Türk Düşünce Tarihi Ara 2. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdaki düşünürlerden hangisi Cemâleddin Afgânî’yi savunan yazılar yazmıştır?
Necip Fazıl Kısakürek |
Sezai Karakoç |
Mehmet Âkif Ersoy |
İbn Bâcce |
İbn Tufeyl |
Afgânî’nin “Peygamberlik bir sanattır.” sözü üzerine Afgânî aleyhine kampanyalar genişletildi. Ve nihayet Afgânî materyalizmi reddeden eserler yazmasına rağmen bir kolaycılık aracı olan dinsizlikle itham edildi. Bu dedikodular dolayısıyla Mehmet Âkif Ersoy daha sonraları Afgânî’yi Sırât-ı Müstakîm’in 90 ve 91. sayılarında savunan yazılar yazdı
2.Soru
İslâm düşünce tarihinde Dehriyye akımının temsilcisi kabul edilen filozof kimdir?
İbn Haldun |
İbn Arabi |
Gazzâlî |
Câbir b. Hayyân |
İbnü'r-Râvendî |
İslâm düşünce tarihinde Dehriyye materyalist felsefe akımının temsilcisi olarak İbnü'r-Râvendî kabul edilir. Doğru cevap E şıkkıdır.
3.Soru
Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Müslüman düşünürlerin Yunanca, Süryanice, Farsça gibi diğer kültürel dillerden yapılan çeviriler sayesinde yepyeni ve çok farklı bir kavram dünyasına sahip olmaları, her şeyden önce Arapçanın kendisini yenileyebilme ve farklı şeyleri söyleyebilme imkânının kullanılmasına işaret etmektedir. |
Günümüzde özellikle Batı dünyasında ortaya çıkan bilimsel ve kültürel birikimlerin kısmen çeviriler ve bazen doğrudan Türkçe içinde kendisine yer bulabilmesi, kavram yabancılaşması kadar Türkçenin kendi imkânlarının keşfedilmesine de yol açabilmektedir. |
Dilin söyleyebilme gücü kendisini ilmi, felsefi, edebi, hikemi ve hatta argolarda hissettirmemektedir. |
Bir dilde ortaya çıkan orijinal ilmi veya felsefi kavram, bir şiirsel söz, atasözü bir başka dile aynı söyleme gücü ile çevrilememektedir. |
Çoğu kez diller orijinal kelimeleri veya söyleyişleri başka dillerden ödünç almak durumunda kalmaktadırlar. |
Müslüman düşünürlerin Yunanca, Süryanice, Farsça gibi diğer kültürel dillerden yapılan çeviriler sayesinde yepyeni ve çok farklı bir kavram dünyasına sahip olmaları, her şeyden önce Arapçanın kendisini yenileyebilme ve farklı şeyleri söyleyebilme imkânının kullanılmasına işaret etmektedir. Günümüzde özellikle Batı dünyasında ortaya çıkan bilimsel ve kültürel birikimlerin kısmen çeviriler ve bazen doğrudan Türkçe içinde kendisine yer bulabilmesi, kavram yabancılaşması kadar Türkçenin kendi imkânlarının keşfedilmesine de yol açabilmektedir. Bir dilde ortaya çıkan orijinal ilmi veya felsefi kavram, bir şiirsel söz, atasözü bir başka dile aynı söyleme gücü ile çevrilememektedir. Çoğu kez diller orijinal kelimeleri veya söyleyişleri başka dillerden ödünç almak durumunda kalmaktadırlar. Dilin söyleyebilme gücü kendisini ilmi, felsefi, edebi, hikemi ve hatta argolarda hissettirmemektedir.
4.Soru
‘Hallac-ı Mansur’un Ene’l-Hak şeklindeki bir mistik sözü Allah’a şirk koşmak olarak ele alınmıştır.’ Bu durum aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir?
Dinden çıkmak |
Hatalı yazım |
Dil oyunu |
Kendini büyük görmek |
Ruhunu yüceltmek |
Bu nedenle Hallac-ı Mansur’un Ene’l-Hak şeklindeki bir mistik sözü fıkhî dil oyunu içinde Allah’a şirk koşmak olarak ele alınabilmiştir. Buna karşılık fıkıhçıların din anlayışı, çoğu mutasavvıfın gözünde anlamın yüzeyinde dolaşmaktan başka bir şey değildir. Farabi ve İbn Sina’nın daha ziyade Aristocu felsefenin etkisinde sahip oldukları bazı anlayışlar (Allah’ın tek tek varlıkları bilmesi, öte dünyada bedenle dirilme konularındaki yaklaşımları), farklı dil oyunları içinde düşünen diğer İslâm düşünürleri açısından meşru değildir. Doğru cevap C'dir.
