Kısa dönemde, arz esneklik katsayısı birden küçüktür (ea <1). Dolayısıyla, turizm arz esnekliğinin birden küçük olduğu durumlarda, kısa dönemin varlığından söz etmek mümkündür.

Bireyleri turizme yönlendiren ya da bu hizmeti satın almalarına neden olan çok sayıda ve çeşitlilikte faktör bulunmaktadır. Bunların bir kısmı içsel, bir kısmı da dışsal faktörlerdir. İş, merak, din, eğitim, kültür, spor, dinlenme ve eğlence, sağlık vb. faktörler içsel faktörlere örnektir. Benzer şekilde tanıtım, reklâm ve propaganda ile yeni destinasyonların ortaya çıkması ise dışsal faktörlere örnek verilebilecek unsurlardır. Doğru seçenek "A" şıkkıdır.

Seyahat ve turizmin 2010-2030 yılları arasında gelişmiş ekonomilerde ortalama %2,2; gelişmekte olan destinasyonlarda ise %4,4 büyüyeceği tahmin edilmektedir.

Talebin fiyat esnekliği, talep miktarındaki yüzde değişmenin fiyattaki yüzde değişmeye oranıdır.

Tüketici davranışlarını etkileyen sosyal faktörler; kültür, sosyal sınıf, referans gruplar ve ailedir. Doğru cevap E’dir.

A,D ve E seçeneklerindeki ifadeler turizm arzını artırarak arz eğrisinin sağa kaymasına sebep olurken, C şıkkındaki ifade turizm arz miktarında azalışa ve eğri üzerinde aşağı yönlü bir harekete sebep olur. B şıkkındaki ifade de yer alan işçi maliyetlerindeki artış ise, turizm arzının azalarak sola kaymasına neden olur. Doğru seçenek "B" şıkkıdır. 

Ekonomik büyümeye ihracat odaklı bir katkı sağlayan turizm sektörü, diğer mal ve hizmet sektörlerinden farklı olarak gelişen ekonomilerin/ülkelerin gelişmiş olanlarla rekabet edebilmesini de kolaylaştırmaktadır. 1980’lerden sonra birçok gelişmekte olan ülkenin turizm sektörü¨ aracılığıyla ekonomik kalkınmasını ve değişimini gerçekleştirmeye çalıştığı görülmekte turizm ile kalkınmayı bu ülkeler için cazip hale getirmektedir. Böylece ödemeler dengesi üzerindeki pozitif etkileri başta olmak üzere, turizmin gelir yaratma, istihdam, büyüme, bölgesel gelir farklılıklarını giderme, altyapıyı geliştirme, sektörler arası çarpan etkisi ve yoksulluğu azaltma gibi diğer ekonomik etkileri, gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalarının finansmanında önemli bir kaynak oluşturmaktadır.

Sonuç olarak, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren turizm, küreselleşmenin de etkisiyle birlikte dünya ekonomisinde en hızlı gelişen ve değişen sektörlerden biri haline
gelmiştir. Küreselleşmenin beraberinde getirdiği, iletişim teknolojisindeki hızlı gelişmeler, ulaşım araçlarındaki hız, konfor, kapasite ve fiyat faktörlerindeki gelişmeler, küresel seyahatin demokratikleşmesi, yatırımlar, hisse devirleri, sermaye akışkanlığı, finans ve banka sektörlerinin turizm endüstrisiyle bağlarının güçlenmesi, uluslararası turizm hareketlerinin gelişmesine büyük bir önem kazandırmıştır.

Turizm ürününün kendi fiyatı ile talep edilen miktarı arasında negatif bir ilişki vardır. Bu durum talep kanunu olarak adlandırılır. Talep kanunu, diğer değişkenler sabit iken yüksek fiyat düzeylerinde talep edilen mal ya da hizmet miktarının düşük olacağını; düşük fiyat düzeylerinde ise talep edilen mal ya da hizmet miktarının fazla olacağını ifade eder. Bu talep kanunu çerçevesinde talep eğrisi sol yukarıdan sağ aşağıya doğru negatif eğimli olarak çizilir

Tüm eleştirilere rağmen modelin tamamen geçersiz olduğu da söylenemez. Örneğin bir malın fiyatı ile talep edilen miktarı arasında negatif yönlü bir ilişkinin olduğu iktisat biliminin talep kanunu olarak adlandırılan temel kurallarından birisidir. Tüketici dengesinden hareketle türettiğimiz bu ilişkinin turizm ürünleri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Benzer şekilde, tüketici dengesini elde etmeye çalışırken ulaştığımız diğer önemli bulgu da; gelir artışı ile talep artışının paralellik gösterdiğidir. Gelir artışı sonucunda çoğu normal malda olduğu gibi turizm ürünlerinin de talebi artar. Son olarak, ikame mallardan birinin fiyatı arttıkça diğerinin talebi artar.

