Sosyoloji 2 Ara 4. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Dernek, sendika, oda, siyasi parti aşağıdaki hangi örgüt türünün içinde yer almaktadır?
Meslek örgütleri
|
Aracı örgütler
|
Mal örgütleri
|
Güvenlik örgütleri
|
Hizmet örgütleri
|
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Dahrendorf'un geliştirdiği kavramlardandır?
Burjuva ve proletarya |
Kendinde sınıf ve kendi için sınıf |
Çıkar grupları ve çıkar ilişkileri |
Küçük burjuva sınıfı ve yanlış bilinç |
Statü (prestij) ve güç (iktidar). |
Otorite dağılımının yarattığı egemenler ve yönetilenler şeklindeki düşüncesi, Dahrendorf ’u çıkar grupları ve çıkar ilişkileri kavramlarını geliştirmeye yöneltmiştir. Her ilişki veya organizasyonda otorite konumundakiler statükolarını sürdürmeye, yönetilenler konumundakiler de değiştirmeye çalışırlar. Yönetenler ve yönetilenler arasındaki ilişkilerin temelini çıkar çatışması oluşturur. Bu çıkar çatışması çoğu kez gizli olabilir ancak otoritenin veya otorite konumundaki kişinin meşruluğu sorgulanmaya başlandığında çatışma açık hâle gelir hatta açık savaşa dönüşebilir.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Simmel'in kent yaşamı ile ilgili görüşlerinden biri değildir?
Kent, modern insanın yaşamında merkezi bir yere sahiptir. |
Paraya dayalı kentsel çevre ile insan doğası uyumsuzdur. |
Metropollerin hızı ve barındırdığı imgeler insanı güvensizliğe iter. |
Kentin karmaşasına uyum sağlamak için insanlar aktif bir tutum alırlar. |
İnsanlar enerjilerini kendileri için önemli olan insanlara harcalar. |
Simmel, metropol dünyasının tamamen paraya dayalı kurgusu içerisinde yarattığı kentsel çevre ile insan doğasının uyumsuz olduğunu belirtir. İnsan zihninin çok ötesinde bir hızla işleyen metropol dünyasında, Simmel’in metropol bireyi kendini güvensiz hisseder. Metropol’ün doğaya aykırı hızı ve barındırdığı insan zihninin sindiremeyeceği yoğunluktaki imgeler topluluğu kişiyi güvensizliğe iter. Bu durum Simmel’e göre gizli bir antipati ve fikri çatışmanın hazırlık aşamasına işaret eder. Simmel’e göre bireyler kenti, insanların, amaçların ve olayların itişip kalkışması olarak algılarlar. Bütün bu uyaranlar ve keşmekeş arasında boğulmayı engellemek için kentliler bezgin (blase) bir tutum geliştirirler ve kendilerini etraflarındaki çoğu şeye kapatırlar. Bu bezgin tutum veya başkalarına yönelik ilgisizlik, kent sakinlerinin diğer insanlara karşı acımasız olduğu anlamına gelmez; sadece zamanlarını ve enerjilerini kendileri için önemli olan insanlara ve işlere odaklayabilmek amacıyla bir yaşam stratejisi olarak başkalarına olan mesafelerini korurlar. Simmel, bu noktada metropole özgü bir usanmışlık (bezginlik) hâlinden bahseder. Usanmışlık, birbirine karşıt birçok uyaranın hızla değişimi ve bastırılması sebebiyle taşıyabileceğinden daha fazla yükün altına giren sinirlerin artık ayrım yapamaz ve tepki veremez hâle gelmesidir. Metropol bireylerinin bu bezginlik hâli kaçınılmaz olarak başka insanlara karşı mesafeli bir sosyal ilişki formuna dönüşür.
4.Soru
Weber'in otorite tipolojisinde olağanüstü ve Tanrı vergisi kişiliğin otoritesi olarak tanımladığı katagori aşağıdakilerden hangisidir?
