Türk Halk Şiiri Final 5. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
"Divandaki ifadelerden, onun okur-yazarlıktan da öte bir tahsile sahip olduğunu çıkarabiliriz. Hatta o, edebî bilgiler açısından da kendisini yetiştirmiştir denilebilir. Ayaklı kalenderîleri, semaileri, gazelleri, onun bu vadideki bilgisini gösteren işaretlerdir. Erciyes dergisinin 1986 yılında yayımlanan 101. ve 102. sayıları bu şairin ismine özel sayı olarak çıkarılmıştır." Hakkında bilgi verilen şair aşağıdaki şıklardan hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Dadaloğlu |
Erzurumlu Emrah |
Bayburtlu Zihnî |
Çıldırlı Âşık Şenlik |
Âşık Murat Çobanoğlu |
Saim Sakaoğlu, Aşık Erzurumlu Emrah'ın öğrenimi hakkında, "Divandaki ifadelerden, onun okur-yazarlıktan da öte bir tahsile sahip olduğunu çıkarabiliriz. Hatta o, edebî bilgiler açısından da kendisini yetiştirmiştir denilebilir. Ayaklı kalenderîleri, semaileri, gazelleri, onun bu vadideki bilgisini gösteren işaretlerdir." demektedir. Erciyes dergisinin 1986 yılında yayımlanan 101. ve 102. sayıları Erzurumlu Emrah adına özel sayı olarak çıkarılmıştır.
2.Soru
Özellikle İslamiyet öncesindeki Türk kültüründe ağıtların yoğun bir şekilde yakıldığı törenlere ne ad verilir?
Yır |
Şor |
Yuğ |
Şeylan |
Sıgır |
İslamiyet öncesinde ölenin ardından ağıt yakma törenlerine Yuğ adı verilir.
3.Soru
I. Anonim Halk Şiiri
II. Dini-Tasavvufi Halk Şiiri
III. Sagu
IV. Aşık Edebiyatı
V. Destan
Yukarıdakilerden hangileri İslamiyet Sonrası Türk Halk Şiirlerinin alt gruplarındandır?
I, V |
II, III, IV |
III, V |
I, II, IV |
Hepsi |
Türk edebiyatıyla ilgili olarak genel kabul görmüş ve büyük oranda Türk edebiyatı tarihinin kurucusu M. Fuad Köprülü’ye yaslanan tasniflerde olduğu gibi Türk Halk şiirini de, öncelikle İslâmiyet Öncesi Türk Halk şiiri ve İslâmiyet Sonrası Türk Halk şiiri olmak üzere ikiye ayırabiliriz. İslâmiyet Sonrası Türk Halk şiiri de kendi içinde üç ayrı kısma ayrılabilir:
Anonim Halk şiiri
Dinî-Tasavvufî Halk şiiri
Aşık Edebiyatı
4.Soru
Hakk’a ulaşmanın yollarını anlatan, dini ve tasavvufi konuların daha kolay anlaşılmasını sağlamaya çalışan ve Allah ile tekellüfsüz, şakalı bir edayla konuşur gibi yazılan veya söylenen şiirlere ne ad verilir?
Şathiye |
Tarikatnâme |
Nevruznâme |
Vasiyetnâme |
Nasihatnâme |
Şathiye: Dinî-Tasavvufî Halk şiirinde bazı tasavvufi remiz ve rumuzlar ile Hakk’a ulaşmanın yollarını anlatan, dini ve tasavvufi konuların daha kolay anlaşılmasını sağlamaya çalışan ve Allah ile tekellüfsüz, şakalı bir edayla konuşur gibi yazılan veya söylenen şiirlere şathiye denir. Bazı şairler tarafından şeriat ölçüsünden uzaklaştırılan şathiyeler kimi zaman küfür olarak kabul edilmiştir. Hâlbuki şathiyeler, tasavvufi remizleri izah eden şiirlerdir. Bunu da ancak erbabı anlayabilmektedir.
5.Soru
I. Kul Şükrü
II. Erzurumlu İbrahim Hakkı
III. Bursalı İsmail Hakkı
IV. Cemali
Yukarıdaki isimlerden hangisi ya da hangileri XVIII. yüzyıl Dini-Tasavvufi Türk Edebiyatı temsilcileri arasında yer alır?
I ve II |
I ve IV |
I, II ve III |
I, II ve IV |
I, II, III ve IV |
Münacat; İsmi geçen kişilerin hepsi XVIII. yüzyılda yaşamış ve Dini-Tasavvufi Türk Edebiyatının temsilcileridir.
6.Soru
Âşıkların çağdaşı oldukları veya kendilerinden önce yaşamış âşıkların mahlaslarına ve bazı özelliklerine yer verdikleri şiir türüne ne denir?
