin yapısı analiz edildiğinde temel ögeler olarak anlatıcı, kişiler, olay örgüsü, zaman ve mekân kavramlarıyla karşılaşılır.


#20

SORU:

Anlatı bilimin dayandığı esas nedir?


CEVAP:

Anlatı bilim, yapısalcılığın “bir yapı, ögeleri birbirine ve kendisine bağlı olan, ama ögelerinin toplamından daha fazla bir şey oluşturan bir bütündür” temel ilkesinden hareket ederek anlatı biçimlerini ögelerine ayırırken bir bütünün birbiriyle ilişkili parçaları olarak bütünlüğünden koparmadan incelemeyi esas alır.


#21

SORU:

Diyaloji kavramı neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Diyaloji, Rus edebiyat kuramcısı M. Bakhtin’e ait bir kavramdır. Romanda anlatıcının ve kişilerin farklı söylemlerinin yanı sıra farklı dil ve anlatım biçimlerine ait söylemlerin bir araya gelmesi ancak hiçbirine bir üstünlük verilmemesiyle yaratılan çok sesliliği ifade eder.


#22

SORU:

Kurmaca/anlatı metinlerin yapısına ilişkin ilk temel ayrımı Rus Biçimcileri “fabula/ syuzhet” kavramı olarak belirlediler. 

Bu kavramlar neyi ifade etmektedirler?


CEVAP:

“Fabula” anlatıdaki anlatılan olaylar dizisini, “syuzhet” ise bu içeriğin biçimlendirilişini ifade etmektedir. 


#23

SORU:

Anlatıcının neyi, nasıl ve hangi bakış açısından anlatacağı roman türünün temel meselelerinden biri olarak ilk defa hangi yıl kim tarafından ele alınmıştır.


CEVAP:

Anlatıcının neyi, nasıl ve hangi bakış açısından anlatacağı roman türünün temel meselelerinden biri olarak ilk defa 1884’te Henry James tarafından ele alınmıştır.


#24

SORU:

Yazarın hikâyeyi anlatmakla görevlendirdiği metinsel figüre ne ad verilir?


CEVAP:

Roman kurgusunun temel ögelerinden olan anlatıcı (narrateur), yazarın hikâyeyi anlatmakla görevlendirdiği metinsel figürdür.


#25

SORU:

Romanın başlıca beş temel tekniği nedir?


CEVAP:

Romanın başlıca beş temel tekniği: Öyküleme, özetleme, gösterme (sahneleme), betimleme ve açıklama.


#26

SORU:

İç çözümleme nedir?


CEVAP:

İç çözümleme, roman kişisinin aklından geçenleri üçüncü tekil kişi anlatıcı tarafından doğrudan, dolaylı ya da serbest dolaylı anlatı kipinde aktarılması yöntemidir.


#27

SORU:

Bilinç akışı tekniği nedir?


CEVAP:

Bilinç akışı tekniği, anlatıcı arada yokmuş yanılsaması yaratarak insanın iç gerçekliğini teşhir etmenin bir yoludur. Hiç kuşkusuz yazarın kontrol ve yönlendirmesi ne kadar aza indirilmiş, anlatıcı ne kadar geriye çekilmiş olursa olsun, son tahlilde, yine de metnin arkasında yazar vardır.


#28

SORU:

Üstkurmaca (metafiction) nedir?


CEVAP:

Üstkurmaca (metafiction) bir roman terimi olarak 1960’tan sonra kullanılmış, postmodernist romanın en belirgin karakteristiği olmuştur. Bir romanda kurmaca ve gerçeklik ilişkisini sorgulama, roman kuramını kurmacanın içinde tartışma, romanın yazılışını roman içinde konu etme, yani yazma eylemini metnin parçası hâline getirme gibi tutumlar üstkurmaca olarak adlandırılır


#29

SORU:

Üstkurmaca hangi biçimlerde kullanılabilmektedir?


CEVAP:
  1. Metnin yazılma süreci aynı zamanda romanın konusu hâline getirilir.
  2. Mimetik geleneği sürdüren gerçekçi romanlarda inandırıcı olma kaygısının yerini nesnel gerçeklik ve kurmaca ilişkisi/çelişkisini belirginleştirme çabası alır.
  3. Modern yansıtmacı ve modernist tarzlarda kimliği ve işlevi örtükleştirilen anlatıcı etkin figür hâline getirilir