Türk Halk Şiiri Final 19. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi XIV. yüzyılda, divan şiiri alanında önemli temsilciler arasında sayılmaktadır?
Nesîmî |
Mesîhî |
Hümâmî |
Atâî |
Necâtî |
Nesîmî, XIV. yüzyılda divan şiiri alanında önemli temsilciler arasında sayılmaktadır. Diğerleri ise XV. yüzyıla ait örneklerdir.
2.Soru
Umay Günay'ın sistemleştirdiği aşık faslının en önemli bölümü olup aşıkların güçlerini ve hünerlerini gösterdikleri bölüm aşağıdakilerden hangisidir?
Tekellüm |
Canlandırma |
Hoşlama |
Hatırlatma |
Muamma |
Umay Günay'ın, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi âşıklık geleneğinde görülen bir âşık faslının düzenini verirken çizdiği tablo ilgi çekicidir. Bu fasıllarda her şey bir düzen çerçevesinde ve sırayla olmaktadır. Faslın hemen her safhasında karşılaşmalara yer verilir. Günay'ın sistemleştirdiği bu düzen şöyledir:
- Hoşlama, merhabalaşma: Âşıkların dinleyicilere hoş geldiniz deyip onları selamladıkları bölümdür.
- Hatırlatma, canlandırma: Eski usta âşıkların şiirlerinden örneklerin verilip, saygı gösterildiği bölüm olup burada karşılaşma yoktur.
- Tekellüm: Faslın en önemli bölümüdür. Âşıkların güçlerini ve hünerlerini göstermeleri burada gerçekleşecektir.
3.Soru
"İlim ilim bilmekdür ilim kendin bilmekdür Sen kendini bilmezsin yâ nice okumakdur" dizeleri hangi şaire aittir?
Kaygusuz Abdal |
Yunus Emre |
Orhan Gazi |
Evliya Çelebi |
Şakayık |
Yunus Emre Divanı, mürettep bir divan olmayıp sonradan ve kanaatimizce sözlü gelenekten derlenmiştir. Divan’da hem heceli hem de aruz vezniyle yazılmış şiirler vardır (Güzel 1992: 36-41). İlim ilim bilmekdür ilim kendin bilmekdür Sen kendini bilmezsin yâ nice okumakdur Okumakdan mânî ne kişi Hakk’ı bilmekdür Çün okıdun bilmezsin ha bir kurı emekdür.
4.Soru
XVIII. yüzyıl Anadolu’sunda; Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı ile ilgili verilen bilgilerden hangisi doğrudur?
Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı sahasında bu dönemde birçok yenilik görülmüştür. |
Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı şairleri bu dönemde Yunus geleneğinden uzaklaşmışlardır. |
Bu yüzyılın Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı şâirleri arasında Âşık Virânî vardır. |
Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı bu dönemde genel bir duraklama ve gerileme hayatı içindedir. |
Bu dönemde Pir Sultan Abdal’ın tesiri azalmış, ona isnat edilen manzumelerden kaçınılmıştır. |
XVIII. yüzyıl Anadolu’sunda Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı sahasında fazla bir yenilik görülmemiş, Yunus geleneği devam ettirilmiş, Pir Sultan Abdal’ın etkisi devam ederek ona isnat edilen manzumelere yer verilmiştir. Bu dönemde Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı bir duraklama ve gerileme hayatı içindedir. Âşık Virânî ise XVII. yüzyılda yaşamıştır.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi XVII Yüzyıldaki Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı temsilcisi değildir?
Muhyiddin Abdal |
Âdem Dede |
Sinan Ümmî |
Niyâzî-i Mısrî |
Kul Nesîmî |
Muhyiddin Abdal XVII Yüzyıldaki Dinî-Tasavvufî Türk Edebiyatı temsilcisi değildir.
