Tefsir Tarihi ve Usulü Final 13. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Burhânî te’vîlin İslam düşüncesindeki en önemli temsilcisi kimdir?
Abdullah b. Abbâs
|
İbn Abbâs
|
İbn Teymiyye
|
İbn Rüşd
|
Ömer Nasûhi Bilmen
|
Burhânî te’vîlin İslam düşüncesindeki en önemli temsilcisi Faslu’l-Makâl adlı eserin sahibi D seçeneğinde adı geçen İbn Rüşd’dür. Doğru cevap D’dir.
2.Soru
Kur’ân vahyinin tarihsel olduğunu geçmişte ilk defa iddia eden fırkanın adı aşağıda verilen şıkların hangisinde yer almaktadır?
Berahime |
Mutezile |
Maturidi |
Ahmedi |
Farici |
Hz. Peygamber’in kendi kavminin dili ile gönderildiğini, dolayısıyla Kur’ân vahyinin tarihsel olduğunu geçmişte ilk defa iddia eden fırkanın Berâhime olduğu söylenir.
3.Soru
Türkçe meal ve Türkçe tefsir çalışmalarının ne zaman hızlandığı aşağıdaki seçeneklerin hangisinde yer aldığı söylenilebilir?
İttihatçı söylemin egemen olmasıyla |
Tevhit inancının yaygınlaşmasıyla |
Ehl-i sünnet harekatının derinleşmesiyle |
İtikat şuurunun benimsenmesiyle |
Şerri hükümlerin kabul edilmesiyle |
Türkiye’de özellikle İttihatçı söylemin egemen olmasından sonra Türkçe Kur’a^n ve Türkçe tefsi^r çalışmaları hız kazanmıştır.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangileri Kur’an’ın terim olarak tanımında yer alır?
I. Tevatürle nakledilmiş
II. Mushaflara yazılmış
III. Tilavetiyle ibadet edilen
I |
II
|
I-II
|
II-III
|
I-II-III
|
Kur’ân’ın terim anlamı şöyledir: “Kur’ân, Hz. Muhammed’e vahiyle indirilmiş, tevâtürle nakledilmiş, mushaflarda yazılmış, tilâvetiyle ibâdet edilen, bir sûresinin –dahi olsa- meydana getirilmesi için meydan okuyan, Fâtiha sûresiyle başlayıp Nâs sûresiyle sona eren, Allah’ın kelâmıdır”.
5.Soru
Kur’ândaki bir konuyu, Kur’ân’ın temel hedef ve ilkelerine uygun bir şekilde usûller çerçevesinde bütüncül olarak araştırıp ortaya koymaya çalışan tefsir türü aşağıdakilerden hangisidir?
Konulu tefsir |
İçtimai tefsir |
Bilimsel tefsir |
Fıkhi tefsir |
İşari tefsir |
Arap tefsîr literatüründe “et-tefsîru’l-mevzûî” olarak geçen “konulu tefsîr”, Kur’ândaki bir konuyu, Kur’ân’ın temel hedef ve ilkelerine uygun bir şekilde belli usûller çerçevesinde bütüncül olarak araştırıp ortaya koyma yöntemine verilen isimdir. Doğru cevap A'dır.
6.Soru
Müşkilü’l-Kur’ân ilminde âyetlerin birbirine zıt görünümlerini ortadan kaldırmaya yönelik çeşitli kaideler geliştirilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu kurallardan biri değildir?
Hüküm hususunda Medenî olanlar Mekkî olanlara tercih edilir.
|
Kur’ân tek bir kaynaktan geldiğinden başı ile sonu arasında hiçbir çelişki ve ihtilaf yoktur.
|
İki hükümden biri Mekkelilerin durumuna, diğeri Medinelilerin durumuna âit olursa, Medinelilerin ahvâli tercih edilir.
|
İki hükümden birisinin zahir manası müstakil bir hükme, diğer âyetin ise sadece lafzı bunu iktiza ederse, müstakil hüküm ifade eden âyet tercih olunur.
|
İki âyetten her biri zahirde bir hükme işaret ettikleri halde; âyetlerden biri umum, diğeri tahsis olarak hükme işaret ediyorsa, bu durumda tahsis içeren âyet tercih edilir.
|
Kur’ân tek bir kaynaktan geldiğinden başı ile sonu arasında hiçbir çelişki ve ihtilaf yoktur kuralı; Müşkilü’l-Kur’ân ilminde âyetlerin birbirine zıt görünümlerini ortadan kaldırmaya yönelik çeşitli kaidelerden biri değildir.
