ZİHİN FELSEFESİ Dersi YAPAY ZEKA:MAKİNELER DÜŞÜNEBİLİR Mİ? soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Yapay zeka nedir?
CEVAP:
Yapay zeka insan zihninin ve zihinsel süreçlerin bir makine tarafından taklit edilmesini, bir başka deyişle insan gibi düşünen, zeki makineler yaratmayı amaçlayan bir bilim dalıdır. İnsanlar
tarafından yapıldığında zeka gerektiriyor dedirten işlerin, bilgisayarlar tarafından yapılmasını sağlamaya çalışan bir bilgisayar dalını isimlendirmek üzere ortaya atılmıştır. Yapay zekayla uğraşanların amacı görmek, öğrenmek, alet kullanmak, insan konuşmasını anlamak, mantık yürütmek, iyi tahmin yapmak, oyun oynamak, amaç belirlemek ve plan oluşturmak vb. gibi ,zekice faaliyetleri, makinelere yaptırmaktır.
#2
SORU:
"Makineler düşünebilir mi?" sorusuna ilk cevap arayan kimdir?
CEVAP:
“Makineler düşünebilir mi?”sorusunu ilk defa cevaplamaya çalışan ve makine zekası kavramını ortaya atarak, insan zekasını taklit eden makinelerin yapılabileceği fikrini geliştiren kişi Alan Turing’dir. Turing’in makinelerin düşünüp düşünemeyeceği sorusunu bir oyun şeklinde test etmesi, yapay zeka alanında çığır açmış, kendinden sonra birçok araştırmacıya ilham vermiştir.
#3
SORU:
Turing, 1950 yılında yayınladığı “Bilgisayar makineleri ve Zeka” makalesinde makinelerin düşünmesi kavramını nasıl ele almıştır?
CEVAP:
Turing, makine ve düşünmek kelimelerini tanımlamak ve cevap aramak yerine, aynı soruyu ustaca makinelerin insan
zihnini taklit edip edemeyeceği şeklinde düzenlemiştir. Turing tarafından ortaya atılan makine tasarımı, günümüzde pek çok kuram ve standardın belirlenmesinde önemli rol oynamıştır.
#4
SORU:
"Turing Testi" nedir?
CEVAP:
Turing insanların, bir makinenin zekice davrandığını, düşünebildiğini gördüklerinde, nasıl tepki vereceklerini merak etmiş ve bunu ölçebilecek bir test geliştirmiştir. Turing’in geliştirdiği test “düşünen makineler için Turing Testi” olarak tanınır.
#5
SORU:
Turing testi nasıl uygulanır?
CEVAP:
Turing testi birbirlerine bir bilgisayar ekranı ve bir klavyeyle bağlı üç odadan oluşur. Bu odalardan birinde bilgisayar, diğerinde bir insan oturur. Üçüncü odada oturan sorgucunun (insan) görevi, kendisiyle bilgisayar ekranı aracılığıyla konuşanlardan hangisinin insan, hangisinin makine olduğunu anlamaktır. Sorgucu bilgisayar ekranı aracılığıyla hem bilgisayara, hem de diğer insana sorular
sorabilmektedir. Bilgisayarın görevi, sorgucuyu kendisinin insan olduğuna inandırmaktır.
#6
SORU:
Lady Lovelace'in Turing testine eleştirisi nedir?
CEVAP:
Bilgisayarın verdiği cevapların onun programlanmasının bir sonucu
olduğu, hiçbir bilgisayarın kendiliğinden, önceden programlanmamış bir cevabı vermesinin mümkün olmadığıdır.
#7
SORU:
Turing testine duygularla ilgili getirilen eleştiriler nelerdir?
CEVAP:
Yalnızca biyolojik organizmalar duygu ve düşünme yetisine sahiptir. Biyolojik olmayan makinelerin düşünmeye duyguya sahip olduğu söylenemez. Buna karşın yapay zeka savunucuları, düşünme ve duyguya sahip olmanın yalnızca biyolojik organizmalara has olmadığını, silikon temelli yapıların düşünme ve duyguyu taklit etmesinin yeterli olduğunu öne sürmektedir.
#8
SORU:
Kuvvetli yapay zeka yaklaşımı nedir?
