Tefsir Tarihi ve Usulü Final 3. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Herhangi bir şer’î hükmün yerine başka bir şer’î hükmün gelerek öncekinin ortadan kalkması anlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir?
Esbab-ı Nüzul
|
Nasih
|
Ayet
|
Kasasu’l Kur’an
|
Mensuh
|
Herhangi bir şer’î hükmün yerine başka bir şer’î hükmün gelerek öncekinin ortadan kalkması anlamına gelen kelime ‘’Nasih’’ kelimesidir.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Ashâbın israiliyâta başvurmadığı konulardan biri değildir?
İtikâdî konular.
|
Hz. Peygamber tarafından izahı yapılan meseleler.
|
İlgilenilmesinde hiçbir fayda mülahaza edilmeyen polemikler.
|
Sıhhatini tam olarak bilemediğimiz, bu bakımdan ne kabul ne de reddedebileceğimiz rivâyetler.
|
Fıkhî hükümler.
|
Sıhhatini tam olarak bilemediğimiz, bu bakımdan ne kabul ne de reddedebileceğimiz rivâyetler Ashâbın israiliyâta başvurmadığı konulardan biri değildir.
3.Soru
İslâm ümmetinin diğer topluluklara üstünlüğü, temelde kitaplarının tahrif edilmemiş olmasıyla ilgilidir, diyen bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?
Hasan Hanefi
|
Muhammed Arkoun
|
Fazlurrahman
|
Nasr Hamid Ebu Zeyd
|
Beydâvî |
İslâm ümmetinin diğer topluluklara üstünlüğü, temelde kitaplarının tahrif edilmemiş olmasıyla ilgilidir, diyen bilim adamı ‘’Hasan Hanefi’’ dir.
4.Soru
Nazım teorisinde, Kur’ân’ın mucizevî, süpersentetik bir dil örgüsü olduğunu, bu sebeple muhatabın, Kur’ân’ın bütüncüllüğü içerisinde şık durmayan bir anlamı nasslara yükleyemeyeceğini ifade eden meşhur dilbilimci aşağıdakilerden hangisidir?
Abdulkahir el-Cürcânî
|
Ebu İsa İshak b. Yahya
|
Zemahşerî
|
Beydâvî
|
Toshihiku İzutsu
|
Nazım teorisinde, Kur’ân’ın mucizevî, süpersentetik bir dil örgüsü olduğunu, bu sebeple muhatabın, Kur’ân’ın bütüncüllüğü içerisinde şık durmayan bir anlamı nasslara yükleyemeyeceğini ifade eden meşhur dilbilimci ‘’Abdulkahir el-Cürcânî’’ dir.
5.Soru
Genel olarak usûl âlimleri müteşâbih âyetleri kaç kısımda değerlendirmişlerdir?
Bir
|
İki
|
Üç
|
Dört
|
Beş
|
Genel olarak usûl âlimleri müteşâbih âyetleri B seçeneğinde belirtildiği gibi iki kısımda değerlendirmişlerdir: Muhkemlerle karşılaştırıldığında manası bilinebilenler. Hakikatini bilmeye imkân bulunmayanlar.
6.Soru
Tefsir anlayışı imamet inancıyla şekillenmiş olan mezhep aşağıdakilerden hangisidir?
Şia |
Eşarilik |
Maturudilik |
Mutezile |
Haricilik |
İmâmiye Şîasının tefsîr anlayışı, başta imâmet olmak üzere temel inançlarıyla doğrudan ilgilidir. Onlara göre, imâmet, vahiy kurumunun devamı niteliğindedir. Hz. Peygamber vefat edince vahiy kesilmiş ve tebliğ vazifesi sona ermiştir. Ondan sonra dinin hükümlerini uygulama ve dünyada peygamberi temsilen müminleri o hüküm ve emirlere göre idare etme vazifesi, sonraki imâmlara aittir. Doğru cevap A'dır.