Yasal otorite |
Geleneksel otorite |
Ussal otorite |
Ezeli geçmiş'in otoritesi |
Karizmatik otorite |
Karizmatik otorite, olağanüstü ve Tanrı vergisi kişiliğin otoritesidir. Yani, bir kişiye duyulan mutlak bağlılık ve güvene, söz konusu kişinin kahramanlığına ya da başka niteliklerine inanmaya dayalı otoritedir.
5.Soru
Vatandaşlığın siyasal, medeni ve özellikle sosyal haklar üzerinden sahip olduğu eşitlik haklarının kapitalizmin yarattığı eşitsizliklerin üstesinden gelebileceğine inandığı vatandaşlık teorisini ortaya atan kuramcı kimdir?
T.H. Marshall |
Karl Marx |
Max Weber |
Nelson Mandela |
Dahrendorf |
H. Marshall’ın vatandaşlığın siyasal, medeni ve özellikle sosyal haklar üzerinden sahip olduğu eşitlik haklarının kapitalizmin yarattığı eşitsizliklerin üstesinden gelebileceğine inandığı vatandaşlık teorisini etraflıca değerlendireceğiz.
6.Soru
Marksist iktidar modeline göre proleterya ile üretim araçlarını elinde bulunduran burjuva sınıfı arasındaki mücadelenin proleteya lehine kazanılmasıyla sınıfsız bir düzenin kurulması gerektiği ileri sürülür. Bu düzende devletin rolü aşağıdakilerden hangisidir?
Araçsalcı, işlevselci ya da hakemdir |
Sömürülen sınıfı tahakküm altında tutma aygıtıdır |
Devletin kökeni sınıf sistemine dayanır |
Tüm burjuvazinin ortak işlerini yürütecek bir komitedir |
Toplumun iktisadi yapısının temelidir |
Klasik Marksist yaklaşımda tüm siyasal süreç̧ devlet merkezli bir anlayışa dayanmaktadır. İktisadi ilişkilerin tüm sosyal ve siyasal yaşamı belirlediği varsayımıyla beraber, ekonomik iktidarın bir yansıması olan siyasal iktidarın modern devlette yoğunlaştığı anlayışı hâkimdi. Aslında Marx’ın yazılarında çok net bir devlet anlayışı yoktur; bazen araçsalcı, bazen işlevselci bazen de hakem devlet anlayışının izleri görülür.
7.Soru
Devleti polis, mahkemeler, ordu gibi baskıcı aygıtlar, kurumlar marifetiyle işleyen bir kurum olarak savunan sosyal bilimci aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir?
Gramsci |
Pareto |
Althusser |
Weber |
Michels |
Neo-Marksizm: İktidar, Hegemonya, İdeoloji : Kısaca, iktisadi alan ile siyasal alan arasındaki bu karşılıklı belirleme ilişkisine ait iddialarının yanında, Althusser’in dikkat çekici bir diğer çözümlemesi de ideoloji ve özneye ilişkindir. Althusser devleti polis, mahkemeler, ordu gibi baskıcı aygıtlar, kurumlar marifetiyle işleyen bir kurum olarak görür. Ancak ona göre devlet, salt bu baskı aygıtlarından ibaret değildir. Baskı aygıtlarının yanında, hem özel hem de kamu sektöründe yer alan eğitim, aile, sendika, din gibi bir de ideolojik aygıtlar vardır. İktisadın nihai belirleyici olduğu karmaşık modern toplum yapısında ideoloji, bireyleri bu kurumlara uygun özneler hâline sokar.
8.Soru
Aşağıdakilerin hangisi hükümetlerin gecekondularla ilgili yürüttükleri politikalara bir örnektir?