6.Soru
Daha çok dinî-tasavvufî Türk halk şairleri için iyi birer kaynak olan örneğin Yunus Emre ve benzerlerinin gerçek hayatından çok yüce, olağanüstü hayatlarını öne çıkaran kaynaklar aşağıdakilerden hangisidir?
Menkıbeler |
Cönkler |
Tezkireler |
Seyahatnameler |
Dîvânü Lügâti’t-Türk |
Bu tür eserler daha çok dinî-tasavvufî Türk halk şairleri için iyi birer kaynaktır. Bugün başta Yunus Emre olmak üzere Sarı Saltık, HacıBayram Veli, Hacı Bektaş Veli ve benzerlerinin gerçek hayatlarından daha çok menkıbevi hayatları öne çıkmaktadır. Onlarla ilgili bilgileri de büyük ölçüde menakıbnamelerde bulabilmekteyiz.
7.Soru
Üsküdarlı Hasib’in Risale-i Vefayât adlı eserinde ölüm tarihi 1707 olarak verilen âşığımız aşağıdakilerden hangisidir?
Âşık Mustafa |
Ercişli Emrah |
Âşık Ömer |
Karaca Oğlan |
Gevherî |
Üsküdarlı Hasib’in Risale-i Vefayât adlı eserinde Âşık Ömer’in ölüm tarihi 1707 olarak verilmektedir; mezarı İstanbul’dadır. Elde bulunan şiirlerinden hareketle Âşık Ömer’in bir ordu şairi de oldu¤ğeyebiliriz. Divan’ındaki şiirleri arasında savaşları konu edinenlerin sayısı azımsanmayacak ölçüdedir. Yine bu şiirlerden öğrendiğimize göre Ömer, Osmanlı-Rus savaşlarına katılmıştır.
8.Soru
XV. Yüzyılda Fatih Sultan Mehmet’i yetiştiren büyük mutasavvıf aşağıdakilerden hangisidir?
Hacı Bayram Veli
|
Akşemseddin
|
Eşrefoğlu Rûmî
|
Kaygusuz Abdal
|
Mevlana
|
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Süleyman Çelebi’nin eserlerinden biridir?
Vesiletü’n-Necât |
İbretnâme |
Hayretname |
Elestname |
Nasihatname |
Süleyman Çelebi, XV. asrın meşhur mevlit yazarlarındandır. Bilindiği gibi, Vesiletü’n-Necat, mesnevî nazım şekliyle yazılmış bir mevlit türüdür. Bu sebeple, mısra ahengi itibariyle de son derece başarılıdır.
10.Soru
Âşık kahvelerinde günlerce hatta yıllarca halk hikâyesi dinleyen genç zamanla hikâyelerin türkülü kısımlarını ezberler saz çalmasını öğrenir bir mahlasla âşıklar arasına katılır, bu açıklama aşağıdakilerden hangi âşık olma şeklidir?
Kendi Kendine Âşık Olma |
Usta-Çırak İlişkisiyle Âşık Olma |
Sazlı ve Sözlü Ortamın Etkisiyle Âşık Olma |
Sevda Yüzünden Âşık Olma |
Bade İçerek Âşık Olma |
Kendi Kendine Âşık Olma: Âşık şiirine ve âşıklığa yeteneği olan bir kimse; Karaca Oğlan, Pir Sultan Abdal, Şah Hatayî, Çıldırlı Âşık Şenlik, Erzurumlu Emrah, Dadaloğlu, Dertli, vb. âşıkların şiirlerini önce dinler, sonra ezberler, daha sonra da saz çalmayı öğrenir. Bir süre sonra da usta âşıklara ve kendisine ait şiirleri saz eşliğinde söyler, ardından da kendisine bir mahlas seçer.
11.Soru
Aşağıdaki şairlerimizden hangisi alanı ile doğru eşleştirilmiş olarak verilmiştir?