7.Soru
Kur’an’da geçen Garip kelimelerinin araştırılması ve öğretilmesinin ne zaman başladığı aşağıda verilen şıkların hangisinde genel olarak verilmiştir?
Uhud savaşından sonra |
Bedir savaşında sonra |
Hicretle birlikte |
Hz. Peygamberden sonra |
Hz. Peygamber zamanında |
Garîb kelimelerin araştırılması ve manalarının öğrenilmesi hususunda Hz. Peygamber’in emri ve sahabenin çabası sonucu genelde Me’ani’lKur’ân, özelde Garîbü’lKur’ân adıyla sözlükler ortaya çıkmıştır.
8.Soru
I. Âlimlerin büyük çoğunluğu müteşabih âyetlerin te’vîllerinin ancak Allah tarafından bilinebileceğini ifade etmişlerdir
II. Müteşâbih ayetler muhkem âyetlerin ışığı altında değerlendirilirler
III. Sadece müteşâbih ayetlerin peşine düşmek kalbin Allah’a tam teslim olmadığını gösterir
IV. Kur’ân’ın özü ve temeli çoğunlukla müteşabih ayetlerden oluşur
Müteşabih ayetler ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur?
Yalnız I |
I ve II |
I, II ve III |
I, III ve IV |
II, III ve IV |
“Sana Kitabı (Kur’ân’ı) indiren O’dur. Onda bir kısım âyetler muhkemdir ki bunlar kitabın anasıdır. Diğer bir kısmı da müteşâbihlerdir. Kalplerinde eğrilik bulunanlar sırf fitne çıkarmak ve te’vîline yönelmek için onun müteşâbih kısmının ardına düşerler. Halbuki onun te’vîlini Allah’tan başka kimse bilmez. İlimde derinleşenler ise, biz ona inandık, hepsi Rabbimizden derler. Bunu ancak akıl sahipleri düşünür” (Âl-i İmrân (3), 7).
Görüldüğü gibi bu âyette Kur’ân’ın iki kısımdan oluştuğu ifade edilmiştir. Buna göre bir kısım âyetler muhkemdir ve bunlar Kur’ân’ın özünü ve temelini oluştururlar. Kur’ân’ın diğer kısım âyetleri ise müteşâbihlerdir. Bu âyetler müteşâbih olduğundan onların mahiyet ve keyfiyeti bilinemez. Âlimlerin büyük çoğunluğuna göre Kur’ân, bu tür âyetlerin te’vîllerini ancak Allah’ın bileceğini ifade etmektedir. Ne var ki müteşâbihler muhkem âyetlerin ışığı altında değerlendirilirler. Ancak kalpleri Allah’a tam teslim olmamış kimseler, kendilerini ve diğer insanları şaşırtmak için sadece müteşâbihlerin peşine düşerler. Bunu yaparken anlamı açık olan muhkemlere ise hiç iltifat etmezler, onların gereğini yerine getirmezler, bütün işleri müteşâbihlerdir. Açık olanın dediğini yapıp kurtulmak varken, onlar kapalı olanın ardına düşerler.
9.Soru
Hangi kavram Kur’ân’ın doğru anlaşılıp tefsîr edilmesine katkı sağlayan en önemli mana ilimlerinden birisidir?
Muhkem
|
Kuran’ın Siyakı
|
Müşkilü’l Kuran
|
İcaz-ul Kuran
|
Üslübu’l Kuran
|
Kuran’ın Siyakı ilkesi Kuran’ın doğru anlaşılıp tefsir edilmesinde en önemli katkıyı sağlayan ilkelerden biridir. Siyak ilkesi kuranda ifade edilen durumun bağlam (context) içerisinde ele alınması hususudur.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kuran’ın kıssalarının özelliklerinden biri değildir?
