Doğru seçenek C şıkkıdır. Mide bağırsak kıl kurdu larvaları koyunlara otlama esnasında ağız yoluyla girmekte ve bu şekilde sindirim sisteminde kendilerine
uygun bölümlere (sadece abomasuma veya sadece ince bağırsağa) giderek oralara yerleşerek erişkin parazit haline gelmektedirler

Canlıların paraziter hayata geçişte, yumurtalarının yapışkan bir özellik kazanması yumurta şekillerinde oluşan bir değişikliktir. Parazitlerin vücut şekil ve büyüklüğüyle ilgili değişiklere dahil değildir. "e" doğru cevaptır.

Yuvarlak, oval, çomak, mekik, armut gibi çok değişik şekillerde olabilir. Protozoonların vücutları genellikle simetrik olmakla birlikte bazılarında asimetri görülebilir. Protozoonlar çok küçük parazitler olup ancak mikroskopta görülürler çıplak gözle görülemezler. Her şeye rağmen protozoon bir hücredir. Bu nedenle vücutları çekirdek, sitoplazma ve hücre zarından oluşmuştur. Protozoon tanımı da tek hücreli parazitleri ifade eder.

Eşeysiz bir üreme şekli olan şizogoni’ yi takiben oluşan eşeyli bir üreme şeklidir. Eşeysiz bölünme neticesinde oluşan hücrelerden erkek hücre olan mikrogametosit ve dişi hücre olan makrogametosit oluşur. Daha sonra bunlar olgunlaşarak mikrogamet ve makrogamet haline gelir. Oldukça hareketli ve kamçısı olan mikrogamet makrogamet’i döller ve zigot oluşur. Oluşan zigot bazı türlerde dışarı atılır. ‹ndirekt gelişen bazı türlerde ise konakta şekillenen gametosit veya gamet’ ler vektör tarafından alınır ve zigot bu vektörde gerçekleşir. Eğer zigot dışarıya atılacaksa dış şartlara dayanıklı olabilmesi amacıyla etrafı bir kabukla çevrilir ve buna ookist adı verilir. Eğer zigot vektörde oluşmuşsa ve dışarıya atılmayacaksa etrafı bir zarla çevrilir, kabuk oluşmaz buna da ookinet adı verilir. Singami’yi eşeysiz bir üreme şekli olan sporogoni takip eder. Doğru cevap B’dir.

Hareket Organlarında Oluşan Değişiklikler: Daha çok endoparazitlerde olmak üzere hareket organlarının bazılarında dejenerasyonlar (bozulmalar) şekillenmiştir. Örneğin uyuz etkenlerinde bacaklar kısalmış, bit pire gibi bazı ektoparazitlerde kanatlar dejenere olmuş, bunun yerini halter şeklindeki denge organları almıştır.

Zoonoz terimi hayvanlardan insanlara, insanlardan hayvanlara geçen hastalıkları ifade eden bir terimdir. İnsan ve hayvanlar arasında ortak seyreden hastalıkları belirtir ve bitkilerle bir ilgisi yoktur. Zoonoz hastalıklar paraziter, viral, bakteriyel olabilir.

İki mumyanın böbreklerinde bulunan Schistosoma haematobium yumurtalarının bulunması ile hematuri (kan işeme)nin varlığı ortaya konmuştur. "c" şıkkı doğru cevaptır.

Otopsi; canlıların ölümünden sonra etik kurallar çerçevesinde bilim amaçlı olmak üzere canlının açılarak incelenmesi olarak tanımlanır.

Paraziter yaşama geçen canlıların yapılarında bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişiklikler genelde konakları ile sıkı bir bağ kurmak zorunda olan parazitlerin konağa tutunmasını sağlayacak çeşitli organların gelişmesi şeklinde olmuştur. Çengel, vantuz, emici disk ve kıskaçlar bu yapışma organellerinden bazılarıdır.

Sölozoik, Histozoik, İntraselüler ve Hemoparazitler Endoparazitler olarak değerlendirilirler ve konaklarının doku ile organlarında yaşarlar. Ektoparazitler ise konak vücudunun dış yüzeyinde yaşayan parazitlerdir. Endoparazitlerden olan Sölozoik parazitler vücut boşluklarında veya boşluklu organlarında yaşarlar.

 İnokulatif aktarmada ise, etkenlerin konaklara bulaşması, vektör canlının ısırması veya sokması neticesinde gerçekleşmektedir. Parazitlerin bu tarz bulaşması genelde kan emici vektörler aracılığıyla olmaktadır.