Kalem şairleri - Erzurumlu Ümmanî Can |
Ümmî âşıklar - Yaşar Reyhanî |
Göçebe ortamda yetişen âşıklar - Gevherî |
Askerî ortamda yetişen âşıklar - Ümmî Sinan |
Şehir ortamında yetişen âşıklar – Noksanî |
Yaşar Reyhanî okuma yazma bilen âşıklara örnektir. Gevherî şehir ortamında yetişen âşıklara örnektir. Ümmi Sinan din ve tasavvuf ortamında yetişen âşıklara örnektir. Noksanî köy ortamında yetişen âşıklara örnektir. Erzurumlu Ümmanî Can kalem şairlerine örnektir.
12.Soru
XVII. yüzyıl Anadolu sahası şair, Bektâşî tarikatındandır. Ama Câferi, Haydarî ve Hurufi tarikatları ile de ilgilenmiştir. Şiirlerini, hem aruz, hem de hece vezni ile yazmıştır, hatta aruzu daha çok kullanmıştır. Ama aruzda pek başarılı olamamıştır. Fuzûli’nin ve Nesîmî’nin tesirinde kalan bu şairimiz aşağıdakilerden hangisidir?
Kul Nesîmî |
Âşık Virânî |
Adem Dede |
Niyâzî-i Mısrî |
Âdem Dede |
Kul Nesîmî’nin hayatı hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. Ancak, hece vezni ile yazılmış şiirlerinin bulunduğu bazı defterlere bakarak onun; XVII. yüzyılda yaşadığını, iyi bir eğitim gördüğünü, kültürlü ve usta bir derviş-şair olduğunu öğreniyoruz. XVII. yüzyıl Anadolu sahası şairi olan Kul Nesîmî, Bektâşî tarikatındandır.
13.Soru
İrticalen (doğaçlama olarak) saz eşliğinde şiir söyleyen kişiye ne ad verilmektedir?
Mürid |
Aşık |
Sufi |
Şair |
Mutasavvıf |
Aşık irticalen (doğaçlama olarak) saz eşliğinde şiir söyleyen kişidir.
14.Soru
Güzelliği konu edinen koşma türü aşağıdakilerden hangisidir?
Güzelleme |
Nasihat |
Devriye |
Koçaklama |
Taşlama |
Güzelleme: Güzelliği konu edinen koşma türüne verilen ad. Dadaloğlu’nda sanat endişesi pek görülmez. Şiirlerinde işlenen konu ise büyük ölçüde Avşar aşiretinin hayatıdır. Bu genel çerçeve içerisinde sevda, yurt güzellemeleri ön plandadır.
15.Soru
"Aşıklığa başlamasında ve yetişmesinde kayın babası Âşık Deli Hazım, Âşık Hüdaî ve Âşık Kul Mustafa’nın etkileri görülmektedir. O, Karaca Oğlan geleneğinden yetiştiği için, kendisinin manevî ustası olarak Karaca Oğlan’ı kabul etmiştir. Yazdığı ilk şiirlerini Kadirli’den Âşık Mehmet Cihangiroğlu’na göstermiş, Cihangiroğlu da ona eksiklerini öğretmiştir. Bir yaz günü söğüt gölgesinde yattığı sırada rüyasına yaşlı zat girmiş ve üç defa mahlasının Feymânî olduğunu bildirmiştir."
Yukarıda hakkında bilgi verilen şair aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Âşık Huzurî |
Âşık Efkârî |
Âşık Mehmet Yakıcı |
Erzurumlu Emrah |
Âşık Osman (Taşkaya) |
Âşık Osman Feymâni'nin aşıklığa başlamasında ve yetişmesinde kayın babası Âşık Deli Hazım, Âşık Hüdaî ve Âşık Kul Mustafa’nın etkileri görülmektedir. Feymâni, Karaca Oğlan geleneğinden yetiştiği için, kendisinin manevî ustası olarak Karaca Oğlan’ı kabul etmiştir. Yazdığı ilk şiirlerini Kadirli’den Âşık Mehmet Cihangiroğlu’na göstermiş, Cihangiroğlu da ona eksiklerini öğretmiştir. Bir yaz günü söğüt gölgesinde yattığı sırada rüyasına yaşlı zat girmiş ve üç defa mahlasının Feymânî olduğunu bildirmiştir.
