Türk Düşünce Tarihi Final 20. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Risale fi Tahkiki Vücudi’l-Vacib adlı eseriyle İbn Sina'nın görüşlerini özetleyen ve başka bir eserinde bilimleri tasnif ederek tanımlamaya çalışan Osmanlı düşünürü aşağıdakilerden hangisidir?
Molla Fenari |
Mestçizade Abdullah Efendi |
Kemal Paşazade |
Molla Lütfi’ |
Bedreddin Simavi |
Molla Lütfi’nin Risale fi Tahkiki Vücudi’l-Vacib adlı eseri, İbn Sina’nın görüşlerini özetlemesi ve bu bağlamda eski ve yeni kelamcıların filozofları yanlış anladığını ileri sürmesi dolaylı da olsa Tehafüt geleneğine bir katkı olarak görülebilir. Molla Lütfi’nin Mevzuâtü’l-Ulûm adlı eseri, bilimleri tasnif etmesi ve onları tanımlamaya çalışması açısından hem klasik ilimler tasnif geleneğini
sürdürür hem de yaşadığı dönemde ilim zihniyetini sergiler.
2.Soru
İbn Sina’nın din felsefesi ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi söylenemez?
İş toplumun kendisine bırakıldığında ortak ahlaki ve hukuki normlarda bir anlaşma sağlanabilir. |
İnsanların tek başlarına tüm ihtiyaçlarını karşılamaları mümkün değildir. |
Birlikte yaşayan insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaları, kamu düzenini ve iç barışı sağlamaları ancak iş bölümüyle başarılabilir. |
Kamu düzeninin sağlanması için ilahi inayetle bir kişi peygamber olarak görevlendirilmiştir. |
İnsani tutkulara kapılmaktan koruma ve akla göre davranmaya yöneltmede dinin varlığı gerekli olup onun yerini başka bir şey tutamaz |
Dinin gerekliliğini siyasi ve hukuki açıdan ele alan İbn Sina, insanın tek başına yaşaması durumunda bütün ihtiyaçlarını karşılamasının imkansız olduğunu, bu sebeple topluluk içinde yaşamak mecburiyetinde bulunduğunu hatırlatarak birlikte yaşayan insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaları, kamu düzenini ve iç barışı sağlamaları gerektiğini, bunun da ancak iş bölümüyle başarılabileceğini belirtir. Devletler ve toplumlar da bu gerçekten doğmuştur. Toplumsal ilişkilerin ve iş bölümünün sağlıklı yürüyebilmesi için herkesin samimiyetle benimseyip uyacağı başlıca yasaların ve kuralların ortaya konulmuş bulunması gerekir. İbn Sina'ya göre bu düzenin dayanağı olan temel ölçüleri belirleme işi bütünüyle toplumun kendisine bırakılırsa o zaman herkes kendi yararına olanın adalete uygun, zararına olanın ise adalete aykırı ve zulüm olduğunu ileri sürecektir. Böylece ortak ahlaki ve hukuki normlarda bir anlaşma bulunamayacağı için kamu düzeni sürekli sarsılacak ve toplum kalıcı bir barışa ulaşamayacaktır. Bundan dolayı ilâhî inayetle toplum içinden bir kişi peygamber olarak görevlendirilmiş, ona ferdî ve içtimai hayatı düzenleme yönünde gerekli bilgi verilmiştir. Çünkü ilâhî inayet fert ve toplumun iyiliğini, kamu düzeninin gerçekleşmesini, kamu düzeni de nübüvvetin varlığını gerekli kılar. İnsanı tutkuları konusunda uyararak onlara kapılmaktan koruma ve akla göre davranmaya yöneltmede dinin varlığı gerekli olup onun yerini başka bir şey tutamaz. Doğru cevap A seçeneğidir.
3.Soru
İbn Bâcce’nin “Tedbîru’l-mütevahhid” adlı eseri aşağıdaki sorulardan hangisine cevap aramaktadır?
Erdemsiz bir toplumda erdemli bir şekilde yaşamak mümkün müdür?
|
Erdemli bir toplumda mutluluk mümkün müdür?
|
Doğru bilgiye ulaşmanın yolu nedir?
|
Doğru yönetimin şartları nedir?
|
Metafizik bilgiye nasıl ulaşılır?
|
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi felsefi fikirleri kullanarak dine batınî yorumlar getirmiştir?
