Sosyolojiye Giriş Final 26. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi çok kocalılık anlamında kullanılan kelimedir?
Polijini |
Monogami |
Poligami |
Monopoly |
poliandri |
Monogami tek eşlilik, poligami çok eşliliktir. Poligami çok karılılık (polijini) ve çok kocalılık (poliandri) olmak üzere ikiye ayrılır.
2.Soru
“Sosyoloji” kavramını icat etmiş ve sosyolojide pozitivist sosyoloji olarak bilinen geleneği kurmuş kişi kimdir?
Auguste Comte |
Saint-Simon |
Herbert Spencer |
Karl Marx |
Emile Durkheim |
Doğru cevap A şıkkıdır. “Sosyoloji” kavramını icat etmiş ve sosyolojide pozitivist sosyoloji olarak bilinen geleneği Auguste Comte kurmuştur. Bu nedenle bazı çevrelerde Comte sosyolojinin kurucusu olarak kabul edilir.
3.Soru
Egemen sını?arın bağımlı sını?ar üzerinde zor ve ikna yöntemleri kullanarak bütünlüklü bir otorite/egemenlik kurulması sürecine ne ad verilmektedir?
Kültürel yozlaşma |
Sosyal ikilem |
Kültürel hegemonya |
Kültür şoku |
Kültürel baskı |
Gramsci tarafından geliştirilen kültürel hegemonya kavramı, egemen sını?arın bağımlı sını?ar üzerinde zor ve ikna yöntemleri kullanarak bütünlüklü bir otorite/egemenlik kurulması sürecine işaret eder. Doğru cevap C seçeneğidir.
4.Soru
Arkadaşlarınızla çay içmek üzere bir araya geldiğimizi, ya da bir tanıdığınıza çay içmek için uğradığımızı düşünelim. Burada amacımız aslında çay içmek değil, bir araya gelmek ve konuşmaktır, bu birliktelik içilen çaydan daha önemlidir.
Yukarıdaki örnekte çayın ne gibi bir anlamı vardır?
Kültürel |
Ekonomik |
Simgesel |
Toplumsal |
Kurumsal |
Çay içmek, bizim için simgesel bir anlama sahiptir. Arkadaşlarınızla çay içmek üzere bir araya geldiğimizi, ya da bir tanıdığınıza çay içmek için uğradığımızı düşünelim. Burada amacımız aslında çay içmek değil, bir araya gelmek ve konuşmaktır, bu birliktelik içilen çaydan daha önemlidir. Başka bir deyişle gündelik toplumsal etkinliklerimizin bir parçası olarak çayın simgesel bir değeri vardır.
5.Soru
Aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
Değişme kavramı gelişme ya da ilerleme kavramlarıyla eş anlamlı değildir. |
“Çağdaşlaşma” kavramı politik içerikli bir kavramdır ve modernleşme, kentleşme, bağımsızlaşma gibi süreçleri ifade eder. |
“Yabancılaşma” kavramı olumlu ya da olumsuz değer taşımayan ve kuralsızlaşma ve yalnızlaşma gibi süreçleri ifade eden bir kavramdır. |
Toplumsal değişme kavramı, değişmenin yönüne, içeriğine veya hızına dair bir varsayım içerir. |
Değişme olgusuyla ilgili olarak sık kullanılan kavramlardan bir diğeri olan “yozlaşma” ise olumsuz bir anlam ima eden, çözülme, yönsüzleşme, ruhsuzlaşma gibi süreçleri ifade eden teolojik bir kavramdır. |
Değişme kavramı ise sosyolojik ve olgusal bir kavramdır. Olgusaldır çünkü değişme kavramı olumlu ya da olumsuz değer atfedilecek bir durumu değil, homojenden heterojene ya da heterojenden homojene, topluluktan topluma ya da toplumdan topluluğa, bütünleşmeden çözülmeye ya da çözülmüşlükten bütünlemeye doğru olan dönüşümün kendisini ifade eder. Diğer bir deyişle toplumsal değişme kavramı, değişmenin yönüne, içeriğine veya hızına dair bir varsayım içermez.
