Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Ara 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi batıda feminist çalışmalara yön veren temel düşünürler ve eserlerinden değildir?
Fransız Devrimi , Seneca Falls Bildirisi |
Mary Wollstonecraft, Kadın Haklarının Savunusu |
Sarah Grimke, Eşitlik Üzerine |
Margaret Fuller, 19. Yüzyılda Kadın |
Simone de Beauvoir, İkinci Cins |
Batıda Feminist Çalışmalara Yön Veren Temel Düşünürler Ve Eserlerinden :
Mary Wollstonecraft, Kadın Haklarının Savunusu, Sarah Grimke, Eşitlik Üzerine, Margaret Fuller, 19. Yüzyılda Kadın, Elisabeth Cady Stanton, Kadının İncili, Simone de Beauvoir, İkinci Cins, Nancy Chodorow, Anneliğin Yeniden Üretimi, Judith Butler, Cinsiyet Belası.
2.Soru
______________, birisine istediği bir şeyi yapmayı yasak etmek ya da istemediği halde zorla bir şeyi yaptırmak, emretmek, itaat ettirmek gibi zor ve güce dayanan bir ilişki biçimini anlatmaktadır.
Yukarıda boş bırakılan yeri aşağıdakilerden hangisi doğru şekilde tamamlar?
Sembolik şiddet |
Yetke |
Meşruluk |
Eril tahakküm |
İktidar |
Yetke kavramı, birisine istediği bir şeyi yapmayı yasak etmek ya da istemediği halde zorla bir şeyi yaptırmak, emretmek, itaat ettirmek gibi zor ve güce dayanan bir ilişki biçimini anlatmaktadır.
Dolayısıyla doğru cevap B seçeneğidir.
3.Soru
- Erkek cinsiyeti üzerine temellenmiş ve eril değerler ile yapılanmış kültür içinde erkekler, her alanda kendilerine özgü ataerkil bir dil, söylem ve kavramlar oluşturmuşlardır.
- Hem cinsiyet-toplumsal cinsiyet ayrımının sorunlarını aşmak hem de toplumsal cinsiyete bir alternatif olmak için "yaşanan "beden” kavramını öne sürmüştür.
- Ona göre, birçok yazar eril-dişil simgeciliğini ve aklı (ussallığı) erkek, akıl dışılığı ise kadını tanımlamak için kullanmıştır.
Yukarıdakilerden hangileri, Fransız feminist L. Irigaray'ın görüşleri ile ilgili doğru bilgiler arasında yer alır?
I-II |
I-III |
II-III |
I |
II |
T. Moi, hem cinsiyet-toplumsal cinsiyet ayrımının sorunlarını aşmak hem de toplumsal cinsiyete bir alternatif olmak için "Yaşanan Beden" kavramıyla alana katkı sunmuştur. Moi’de bu kavram, belirli bir sosyo-kültürel bağlam içinde eylemde bulunan ve deneyimleyen fiziksel bir bedeni işaret etmektedir. Bu bilgiler doğrultusunda "II", L. Irigaray'ın görüşleri arasında yer almaz. Doğru cevap B seçeneğidir.
4.Soru
Mauss'a göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Beden, insanın ilk ve doğal ‘alet’idir |
Beden, ‘sayesinde dünyanın varolduğu şey’dir. |
Beden, toplumsal sembolizmin önemli bir unsurudur. |
Beden, devam eden toplumsal bir süreçtir. |
Beden, tamamlanmamış biyolojik bir süreçtir. |
Mauss’a göre de beden, insanın ilk ve doğal ‘alet’idir. Fiziksel/biyolojik bedenin kendisi, toplum ve kültür tarafından biçimlendirilmektedir. Toplumlar, kültürleri aracılığıyla,
insanların bedenlerini kullanmalarına ilişkin bilgiler üretmektedirler. Cevap A şıkkıdır.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi kente gelen göçmenin hayatında oluşan değişimlerden biri değildir?