Hassan Sabbah |
Fahreddin Razî |
Ali et-Tûsî |
Ebu Hamid el-Gazzâli |
Hocazâde |
Hassan Sabbah (ö. 1124) felsefî fikirler kullanarak dine batınî yorumlar getirmiştir.
5.Soru
İbn Tufeyl’in, son bölümünde gerçek bir din felsefesi tahlili yer alan, bu tahlilde temel felsefi hakikatlerle sahih bir dinin yaygın kabul görmüş hakikatleri arasında bir mukayeseye gittiği hikâyesinin adı nedir?
Hay Bin Yakzân |
El-Munkız Mine’d-Dalâl |
Mantıku’t Tayr |
Calinus ve Deli |
Akl-ı Sorh |
İbn Tufeyl’in Hay bin Yakzân isimli hikâyesinin son bölümünde gerçek anlamda bir din felsefesi tahlili yer almaktadır. Bu tahlilde temel felsefî hakikatlerle sahih bir dinin yaygın kabul görmüş hakikatleri arasında bir mukayeseye gidilmektedir.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ilk olarak Müslüman bilginlerin eserlerini Latinceye çevirtmeye başlayan papadır?
Benedict |
Siricius |
Antipapa Christopher |
John Paul |
Slyvestre Saccy |
Kendisi gençliğinde Endülüs ve Kuzey Afrika’da Arapça öğrenerek Müslüman memleketlerde İslâm ilimlerini öğrenen Papa Slyvestre Saccy, papa seçildikten sonra Kuzey İspanya’nın Rippol şehrinde, aynen Beytü’l-Hikme gibi 910 yılı civarında bir tercüme okulu açtırdı. Burada Müslüman bilginlerin eserlerini Latinceye çevirtmeye başladı. Tercüme işi için önce Arapça bilen dönemin Yahudi asıllı bilginleri görevlendirildi. Arapça’dan Latinceye tercüme faaliyetleri Batı’da 18. yüzyıla kadar devam etti. XII. Ve XIII. yüzyıllardan itibaren Hıristiyan bilginler de Arapça, hatta Türkçe ve Farsça öğrenerek tercüme faaliyetlerine katıldılar’
7.Soru
İslâm düşünürlerinin tamamı, esasen din ile felsefenin, başka bir ifadeyle, vahiy ile aklın uygunluğunu ve farklı tarzlarda da olsa uzlaştırılabileceğini savunmuşlardır.Aşağıdakikilerden hangisi islam düşünürü ve filozoflarından biri değildir?
Kindî |
İbn Rüşd |
Farabi |
İbn Hindu |
Ali Şir Nevai |
İslâm düşünürlerinin hemen hemen tamamı, esasen din ile felsefenin, başka bir ifadeyle, vahiy ile aklın uygunluğunu ve farklı tarzlarda da olsa uzlaştırılabileceğini savunmuşlardır. Bu konuda ilk akla gelenler, Kindî (ö.866), Fârâbî (ö.950) ve İbn Rüşd (ö.1198)İbn Hindu gibi düşünürlerdir. Ali Şir Nevai islam filozofu ve düşünürü değildir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 9. ve 10. yüzyıllarda ortaya çıkan, fakat ekolleşip sistematik bir
düşünce haline gelmeyen felsefe akımlarından biri değildir?
İşrâkiyye |
Sofistâiyye |
Reybiyye |
Tabî’îyyun |
Tekâfü-i edille |
İşrâkiyye: İslâm felsefesinin ekollerinden diğer birisi olarak da, İşrâkiyye (İşrâkilik) gösterilir. İşrâkiyye, “işrâk” kelimesinden türetilmiştir. İşrâk, “ışığın veya güneşin doğması”, “ışığın açılması” anlamlarına gelir.
9. ve 10. yüzyıllarda ortaya çıkan, fakat ekolleşip sistematik bir düşünce haline gelmeyen felsefe akımları; Sofistâiyye (Sofizm), Reybiyye (Şüphecilik), Tabî’îyyun, Bilinemezcilik (Tekâfü-i edille).