7.Soru
Müellifinin ismiyle birlikte verilen aşağıdaki tefsir eserlerinden hangisi bir dirayet tefsiridir?
İbn Ebî Hâtim, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm |
Ebussuûd, İrşâdu’l-Akli’s-Selîm |
Ebû’l-Leys es-Semerkandi, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm |
Ebû Muhammed el-Hüseyin el-Begavî, Meâlimu’t-Tenzîl |
Celâleddîn esSuyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr fî Tefsîri’l-Me’sûr |
Otuz yıl boyunca hem Kanuni Sultan Süleyman, hem de II. Sultan Selim dönemlerinde devletin şeyhülislamlık makamını temsil eden Ebussuûd Efendi, dirâyet tefsîr alanında telif ettiği İrşâdu’l-Akli’s-Selîm ilâ Mezâye’l-Kitâbi’lKerîm adlı tefsîriyle ün kazanmıştır. A, C, D, ve E seçeneklerinde yer alan tefsirler rivayet tefsir ekolündendir. Doğru cevap B'dir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi halef mezhebinin yaklaşımını benimseyen âlimlerden biridir?
Evzâî
|
Süfyân-ı Sevrî
|
Mâlik b. Enes
|
İmam Şafiî
|
Hasan-ı Basrî
|
A, B, C ve D seçeneğinde adı geçen âlimler selef mezhebinin yaklaşımın benimsemişlerdir. E seçeneğinde adı geçen Hasan-ı Basrî ise halef mezhebinin yaklaşımını benimsemiştir.
9.Soru
Arap dilinde lafızları farklı, fakat anlamları yakın olan kelimelere ne ad verilir?
mütebâyin |
müterâdif |
müşterek |
mütekârib |
mütezâd |
Arap dilinde lafızları farklı, fakat anlamları yakın olan kelimelere mütekârib (yakınanlamlı) kelimeler; bu olguya da tekârüb denir. Dilde terâdüf şartlarını bütünüyle sağlayan kelime sayısının azlığına binaen, terâdüf, tam ve cüzi şeklinde taksim edilmiş, cüzi terâdüf kısmı, mütekârib terimiyle karşılanmıştır. Doğru cevap D’dir.
10.Soru
Amacı Kur’ân’ın hükümlerini ortaya koymak suretiyle insanların dünya hayatlarını düzenleyip ahiret mutluluğunu kazanmalarını sağlamak olan tefsir türü aşağıdakilerden hangisidir?
İşari tefsir |
Bilimsel tefsir |
Mezhebi tefsir |
Fıkhi tefsir |
İçtimai tefsir |
Fıkhî tefsîr, Kur’ân’daki ibâdât, muamelat ve ukubat ile ilgili âyetleri yorumlayan akıma verilen isimdir. İlgili akımın konusu, ahkâm âyetleridir. Gayesi ise Kur’ân’ın hükümlerini ortaya koymak suretiyle insanların dünya hayatlarını düzenleyip ahiret mutluluğunu kazanmalarını sağlamaktır. Doğru cevap D'dir.
11.Soru
İlk baskısı 1947 yılında Tanrı Buyruğu adıyla yayınlanan ve İslam hakkında genel bilgilerle tefsirden oluşan iki bölümlü eserin sahibi alim aşağıdakilerden hangisidir?