Kente göç ile birlikte bireyin çevresi değişir. |
Yeni ve daha üst bir sosyal statü kazanır. |
Mesleğinde, gelir düzeyinde gelişme yaşar. |
Aile bağlarında güçlenme başlar. |
Toplumsal ilişkilerinde değişim yaşar. |
Aile bağlarında güçlenme başlar.
6.Soru
Butler’ın Queer kuramına göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Kadın ve erkek bedenleri arasındaki ayrımı keyfidir. |
Sayısız toplumsal cinsiyet formu ve sayısız biyolojik cinsiyetler vardır. |
Kadınlar, biyolojik cinsiyete dayalı kültürel yönergeleri kendilerine mal etmelidirler. |
Toplumsal cinsiyet, toplumsal performanslardan başka bir şey değildir. |
Beden, bireylerin biyolojik cinsiyeti heteroseksüel normlara göre sahneledikleri bir alandır. |
Butler'ın kuramı, cinsiyetler üzerine analiz yaparken, kadınların biyolojik cinsiyete dayalı kültürel yönergeleri kendilerine mal ettiklerini ileri sürer ama bunu kadınların üstlenmesi gereken bir rol olarak ortaya koymaz. Cevap C şıkkıdır.
7.Soru
Erkek bedenlerinin fiziksel açıdan güçlü, dayanıklı, aktif, mental açıdan ise rasyonel/akılcı, bağımsız, girişimci, rekabetçi, vb.; kadın bedenlerinin ise fiziksel açıdan güçsüz, dayanıksız, yavaş, mental açıdan ise duygusal, bağımlı, çekingen vb. gibi genel niteliklere sahip olduğu kabul edilen bakış açısına ne ad verilir?
Kimyasal Determinist |
Toplumsal Determinist |
Biyolojik Determinist |
Kadınlı Determinist |
Erkekli Determinist |
Biyolojik Determinist (Biyolojik Belirlenimcilik): Biyolojik faktörü referans alan biyolojik determinist görüş çerçevesinde erkek bedenlerinin fiziksel açıdan güçlü, dayanıklı, aktif, mental açıdan ise rasyonel/akılcı, bağımsız, girişimci, rekabetçi, vb. gibi genel niteliklere sahip olduğu kabul edilmiştir. Kadın bedenlerinin ise fiziksel açıdan güçsüz, dayanıksız, yavaş, mental açıdan ise duygusal, bağımlı, çekingen vb. gibi genel niteliklere sahip olduğu kabul edilmiştir.
8.Soru
"Ona göre, batı kültür içinde kadın bedeni, “abject”(aşağılık, iğrenç) bir nitelikle ötekileştirilmiştir. Oysa beden, özellikle anne bedeni, semiyotik (gösterge) olanla özdeştir. Semiyotik, bedeni dilin içine taşımakta, bedensel dürtüler, semiyotik ile dile girmekte ve karşımıza “konuşan bedenler” çıkmaktadır. Kadının bedeni, “konuşan beden” olmalı, kadın bedeni ve kadın bedeni kaynaklı yazı da, adı geçen Batı kültürünün sembolik yapısını dönüştürecek olan bir güç haline gelmelidir."
Yukarıda sözü edilen feminist düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Cixous |
Moi |
Butler |
Kristeva |
Irigaray |
J. Kristeva da diğer düşünürler gibi, kadının ve bedeninin konumunu yine bedenleri aracılığıyla değiştirme önerileri getirmektedir. Ona göre, bu kültür içinde kadın bedeni, “abject”(aşağılık, iğrenç) bir nitelikle ötekileştirilmiştir. Oysa beden, özellikle anne bedeni, semiyotik (gösterge) olanla özdeştir. Semiyotik, bedeni dilin içine taşımakta, bedensel dürtüler, semiyotik ile dile girmekte ve karşımıza “konuşan bedenler” çıkmaktadır. Cevap D şıkkıdır.
