Yanıt Açıklaması:

Feodal sistem, kral - soylular - serfler arasındaki “karşılıklı haklar ve sorumluluklara” dayanan bir sistemdir.

Yanıt Açıklaması: Toplumlarda eğitim olanakları azaldıkça kitleler giderek beklentilerinin altına düşer ve gelişen bilim ve teknoloji çağına katılmaları mümkün olmaz. Eğitimsizlik ve bilgi eksikliği sonuç olarak toplumda her alanda olumsuz etkilerin artmasına sebep olur. Doğru seçenek B şıkkıdır.

Yanıt Açıklaması: Hiç arzulanmayan ama kaçınılmaz olarak katlanılan kişi ya da kurumlar için kullanılan “gerekli şeytan” deyimi özellikle liberaller tarafından kullanılmaktadır. Liberalizme göre birey özgürlüğüne en büyük tehdit devletten gelir. Buna karşın liberalizmde devletsiz bir toplum düşünülemez.

Yanıt Açıklaması:

Yapısalcılık,  “en ilkelinden en gelişmişine kadar insan hayatının her düzeyinde işlerlikte olan evrensel ve değişmez insanlık yasaları”nı arama girişimidir.

Yanıt Açıklaması:

Toplumsal hareketlilik ile ilgili ilk çalışmalar İngiltere'de 1954'te D.V. Glass'ın başlattığı ve bir hareketlilik analizi geliştirme amacına yönelik olarak başlayan çalışmalardır.

Yanıt Açıklaması: Hindu toplumu dört temel Varna grubuna ayrılmıştır bular sırasıyla: Brahmin (din adamları), Kashtriya (askerler), Vaishya (tüccarlar) ve Shudra (işçiler).

Yanıt Açıklaması: İletişim kavramından yola çıkılarak b seçeneğindeki sonuca ulaşılabilir.

Yanıt Açıklaması:

Thomas Hobbes (1588-1679) "kaba materyalist" ve "indirgemeci" yaklaşımında bireyin, toplumu kendi kişisel ihtiyaçlarını karşılamakta bir araç olarak değerlendirdiği iddiasını ileri sürmüştür.

Yanıt Açıklaması: Çevrecilik akımının içerisinde yer alan ve derin ekoloji denilen akıma göre, son iki yüzyıldır bütün siyasi ideolojiler antroposantrik ya da insan merkezli olmuşlardır (Heywood, 1998: 266-7). Bu, insanın bütün dünyanın merkezî ve efendisi olduğu ve bütün doğal yaşamın da (tabiat ve hayvanların) insana hizmet etmek için var olduğu anlayışıdır. Derin ekolojistlere göre bu anlayış toptan reddedilip ekosantrik ya da doğa-merkezli bir toplumsal siyasal örgütlenmeye gidilmedikçe sorun çözülmeyecektir.

Yanıt Açıklaması:

Cevap4: Kitle iletişim araçlarının etkisinin çok sınırlı olduşu görüşü işte bu başlam içinde düşünülmelidir. Yine de medya sosyolojisinde egemen paradigmanın oluşmasında oldukça etkili olan Lazarsfeld ve Merton kitle iletişim raçlarının etkilerine yönelik olarak öne sürdükleri ‘uyuşturma etkisi’ kavramı ile izlerkitlenin toplumsal sorunlara tepki vermek ve müdahale etmek yerine tepkisiz kalmasının altını çizmişlerdir. Araştırmacılara göre bu durumun zorumluluşu kitle iletişim araçlarıdır (Gitlin, 1978; Mutman, 1995; Williams, 2003; Curran vd., 1982; Mutlu,1998).

Yanıt Açıklaması: Bu yaklaşım Frankfurt Okulu dur

Yanıt Açıklaması:

Küreselleşme sürecinde ekonomik ve politik iktidar sahiplerinin çıkarları korunurken iktidara uzak bireylerin ve toplumların yıkıcı etkilere maruz kaldıklarını ileri sürenler, ulusaşırı örgütlenmeler yoluyla aşağıdan küreselleşme adı verilen toplumsal hareketleri başlatmışlardır.

Yanıt Açıklaması: Mülkiyet ilişkileri: Sınıfların yaşamları sürdürmeleri için üretim yapabilmelerini sağlayan üretim araçlarının sahipliği ve kontrolüne olan yakınlık ve uzaklık belirtir.

Yanıt Açıklaması:

Çatışma teorisinde genellikle sistem için yıkıcı olduğu düşünülen bu süreç sistemi güçlendirmektedir. Sorunun doğru yanıtı A seçeneğidir.

Yanıt Açıklaması:

Dinin inanç paylaşımın en doğrudan toplumsal sonucu cemaatleşmedir. Bu nedenle sorunun doğru cevabı E seçeneğidir.

Yanıt Açıklaması: Weber'in bu kavramı toplumda şan, şeref, unvan gibi prestij faktörlerine göre yapılan ayrışmaya karşılık tanımlanmıştır.

Yanıt Açıklaması:

Hem yeni bir topluma aktarılan kültürel ürünler içselleştirilir ve yeni bağlamın gereklerine uydurulur hem de toplumsal unsurların kökenlerine bakmak imkânsızdır ve bunu yapmak söz konusu unsurların günümüzdeki işlevsel mantığını göz ardı etmektir. Bu, eşzamanlı-ve-bütüncü mantık sadece günümüzde işlerlikte olan tüm kültürü kapsamlı olarak anlamakla mümkün olur. Sorunun doğru yanıtı A seçeneğidir.

Yanıt Açıklaması: Yönetilenlerin yönetime katılımları, yönetilenlerin haklarının tanınması, kanun önünde eşitlik ve siyasi eşitlik prensiplerinin kabulü, özerk birey kavramıyla birlikte gönüllülük temelinde örgütlenmelerin öne çıkması, demokrasinin özelliklerindendir.

Yanıt Açıklaması: İlk kez Manuel Castells tarafından 90’lı yıllarda geliştirilen kavram, 20. yüzyılın sonlarında enformasyon ve iletişim teknolojileri alanında yaşanan radikal gelişmeleri ve bu gelişmelerin yarattığı toplum modelini tanımlamak amacıyla kullanılmaktadır