9.Soru
........’nin Mizanu’l-Hak ve Keşfu’z-Zunûn adlı eserlerine bakıldığında teşhisin daha bir epistemolojik düzeyde konulmaya başlandığını görmekteyiz. Katip Çelebi için nakli ilimlerin kavranmasının temelinde akli ilimler vardır. Öncelikle akli ilimlerin öğrenilmesi ve bu bilgiler ışığında nakli ilimlerin kavranması gereklidir. Oysa kendi döneminde yapılmakta olan şey tam tersidir. Akli ilimlerin medreselerdeki konumu iyice küçülmüş ya da yok mertebesine ulaşmıştır. Felsefi ilimlerin yerine fıkhi disiplinler konulmak istenmektedir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
İbn Kemal |
Gelibolulu Mustafa Ali |
Musa Çelebi |
Mehmet Çelebi |
Katip Çelebi |
Katip Çelebi’nin Mizanu’l-Hak ve Keşfu’z-Zunûn adlı eserlerine bakıldığında teşhisin daha bir epistemolojik düzeyde konulmaya başlandığını görmekteyiz. Katip Çelebi için nakli ilimlerin kavranmasının temelinde akli ilimler vardır. Öncelikle akli ilimlerin öğrenilmesi ve bu bilgiler ışığında nakli ilimlerin kavranması gereklidir. Oysa kendi döneminde yapılmakta olan şey tam tersidir. Akli ilimlerin medreselerdeki konumu iyice küçülmüş ya da yok mertebesine ulaşmıştır. Felsefi ilimlerin yerine fıkhi disiplinler konulmak istenmektedir.
10.Soru
İslâm ilim geleneğinde tarih düşüncesi bakımından en meşhur ve en etkili isim aşağıdakilerden hangisidir?
İbn Haldun |
İbn Rüşd |
Bîrûnî |
Gazneli Mahmud |
İbn Miskeveyh |
İslâm ilim geleneğinde tarih düşüncesi bakımından en meşhur ve en etkili isim hiç şüphesiz İbn Haldun’dur (ö. 808/1406).
11.Soru
Stoacı (üstüvânî) lakâbıyla anılan Osmanlı düşünürü aşağıdakilerden hangisidir?
Molla Fenari
|
Mehmed Efendi
|
Molla Hüsrev
|
Ali Kuşçu
|
Hızır Bey
|
12.Soru
Eserlerinde sıklıkla Türkçe kelimeleri tercih eden, ancak Türk dilinin öz malı haline gelen Arapça, Farsça ve Batı kaynaklı kelimeleri de kullanan; ''İrşâdü'l-Ahlâf fî Ahkâmi'l-Evkaf, Hz.Muhammed'in Dini İslâm, Metâlib ve Mezâhib, İstintâcî ve İstikrâî Mantık'' gibi eserleri yazan din alimi kimdir?
Babanzade Ahmet Naim |
Elmalılı Hamdi Yazır |
İsmail Hakkı İzmirli |
Mehmet Akif Ersoy |
Muhammed Abduh |
''İrşâdü'l-Ahlâf fî Ahkâmi'l-Evkaf, Hz.Muhammed'in Dini İslâm, Metâlib ve Mezâhib, İstintâcî ve İstikrâî Mantık'' gibi eserlerin sahibi Elmalılı yazılarında genellikle sade Türkçe kelimeleri tercih etmiş, ancak Türk dilinin öz malı haline gelen Arapça, Farsça ve Batı kaynaklı kelimeleri de ihmal etmemiştir. Doğru yanıt "B" şıkkıdır.
13.Soru
“Bu aşamada siyasi istikrar sağlanır. Vergiler düzenli olarak toplanır. Asker sınıfına ve ülkenin imarına odaklanılır. Yönetimde görev alanlar büyük bağış ve hediyelerle mükâfatlandırılır.”Bu cümlelerde bir devletin hangi devri anlatılmaktadır?
Kuruluş ve zafer aşamasını
|
İmar dönemini
|
Sulh ve istikrar dönemini
|
Gücün şahsileşmesi dönemini
|
Çözülme ve yokoluş devresini |
İmar dönemi: Bu aşamada siyasi istikrar sağlanır.Vergiler düzenli olarak toplanır. Asker sınıfına ve ülkenin imarına odaklanılır. Yönetimde görev alanlar büyük bağış ve hediyelerle mükâfatlandırılır. İnsanlar servet edinmeye başlar. Ülkede yüksek binalar ve prestijli yapılar yapılmaya başlar. İbn Haldun dönemi devletin en yetkin noktası olarak görür. Fakat diğer taraftan bu dönem aynı zamanda düşüşün de başladığı dönemdir. Doğru cevap B'dir.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kindi’ye göre eni, boyu ve derinliği olmayıp değeri büyük ve yetkin olan, cevheri de yüce Yaratan’dan gelendir?