Parazit için doğada kaynak rolü oynayan konaklara rezervuar konak adı verilir.

Skoleks, parazitin konağa tutunmasını sağlayan ve üzerinde rostellum ve çekmen adı verilen yapıların bulunduğu bölge;Strobila ise boyun bölgesinden sonra gelen kısım olup parazitin üremesinden sorumlu olan ve üzerinde halkaların bulunduğu kısımdır. Terimleri sırasıyla yerine koymak istediğimizde Skoleks ve Strobila sıralaması doğrudur.

Doğru seçenek Kommensalizmus’tur.

Kommensalizmus: ‘Aynı masada yemek’ anlamına gelmekte, konuk olan canlının konağın gıda artıkları veya sindirilemeyen besinini paylaşmakta ancak
misafir olduğu canlıda bir zarar oluşturmamaktadır.

Simbiyoz: Yunanca’da beraber yaşama anlamındadır. Mutualizmus’ta birlikte yaşayan iki canlı arasındaki ilişki esnektir. Canlılardan biri diğerinden ayrılabilir ve yaşamına devam eder. Simbiyoz’da ise canlılar birbirinden ayrılamaz eğer bu gerçekleşirse ikisi de ölür. Bir alg ve bir mantar bir arada yaşayarak liken’i oluşturur. Algler mantarlar için gerekli hidrokarbonların sentezi için klorofile sahiptir. Mantarlar ise alglerin su ve mineral tuzları absorbe etmeleri için gerekli rutubetli ortamı sağlar. Buradaki bağlantı zorunluluktur. Kesinlikle birinin diğerinden ayrılması mümkün değildir.

Paraziter etkenlerin gebe konaklardan gebelik esnasında plasenta yoluyla yavrulara geçmesi: Plasenta yoluyla girişe, 

Parazitin hayvanlara deri yoluyla girişi: Deri içine girişe,

Paraziter etkenler vektörler aracılığıyla deriden geçerek konağın kan dolaşımına dahil olması: Kan yoluyla girişe,

Parazitin konaklara kontamine toprak ile dolaylı yoldan girişi: Ağızdan girişe

Enfekte konakların kendi vücutlarında oluşan paraziter enfektif formlarla tekrar enfekte olması durumu ise  (Örn: Dışkıyla dışarı
çıkmayan bazı ince duvarlı Cryptosporidium ookistlerinin aynı konakta ince bağırsakta tekrar enfeksiyon meydana getirmesi):Endojen otoenfeksiyon yoluyla parazitlerin konaklara girişini açıklamaktadır. Yani "e" şıkkı doğru cevaptır.

Gelişme şeklinde parazit hayat döngüsünü tamamlayabilmek için bir ara konağa ihtiyaç duyuyor ise bu Diheteroksen gelişmedir.

Mutualizm: iki canlının birbiri ile olan bağlantısından iki tarafta yararlanmaktadır. Bazı protozoaların ve omurgasız hayvanların içinde bulunan Zoochlorella (Yeşil alg) ve Zooxanthella (sarı-kahverengi alg) lar barınak bulmakta, karbonik asit ve benzeri bileşiklere kolayca ulaşabilmektedir. Karşılığında yaşadıkları hayvan hücreleri için oksijen ve karbonhidrat sağlamaktadırlar. Deneysel yapılan çalışmalara göre ruminantlarda (koyun, keçi, sığır, geyik vb.-gevişenler) protozoonlar bıraktıkları selülaz enzimi selülozu parçalamakta ve kendi metobolizmaları için kullanılabilir hale getirmektedirler. Bu protozoonlarda çoğalma ikiye bölünerek ve çok hızlı olmaktadır. Yaklaşık bir gün ömrü olan bu protozoonların ölümü ile parçalanmakta ve konak tarafından sindirilmektedir. Ruminantlar ihtiyacı olan total azot (nitrojen) ihtiyaçlarının beşte birini bu yolla sağlamaktadır. Bu şekilde iki tarafta birbirinden yarar sağlamaktadır.

Bir parazitin normal olarak bulunması gereken organ veya dokudan başka bir yerde bulunmasına sapık parazitizm denir. Örneğin normalde karaciğerde bulunan Fasciola hepatica’ya bazen akciğerlerde ve deri altında da rastlanabilmektedir. Ancak bu organlar parazitin gerçek yaşam alanları değildir.