Kur’ân, birçok kıssadan müteşekkil bir kitap görünümündedir. |
Kıssalar, Allah’ın tarih boyunca elçiler aracılığı ile insan varlığına gönderdiği mesajları, müspet ya da menfî insanî tutumlara verdiği cevapları bize anlatır.
|
Kur’ân’da dünya ve ahiret ikilisi, birbirlerinin alternatifi olarak kullanılmaz.
|
Kur’ân kıssalarının özelliklerinden birisi, tekrar edilmeleridir.
|
Kur’ân kıssalarının bilimsel olarak kanıtlanamaması kıssaların gerçekliğini sorgulatmaktadır.
|
Kur’ân kıssalarının bilimsel olarak kanıtlanmasına ihtiyaç yoktur çünkü bugünkü tarihi kayıtların Kur’ân kıssalarını ihtiva etmemesi kıssaların kusuru değil tarihi kayıtların eksikliğidir.
11.Soru
Râgıb İsfahânî, müteşâbih âyetlerin kaç kısımda incelenebileceğini ifade eder?
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
Râgıb İsfahânî ye göre müteşabih ayetler üç kısımda incelenebilir. Bunlar: 1. Bilinmesi mümkün olmayan mutlak müteşâbihlerdir ki bunları ancak Allah bilir. 2. İnsanın sebeplere sarılarak manasını bilebileceği izâfî müteşâbihlerdir. 3. Bilgisi sadece ilimde derinlik kazanmış bazı kimselere tahsis edilmiş müteşâbihlerdir.
12.Soru
Haki^ki^ failine isna^dına mani bir kari^nenin bulunması şartıyla, bir alakadan dolayı bir eylemin gerçek failinden başkasına isna^d edilmesine ‘____________________’ denilmektedir? Yandaki boşluğa gelmesi gereken uygun ifade aşağıdaki seçeneklerin hangisinde bulunmaktadır?
Akli mecaz |
Lugavi mecaz |
Şeri mecaz |
Mecaz-ı mürsel |
İsti’are |
Akli^ meca^z, haki^ki^ failine isna^dına mani bir kari^nenin bulunması şartıyla, bir alakadan dolayı bir eylemin gerçek failinden başkasına isna^d edilmesidir.
13.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İmâmiyye Şîasına mensup olan ve tefsîr yazan müfessirlerden biridir?
Ebû Müslim el-Isfahânî
|
Kâdî Abdulcebbâr
|
Şerif Murtezâ
|
Ebû Cafer et-Tûsî
|
Zemahşerî
|
A, B, C ve E seçeneklerinde adı geçen müfessirler Mutezile mezhebine mensup olan ve Kur’ân tefsîri yazan müfessirlerdir. D seçeneğinde adı geçen müfessir Ebû Cafer et-Tûsî ise İmâmiye Şîasının en önemli tefsirlerinden biri olan “et-Tibyân fi Tefsîri’l-Kur’ân” adlı tefsirin yazarıdır.
14.Soru
Her türlü işaret sistemini ele alan ilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?
Etimoloji |
Ontoloji |
Semantik |
Semiyoloji |
Hermeneutik |
Semiyotik, canlı varlıkların birbirleri arasında bildirişim amacıyla kullandıkları her tür işaret sistemini ele alır. Semantik, kelimelerin anlamlarını tespit
eden ve bu anlamlardaki değişimleri inceleyen bir ilim dalı iken bu alanla
iç içe görünen semiyotik daha geniş bir sahayı ihata eder ve dilsel olsun ya da olmasın, tüm işaretlerin gösterilenleri üzerinde fikirler yürütür.
15.Soru
.................... “hakka” kelimesinden türemiş olup sözlükte, “gerçek, öz, temel, asıl” gibi anlamlara gelmektedir.
Boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Haysiyet |
Hidayet |
Hakkaniyet |
Hakîkat |
Hikmet |
Hakîkat, “hakka” kelimesinden türemiş olup sözlükte, “gerçek, öz, temel, asıl”
gibi anlamlara gelmektedir.
16.Soru
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Esbâbı Nüzúlün çeşitlerinden herhangi birine yer verilmiştir?