Muhammed Esed |
Seyyid Kutub |
Hasan Basri Çantay |
Ömer Rıza Doğrul |
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır |
İki ciltlik ilk baskısı 1947 yılında neşredilen Tanrı Buyruğu, temel olarak iki
bölümden meydana gelmiştir. İlk bölüme “birinci ayırım” diyen müellif, burada daha ziyade İslâm hakkında genel bilgiler vermiş ve bir anlamda tefsîr usûlü
diyebileceğimiz tarzda bir mukaddime yazmıştır. “İkinci ayırım” dediği bölüm
ise Hafız Osman hattıyla yazılmış Kur’ân metninin de bulunduğu meâl ve tefsîr
bölümüdür. Doğrul bu meâli, Doğu-Batı kaynaklarını ayırt etmeksizin taramak
suretiyle kırk yılda tamamladığını anlatır. Harfî tercüme yerine tefsîrî tercümeyi
esas alır ve gerçekten akıcı ve anlaşılır bir Türkçe kullanır. Sûreler hakkında kısa bilgiler verir. Âyetler arasındaki bütünlüğe azami gayret gösterir.
12.Soru
Kur’ân'ın anlaşılması yolunda daha çok bilgi azlığı nedeniyle uyanan vehimleri giderip tatmin edici cevaplar hazırlayan ilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?
Üslûbu’l-Kur’ân |
İ’câzu’l-Kur’ân |
İ’râbu’l-Kurân |
Müşkilü’l-Kur’ân |
Siyakü'l Kuran |
Kur’ân’ın çeşitli özelliklerine vakıf olmayan ve bu konuda yeterli alt yapısı bulunmayan bazıları onun birtakım âyetleri arasında ihtilaf bulunduğunu zannedebilir. Başka bir ifadeyle bir âyetin manasının başka bir âyetin manasıyla çeliştiğini düşünebilir. Böyle bir vehme düşmüş kimseye cevap verilmesi ve vehminin giderilmesi gerekir. İşte bu tür izahları yaparak vehimleri ortadan kaldırmaya çalışan Kur’ân ilmine “Müşkilü’l-Kur’ân” denir. Müşkil kelimesi; zorluk, problem, sıkıntı gibi anlamlara gelir. Terkip halindeki Müşkilü’l-Kur’ân ifadesi ise daha çok bilgi azlığı nedeniyle uyanan vehimleri giderip tatmin edici cevaplar hazırlayan ilim dalı demek olur.
13.Soru
Aşağıda şıklarda verilenlerden hangisi Kur’an’daki kıssaların hedefleri arasında gösterilemez?
Müminleri teselli etmek |
Hz. Peygamberden sonra gelen nesli farklı kılmak |
Doğru yolda olmanın önemine dikkat çekmek |
Toplumu eğitmek ve yetiştirmek |
Muhataplarına genel bir fikir vermek |
Hz. Peygamberden sonra gelenleri farklı kılmak kıssaların hedefleri arasında değildir
14.Soru
Kur’an’ın mucizevi süpersentetik bir dil örgüsü olduğunu bu sebeple muhatabın Kur’an bütüncüllüğü içerisinde şık durmayan bir anlamı nasslara yükleyemeyeceğini ifade eden meşhur dilbilimci kimdir?
Kadı Abdulcabba |
Vehb b. Münebbih |
Ata b. Ebi Rebah |
Zemahşeri |
Abdulkahir el Cürcani |
Kur’ân, bizim kendisine sınırsız manalar yükleyebileceğimiz bir kelam değildir; aksine o, ısrarla kendi anlam dünyasını bize kabul ettirmek ister. Dokusuna uymayan her anlamı dışlar. Meşhur dilbilimci Abdulkahir el-Cürcânî nazım teorisinde, Kur’ân’ın mucizevî, süpersentetik bir dil örgüsü olduğunu, bu sebeple muhatabın, Kur’ân’ın bütüncüllüğü içerisinde şık durmayan bir anlamı nasslara yükleyemeyeceğini ifade etmek ister
15.Soru
Kur’a^n’ın nüzu^l sebeplerine göre tefsi^r edilmesi yönteminde öncelikli olarak ne yapılması gerektiği verilen şıkların hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Kur’an metinlerinin iç bağlamına yönelmek |
Kur’an metinlerinde geçen sözcükleri tahlil etmek |
Su^relerin tarihsel ve meka^nsal alt yapılarını tespit etmek |
Ayetleri tarihsel bağlamda incelenmek |
Ayetlerin izafi manalarının çıkarılması |
Kur’a^n’ın nüzu^l sebeplerine göre tefsi^r edilmesi yöntemi, öncelikle su^relerin tarihsel ve meka^nsal alt yapılarını tespit etmeye çalışır.