CEVAP:
Kuvvetli yapay zeka yaklaşımı dijital bir bilgisayarın normal olarak insanlara özgü olduğu düşünülen akıl yürütme, anlama, düşünme, inanma gibi bilişsel yetilere sahip olacak şekilde programlanabileceğini öne sürer. Buna göre, eğer insanın düşünme mekanizması keşfedilirse bu işlem, makinelere de uyarlanarak, makinelerin insanlar gibi düşünmesi sağlanabilir.
#9
SORU:
Zayıf yapay zeka görüşü nedir?
CEVAP:
Dijital bir bilgisayarın anlamlı şeyler söyleyecek şekilde programlanmasının onun akıl yürütme, düşünme, anlama yetilerine sahip olduğu anlamına gelmediğini ileri sürer. Zayıf yapay zekaya göre, dijital bir bilgisayar, zekayı incelemek ve bunun için gereken teknolojiyi üreten bir araçtır.
#10
SORU:
Zayıf ve kuvvetli yapay zeka ayrımının zihin beden sorunuyla bağlantısı nedir?
CEVAP:
Zayıf yapay zeka, zihin-beden sorunuyla bağlantılı olarak, özellikle materyalist ve işlevselci görüşlerin içine düştüğü sorunlara çözüm sunabilir. Çünkü; psikolojik olguları bilgisayarda taklit etmek, bir anlamda, bu tür zihinsel durumların fiziksel bir yapıdan nasıl kaynaklandığını açıklamayı olanaklı hale getirmektedir. Searle kuvvetli yapay zeka anlayışına karşı çıkanlar arasında en çok tanınanlardan biridir.
#11
SORU:
Searle'ın kuvvetli yapay zekaya göre bilgisayar ve zihin yaklaşımı nasıldır?
CEVAP:
“Bilgisayar, zihni incelemek için sadece bir araç değildir, aksine uygun programlanmış bir bilgisayar gerçekten de bir zihindir, öyle ki doğru programa sahip bilgisayarın gerçekten de düşündüğü ve diğer bilişsel durumlara sahip olduğu söylenebilir”.
#12
SORU:
Searle'ün Çince Odası Deneyi nedir?
CEVAP:
Çince odası deneyi Searle’ün bilgisayarların düşünemediğini göstermek amacıyla tasarladığı bir düşünce deneyidir. Saerle’e
göre, bilgisayarda Çince odasındaki hiç Çince bilmeyen
kişinin durumunda olduğu gibi, anlamı bilinmeyen Çince simgeleri işleten bir biçimsel program vardır ve bir dili anlamak demek, bir takım biçimsel simgeleri bilmek demek değil, uygun zihinsel durumlara sahip olmak demektir.
#13
SORU:
Saerle Çince odası deneyiyle neyi kanıtlamayı amaçlamıştır?
CEVAP:
Searle’ün Çince odası deneyiyle kanıtlamak istediği şey, doğru bir bilgisayar yazılımın insanın Çince anlamasını sağlayamadığı gibi, bilgisayarın da Çince anlamasını sağlayamayacağıdır. Çünkü; Çince odası deneyinde, odada kilitli kişi bir bilgisayar gibi, davranarak programı çalıştırmıştır. Bilgisayarın tek sahip olduğu şey, bu deneydeki gibi Çince sembolleri işletebilecek biçimsel bir programdır. Bilgisayarın Çince anladığı söylenemez. Searle, Çince odası deneyinde anlamadan, zekice ve anlamlı çıktılar veren bir sistem betimler. Searle bu karşı örneğiyle Turing testinin geçersizliğini göstermeyi hedefler. Çünkü; Çince odası, gerçek anlamda hiçbir şey anlamadığı halde, Turing testini kolaylıkla geçebilir.
#14
SORU:
Searle'ün Çince odası deneyinde sistem sorununa verdiği cevap nedir?
CEVAP:
Odadaki kişi Çince anlamaz ama program, oda, sembollerle dolu sepetler, programları bulunduran defterler ve kişiden oluşan bütün sistem Çince anlar. Bu cevaba karşı Searle, kişinin programı ve bütün aradaki sonuçları ezberleyerek bütün sistemi içselleştirmesini sağlamayı önerir ve bunun gerçekleşebileceğini varsayalım der. Ama bu durumda bile onun Çince anladığından söz edemeyiz; aynı şekilde sistemin de Çince anladığından söz edemeyiz, çünkü zaten sistemdeki her şey
onun kafasındadır.