Akıl
|
Zeka
|
İlim
|
Vahiy |
Nefis |
Kindi’ye göre nefis madde gibi eni, boyu ve derinliği olan bir şey değlidir; o basit, şerefli, değeri büyük ve yetkindir. Güneş ışınlarının güneşten geldiği gibi onun cevheri de yüce Yaratan’dan gelmektedir. (Kindî, Nefis Üzerine, 130). Kindî’ye göre nefis, bedenden önce vardır; bedenden sonra da varlığını sürdürecektir. Doğru cevap E'dir.
15.Soru
Çoğu müslüman düşünür ve özellikle de Suhreverdi el-Maktül tarafından Hermes olduğu düşünülen peygamber aşağıdakilerden hangisidir?
Hz. Nuh |
Hz. İlyas |
Hz. İdris |
Hz. Yakup |
Hz. İbrahim |
Müslüman düşünürlerden çoğu, özellikle de Suhreverdi el-Maktül, Hermes’in Hz. İdris olduğu kanaatindedirler. Doğru cevap C'dir.
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Gazzali tarafından “tutarlı bir düşünceye dayanmadan kurulmuş olan fikir yapıları; arka arkaya bir şeyin üzerine düşmek, çarpmak, pervanenin lambaya çarpması gibi, filozofların hatalara düşmesi” anlamında kullanılmaktadır?
Tehafüt
|
Felasife
|
Yıkım
|
Çöküntü |
İstikrarsızlık |
Bugün Türkçede “tehâfüt” kelimesi daha çok tutarsızlık” terimi ile karşılanmakta; yıkım, çöküntü, acelecilik,“düşüncesiz sonuç, istikrarsızlık,gibi sözlük anlamlarıyla da kullanılmaktadır. Ancak Gazzâlî tarafından kullanılan “tehâfüt” teriminin karşılığını, yine onun ifadelerinde aramak daha doğru olsa gerektir. O, bu terimi, “tutarlı bir düşünceye dayanmadan kurulmuş olan fikir yapıları; arka arkaya bir şeyin üzerine düşmek, çarpmak, pervanenin lambaya çarpması gibi, filozofların hatalara düşmesi” anlamında kullanmıştır. Bu manada “Tehâfütü’l-Felâsife” de “Filozofların Tutarsızlığı” anlamında yaygın olarak kullanılmaktadır.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Farabi’nin Katalancaya çevrilen eseridir?
Kitâbu fî’l-Akl |
De ortu scientarum |
el-Kavi fî Şerâiti’l-Yakîn |
Şerhu Kitâbi’l-Makûlat li Aristûtâlis |
Risâle fi’s-Safsata |
Fârâbî’nin eserlerinin, Latince ve İbraniceden başka, bazı yerel Avrupa dillerine de çevrildiğini biliyoruz. Bunun bir örneğini, Arapça aslı henüz bulunmamış olan, Katalancaya çevrilmiş bir eseridir: De ortu scientarum.
18.Soru
Kindî'ye göre tabiat bilimi ile metafizik arasındaki fark nedir?
Tabiat biliminin dünya ile ilgili, metafizikin ise ahretle ilgili olması
|
Tabiat bilimi yani fizik evrende değişen ve başkalaşan şeylerin bilgisini sağlarken, metafizik biliminin değişmeyen varlıkların bilgisini içermesi
|
Tabiat biliminin insan tabiatıyla ilgili, metafizikin ise Tanrının tabiatıyla ilgili olması
|
Tabiat bilimi ile metafizik arasında herhangi bir fark yoktur.
|
Tabiat bilimi maddi şeylerin bilgisini verirken, metafizikin ruhani konulardan bahsetmesi
|
19.Soru
Aşağıda yer alan filozof ve bilginlerden hangisinin eserleri Ortaçağ’da Latinceye hiç çevrilmemiştir?
İbn Tufeyl |
Gazzâlî |
Fârâbî |
Bîrûnî |
İbn Rüşd |
Bîrûnî, Suhreverdi ve İbn Miskeveyh gibi filozof ve bilginlerin eserleri Ortaçağ’da Latinceye hiç çevrilmemiştir. Doğru yanıt D seçeneğidir.
20.Soru
İslam filozoflarının eserlerini asıllarından okumak ve İslam dini hakkında doğrudan bilgi edinmek amacıyla Arapça öğrenen modern batılı filozof kimdir?
Hume
|
Descartes
|
Locke
|
Hamilton
|
Kant
|
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