16.Soru
Literatürü “Ahkâmü’l-Kur’ân” adıyla anılan, ahkâm âyetlerini tefsîr etme mantık ve mantalitesiyle yorum yapan akım aşağıdakilerden hangisidir?
Fıkhî tefsîr ekolü |
Hâricî Tefsîr Ekolü |
İşârî tefsîr ekolü |
Mutezilî Tefsîr Ekolü |
Şiî Tefsîr Ekolü |
Fakihler, tefsîr alanında sadece Kur’ân’daki ahkâm âyetlerini tefsîr etme mantık ve mantalitesiyle yorum yapan bir akım geliştirmişlerdir. Bu akım, “fıkhî tefsîr
ekolü”; literatürü de “Ahkâmü’l-Kur’ân” adıyla anılmaktadır.
17.Soru
Kur’ân’ın modern yorumlamalarından hangisi insanı ve toplumu anlamak için mutlak surette tarihsel koşullara gidilmesi gerektiğini, tarihin dışına çıkarak insan tabiatını anlamanın imkânsız olduğunu savunur?
Geleneksel yaklaşım
|
Tarihsel yaklaşım
|
Semantik yaklaşım
|
Semiyotik yaklaşım
|
Hermeneutik yaklaşım
|
Kur’ân’ın yorumlanmasında toplumu, olay ve olguları tarihi akış içerisinde değerlendiren yaklaşım tarihsel yaklaşımdır.
18.Soru
Bakara (2) sûresinin 275. âyeti “faiz yiyenler (mahşerde) ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar”. Aşağıdaki hangi siyak münasebeti içinde yer alır?
Ayetler arası siyak münasebeti,
|
Farklı konular arası siyak münasebeti,
|
Sûre içi siyak münasebeti,
|
Sûreler arası siyak münasebeti,
|
Âyet içi siyak münasebeti
|
Bakara (2) sûresinin 275. âyeti “faiz yiyenler (mahşerde) ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar” ayeti Âyet içi siyak münasebeti içinde yer alır.
19.Soru
“Kur’ân, sahip olduğu ikna gücü, belagat ve inşası itibariyle seviyesine erişilemeyecek bir kitaptır. İslâm âleminde görülen bütün ilim ve irfan dallarının hayret uyandıran inkişâfı, Kur’ân sayesinde gerçekleşmiştir.” Sözü hangi Batılı araştırmacıya aittir?
Regis Blachere
|
Henri Lammens
|
Hirshfield
|
Palmer
|
Goldziher
|
“Kur’ân, sahip olduğu ikna gücü, belagat ve inşası itibariyle seviyesine erişilemeyecek bir kitaptır. İslâm âleminde görülen bütün ilim ve irfan dallarının hayret uyandıran inkişâfı, Kur’ân sayesinde gerçekleşmiştir.” Sözü Hirshfield’a aittir.
20.Soru
Kur’ân lafızları, yüklendiği anlamlar açısından ya temel anlama ya da yan anlamlara gelirler. Aşağıdakilerden hangisi yan anlam değildir?
mecâzî |
İsti’âri |
Kinâî |
Teşbîhî |
İbtidaî |
Bu tanım kapsamına giren Kur’ân lafızları, yüklendiği anlamlar açısından ya temel anlama ya da yan anlamlara gelirler. Temel anlam, hakîkî anlam; yan anlamlar da mecâzî, isti’âri, kinâî ve teşbîhî anlam kavramlarıyla ifade edilir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