Gecekondu sakinlerinin oylarını gözden çıkarma |
Yapsatçıları engellemeye yönelik çalışmalar |
1966'da çıkan "Gecekondu Kanunu" |
Populist yaklaşımdan uzak durma |
Patronaj bazlı politikalar sıcak bakmama |
Kentlere yeni gelenler büyümekte olan sanayiye ucuz emek sağlamışlardır. Hükümetler genelde popülist ve patronaj bazlı politikalar yürütmüşlerdir: çoğunlukla kamu arazisi üstüne kaçak inşa ettikleri evlere göz yumma ve belirli belediye hizmetleri sağlama karşılığında göçmenlerin oylarını alma şeklinde gelişen örtülü bir pazarlık mevcuttur. Bu vaatlerin sonucu olarak, 1966’da çıkan “Gecekondu Kanunu” bu gecekondu bölgelerinin kalıcılaşmasına zemin hazırlamıştır. 1980’lerde, devam eden kentleşme ve kent merkezlerinde artan bina yoğunluğu, hizmet sektöründeki gelişmeler gibi etmenler neticesinde orta sınıfın artan konut talebi gecekondu alanlarının birden değer kazanmasına yol açmıştır. Sonuç olarak, küçük bahçeli tek katlı evler yıkılıp çok katlı “apartman gecekondu”lar hâlini almıştır ve bu da daha sonra “gecekondu sahipleri” ve “gecekondu kiracıları” ayrımını yaratacak süreci başlatmıştır.
1980’li yıllardan itibaren, bazı gecekondular, ‘yapsatçı’ girişimciler tarafından üretilen bireysel konutlara ve çok katlı apartmanlara, kooperatif aracılığı ile meslek kuruluşlarının veya bankaların desteği ile toplu konuta dönüşmüştür. 1980’lerden sonra hem gecekondular hem de kent merkezindeki eski konut alanları apartmanlaşarak dönüşmüştür. Bu gelişmeler işgücünün örgütlenme biçimine göre çeşitlenmiştir. Kentte kalıcılık kazanan enformel kayıtdışı işgücü, işyerlerine yakın mesafede ruhsatsız ancak kalıcı nitelikli çok katlı gecekondu alanlarında yerleşmiştir. Kent ekonomisi ile bütünleşmiş ve çeşitlenmiş işgücü ise ruhsatlı veya ruhsatsız yapıların bulunduğu yeni gelişen orta ve düşük gelir grubunun oluşturduğu mahallelerdeki konutlara geçmiştir.
9.Soru
Weber'e göre modern bürokrasilerde istihdam edilmiş memurların ve benzeri siyasal güç sahiplerinin otoritesi hangi kavramı örneklemektedir?
Yasal-ussal otorite |
Geleneksel otorite |
Hegemonya |
Karizmatik otorite |
Panoptikon |
Weber, yasalara dayanan otoriteden ya da “yasal-ussal otorite”den bahseder. Bu otorite yasalar ve rasyonel kurallardan devşirilen “yetki”ye inanmaya dayanır. Modern bürokrasilerde istihdam edilmiş memurların ve benzeri siyasal güç sahiplerinin otoritesi bu tür bir otorite örneğidir
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, 1920'li yıllarda kent sosyolojisinin temsilcileri olarak görülebilecek Chicago okulunun düşünürlerinden biri değildir?
R.E.Park |
L.Wirth |
E. Burgess |
George Simmel |
R. McKenzie |
1920'li yıllarda kent sosyolojisinin temsilcileri olarak görülebilecek Chicago okulunun düşünürleri olan R.E.Park, E. Burgess, R. Mc Kenzie, L.Wirth'ün kentleşme konusunda görüşleri vardır. George Simmelise modernleşme ve kentleşme konusunda teorik yaklaşımları vardır.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi elitist teorisyenlerden biri değildir?
Foucault |
Mills |
Michels |
Pareto |
Mosca |
Elitist (seçkinci) modelin kuramsal kökleri Platon veya İbni Haldun’a kadar götürülebilse de modern dönemdeki en önemli temsilcileri Weberci gelenek içinde sayılan Mosca, Pareto, Michels ve Mills’dir.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Friedmann'ın sıraladığı dünya kentlerinin özellikleri arasında yer almamaktadır?