6.Soru
Kültürün, failin seçiminden ya da toplumsal dünyayı yorumlamasından çok, toplumsal yapının örgütlenmesinden veya ihtiyaçlardan çıktığını öne süren kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Weber |
Marx |
Durkheim |
Gramsci |
Pierre Bourdieu |
Eylem, inanç ve duygu biçimlerinin, yani kültürün failin seçiminden ya da toplumsal dünyayı yorumlamasından çok, toplumsal yapının örgütlenmesinden veya ihtiyaçlardan çıktığını öne süren kişi Durkheim'dir. Doğru cevap C'dir.
7.Soru
Din ile politik egemenlik arasındaki ilişki bakımından merkezi öneme sahip olan “karizmatik otorite” kavramını hangi düşünür ortaya atmıştır?
Durkheim |
Engels |
Heller |
Weber |
Morris |
Din sosyolojisinin yine Weber tarafından üretilen en temel kavramlarından biri de “karizmatik otorite” kavramıdır ve din ile politik egemenlik arasındaki ilişki bakımından merkezi öneme sahiptir. Karizma kavramından Weber, ilk aşamada herhangi bir kimsenin olağanüstü bir yeteneğini anlar. Bu yeteneğin gerçek, yakıştırma veya sadece bir iddia olabileceğini de peşinen kabul eder. Karizmatik hareketler kendilerini doğrudan peygambere veya onun ruhaniyetinin taşıyıcılarına dayandıran karizmatik liderlerce yönlendirilir. Doğru cevap D seçeneğidir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi çocukların suça yönelmesine yol açan risk faktörleri arasında gösterilemez?
Tek ebeveynli (genellikle anne) ailelere sahip olma |
Anne babaların da suça bulaşmış olması |
Erken yaşlarda, sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı |
Lakap takma |
Okuldan uzaklaştırma cezası almış olma |
Lakap takma en çok karşılaşılan suça ilişkin durumlardan biri olarak gösterilse de, çocukların suça yönelmesi bağlamında birincil bir etki gibi gösterilemez. Doğru cevap D'dir.
9.Soru
Sosyolojik yaklaşımlar aileye farklı bakış açılarıyla farklı değerlendirmeler yapsalar da, hepsinin ailenin önemi konusunda uzlaşmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Yaşam boyu aile ile ilişkilerin sürmesidir. |
Ailenin sadece bir sosyal grup değil, aynı zamanda bir toplumsal kurum olmasıdır. |
Aile dendiğinde aklımıza yalnızca kendi ailemize benzer ailelerin gelmesidir. |
Toplumsal normların aile içinde çatışmaya sebep olabilmesidir. |
Bazı aileler çocuk sahibi olmak istemezler, bazı insanlar ise evlenmek ve aile kurmak istemezler. Bu tip durumların önüne geçilebilmesi için aile kavramıyla ilgilenilmeli ve bu insanlar toplum normlarıyla uzlaştırmalıdır. |
Sosyolojik yaklaşımlar aileye farklı bakış açılarıyla yaklaşsalar ve farklı değerlendirmeler yapsalar da hepsi ailenin önemi konusunda uzlaşırlar. Bunun nedeni ailenin sadece bir sosyal grup değil, aynı zamanda bir toplumsal kurum olmasıdır.
10.Soru
Çocuklardaki suç ve suça ilişkin davranışların nedeni olarak diğer bireylerle olumsuz ilişkileri gösteren kuram hangisidir?
Genel gerilim kuramı |
Hukuk sosyolojisi kuramı |
İşlevselci kuram |
Çatışma kuramı |
Kaçış kuramı |
Genel gerilim kuramı
11.Soru
Sosyal düzenin işlememesi durumunda ortaya çıkan kuralsızlık durumunu tanımlayan kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Çatışma |
Sapma |
Çözülme |
Anomi |
Suç |
Anomi, temel olarak sosyal düzenin işlememesi, bozulması durumunda ortaya çıkan bir normsuzluk ve kuralsızlık durumunu ifade eder. Kişisel zihinsel bir duruma değil, sosyal bir duruma ilişkindir. Bireysel çıkarlarla ortak kültürel bilinç arasındaki gerilimden kaynaklanır.
