Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı 1 Ara 2. Deneme Sınavı
Toplam 12 Soru1.Soru
Başlangıcından bir yıl sonra Encümen-i Şuarâ’nın dağılmasının asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Kıskançlık |
Eğlence, içki düşkünlüğü |
Toplanacak yer bulunamaması |
Encümen reisinin başka bir yere tayin edilmesi |
Edebiyat zevkinin azalması |
Encümeni ayakta tutan, devamlılığını sağlayan temel etkenin edebiyat zevkinden çok, işret düşkünlüğü oluşuna değinilir. İçkinin, eğlencenin edebiyatın, şiirin önüne geçmesi encümenin dağılmasında temel etkendir.
2.Soru
Uyarlamalarında orijinal metindeki komik unsurları Türk toplumundaki benzerleri ile eşleştirerek yer yer daha da güçlendirerek aktaran, Türkçede metni âdeta “yeniden inşa eden” ve Türk edebiyatında ilk ve başarılı uyarlama örneklerini veren kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Ahmet Vefik Paşa |
Şinasi |
Şemsettin Şami |
Ziya Paşa |
Münif Paşa |
Ahmet Vefik Paşa, Molière’in ironik yaklaşımlarını ve ince üslubunu Türkçeye akıcı bir ifade ile yansıtarak tercüme tarihimiz için önemli bir başlangıç yaparken dilde komiği yakalama ve yaratma hususunda gösterdiği başarı ile tercümelerde ana dil hâkimiyetinin ne derece önemli olduğunu da kanıtlamaktadır. Uyarlamalarında (adaptasyon) orijinal metindeki komik unsurları Türk toplumundaki benzerleri ile eşleştirerek yer yer daha da güçlendirerek aktaran, Türkçede metni âdeta “yeniden inşa eden” Ahmet Vefik Paşa Türk edebiyatında ilk ve başarılı uyarlama örneklerini verir.
3.Soru
İkinci el tercüme örneği olarak değerlendirilen Arapçadan Türkçeye Hikâye-i Robinson adıyla aktaran kişi kimdir?
Şinasi |
Yusuf Kâmil Paşa |
Ahmet Lütfi |
Münif Paşa |
Ziya Paşa |
Ahmet Lütfi tarafından Arapçadan Türkçeye Hikâye-i Robinson adıyla aktarılması (1864) bir “ikinci el tercüme” örneği olması nedeniyle önem taşır.
4.Soru
Aşağıdaki dergilerden hangisi bilim alanında yazılmış dergilerden biri değildir?
Mecmûa-i Fünûn |
Hadi^ka |
Diyojen |
Mecmua-i Ulûm |
Mecmua-i İbretname |
Şeçeneklerde verilen dört dergi bilim alanında yazılardan oluşmakta iken, Diyojen ilk siyasi mizah dergisidir. Doğru cevap C’dir.
5.Soru
Şairlerin ortaklaşa kullandıkları ve şiirde benzetme yoluyla kurulmuş bir imgenin arkasında saklanan anonim sembole, alegorik kullanıma verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Manzum |
Mensur |
Seci |
Mazmun |
Hamse |
Şairlerin ortaklaşa kullandıkları ve şiirde benzetme yoluyla kurulmuş bir imgenin arkasında saklanan anonim sembole, alegorik kullanıma verilen ada mazmun denir. Örneğin; kirpik oktur, servi sevgilinin boyudur
6.Soru
Osmanlı’nın ilk resmî gazetesi ...............dir.
Boşluğa hangisi gelmelidir?
Umur-ı Dâhiliye |
Takvim-i Vekayi |
Cerîde-i Havâdis |
“Fünûn |
Hürriyet |
Osmanlı’nın ilk resmî gazetesi Takvim-i
Vekayi’dir. 1 Kasım 1831’de İstanbul’da ilk sayısı
çıkarılarak yayın hayatına girer ve haftalık olarak
çıkarılır. İlk sayısı 5.000 adet basılır.
7.Soru
Aynî’nin yeniçeriliğin kaldırılmasıyla ilgili olarak mesnevi şeklinde kaleme aldığı eser aşağıdakilerden hangisidir?
Dîvân-ı Belâgatunvân-ı Aynî |
Sâkînâme |
Nusretnâme |
Nazmü’l-cevahir |
Dürrü’n-Nizam |
Devrin şairleri arasında dikkate değer bir şahsiyet olan Aynî, Şeyh Galib’in tesiri altında kalmıştır. Kaside ve tarih manzumelerinde devrindeki yeniliklerin yankıları önemli yer tutar. Türk edebiyatında manzum tarih düşürmede Sürûrî’den sonra en başarılı şair kabul edilen Aynî’nin divanının yarısına yakın kısmı tarih manzumelerine ayrılmıştır (Ünver, 1991, s. 271). Hacimli olan divanı Dîvân-ı Belâgatunvân-ı Aynî adıyla basılmıştır. III. Selim’in katli dolayısıyla tercî-i bend şeklinde yazdığı mersiye, dönemine göre bu türün başarılı örneklerinden sayılır. Divanıyla birlikte basılan Sâkînâme ise içinde yer yer değişik nazım şekilleri kullanılmakla beraber 1500 beyitlik bir mesnevidir. Manzum bir sözlük olan Dürrü’n-Nizam Nazmü’l-cevahir’in ilk şeklidir. Nusretnâme ise Aynî’nin yeniçeriliğin kaldırılmasıyla ilgili olarak mesnevi şeklinde kaleme aldığı eseridir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Filip Efendi tarafından 1 Ocak 1867’de yayın hayatına başlayan ve gazetenin başyazarlığına Ali Suavi'nin getirildiği gazetedir?
