Talep yasası; bir mal ya da hizmetin talep edilen miktarı ile fiyatı arasında negatif yani ters yönlü ilişki olduğunu tanımlamaktadır.

Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH): Bir ülke vatandaşlarının, belirli bir dönemde ürettikleri nihai mal ve hizmetlerin parasal değerlerinin toplamıdır. 

 Draft sözcüğünün Türkçesi seçilmektir. 

Teknoloji düzeyinde meydana gelen değişiklikler arz miktarını doğrudan belirler. Verimlilikte meydana gelen artışlar şüphesiz arz miktarını arttırır. Beklentiler de arz miktarını etkiler. Özellikle üretimde cari fiyat düzeyinden çok gelecek dönemde ilgili mal ya da hizmetin fiyatı bugünkü üretim düzeyini belirleyecektir. Fiyat beklentileri ilgili ürünün tüketici bütçesindeki oranını belirleyeceği için gelecekte ürün fiyatında meydana gelecek olan artışlar, bugünkü üretim miktarının azalmasına neden olacaktır. Bunların dışında vergiler, sübvansiyonlar ve endüstrideki firma sayısı arz miktarını etkiler. 

Oyuncuların marjinal ürün değerlerini tahmin etmek için yapılan çalışmalarda doğru tahminler yapabilmek için şu dört aşamanın önemli olduğu vurgulanmaktadır : 1. Bireysel performans ve takım başarısı arasındaki ilişkiyi sayısallaştırmak 2. Takım başarısı ve takım geliri arasındaki ilişkiyi sayısallaştırmak 3. Takımın marjinal ürün değerini her performans kategorisi için belirlemek 4. Her oyuncunun marjinal ürün değerini her performans kategorisi için belirlemek. 

Bir mal veya hizmetin tek bir alıcısının bulunduğu piyasa türüne monopson adı verilmektedir. 

Sportif performans bölümü: Bu bölüm içerisinde yer alan işletmeler spor tüketicisine kalıtımsal ya da seyirsel bir ürün sunar.

 Spor Toto süper liginin monopsoncu bir piyasa olmasının nedeni futbolcuları en üst seviyede istihdam eder.

Spor endüstrisi tutundurmayla ilişkili ticari eşyalar sunar. Örneğin; logolu takım şapkaları ve t-shirtleri, fitness kulüp t-shirtleri ve havluları. 

Madde 55: Ücret emeğin karşılığıdır. 

 Piyasada bir malın tek bir üreticisi ve satıcısı varsa ve bu malın yakın ikâmeleri bulunmuyorsa, bu piyasa türüne ne ad verilmektedir.

Kardinalist yaklaşım, faydanın ölçülebilir olduğunu öne sürer. Bazı iktisatçılar, tam belirlilik altında (piyasa koşulları ve gelir hakkında bilginin tam olduğu durum) faydanın parasal olarak tüketicinin bir birim ek mal için harcamak arzusunda olduğu para miktarı olarak ölçülebileceğini ileri sürmüşlerdir. Diğerleri ise, ‘UTIL’ adını verdikleri bir öznel birimle ölçülmesini önermişlerdir. Ordinalist yaklaşım, faydanın ölçülemeyen bir olgu olduğunu, bireylerin mal tüketiminden elde ettikleri faydaları sıralamasının yeterli olacağını önermiştir. Yani tüketici çeşitli mal demetleri arasında bir tercih sıralaması yapabilmelidir. Kayıtsızlık eğrileri yaklaşımı ve açıklanmış tercihler hipotezi olmak üzere iki temel ordinal teori vardır. 

Doğal tekel. Bazı durumlarda, piyasa gücünün tek bir firmada yoğunlaşması etkinliği en yüksek seviyeye çıkartabilir. Bu durum, tüketicilerin arzuladığı çıktıların tamamının bir firma tarafından üretildiği ve ürünlerin, ayrı ayrı çok sayıda firmanın faaliyet gösterdiği duruma kıyasla daha ucuza satıldığı koşulların varlığında gerçekleşir. Hükümet, bunun gibi tekellerin varlığına olanak tanır, fakat, gücünü suistimal etmesini engelleyecek tarzda tekelcinin faaliyetlerini düzenler. 

A,b,c ve d şıklarında verilenler sporun uzun dönem etkileri arasında yer almaktadır, buna karşın spor aktivitesinin olduğu şehirlerdeki harcama artışı kısa dönem bir etkidir.