Doğal kaynaklar genellikle kamu (kamusal) malı özelliğine sahip olduklarından, bu kaynaklar üzerinde özel mülkiyet söz konusu olmamaktadır.

Tarım Ekonomisinin Türkiye’deki ilk temelleri 1933 yılında eğitimine Ankara’da başlayan Yüksek Ziraat Enstitüsü’nde Alman Profesör Falke tarafında atılmıştır. Bu enstitüde bir Zirai Ekonomi Kürsüsü kurulmuştur.

Doğalgaz, kaynaklarının toplam fiziki miktarları kullanıldıkça azalmaktadır, bu nedenle sürekli bir kaynak değildir.

İşletmelerde borçluluk oranı, finansman seçimi, uygulaması ve planlaması yönünden önemlidir. Bu oran, yabancı sermaye toplamının, öz sermayeye oranı şeklinde hesaplanmaktadır. Borç oranı ile işletme sermayesi ve yatırımların ne ölçüde iç ve dış kaynaklarla gerçekleştiği ortaya konulur. Bir tarım işletmesinde 45.000 TL öz sermaye ve 15.000 TL yabancı sermaye mevcutsa, borçluluk oranı;
C_b = C_y / C_ö = 15.000 / 45.000 = 15/45 = 1/3 = % 33 olacaktır.
İşletmelerde bu oranının artması istenmez. Oranın fazlalığı üretim faaliyetlerinin yabancı finansmanla karşılanacağını gösterir ki bu güvenli bir durum yaratmaz. Bu arada finansman kuruluşları kredilerden yararlanmada işletmelerden belli ölçülerde öz kaynak katkısı ararlar.

Endüksiyon (tüme varım) yönteminde tek tek olaylardan, genel kurala ulaşmak şeklinde ifade edilebilir. Verilerin toplanması ve analizi, hipoteze bağlı olmadan objektif şekilde yapılır. Her araştırmada, olaylara ait veri ve belgelerin toplanması, nedenleri bulmak, kanunlara varmak şeklinde üç aşama görülür.

Tarımsal ürünleri pazarlamasının geliştirilmesi tarımsal yapının iyileştirilmesi, üreticilerin kooperatif ve üretici birliklerine katılım ve katkılarının geliştirilmesi, e-ticaret, geleneksel ürünlerin tescillenmesi, pazarlama fonksiyonlarının iyileştirilmesi ve yasalara uyumun sağlanması, yeşil pazarlama ile ilgili iyi tarım uygulamaları ve organik ürün artırılmalıdır.

Birçok ülkede devletin yoğun bir biçimde desteklediği entansif (yüksek enerjili) tarımsal üretim sisteminin başlıca çevresel sonuçları;
(i) yoğun toprak kaynakları kullanımı ve kimyasal gübreler ile tarımsal mücadele ilaçlarının aşırı kullanımı nedeniyle toprak kalitesinin düşmesi ve verimliliğin azalması,
(ii) doğal çayır ve meraların, çalılıkların, doğal parklar gibi koruyucu bitki örtüsünün tahrip edilerek arazinin tesviyesinin bozulması ve marjinal alanların işlenmesi, tarımsal üretime açılması ve
(iii) yeraltı suyunun, girdi sübvansiyonları ile desteklenen ve kullanımı teşvik edilen azotlu gübrelerin aşırı kullanımı nedeniyle azot kirlenmesine uğraması gibidir.

Verimli ve karlı bir düzeyde gerçekleşebilecek tarımsal faaliyetin ya da üretimin sürdürülmesinde 4 temel unsur vardır:
1.Gerekli üretim girdilerinin işletme içi veya dışından sağlanması
2. Üretim faaliyetinin devamlılığının sağlanması
3.Ürün satışı ve pazarlama sürecinin istikrarlı sürdürülmesi
4. İşletme organizasyonu ve planların yürütülmesi.

Katılımcılık: Mevcut durumun analizi ve kalkınma çalışmalarının planlanması, uygulanması ve değerlendirmesinde yerel nüfusun yol gösterici olduğu, yerel nüfus ve kalkınma uzmanları arasındaki iletişim sürecidir.

Belirli kısımları ayrı zaman dilimlerinde kullanılmaya hazır olan ve sağladığı fayda devamlı bir akış niteliğinde olan kaynaklar sürekli kaynaklardır.

Ticaret borsaları, kotasyonunda bulunan tarımsal ürünlerin, arz ve talebe göre oluşan fiyattan alınıp satıldığı, satışların tescil edildiği ve oluşan fiyatın kamuoyuna açıklandığı noktalarıdır. Borsalarda işlem gören ürünler toplam üretimin ancak %20’si kadardır.

Gelişmiş ülkelerde tarıma verilen yüksek destekler, bitki örtülerinin tahribine ve çiftçilerin sulama suyu için ödedikleri ücretin, suyun gerçek kıtlık değerini yansıtmaması, gübre ve ilaç gibi girdilerin fiyatlarının sübvanse edilmesi, bunların aşırı kullanımına ve toprağın özelliklerinin bozulmasına neden olmaktadır. Türkiye’de de uygulanan tarım politikaları doğal kaynakların etkin kullanımını olumsuz etkilemektedir.

Gelişmekte olan ülkelerde tarım sektöründe yer alan işletmelerin gereksinim duydukları finansman miktarını düşük kılmaları finansman maliyetinin artmasına neden olan bir etkendir.

Kırsal toplumu veya topluluğu oluşturan kişi ve grupların kendilerini ilgilendiren kalkınma program ve projelerine ilişkin karar alma ve uygulama süreçlerinde etkin bir biçimde yer almaları ve bu çalışmaların sonuçlarından yararlanmaları kırsal katılımdır.

İktisat teorisi, istatistik ve matematiğin bileşimi olup, iktisat teorisinin, gözlem verileriyle uyuşup uyuşmadığını incelemede kullanılır tanımı ekonometri yöntemine aittir.

Promosyon stratejisi, firmanın pazara sunduğu ürün/hizmeti hedef kitlelere tanıtmak için yaptığı faaliyetleri içeren bir süreçtir.

Çizelge 8.1 Türkiye’de Kırsalda ve Kentlerde Yaşayan Nüfus Miktarı

Tarımsal üretim politikası; tarım işletmelerinin modernleştirilmesi, çiftçilerin üretim girdilerini optimum düzeyde ve bilinçli kullanmaları, planlı ve sürdürülebilir üretim yoluyla tüketim ve dışsatım politikasına uygun olan faaliyetleri içerir.

Çevreci tarım uygulamalarının geliştirilmesi kırsal çevrenin korunması ve geliştirilmesi için gerekli öncelikli araçlardandır.

Tarımsal kalkınma, Kırsal sanayi, Kırsal kalkınma kırsal kalkınmanın temel bileşenlerindendir.