12.Soru
Eğitimin görevini, bireyleri toplumsal yapıda ulaşacakları statülere hazırlamak olarak gören birinin aşağıdaki yaklaşımlardan hangisini benimsediği söylenebilir?
Çatışmacı yaklaşım |
Fenomenolojik yaklaşım |
Weberyen yaklaşım |
Durkheimci yaklaşım |
Yapısalcı yaklaşım |
Weber’e göre, eğitim, bireylerin toplumsal yapı içinde alacakları statüyü belirleme açısından çok önemlidir. Eğitimin asıl görevi, bireyleri ilerde toplumsal yapıda ulaşacakları yere ulaşması için hazırlamaktır. Dolayısıyla eğitim, bireylerin ve grupların, bürokrasi ve sosyal tabakalaşma içinde ilerde alacakları yere hazırlama çalışmalarıdır.
13.Soru
Din kendinden başka hiçbir şeye indirgenmemeli ve “din olarak din” yaklaşımıyla ele alınmalıdır.
Yukarıda ifade edilen görüş aşağıdaki düşünürlerden hangisine aittir?
Marx |
Pace |
Durkheim |
Eliade |
Weber |
Sosyolojik bir yaklaşım olmamakla birlikte Eliade’a ait “arketip olarak din” yaklaşımı din sosyolojisinin göz ardı edemeyeceği bir yaklaşımdır. Temel olarak fenomenolojik olan Eliade’ın yaklaşımına göre din kendinden başka hiçbir şeye indirgenmemeli ve “din olarak din” yaklaşımıyla ele alınmalıdır. Bu yaklaşımda dinin iç mantığı kendi dilinden incelenir, işlevleri, toplumun diğer parçalarıyla olan ilişkileri ve toplumsal sonuçları ele alınmaz. Doğru cevap D’dir.
14.Soru
“Özellikle tüketim toplumuna indirgenen modern toplumda bireylerin bilinçlerinin nasıl kitle kültürü aracılığıyla manipüle edildiği, tüketim ile baştan çıkarılarak düşünmeye ve araştırmaya daha az yönelen varlıklara dönüştürüldükleri üzerinde vurgu yapar.” ifadesi aşağıdaki yaklaşmımlardan hangisiyle ilgilidir?
İşlevselcilik
|
Sembolik etkileşimcilik
|
Çatışmacılık
|
Eleştirel Teori
|
Uzlaşımcılık |
Eleştirel teori özellikle tüketim toplumuna indirgenen modern toplumda bireylerin bilinçlerinin nasıl kitle kültürü aracılığıyla manipüle edildiği, tüketim ile baştan çıkarılarak düşünmeye ve araştırmaya daha az yönelen varlıklara dönüştürüldükleri üzerinde vurgu yapar.
15.Soru
Toplumsal dünyayı incelemek için de doğa bilimlerinde kullanılan yöntem ve tekniklerin uygulanması gerektiğini savunan görüş hangisidir?
Naturalizm |
Egzistansiyalizm |
Pragmatizm |
Pozitivizm |
Rölativizm |
Pozitivist yaklaşım, toplumsal dünyanın doğal-fiziksel dünyadan farklı olmadığını, bu nedenle toplumsal dünyayı incelemek için de doğa bilimlerinde kullanılan yöntem ve tekniklerin uygulanması gerektiğini savunur. Pozitivist yaklaşım, bilimin sadece tek bir mantığı olduğunu ve bir entelektüel etkinliğin ancak bu mantığa uyduğu takdirde bilim olarak kabul edilebileceğini ileri sürer. Doğru cevap D'dir.
16.Soru
Dinsel ayinin toplumsallık yaratan işleviyle ilgilenen ve dini ahlaki bir topluluğu bir arada tutan inançlar ve uygulamalar olarak gören kuramcı aşağıdakilerden hangisidir?
