Modern devlet, devletin kurumlarının başında olan kişilerden bağımsız olarak varlığını devam ettiren tüzel/hukuki bir kişiliktir. Devletin tüzel kişi olarak algılanması devletin hak ve sorumluluklara sahip gerçek kişiler gibi düşünülebilmesini mümkün kılar. Devlet bölünmez, devredilemez bir güç olarak ‘egemen’ olma iddiasındadır. ‘Egemen’ kelimesi kullanıldığında, karşı konulması mümkün olmayan, üstün ve sınırsız güç çağrışımı akla geli

Sivil toplum kuruluşları devletten bağımsız olarak kamusal alanı etkilemek isteyen bireyler tarafından oluşturulmuş, gönüllülük esasına dayalı örgütlenmeler olarak tanımlanabilirler. Bu tanımın üç temel özelliği öne çıkar; gönüllü katılım, mali bağımsızlık ve iktidarı amaçlamadan kamusal denilebilecek bir mesele üzerinde etki yapma hedefine sahip olma.

Etnosantrizm, yanlı bir bakış açısıyla bir toplumun kendine özgü kültürel değerlerinden yola çıkılarak diğer toplumların incelenmesi ve bunun sonucunda belirli yargılarda bulunulmasıdır. Doğru cevap E'dir.

Başlangıç Aşaması (1750-1802): İkinci evrensel aşamanın temel özellikleri uluslararası ilişkilerin
formalleşmeye başlaması, yurttaş ve insanlık kavramlarının belirginleşmesidir. Doğru cevap B seçeneğidir.

A seçeneği dışındaki bütün seçenekler modern toplumların özelliklerini ifade etmektedir.

Devrim herhangi bir toplumsal/siyasal düzenin şiddet kullanılarak ortadan kaldırılmasını ifade eder. Doğru cevap B'dir.

Birinci Dünya Toplumları ya da Gelişmiş Ülkeler: 18. yüzyılda ortaya çıkan serbest
girişimin hâkim olduğu, üretimleri sanayiye dayalı olan ulus devletler bu grupta
yer almaktadır. Bu toplumlarda nüfusun büyük bölümü kentlerde yaşar ve sanayide
istihdam edilir ve geleneksel toplumlarla karşılaştırıldığında sınıfsal eşitsizlikler daha az göze çarpar. Batı toplumları, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda bu grupta yer almaktadır. Doğru yanıt A şıkkıdır.

Bir ulusa ait olup olmama hissiyatının varlığı çoğunlukla subjektiftir. Ulusal kimliğin
neleri içerdiği, ya da bir ulusa rengini veren özelliklerin neler olduğu konusu tartışmalı kalmaya mahkûmdur. Zira farklı toplumsal/siyasal gruplar ulusal deniliğin kimliğin farklı veçhelerini öne çıkarmaya çalışacaklardır. Ulusal kimliğin katı ve
değişmez olmadığı da açıktır. Keza, bir kişi aynı anda birden fazla ulusal kimliğe aidiyet (ya da yakınlık) hissedebilir.

Weber’e göre sosyolojinin görevi, toplumsal yapıları oluşturan eylemlerin gerisindeki anlamları anlamak olmalıdır

Kalkış aşaması (1870-1920): Bu aşamada Avrupa dışındaki bazı toplumlar da uluslarası topluma dahil edilmiştir. Ulus devlet kavramı yerleşmiş, posta, telefon, telgraf vb. ile küresel iletişim hızlanmış, olimpiyat oyunları, Nobel ödülleri gibi uluslararası küresel organizasyonlar başlamıştır.

McLuhan 1960’larda geliştirdiği “küresel köy” kavramı ile kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ile insanlar arasındaki etkileşimin artacağını; dünyanın tıpkı bir köy gibi küçük bir topluluk olacağını iddia etmiştir.

En önemli temsilcileri Auguste Comte, Herbert Spencer, Emile Durkheim olan toplumsal değişme kuramına verilen isim evrimci kuramdır.

Verilen maddelerden hepsi Fonksiyonalist (İşlevselci) Kuramın özelliğidir.

1992 yılı sonunda ortadan kalkan Çekoslavakya, Çek ve Slovak’lar olmak üzere iki ulustan oluşan bir devletti. Doğru yanıt E seçeneğidir.