5.Soru
Varlığın zihnimizde kendisini aşmışlık durumuna ne ad verilir?
Ontolojik |
Hakikat |
Ontik |
Değer |
Varlık |
İslâm düşünürleri, varlığın dış dünyada kendi başına bir gerçeklik olarak bulunması ile bu varlığın zihnimizde bir kavram ve imge aracılığı ile farklı bir gerçeklik olarak yer alması arasında ayrım yapmışlardır. Biz bu gerçekliğin ilkine (dış dünyadaki haline) ontik, zihnimizde kendisini aşmışlık durumuna ontolojik adını vermekteyiz.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi “Tehâfüt el-Felâsife” adlı eserin yazarıdır?
Gazzâli |
Ebu’l-Berekât el-Bağdâdî |
Fârâbî |
İbn Bâcce |
İbn Rüşd |
Gazzâli, Aristocu-Yeni Eflatuncu Fârâbî ve İbn Sînâ metafiziğini, hem kendi felsefesine hem de İslâm’a aykırı gördüğünden, ikinci önemli felsefe kitabı olan Tehâfüt el-Felâsife’yi yazarak, özellikle İbn Sînâ’yı tenkid etmiştir.
7.Soru
Elmalılı Hamdi Yazır hangi eserinin önsözünde Allah’ın kendisini affetmesini talep etmiştir?
Hak Dini Kur'an Dili
|
İrşâdü'l-Ahlâf fî Ahkâmi'l-Evka
|
Safahat
|
Hz. Muhammed'in Dini İslâm |
Metâlib ve Mezâhib |
Elmalılı Hamdi Yazır , Metâlib ve Mezâhib” adlı felsefî eseri Fransızca’dan terceme etti ve hatta bir fıkıh alimi olarak bu eserin önsözünde bu eser vasıtasıyla Allah’ın kendisini af etmesini de talep etti. Doğru cevap E'dir.
8.Soru
İslam düşünürleri tarafından, varlığın dış dünyada kendi başına bir gerçeklik olarak bulunması durumuna ne isim verilmiştir?
Ontolojik |
Histolojik |
Ontik |
Fizyolojik |
Sosyolojik |
İsla^m düşünürleri, varlığın dış dünyada kendi başına bir gerçeklik olarak bulunması ile bu varlığın zihnimizde bir kavram ve imge aracılığı ile farklı bir gerçeklik olarak yer alması arasında ayrım yapmışlardır. Biz bu gerçekliğin ilkine (dış dünyadaki haline) ontik, zihnimizde kendisini açmışlık durumuna ontolojik adını vermekteyiz.
9.Soru
En önemli eseri materyalistlere karşı yazdığı “er-Redd ale’d-Dehriyyîn” adlı kitabıdır. Bu eser sağlığında Türkçeye çevrilip bizzat kendisinin yazdığı bir mektup ile II. Abdülhamit’e takdim edilmişti.
Hakkında bilgi verilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
Muhammed İkbal |
Babanzâdeler Mustafa Zihni Paşa |
İsmail Hakkı İzmirli |
Muhammed Abduh |
Cemâleddin Afgânî |
Soru kökünde hakkında bilgi verilen kişi Cemâleddin Afgânî'dir.
10.Soru
“İbn Bâcce insanları aklî suretleri elde etmelerine ve buna bağlı olarak oluşan akli yetkinliklerine göre derecelendirir.” Buna göre aklın konusu olan şeyleri ancak “maddî suretler” aracılığıyla idrak edebilen derece (seviye) aşağıdakilerden hangisidir?
Cumhur Mertebesi
|
Nuzzar Mertebesi
|
Su‘edâ
|
Mutlu İnsanlar |
Yalnız Adam |
Bu seviyede olan insanlar aklın konusu olan şeyleri ancak “maddî sûretler aracılığıyla idrak edebilmektedir. Yetkin bir soyutlama yapamadıkları için eşyanın zihinlerindeki karşılıkları tam oluşmamıştır. Bundan dolayı bu seviyedeki insanların zihninde aynı eşya farklı tasarımlarda oluşabilir. Bu seviyedeki insanlar yetkinlik bakımından en düşük seviyede olanlardır.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Hermes geleneğinin İslâm düşüncesine tesiri olan birkaç yoldan birisi değildir?
