Çevre yönetimi; çevresel etki (estetik, kültürel, ekolojik ve toplumsal), sürdürülebilirlik, kaynak yönetimi ve kirlilik gibi birçok süreci kapsayan bir terimdir.

Modern toplumlarda görülen organik dayanışma gereksinimlerini piyasadan para karşılığında karşılayan bireylerin dayanışmaya
mecbur kalmalarını ifade etmektedir.

Gelir kaçışı

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ekonomisini toparlayan uluslarda üretim fazlası ve yeni pazar arayışlarının ortaya çıkması yaklaşık 1970'li yıllara rastlamaktadır. 

Çevre planı yasalarının çıkarılması, yönetim ilkeleri arasında değildir. Söz konusu yasalar önceden çıkarılmış olmalıdır.

Eko-turizmde amaç; doğal alanları ve kırsal kesimleri, geleceğin turizm alanları olarak, turizmin zarar verici etkisinden korumak; günümüz turizmi için de, çevresel sorunları olmayan ya da olabildiğince en aza indiren ortamlarda, doğa ile uyumlu bir turizm faaliyetinin sürdürülmesini sağlamaktır. 

Turizm açısından sürdürülebilirlik; turizm açısından vazgeçilmez olan doğal kaynakların sadece bir defalık kullanımını değil, gelecek kuşakların da kullanımına olanak verecek bir anlayışı öngörür.

- Sosyal yapının ve geleneksel ekonomik ilişkiler sisteminin değişmesine bağlı olarak yerel toplulukların
kimlik ve geleneksel kültürlerinde birtakım sorunların yaşanması kaçınılmazdır.

- Geleneksel olarak var olan iş ve meslek alanlarına olan talepler giderek azaldığından bu alandaki iş ve meslek alanlarında da gerileme görülür.

- Turizmin gelişmesiyle birlikte turizm yöresinde, ulusal ve uluslar arası büyük sermaye gruplarının
yatırımları giderek artar. Bunun sonucunda bu sermaye grupları, turizm yöresinin geleceği konusunda
giderek daha artan oranda söz sahibi olurlarken, yerli halk giderek daha az söz sahibi olmaya
başlarlar ve alan dışından karar vericiler karar verme sürecinde öncelik kazanırlar. 

- Turizmin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan bir diğer sosyal sorun sosyal güvenlğk sorunudur. Turizmin mevsimselliğinden dolayı, turizm sektöründe sosyal güvencesiz çalışma oldukça yaygındır.