9.Soru
_______________, iktidar koşullarını yorumlama, bir güç imgesi tanımlamak suretiyle denetim ve nüfuz koşullarına bir anlam verme çabasıdır. İktidarın ona tabi olanlar tarafından meşru olarak kabullenilmiş biçimi yani meşru iktidar olarak da tanımlanabilir.
Yukarıda boş bırakılan yeri aşağıdakilerden hangisi doğru şekilde tamamlar?
Otorite |
Kontrol |
Güç |
Meşruluk |
Hegemonya |
Otorite, “iktidar koşullarını yorumlama, bir güç imgesi tanımlamak suretiyle denetim ve nüfuz koşullarına bir anlam verme çabası” olarak da tanımlanabilir. Otorite, iktidarın ona tabi olanlar tarafından meşru olarak kabullenilmiş biçimi yani meşru iktidar olarak da tanımlanabilir.
Dolayısıyla doğru cevap A seçeneğidir.
10.Soru
Fransa’da ortaya çıkan ve kadınların seçme ve seçilme hakkı için mücadele eden aktivistlerin bu eylemleri hangi adla anılmaktadır?
Bilinç Yükseltme |
Sufraje Hareketi |
Birinci Dalga Feminizm |
İkinci Dalga Feminizm |
Post Feminizm |
1900’lü yılların başlarında İngiltere ve Amerika’da pasif direniş, kamu toplantılarını bölme, açlık grevi yapma gibi yollarla kadınların seçme ve seçilme hakkını savunan, az çok organize olmuş ve genellikle orta sınıftan gelen kadınlar tarafından yürütülen radikal kadın hareketlerine Sufraje (Suffrage) Hareketleri denmektedir. Doğru yanıt B seçeneğidir.
11.Soru
Erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakkümünün kurumsallaşması süreci olarak tanımlanan kavram aşağıdaki seçeneklerden hangisinde yer almaktadır?
Otorite |
Mikro iktidar |
Eril Tahakküm |
Dışsal hegemonya |
İçsel hegemonya |
Dışsal hegemonya kavramı erkeklerin kadınlar üzerindeki tahakkümünün kurumsallaşması sürecidir.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisinin bedene olan ilgisinin bir yansıması sonucu kadınların kürtaj, gebelik, doğum kontrol, kısırlık, menstruasyon, doğum teknikleri, meme kaybı vb. gibi bedensel deneyimleri üzerine olan ampirik çalışmalar artmıştır?
Biyolojik Belirlenimcilik |
Antropolojik görüş |
Kartezyen düşünce |
Feminist düşünce |
Toplumsal Beden |
Feminist literatürün, bedene olan ilgisinin bir yansıması kadınların kürtaj, gebelik, doğum kontrol, kısırlık, menstruasyon, doğum teknikleri, meme kaybı vb. gibi bedensel deneyimleri üzerine olan ampirik çalışmalardaki artıştır.
13.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Fransız feminizminin önde gelen düşünürlerinden biridir?
B. Turner |
Foucault |
Cixous |
Butler |
Elias |
Toplumsal cinsiyet-beden etkileşimi için önemli bir diğer feminist boyut ise Fransız feminizmidir. Cixous, Irigaray ve Kristeva, bu akımın önde gelen düşünürleridir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi kadın göçünde kentleşmenin yarattığı sorunlardan biridir?
Belediyecilik hizmetlerinden mahrum olma |
İşsiz kalma riski |
Sosyal destekten mahrum olma |
İstismara maruz kalma |
Sosyal yaşamda sınırlanma |
Göç ve kentleşme ile birlikte kadınlara yönelik farklı olgular ile karşılaşılmaktadır. Kentsel yoksulluğun sonucu olarak temel altyapı ve belediyecilik hizmetlerinden mahrum konutlarda yaşamak kadınları daha derinden etkilemektedir. Birçok geleneksel sorumluluğun kadınların üzerinde olması, kadınları daha da zorlamaktadır. Buna ilaveten, kadınların toplumsal yaşama dahil olması, kent ile bütünleşmesi gibi alanlarda da sorunlar yaşanmaktadır.