Dünya kentlerindeki ekonomik sektörler ve istihdamın yapısı bu kentlerin global |
Dünya kenti, endüstriyel kapitalizmin karşıtlıkları olan mekânsal ve sınıfsal |
Dünya kentinin büyümesi, o kentin kentsel yönetiminin mâli kapasitesini aşan |
Dünya kentleri hem iç hem de dış göçlerin akın ettiği temel çekim noktalarıdır. |
Dünya kentleri arasında basit bir mekânsal hiyerarşi ortaya çıkmaktadır. |
Friedmann, dünya kentlerinin özelliklerini aşağıdaki gibi sıralamıştır:
• Kentin dünya ekonomisi ile eklemlenme derecesi ve emeğin yeni mekânsal
dağılımı sürecinde kente yüklenen fonksiyonlar, kentin içinde ortaya çıkan yapısal
değişikliklerde anahtar rol oynamaktadır.
• Yeni mekânsal organizasyonda küresel sermaye, dünya kentlerini üretim ve pazarın eklemlenebilmesi amacıyla, temel düğüm noktaları olarak kullanmaktadır. Böylelikle dünya kentleri arasında kompleks bir mekânsal hiyerarşi ortaya çıkmaktadır.
• Dünya kentlerindeki ekonomik sektörler ve istihdamın yapısı bu kentlerin global
kontrol fonksiyonlarını yansıtır.
• Dünya kentleri uluslararası sermayenin yoğunlaştığı ve yığıldığı temel alanlardır,
düğüm noktalarıdır.
• Dünya kentleri hem iç hem de dış göçlerin akın ettiği temel çekim noktalarıdır.
• Dünya kenti, endüstriyel kapitalizmin karşıtlıkları olan mekânsal ve sınıfsal
kutuplaşmayı da içinde barındırır.
• Dünya kentinin büyümesi, o kentin kentsel yönetiminin mâli kapasitesini aşan
sosyal maliyetler yaratma eğilimindedir.
Doğru cevap E'dir.
13.Soru
Ekonomik olarak kendi kendine yeterli olan serbest meslek sahip- lerinden, iş adamlarından ve kendi işletmesinde başka personele ihtiyaç duymadan kendi işini yapan vasıflı çalışanlardan oluşan grup aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak ifade edilmiştir?
Ekonomik olarak kendi kendine yeterli olan serbest meslek sahip- lerinden, iş adamlarından ve kendi işletmesinde başka personele ihtiyaç duymadan kendi işini yapan vasıflı çalışanlardan oluşan grup aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak ifade edilmiştir?
Küçük burjuva |
İşçiler |
Burjuvazi |
Elitler |
Tüccarlar |
Küçük burjuva sınıfı, ara bir sınıf olup ekonomik olarak kendi kendine yeterli olan serbest meslek sahip- lerinden, iş adamlarından ve kendi işletmesinde başka personele ihtiyaç duymadan kendi işini yapan vasıflı çalışanlardan oluşur. Doğru cevap A'dır.
14.Soru
Aynı toplumsal gruba aidiyetin, insanlar arasında oluşturduğu bağlılık duygusundan söz eden ve 14. yüzyılda kaleme alınan mukaddime eseri kimin eseridir?
G. Simmel |
İbn Haldun |
Karl Marx |
Ferdinand Tönnies |
Charles Horton Cooley |
İbn Haldun’un on dördüncü yüzyılda kaleme aldığı Mukaddime adlı eser, aynı toplumsal gruba aidiyetin, insanlar arasında oluşturduğu bağlılık duygusundan söz etmektedir.
15.Soru
1970’lerde yeni kent sosyolojisini belirleyen temel eser aşağıdakilerden hangisidir?
Şehirleşme Oranı |
Kentsel Sorun |
Toplu Tüketim |
Kent Sermaye Birikimi |
Dünya Kentleri Yaklaşımı |
1970’lerde yeni kent sosyolojisini belirleyen temel eser, Manuel Castells’in bu dönemde yazdığı Kentsel Sorun (1977) kitabıdır. Castells, bu kitapta modern (tekelci) kapitalizmin, iş gücünün kendisini yeterli düzeyde yeniden üretmesini sağlamak için, devletin sunduğu mal ve hizmetlere (ya da “kolektif tüketim”e) giderek daha bağımlı hâle geldiğine işaret ederek, kapitalist kentleşmenin yapıları ile pratiklerini ayrıntılı olarak yorumlamıştır. Nitekim, devlet ve kentsel toplumsal hareketler arasındaki çatışmalar, kentlerde devletin sunduğu ya da sunamadığı bu mal ve hizmetler konusunda yoğunlaşmıştır. Doğru cevap B'dir.