Weber |
Marx |
Eliade |
Durkheim |
Engels |
Dinsel ayinin toplumsallık yaratan işleviyle ilgilenen kuramcı Durkheim’dır. Bu çerçevede Durkheim, dini “kutsal şeylere, yani belirgin olarak ayırt edilen ve yasaklanmış şeylere ilişkin birleşik bir inançlar ve uygulamalar toplamı; onlara içtenlikle inananların tümünden oluşan ahlaki bir topluluğu bir arada tutan inançlar ve uygulamalar” olarak tanımlamıştır. Doğru cevap D’dir.
17.Soru
Marx'a göre aşağıdaki seçeneklerden hangisi altyapı kurumları arasında yer almaktadır?
Gelenek ve görenekler |
Din |
Üretim ilişkileri |
Aile |
Sanat |
Marx'a göre üretim güçleri ve üretim ilişkilerinin birliğinden oluşan ve ekonomik yapıyı belirleyen üretim biçimi bir temeldir, altyapıdır. Bu altyapının üzerinde , aile, sanat, ahlak, bilim, felsefe, gelenek ve görenekler gibi üstyapı kurumları yer alır.
18.Soru
I- Hıristiyan-Avrupa ailesi
II- İslami Batı Asya / Kuzey Afrika ailesi
III- Güney Asya ailesi
IV- Çekirdek aile
V- Konfüçyen Asya ailesi
VI- Sahra-Altı Afrika ailesi
VII- Güneydoğu Asya ailesi
VIII- Geniş aile
IX- Kreole (Avrupa kökenli siyahlar) ailesi
Yukarıda verilen aile tiplerinden hangileri dünyada temel olarak kabul edilen aile sistemlerindendir?
IV, VIII |
I, II, V, VI |
I, II, III, IV, VI, VIII, |
I, II, III, V, VI, VII, IX |
I, II, III, IV, V, VI, VII, VIII, IX |
Dünyada temel olarak yedi aile sistemi olduğu kabul edilmektedir. Bunlardan birincisi Hıristiyan-Avrupa ailesidir. Batı ailesi olarak da bilinen Avrupa ailesi monogamik, neolokal, kök ailedir. İkincisi İslami Batı Asya / Kuzey Afrika ailesidir. Bu aile ataerkil, sınırlanırmış biçimde polijinik, patrilineal ailedir. Üçüncüsü Güney Asya ailesidir. Hem Müslümanlarda hem de Hindularda görülen bir aile tipidir. Pakistan, kuzey Hindistan ve Bangladeş Güney Hindistan’a göre daha patriarkaldir. Müslümanlara göre evlilik bu dünyayla ilgiliyken Hindular için çözülemez mutlak bir bağdır. Pakistan bütün dünyada kuzen evliliklerinin en çok gözlendiği ülkedir. Dördüncüsü Konfüçyen Asya ailesidir. Japonya, Kore, Kuzey Vietnam ve Çin’de görülen aile tipidir. Normatif ataerkinin en katı şekilde görüldüğü, atalara ve aileye saygının kesin bir şekilde bütün diğer değerlerin üzerinde yer aldığı aile tipidir. Monogomiktir, ama yasal olmayan ikinci eşler ailede kabul edilen bir statüye sahiptir. Japonya’nın İkinci Dünya Savaşı’nı kaybetmesi ve Çin’deki komünist devrim nedeniyle zayıflamıştır. Beşincisi Sahra-Altı Afrika ailesidir. Bir dizi geleneksel aile tipinden ve sisteminden oluşur. Yirminci yüzyılın sonlarında dünyada kitlesel ve sınırsız polijininin geçerli olduğu tek bölge SahraAltı Afrika’dır. Bu bölgede kadınların evlilik öncesi cinsel yaşamı Asya’da veya Güney Avrupa’da olduğu gibi kısıtlanmaz, ama kadınların ekonomik bağımsızlığı olmadığı için genel olarak yoğun bir erkek baskısı sürmektedir. Altıncı aile sistemi Güneydoğu Asya ailesidir. Budizm, İslam ve Hıristiyanlığın kabul edildiği bölgelerde, ağırlıklı olarak Filipinlerde görülür. Komşu bölgelere göre daha esnek olmakla beraber eşitlikçi olmayan, ataerkil, bilateral aile tipidir. Yedincisi Kreole (Avrupa kökenli siyahlar) ailesidir. Brezilya, Karayipler ve Amerika’da görülen, beyaz erkeklerin egemen olduğu, ataerkil ailedir. Bu aile tipleri tarihsel ve coğrafi kategoriler olarak oluşturulmuştur ve günümüzde hepsi çeşitli açılardan değişmektedir.