15.Soru
Ülkelerin dış işleri yönetimi kademelerinde kadın/erkek oranlarının incelenmesini amaçlayan bir araştırmanın, feminist disiplinle birlikte hangi alana ihtiyacı vardır?
Sosyoloji |
Psikoloji |
Kültürel Antropoloji |
Tarih |
Uluslararası İlişkiler |
Kadınların dış politikada daha fazla söz sahibi olması gerekliliğine ilişkin yaklaşım feminist uluslararası ilişkiler yaklaşımıdır. Soruda amacı verilen araştırmanın bu disiplin ile ilişkide olması uygun olacaktır. Doğru yanıt E seçeneğidir.
16.Soru
Bedeni, düşünce alanında, biyolojik nitelikleri temelinde doğa alanına ait ve akıl tarafından kontrol altına alınması gereken fiziki bir nesne olarak tasarlayan ve tanımlayan yaklaşım aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmektedir?
Biyolojik Belirlenimcilik |
Antropolojik görüş |
Kartezyen düşünce |
Feminist düşünce |
Toplumsal Beden |
Kartezyen düşüncede, ‘Beden’ ile olan karşıtlığı temelinde işlenmektedir. Akıl/ beden karşıtlığı, Antik Yunan düşünce alanını referans alan Descartes’in görüşlerinde ortaya çıkmakta ve Descartes’ın ünlü “Düşünüyorum o halde varım” önermesinin gönderme yaptığı üst konumda akıl yer almaktadır. Kartezyen bakışta, uzamda yer kaplayan bir şey olan ‘beden’ ise, diğer fiziki nesnelerden farksız bir nesne durumundadır. Maddi bir nesne olan beden, dış dünyanın bir parçasıdır. Akıl ise düşünen ve maddi olmayandır. Akıl, bedeni kontrol edendir (Lloyd, 1996; Mc Culloch, 1995). Bu konumu içinde beden yine, biyolojik ve doğal alana ait olandır. “Aklın koruyucu kabuğu” olmanın ötesine geçememiştir. Bedenin alanına giren her türlü bedensel ve dünyevi hazlar ya da ihtiyaçlar ise sonrasında, akıl aracılığıyla kontrol altına alınıp disipline edilmesi gerekenler olarak sistematize edileceklerdir.
17.Soru
Kadınların eril tahakküme razı oluşunu anlatan sürece ne ad verilir?
Sembolik şiddet |
Sembolik iktidar |
Hegemonik erkeklik |
Otorite |
Meşruluk |
Sembolik iktidar, kadınların eril tahakküme razı oluşunu anlatan sürecin adıdır ve bu süreç bir algılama ve anlamlandırma sürecidir. Cevap B şıkkıdır.
18.Soru
Arding (1995), feminist epistemolojik yaklaşıma ilişkin olarak feminist ampirizm, feminist duruş epistemolojisi ve postmodern feminist teorilerinin varlığını öne sürmektedir. Bu kapsamda, feminist ampirizm hangi yaklaşımı temsil etmektedir.
Deneysel bulgular ve Gözlemler |
Fiziksel Özellikler |
Kimyasal Özellikler |
Biyolojik Özellikler |
Fiziksel Duruş Gözlemleri |
Arding (1995), feminist epistemolojik yaklaşıma ilişkin olarak feminist ampirizm, feminist duruş epistemolojisi ve postmodern feminist teorilerinin varlığını öne sürmektedir. Bu kapsamda, feminist ampirizm, deneysel bulgular ve gözlemler eşliğinde kadının konumunu açıklayan bir yaklaşımı temsil etmektedir.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Klasik Sosyoloji içinde bedene ilişkin bir boşluk ortaya çıkmasının nedenlerinden biri değildir?