Büyücülük |
Sabiîlik |
Yunan-Helenistik düşünce |
Fars düşüncesi |
Fars Gnostizm'i |
Hermes geleneğinin İslâm düşüncesine tesiri birkaç yoldan olmuştur. Sabiîlik, Yunan-Helenistik düşünce, Fars düşüncesi ve Gnostisizmi.
12.Soru
- İnsanlık tarihinin bilinen en eski düşünce geleneği
- Mezopotamya ve Akdeniz havzası medeniyetlerinin temelini oluşturur
- Özellikle Astronomi, Matematik, Simya, Astroloji ve Sihrî (okült) düşünceler bakımından zengin ve ileri seviyede bir gelenektir.
Yukarıda özellikleri verilen düşünce geleneği aşağıdakilerden hangisidir?
Yunan-Hellenistik Düşünce Geleneği |
Sasânî Düşünce Geleneği |
Hint Düşünce Geleneği |
İskenderiye Mektebi Geleneği |
Hermes Düşünce Geleneği |
İnsanlık tarihinin bilinen en eski düşünce geleneği, Hermes’in geleneğidir ki, Mezopotamya ve Akdeniz havzası medeniyetlerinin temelini oluşturur. Bu gelenek, İslâm’dan önce, tarihî öncelik sırasına göre, Babil, Mısır ve Yunan medeniyetlerinin ve düşüncelerinin köklü bir biçimde temelini teşkil ediyordu. Özellikle Astronomi, Matematik, Simya, Astroloji ve Sihrî (okült) düşünceler bakımından zengin ve ileri seviyede bir gelenekti.
13.Soru
İslam’ın siyasal yapısının kurulması aşağıdaki olayların hangisiyle gerçekleşmiştir?
Hz. Peygamberin Medine’ye hicretiyle |
Hz. Peygambere vahiy inmesiyle |
Sahabe sayısının artmasıyla |
Müslümanların gayrimüslimlerle yaptığı ilk savaşla |
Hz. Peygamberin veda hutbesiyle |
Peygamberin Medine'ye hicretiyle İslâm’ın siyasal yapısı kurulmuş oldu. Medine'de oluşan yeni siyasî-hukukî yapı içinde bir taraftan sosyal, ekonomik ve askerî teşkilâtlanma gerçekleştirilirken diğer taraftan buradaki ve Arap yarımadasındaki gayrimüslimlerle iyi ilişkilerin kurulmasına çalışıldı.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İslâm düşüncesine, eserlerinin Arapça çevirileriyle doğrudan kaynaklık eden filozoflardan biri değildir?
Eflatun |
Aristo |
Plotinus |
Descartes |
Galen |
İslâm düşüncesine, eserlerinin Arapça çevirileriyle doğrudan kaynaklık eden filozoflar şunlardır:
Eflâtun (Platon), Aristo (Aristoteles), Plotinus, Proclus, Galen, Alexandre d’Afrodise.
15.Soru
Her ne kadar kurgusal bir roman olsa da, yine de insan bilincinin kuramsal gelişimi noktasında farklı bir yaklaşımı ön plana çıkaran, ıssız bir adada büyüyen Hayy’ın hikayesinin anlatıldığı “Hayy Bin Yakzan” eserinin yazarı kimdir?
Fârâbî
|
İbn Sînâ |
İbn Rüşd
|
İbn Tufeyl |
İbn Bâcce |
“Hayy Bin Yakzan” eserinin yazarı İbn Tufeyl dir.
16.Soru
Kindî, aklı dörde ayırmıştır. Bu sınıflandırmada, insana dışardan etki eden bir güç olmayıp, nefsin fonksiyonu olan tümel kavramlardan ibaret olan akıl türü aşağıdakilerden hangisidir?
Güç Halindeki Akıl |
Fiil Alanına Çıkan Müstefâd Akıl |
Sürekli Fiil Halindeki Akıl |
Beyânî Akıl |
Zâhir Akıl |
Yukarıda tanımı yapılan akıl türü Kindî’nin eserlerinden anlaşıldığına göre “Sürekli Fiil Halindeki Akıl”dır.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İbn Hazm’ın mensubu olduğu mezheptir?