19.Soru
Sağduyu ile sosyolojinin insan deneyimlerini ele alışları arasındaki
fark, konuyu ele alış biçiminden ve bakış açısından kaynaklanır. Bu farklılıkları dört başlıkta özetlemek mümkündür. Buna göre aşağıdakilerden hangisi "Sistemli gözlemlere dayanma ve sorumlu
konuşma" farklılığı altında ele alınmaktadır?
Sosyoloji, sağduyudan farklı olarak, bilimin bir vasfı olduğu kabul edilen sorumlu konuşma kurallarına uyar. |
Sosyolog olmayan insanlar, kendi yaşam dünyalarında yaptıkları şeylere, sahip oldukları amaçlara ve karşılaştıkları insanlara dayanarak yargıda bulunurlar. |
Sosyolojik düşünmeyen bireyler bu bağın farkında olmayabilir ve bu bağı denetleyemezler. |
İnsanlar yaşadıklarının, yaptıklarının, dünyada olup bitenlerin bireylerin bilinçli eylemleri, istek ve amaçları sonucunda meydana geldiğini düşünürler. |
Gündelik hayatımızda hareketlerimizin çoğu alışılagelmiş ve tekdüze hareketlerdir. |
Sağduyu ile sosyolojinin insan deneyimlerini ele alışları arasındaki
fark, konuyu ele alış biçiminden ve bakış açısından kaynaklanır. Bu farklılıkları dört başlıkta özetlemek mümkündür:
Sistemli gözlemlere dayanma ve sorumlu konuşma başlığında ise; Sosyoloji, ampirik bir bilimdir. Bu, sonuçların sistematik gözlemlerin sonucuna dayanması gerektiği anlamına gelir. Sosyologlar araştırma yaparken çeşitli yöntemler kullansalar da sosyolojinin ampirik bir zemine sahip olması, sosyolojik bulguları sağduyudan ayırır. Sosyoloji, sağduyudan farklı olarak, bilimin bir vasfı olduğu kabul edilen sorumlu konuşma kurallarına uyar. Bu, sosyologların kendi inançlarından kaynaklanan fikirleri bilimsel bulgular olarak göstermekten sakınmaları anlamına gelir. Sosyologlar, bilim insanlığı mesleğinin gereği olarak içtenlikle savundukları fikirler olsa bile bunları bilimsel bulgular gibi göstermez ve sınanmamış, tahmin niteliğindeki önermelerle kanıtlanmış bulguları birbirinden ayırmaya büyük özen gösterirler.
20.Soru
Marx ve Engels'in dine yönelik materyalist yaklaşımı düşünüldüğünde aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Marx ve Engels'in dine yönelik materyalist yaklaşımı düşünüldüğünde aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Din yaşamı daha yaşanılır kılar. |
Din bir yanılsamadır. |
Din halkın afyonudur. |
Din ruhsuz bir durumun ruhudur. |
Din ezilmiş yaratığın iniltisidir. |
Marks ve Engels'e göre din; hem gerçek sıkıntının ifadesi hem de gerçek sıkıntıya karşı protestodur. Din ruhsuz bir durumun ruhu olduğu kadar, ezilmiş yaratığın iniltisi, kalpsiz bir dünyanın kalbidir de. O halkın afyonudur ve bir yanılsamadır. Doğru seçenek A'dır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