Ceride-i Havadis |
Hürriyet |
Resmi Gazete |
Muhbir |
Tercüman-ı Ahvâl |
Muhbir Filip Efendi tarafından çıkarılan Muhbir gazetesi 1 Ocak 1867’de yayın hayatına başlar. Gazetenin başyazarlığına Ali Suavi getirilir.
9.Soru
Klasik şiirin beslendiği kaynakların oluşturduğu zihniyet ve dünya görüşüne ne denir?
Kaside |
Manzume |
Mutlak |
Divan |
Gazel |
Şair sayısındaki fazlalığa karşılık şiir zevkinin bozulduğu bu dönemde, kendi üslubunu yaratan şairlerin yetiştiğini söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Ahmet Hamdi Tanpınar, bu durumu klasik şiirimizi idare eden “mutlak”ın yıkılmasına bağlar. Bu mutlak, klasik şiirin beslendiği kaynakların oluşturduğu zihniyet ve dünya görüşüdür. Bunlar ortadan kalkınca yetişme şartları ve muhitten gelen etkiler kültürün yerini almaya başlamış, şairin hayat karşısındaki gayrişahsi ve ağırbaşlı duruşu yerini nükteye bırakmıştır. Doğru cevap C'dir.
10.Soru
Çeviri eserler özellikleri itibarı ile ne tür bir kaynaktır?
İhtiyaç duyulan |
Kültürel değişmeleri gösteren |
Kültür ve edebiyatı besleyen |
Güç bir iş |
Tema ve dil açısından önemli kaynak |
Çeviriler, kültürel değişmeleri yönlendirme güçleri, edebî eserlere tema ve dil açısından tesirleri ile kültür ve edebiyat tarihini besleyen, zenginleştiren kaynaklardır.
11.Soru
"Sözlük karşılığı “bir orta yol tutturan” yahut “iki şey arasında aracılık eden” olsa da edebiyatımızda Batılılaşma gayretlerine paralel olarak beliren ve bir Doğu-Batı sentezinden yana olan edebiyatçıların ortak adıdır. Tanımı verilen bu kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Müceddit |
Mutavassıt |
Mazmun |
Encümen-i Şuarâ |
Suk-ı Ukaz |
Yukarıda tanımı verilen kavram mutavassıttır. Edebiyatımızda mutavassıtlar XVIII. asırdan devralınan mutedil bir değişim isteği ile hareket etmişlerdir.
12.Soru
- Arap harflerinin basılmasının zor olması
- Kitabın; yazı, cilt, minyatür ve tezhibiyle değerli bir el sanatı olarak görülmesi
- Ülkedeki okuryazar oranının düşük olması
- Kitapların baskı maliyetinin el yazmasına göre yüksek olması
- Kitabın, varlıklı ve seçkin kişilerin sahip olabildiği bir meta, yani değerli mal durumunda olması
- Osmanlı’nın 15-17. yüzyıllarda parlak dönemlerini yaşamasına rağmen matbaanın önemini kavramakta gecikmiş olması
Yukarıdakilerin hangileri Osmanlı Devleti’ne matbaanın geç girme nedenlerindendir?
I, III, IV |
II, III, IV |
I, V, VI |
V, VI |
II, III, V, VI |
Ülkeye matbaanın geç girmesinde ve baskı işlerinin geç başlamasında çeşitli sebeplerden söz edilebilir. Bunlardan biri kitabın, yazı, cilt, minyatür ve tezhibiyle değerli bir el sanatı olarak görülmesidir. Ülkedeki okuryazar oranının düşük olması da bunda rol oynar. Cildinden başlayarak diğer işçilik çalışmalarıyla görsel anlamda estetik değer taşıyan kitap, varlıklı ve seçkin kişilerin sahip olabildiği bir meta, yani değerli mal durumundadır. Medreselerde, camilerde, tekkelerde bulundurulan kitaplıklardan sonra kitap, vakıfların kurduğu kütüphanelerde yer almaya başlar. El yazısıyla sınırlı sayıda çoğaltılan kitap, kolay ulaşılan bilgi kaynağı olmaktan uzaktır. Matbaanın ülkeye geç girmesinin bir başka sebebi Osmanlı’nın 15-17. yüzyıllarda parlak dönemlerini yaşamasına rağmen matbaanın önemini kavramakta gecikmiş olmasıdır. Bunda Rönesans’la birlikte Batı’nın içerisine girdiği değişimi anlayamaması, matbaanın ve yayın organlarının kültür ve medeniyet hayatındaki rolünü gereğince görememesi etkili olur. Osmanlı Devleti’nde matbaanın geç kabul edilmesinin olası bir başka sebebi daha vardır. O da devlet yönetiminin, basın yoluyla doğabilecek muhalefetten çekinmiş olabileceğidir.