#15
SORU:
Searle'ün Çince odası deneyinde robot sorununa verdiği cevap nedir?
CEVAP:
Çince odasını ve Searle’in kendisini bir robotun içine koysak ve Çince odasına gelen sembollerin bir televizyon kamerasından geldiğini varsaysak ve Searle’ün diğer Çince sembolleri dışarı verirken robotun içinde bir motoru çalıştırarak robotun el ve ayaklarını hareket ettirdiğini de varsaysak yine de sonuç değişmez.
#16
SORU:
Searle'ün Çince odası deneyinde beyin taklitçisi sorununa verdiği cevap nedir?
CEVAP:
Beyin taklitçisinin sadece beyindeki sinir hücrelerinin
ateşlenmesinin formel yapısını taklit ettiğini, ama beynin yönelimselliği ve anlamayı sağlayan “nedensel nitelikleri”ne sahip olduğu anlamına gelmediğini söyler.
#17
SORU:
Searle'ün Çince odası deneyinde bileşim sorununa verdiği cevap nedir?
CEVAP:
Daha önceki cevapların hiç biri tek başına kendisinin düşünce deneyini alt edemediğine göre, hepsini bir araya getirince da durum değişmeyecektir şeklinde cevaplar. Saerle’e göre, robotun insan gibi görünmesinin ve davranmasının, onun da aynen bizler gibi zihinsel durumlara sahip olduğunu, bunun da davranışlarına yansıttığını varsaymamız için yeterli görünmektedir. Ancak, onun sadece formel bir programı uyguladığını bilseydik, o zaman onun yönelimselliğe ya da düşünceye sahip olduğunu varsaymazdık.
#18
SORU:
Searle'ün Çince odası deneyinde diğer zihinler sorununa verdiği cevap nedir?
CEVAP:
Searle’nin buna verdiği cevab, cevabın esas noktayı gözden kaçırdığıdır. Searle, burada söz konusu olan “benim diğer insanların bilişsel durumlara sahip olduğunu nasıl bildiğim değil, aksine ben onlara bilişsel durumlar atfettiğimde, onlara
atfettiğim şeyin ne olduğudur”. Burada vurgulamak istediği şey, bizim diğer insanların düşündüğüne, anladığına hükmetmemizi
sağlayan şeyin, sadece bilişsel süreçler ve bunların sonucunda ortaya çıkan uygun tepkiler olmadığıdır. Çünkü; “bilişsel süreçler ve uygun davranışsal tepkiler, ortada gerçek bir anlayış olmadan da gerçekleşebilir”
#19
SORU:
Searle'ün Çince odası deneyinde bir çok bina sorununa verdiği cevap nedir?
CEVAP:
Searle bu cevabın da esas noktayı gözden kaçırdığını, kuvvetli yapay zekanın orijinal savını değiştirmeye kalktığını söyler. Kuvvetli yapay zeka savı, bilgisayarların düşünme üretebileceği üzerine kurulmuştur ve Searle’ün de karşı çıktığı bu
savdır. Searle, geleneksel anlamda bir düalist değildir ve zihnin, fiziksel süreçlere dayandığını savunur. Searle’nin iddiası bilgisayarların bu tür bir fiziksel sürece sahip olmadığıdır. Eğer, “yapay zeka zihinsel süreçlerin kesin, sınırları belli, formel
olarak tanımlanmış sayısal süreçlere dayandığı savından vazgeçerse benim yapay zekaya karşı yönelttiğim eleştirilerimin de artık gereği kalmaz”.
#20
SORU:
Searle'ün bilgisayarda zihin ve bilinç karşılaştırmalarına yorumu nedir?
CEVAP:
Searle, bilgisayarların günümüzde birçok olguyu ve süreci taklit etmekte kullanıldığını, örneğin bilgisayarda depremlerin, fırtınaların taklit edildiğini, ama kimse bilgisayarın fırtına ya da deprem olduğunu düşünmezken bilgisayarda zihni taklit ettiğimizde, insanların bilgisayara bilinç atfetmesinin anlamsız olduğunu düşünür. Bunun sebebinin, insanların büyük oranda,davranışçı temelde düşünmesi olduğunu söyler. Böylece birçok insan için, bir sistem Çince anlıyormuş gibi davranıyorsa o zaman, mutlaka Çince anlıyordur demektir.