Malikilik
|
Hanefilik
|
Şafiilik
|
Zahirilik |
Caferilik |
İbn Hazm, mensubu olduğu mezhebin (Zahirilik) adından da anlaşılacağı üzere, İslâm düşüncesinin içinde yeşermekte olduğu tüm kültürel gelenekleri Kur’an ve hadislerin zahiri (görünür, açıkça bilinebilir, fenomenal) anlamına nispetle eleştiriye tabi tutmaktadır. Doğru cevap D'dir.
18.Soru
I. Hakkın Sesleri II. Berlin Hâtıraları III. Gülistan IV. Hâtıralar Yukarıdakilerden hangisi/hangileri Mehmet Akif'in Kur'an ve hadis gibi dinin temel kaynaklarından hareket ederek yazdığı eserlerdendir?
Yalnız I |
I ve II |
I ve IV |
I, II ve III |
II,III ve IV |
Hakkın Sesleri ve Hâtıralar Mehmet Akif'in Kur'an ve hadis gibi dinin temel kaynaklarından hareket ederek yazdığı eserlere örnek olarak verilebilir. Doğru yanıt "C" şıkkıdır.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi İbn Bacce’nin felsefe alanında yazdığı eserlerinden değildir?
Tedbîrül-mütevahhid,
|
Risâletü'l-vedâ
|
İttisâlü'l-‘akl bi'l-insân
|
Fi'l-gâyeti'l-insâniyye |
Hay b. Yakzân |
İbn Bâcce’nin felsefenin tüm alanlarına dair eserleri bulunmaktadır. Tedbîrül-mütevahhid, Risâletü'l-vedâ, İttisâlü'l-‘akl bi'l-insân, el-Vukuf ile '-akli'l-fa'âl, Fi'l-gâyeti'l-insâniyye, isimli eserleri insanın mutluluğu, ahlak ile siyaset ilişkileri, bu bağlamda akli bilgiye ulaşmanın imkânı ve önemini tartışmaktadır. İbn Tufeyl’in felsefesi hakkında bilgi edindiğimiz tek eser Hay b. Yakzân’dır. Bu eserde İbn Tufeyl Fârâbî, İbn Bâcce ve kısmen İbn Sînâ’yı eleştirir. Kendi meşrikî hikmet tasavvurunu sunar. Sunduğu hikâye çerçevesinde din-felsefe
ilişkilerini ve insanın mutluluğa nasıl ulaşacağını tartışır. Doğru cevap E şıkkıdır.
20.Soru
Konstantius kaç yılında İznik’te Hıristiyanların kilise kurmalarına izin verdi?
310 |
315 |
320 |
325 |
330 |
İslâm’ın diğer iki semavi din geleneğinden önemli bir farkı vardır. İslâm, tarihi bir gerçeklik olarak devletle beraber var olmuştur. Yahudilik ve Hıristiyanlık ise doğuşları itibariyle devletle beraber ortaya çıkmamışlardır. Aksine mevcut devletlerin yöneticilerinden saklanmak zorunda kalmışlardır. Yahudiler modern İsrail devleti kurulana kadar uzun bir dönem devletle beraber var olamamıştır. Göreli olarak güvenliğe ulaştıkları zaman dilimi Müslüman idaresi altında geçirdiği dönemdir. Hıristiyanlar ise Romanın Hıristiyanlığı resmen kabul eden döneme kadar Roma krallarının takibine uğradı. Konstantius 325 İznik’te Hıristiyanların kilise kurmalarına izin verdi. Kendisini de kilise dışından piskopos ilan etti. Daha sonra imparator Theodosius (375-395) -herkesin önünde- kilise yetkilisi Milanolu Ambrosius karşısında günah çıkardı. Böylece Hıristiyanlık devletle beraber var olma imkânını elde etti. Öncesi ve sonrası mukayeseli düşünüldüğünde, Hıristiyanlığın aklî mirasla ilişkisi farklılaşmaktadır. İslâm dinin durumu ise tarihsel bir tespit olarak farklı olmuştur. İslâm’ın doğuşundan itibaren devletle beraber varlığını devam ettirmesi, İslâm dininin düşünce okullarının oluşum sürecini ve mahiyetlerini etkilemiştir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