16.Soru
Cemaatin zayıflamasının kentlerde kapitalizmin gelişebilmesi için gereken koşullar olan rasyonalizm, hesaplı ilişkiler ve sözleşmeye dayalı yaşamın temellerini oluşturduğunu öne süren düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Charles Horton Cooley |
İbn-i Haldun |
George Simmel |
Ferdinand Tönnies |
Max Weber |
Tönnies, cemaatin zayıflamasının kentlerde kapitalizmin gelişebilmesi için gereken koşullar olan rasyonalizm, hesaplı ilişkiler ve sözleşmeye dayalı yaşamın temellerini oluşturduğunu öne sürer.
17.Soru
I. Ezeli geçmişin otoritesi de denir.
II. Olağanüstü ve Tanrı vergisi kişiliğin otoritesidir.
III. Peygamberlerin otoritesi buna örnek olarak verilebilir.
IV. Bir kişiye duyulan mutlak bağlılık ve güvene dayalı otoritedir.
V. Siyasi alanda seçimle iş başına gelen komutanın otoritesi bu kategoriye girer.
Yukarıda verilenlerden hangisi Weber'in otorite tipolojisindeki geleneksel otoriteye ait bir ifadedir?
I |
II |
III |
IV |
V |
Weber’in otorite tipolojisindeki üç kategoriden ilki geleneksel otoritedir. Buna “ezeli geçmiş”in otoritesi de denebilir. Hatırlanamayacak kadar eski uyma ve kâbul etme alışkanlıklarının kutsallaştırıldığı görenekler, geleneksel otoriteyi temsil ederler. Burada otoriteyi icra eden kişi ya da kişilerin belirlenmesinde geleneksel kurallar etkilidir. Bir kişinin otoritesine itaat edilmesinin gerekliliği de o kişinin geleneksel konumundan kaynaklanır (Weber, 2005, s. 55). Kralların, kraliçelerin ya da dini erkanın otoritesini, geleneksel otorite örnekleri olarak sıralamak mümkündür.
Verilen diğer ifadeler karizmatik otorite ile ilgili ifadelerdir.
18.Soru
Sosyal düzeni örf, adet ve alışkanlıkların ürünü olarak gören görüş aşağıdakilerden hangisine aittir?
Machiavelli |
Max Weber |
Durkheim |
Hobbes |
Lukes |
Sosyal düzeni örf, adet ve alışkanlıkların ürünü olarak gören Durkheim'a göre, sosyal düzenin kurulması ve sürdürülmesinde devletin önemi göreceli olarak azdır.
19.Soru
Marx'a göre aşağıdakilerin hangisi temel yapı (altyapı) sayılır?
Hukuk |
Eğitim |
Ekonomi |
Siyaset |
Sağlık |
Marx, toplumun ekomomik ilişkilerinin gerçekleştiği alana, temel yapı (altyapı) demektedir. Ekonomi dışında kalan diğer tüm toplumsal alanlar ise (hukuk, eğitim, siyaset, devlet, sağlık vb.)üstyapı olarak tanımlanmaktadır.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi iktidarın kaynaklarından değildir?
İktidar meşru zor kullanma tekel |
Rütbe ve makam gibi avantajları dağıtma yetkisi |
Ekonomik kaynaklar üzerinde kontrol sağlama |
İletişim kaynakları üzerinde denetimi olma |
Manipülasyona açık olma |
Toplumsal düzlemde işleyen iktidarın farklı kaynaklara bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu kapsamda üç temel kaynaktan bahsetmek mümkündür: fiziksel, ekonomik ve sembolik. Manipülasyon, propoganda ve fikir aşılama sembolik kaynakların örneklerindendir. İktidar elinde tuttuğu iletişim araçları ile halkı manipüle etme gücüne sahiptir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