Bir toplumsal sistem olarak endüstri toplumlarının toplumsal bazlı alan ve sorunları üzerinde odaklanması |
Toplumsal düzen, toplumsal kontrol, suç, yabancılaşma ve anomi gibi toplumsal sorunların nedenini araştıran alanlara yönelmesi |
Toplumun gerisinde kalan bireyin akıl ile bilinç sahipliği temelinde değerlendirilmesi |
Beden yerine rasyonel, örgütleyici aklın, toplumsal alanları yeniden organize etme ve yapılandırmada etkili olduğu anlayışının egemenliği |
Bireyin toplumun temel analiz nesnesi olarak kabul edilmesi ve hatta toplumun bireyin gerisinde tutulması |
Nitekim Kartezyen bakışın tanımlaması içinde, canlı/biyolojik özellikleri ön planda olan (biyolojik) beden, Klasik Sosyolojinin doğa / toplum ikiliği içinde de, doğal alana ait olarak düşünülmüştür. Bunun bir sonucu olarak da Klasik Sosyoloji içinde bedene ilişkin bir boşluk ortaya çıkmıştır. Bunun dört temel nedeni vardır: İlki, Sosyolojinin bir toplumsal sistem olarak endüstri toplumlarının heterojenliği, işlevleri, sanayileşme, kentleşme, toplumsal değişme, vb. gibi toplumsal bazlı alan ve sorunlar üzerinde odaklanmasıdır. İkinci neden, Sosyolojinin toplumsal düzen, toplumsal kontrol, suç, yabancılaşma ve anomi gibi toplumsal sorunların nedenini araştıran alanlara yönelmesidir. Üçüncü neden, toplumun gerisinde kalan bireyin, en önemli potansiyeli olarak akıl sahipliğinin önemsenmesi ve akıl ile bilinç sahipliği temelinde değerlendirilmesidir. Son neden de bir tür sonuç olarak beden yerine rasyonel, örgütleyici aklın, toplumsal alanları yeniden organize etme ve yapılandırmada etkili olduğu anlayışının egemenliğidir (Turner, 1991). Aslında hem Sosyolojinin ortaya çıkış koşulları hem de bu dört neden bir arada düşünüldüğünde çok şaşırmamak gerekir. Çünkü Sosyoloji, 19.yy bilimler arenasına, ortaya çıkan toplumsal sorunları araştırıp çözüm önerileri üretmesi ve bunları yaparken de Pozitivist bir bilim dalı olduğunu ispatlayacak Pozitivist kabullenmelere ve ilkelere uyması şartıyla kabul edilmiştir. Dolayısıyla Klasik Sosyoloji kuramcılarının, toplumu temel analiz nesnesi olarak kabul etmeleri ve hatta bireyi toplumun gerisinde tutmaları, Klasik Sosyolojinin bedene ilişkin bu tavrının geçerli bir nedeni olarak kabul edilebilir. Bu nedenle de Klasik Sosyoloji, doğal olan içinde tanımladığı bedeni tamamen yok saymayıp onu, var olan ama görünmeyen bir niteliğe indirgemiştir. Doğru yanıt E’dir
20.Soru
Eril tahakküm hangi anlayış üzerine kurulmuştur?
Erkek ve kadın arasındaki eşitsizliğin bir dizi karmaşık etki sonucu sürekli olarak kendisini yeniden ürettiği anlayışı üzerine |
Egemenlik altına alınan kadınların bu egemenliği meşru ve doğal kabul etmeleri üzerine |
Kadınların eril tahakküm fikrini üreten değerleri meşrulaştırması ve yeniden üretmesi üzerine |
Eril tahakkümü normalleştiren aile, din, devlet, eğitim sistemi, medya gibi birbirine bağlı kurumlar üzerine |
Eril tahakkümün sembolik işleyişinde kadınların algılanan şeyler olarak kabul edilmesi üzerine |
Erkekler ve kadınlar arasındaki ilişkide var olan eşitsizliğin bir dizi karmaşık etki sonucu sürekli olarak kendisini yeniden ürettiği anlayışı üzerine
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