Küreselleşmenin turizm sektörü¨ üzerindeki etkisi daha çok, turistik işletmeler arasındaki bütünleşme hareketlerinde kendini göstermektedir. Daha doğrusu, küresel anlamdaki ekonomik gelişmeler, her sektörde olduğu üzere turizm sektöründeki uluslararası firma ve işletmeleri de birleşme ve bütünleşmeye zorlamaktadır. Küreselleşme ve bölgeleşme hareketleri, işletmeler için oluşan verimlilik ve kalite normlarını geliştirmeyi ve uluslararası turizm piyasasına üretim yaparak diğer işletmelerle iş birliği yapmayı zorunlu hale getirmektedir. Çünkü 21. yüzyılın bu acımasız ve rekabetçi küresel ortamında, bütünleşme hareketi içerisinde yer almayan işletmelerin zamanla rekabet güçlerini ya da avantajlarını kaybedecekleri ve turizm piyasasından geri çekilmek zorunda kalacakları da bir gerçektir.

Talebin gelir esnekliği, gelirdeki değişmeye karşı talebin duyarlılığını ölçmektedir. Tale­bin gelir esnekliği, talep miktarındaki yüzde değişimin gelirdeki yüzde değişime oranıdır. Talep fonksiyonunda yer alan gelir değişken parametre olarak gösterilmekte, diğer tüm parametreler sabit varsayılarak analiz yapılmaktadır. Burada turizm talep eğrisindeki kay­manın büyüklüğü ölçülmektedir.

Tüketiciler malları ve hizmetleri satın alma kararını verirken çok karmaşık bir karar verme sürecinden geçerler. Tüketici davranışı modellerinin gösterdiği gibi karar verme sürecinde birçok değişken etkili olabilir. Tüketicinin karar verme sürecinin aşamaları şu şekildedir: Sorunu tanıma, bilgi arama, alternatifleri değerlendirme, satın alma kararı ve satın alma sonrası değerlendirmedir.

Dünya Turizm Örgütü’nün hazırladığı Turizm Aktivitelerinin Uluslararası Standart Sınıflandırılması (SICTA); turizm talebine bağımlı yaklaşık 185 faaliyet alanının bulunduğunu ortaya koymuştur.

Turizm hizmet sektörünün bir alt dalı olduğu için emek faktörüne olan talep diğer sektörlere oranla çok daha fazladır. Zira turizmde ürün ve hizmet üretimi makineleşmeye ve otomasyona tamamen elverişli değildir. Dolayısıyla turizm ilgili bölgede istihdamı artırırken işsizliği de azaltmaktadır.

Doğal varlıklar, yeryüzünde çok değişik biçimde, yapıda ve koşullar altında ortaya çıkmaktadır. Bunlar, bir bölgeye özgü olan ve doğanın yine kendinden gelen özellikleridir. Doğal varlıklar, belki de turizm zenginliklerinin en önemlisidir. Doğru cevap B' dir.

Turizm ve turist kavramına ilişkin farklı tanımlamalar yapılsa da turizm özünde emek yoğun bir hizmet sektörüdür. Turizmde sunulan hizmet; konaklama ve yemek gibi somut kavramları, hizmet kalitesi ve manzara gibi soyut kavramları birlikte barındırır. Turizm diğer mallar gibi sınırları kesin olarak belirlenmiş bir üründen ziyade, hizmeti satın alan için bir deneyim niteliği taşıdığından, hizmeti satın almaya motive eden unsurların çe­şitliliği de artmaktadır. Ayrıca turizm; hava durumu, savaşlar, grevler, ülkeler arası siyasi gerginlikler ve salgın hastalık tehlikesi gibi kişilerin ellerinde olmayan dışsal faktörlerden de fazlasıyla etkilenmektedir.

Yatay eksende kayak takımı ve dikey eksende kar tahtasının (snow board) olduğu iki mallı bir ekonomide kar tahtasının fiyatının düşmesi ile tüketicinin bütçe doğrusu sağa doğru kayar. Ancak bu kayma bütçe doğrusunun eğiminin değişmesi şeklinde olacağından eğri başlangıca göre yatıklaşır.

Arzın fiyat esnekliği 0 olduğunda, “tam esnek olmayan arz” olarak nitelendirilmektedir. Malın fiyatında bir değişme söz konusu olduğunda arz edilen miktar üzerinde hiçbir değişiklik olmayacaktır. Arz esnekliği sonsuz olduğu
zaman tam esnek arz durumu söz konusudur. Fiyattaki en ufak bir artış ya da azalış, arz edilen miktarda çok büyük değişikliklere yol açmaktadır. Bu durum “tam esnek arz” şeklinde tanımlanmaktadır.Esnek olmayan arz (inelastik) durumunda ise, arz esnekliği katsayısı birden küçüktür. Birim esnek arzda 1'e eşittir. Fiyat düzeyindeki artış oranı, arz edilen miktardaki artış oranına eşittir. Esnek arz (elastik) durumunda ise, arz esnekliği katsayı birden büyüktür. Malın fiyatındaki küçük bir artış, arz edilen miktarda fiyattan daha yüksek oranda bir artışa neden olmaktadır. Doğru cevap A' dır.

Bağımlı turizm arzını, bir bölgede var olan turizm potansiyelinin turizm sektörünü destekleyici kurum ve kuruluşlar yardımıyla turiste hizmet amaçlı sunulmasıdır. Doğru cevap A' dır.