16.Soru
Seçeneklerden hangisi XX. yy. âşıklarından değildir?
Âşık Osman (Taşkaya) Feymanî |
Âşık Veysel Şatıroğlu |
Sümmânî |
Âşık Murat Çobanoğlu |
Davut Sularî |
XX. yy. âşıklarından olmayan C seçeneğindeki Sümmânî'dir.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Bursalı İsmail Hakkı'nın eserlerinden biri değildir?
Rûhu’l-Mesnevî
|
Şerh-i Muhammediye
|
Marifetnâme
|
Şerh-i Bostan
|
Kitabü’l-Necat
|
18.Soru
Orhan Gâzî zamanında Bursa'nın fethinde bulunan; Türk-İslam ananesinde önemli bir yeri olan alp-erenlerden ve Geyikli Baba ile münasebeti olan 'Velayetname'nin müellifi olan ünlü mutasavvıf aşağıdakilerden hangisidir?
Kaygusuz Abdal |
Abdal Musa |
Said Emre |
Ahmed Fakih |
Hacı Bektaş Veli |
Orhan Gâzî zamanında Bursa'nın fethinde bulunan; Türk-İslam ananesinde önemli bir yeri olan alp-erenlerden ve Geyikli Baba ile münasebeti olan 'Velayetname'nin müellifi olan ünlü mutasavvıf Abdal Musa'dır.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Cönk'ün özelliklerindendir?
Cönkler Arap harfleriyle yazılmışlardır. |
Cönklerde belirli bir ölçü dahilinde yazılırlar. |
Cönklerde genelde bir konu sınıflaması vardır. |
Cönklerin bazıları özel kağıtlara kullanılmayan yazı türleriyle alınırlar. |
Cönkleri kaleme alanların kültür ve eğitim seviyeleri yüksek olduğu için, yazının imlâsı pek sağlıklıdır. |
Cönkler Arap harfleriyle yazılmışlardır. Cönkler bazıları özel kâğıtlara (alikurna, abâdi) olmak üzere en çok kullanılan yazı türleriyle kaleme alınırlar. Cönkleri kaleme alanların bazıların kültür ve eğitim seviyeleri düşük olduğu için, yazının imlâsı pek sağlıklı değildir. Cönklerde belirli bir ölçü yoktur. Bu tür eserlerin hazırlanması sırasında cöngü yazanın zevki ve elinde bulunan kâğıtların boyutları ön plana çıkmaktadır. Cönklerde bir konu sınıflaması yoktur. Cönklerde şiir türleri veya şekillerinin başına koşma, türkü, ilahi, şarkı, gazel, destan, beyit, müseddes, vb. kavramlar yazılmaktadır. Ancak zaman zaman konu başlıkları ile şiirin birbirini tutmadığı gözden kaçmamaktadır. Cönkler genellikle besmele ile başlar ve “temmet” (tamamlandı) ifadesi ile son bulur.
20.Soru
Dini-Tasavvufi, Aşık ve Anonim Halk Şiiri geleneklerinin aynı çatı altında ele alınmasının sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
Bu geleneklerde ilk yakıcının belli olması. |
Bu geleneklerin anonim özelliklerinin olması. |
Bu geleneklerin sözlü geleneğin kuralları doğrultusunda sese bağlı kafiye anlayışını esas alması. |
Bu geleneklerin Batı Uygarlığı Altındaki Türk Edebiyatına ait olması. |
Bu geleneklerin islam öncesine ait olması. |
Her üç gelenekte de müşterek noktalar mevcuttur. Yoğun olarak hece ölçüsünün kullanılması, sözlü geleneğin kuralları çerçevesinde sese bağlı kafiye anlayışının esas alınması, nazım biriminin dörtlük olması gibi.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