Müminlerin zor durumda kaldığı zaman inen ayetler |
Hz. Peygamberin önemli konularda Ehli beytinin bilgilendirilmesi amacıyla inen ayetler |
Toplumda infiale sebep olan bir olay hakkında inen ayetler |
Peygamber ashabının bir konu hakkında şüpheye düştüğü durumlarda inen ayetler |
Hz. Peygamberin herhangi bir mevzuda çelişkide kaldığı zamanlarda inen ayetler |
Toplumda infiale sebep olan bir olay hakkında inen ayetler Esbabı Nüzulün çeşitlerindendir.
17.Soru
Resûlullah, kendisine indirilen âyet ve sûreleri, o devirde kullanılmakta olan yazı
malzemelerine yazdırıyordu. Aşağıdakilerden hangisi bu malzemelerden biri değildir?
Hurma ağacının, yaprakları ve kabukları |
İnce beyaz taşlar. |
Kürek ve kaburga kemikleri |
Büyük kaya anıtları |
İşlenmemiş deri |
Resûlullah, kendisine indirilen âyet ve sûreleri, o devirde kullanılmakta olan yazı
malzemelerine yazdırıyordu. Bu malzemeler şunlardır:
1. Hurma ağacının, yaprakları, kabukları ve yapraklarının orta damarları.
2. İnce beyaz taşlar.
3. Kürek ve kaburga kemikleri.
4. İşlenmemiş deri.
5. İnce deri (rakk).
6. Çanak-çömlek parçaları.
7. Parşömen parçaları.
8. Tahtadan yapılmış levhalar.
9. Bez parçaları.
10.Papirüs.
Büyük kaya anıtlarına ayet ve sure yazılması peygamber sonrası döneme rastgelir.
18.Soru
Kur’ân’daki müteşâbihler (birçok manaya ihtimali olan ve bu manalardan birini tayin edebilmek için hârici bir delile ihtiyacı olan âyetlerdir) hangi dönemde oldukça sıkı tutulmuştur?
Hz. Muhammed (SAV)
|
Hz. Ömer
|
Hz. Osman
|
Hz. Ebubekir
|
Hz. Ali
|
Hz. Ömer döneminde Kur’ân’daki müteşâbihler (birçok manaya ihtimali olan ve bu manalardan birini tayin edebilmek için hârici bir delile ihtiyacı olan âyetlerdir) oldukça sıkı tutulmuştur.
19.Soru
Kur’an lafızlarının yaşadığı toplumda az kullanıldığı veya yabancı kaynaklı olduğu için anlaşılması zor olan kapalı lafızlara ne ad verilir?
hâss lafız (dar anlam) |
garîb lafız |
âmm lafız (genel anlam) |
mübhem lafız |
mücmel lafız |
Kur’an lafızlarının yaşadığı toplumda az kullanıldığı veya yabancı kaynaklı olduğu için anlaşılması zor olan kapalı lafızlara garîb ve bu Kur’an ilmine de Garîbu’l-Kur’an denir. Doğru cevap B’dir.
20.Soru
I. Hâricîler'in kaba-nezaketsiz bedevilerden oluşması
II. İlmî-fikrî seviyelerinin yetersizliği
III. Ayrılıkçı grup olarak sürekli hilafet makamı tarafından saldırılara maruz kalması
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Hâricîler'in literatür oluşturacak düzeyde bir tefsîr birikimi meydana getirememelerinin sebepleri arasındadır?
Yalnız I |
Yalnız III |
I ve II |
II ve III |
I, II, III |
Hâricîler, esas itibariyle kaba-nezaketsiz bedevilerden oluşması, ilmî-fikrî seviyelerinin yetersizliği ve ayrılıkçı grup olarak sürekli hilafet makamı tarafından saldırılara maruz kalması gibi sebeplerle literatür oluşturacak düzeyde bir tefsîr birikimi meydana getirememişlerdir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