Şairname |
Koşma |
Gazel |
Kaside |
Semai |
Âşıkların çağdaşı oldukları veya kendilerinden önce yaşamış âşıkların mahlaslarına ve bazı özelliklerine yer verdikleri şiir türüne Şairname denir.
7.Soru
I. III. Selim (1761-1808) döneminde yaşamıştır.
II. Dini ve tasavvufi konuları işlemiştir.
III. Hece ile yazdıklarının yanı sıra, aruzla yazılmış şiirleri de vardır.
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Âşık Halil için doğrudur?
Yalnız I |
Yalnız III |
I ve II |
II ve III |
I, II, III |
III. Selim (1761-1808) döneminde yaşamıştır. Dini ve tasavvufi konuları işlemiştir. Hece ile yazdıklarının yanı sıra, aruzla yazılmış şiirleri de vardır.
8.Soru
I. Dertli II.Seyrani III. Cemali IV. Türabi Yukarıdaki isimlerden hangileri XIX. yüzyıl Dini-Tasavvufi Türk Edebiyatı temsilcileri arasında yer alır?
I ve II |
I ve IV |
I, II ve III |
I, II ve IV |
I, II, III ve IV |
Cemali XVIII. yy Dini-Tasavvufi Türk Edebiyatı temsilcisidir. Dertli, Seyrani ve Turabi XIX. yy. Dini Tasavvufi Türk Edebiyatı temsilcileridir.
9.Soru
Aşağıdaklerden hangisi XIX. yüzyıl divan şiiri alanında yetişen kişilerden biri değildir?
İzzet Molla, |
Enderunî Vasıf, |
Lefkofçalı Galib, |
Leyla Hanım |
Zekai Mustafa |
XIX. yüzyıl âşıkları ve özellikleri Bu yüzyılda divan şiiri alanında izzet Molla, Enderunî Vasıf, Lefkofçalı Galib, Hâlet, Leylâ Hanım, Şeref Hanım, vb. yetişmiştir.
10.Soru
Şairnâme türünün ilk örneğini veren âşık hangisidir?
Âşık Ömer |
Karaca Oğlan |
Gevherî |
Âşık Bağdadî |
Ercişli Emrah |
Şairnâme türünün ilk örneğini veren âşık, Âşık Ömer’dir. Bu şairnâmenin yardımıyla Bursalı Halil’in dilinin sade olduğu, Yazıcı’nın Bahr-i Sefid’de (Akdeniz) boğularak öldüğü, Kuloğlu’nun pek şöhretli olduğu, Öksüz Âşık’ın şiirlerinin bal gibi tatlı olduğu öğrenilmektedir.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi nazım şeklini oluşturan unsurlardan biri değildir?
Kafiye örgüsü |
Şiirin konusu |
Nazım birimi |
Şiirin hacmi |
Şiirin vezni |
Şiirin konusu 'nazım türü'ne girer. Diğer seçenekler ise nazım şekli ile ilgilidir.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi aşık şiirinin belirli söyleyicileri ve yazarları arasında yer almaz?
Aşık |
Ozan |
Sufi |
Kalem Şairi |
Kalem Şurası |
Âşık şiirinin belirli söyleyicileri ve yazarları vardır. Bunlara ozan, âşık, saz şairi, halk şairi, kalem şairi ve kalem şuarası gibi adlar verilir.
13.Soru
Türk halk şiiri geleneğinde şiirlerin konusuna, ezgisine ve işlevine göre birbirlerinden ayrılmasına ve adlandırılmasına ne ad verilir?
Nazım türü |
nazım şekli |
nazım biçimi |
Nazım birimi |
Nazım hacmi |
Türk halk şiiri geleneğinde şiirlerin konusuna, ezgisine ve işlevine göre birbirlerinden ayrılmasına ve adlandırılmasına nazım türü adı verilir.
14.Soru
- Âşıklık geleneğinin çok güçlü olduğu Doğu Anadolu Bölgesi’nde yetişmiştir.
- Saz şiiri tekniğine hâkimdir.
- Ayrıca medrese öğrenimi gördüğünden, klasik edebiyatın temel bilgilerine de sahiptir.
- Ölüm tarihinde belirsizlikler söz konusudur.
Yukarıda bilgileri verilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
Sümmânî |
Seyrânî |
Erzurumlu Emrah |
Dertli |
Dadaloğlu |
Erzurumlu Emrah:
- Âşıklık geleneğinin çok güçlü olduğu Doğu Anadolu Bölgesi’nde yetişmiştir.
- Saz şiiri tekniğine hâkimdir.
- Ayrıca medrese öğrenimi gördüğünden, klasik edebiyatın temel bilgilerine de sahiptir.
- Ölüm tarihinde belirsizlikler söz konusudur.
15.Soru
Aşağıdaki ifadelerin hangisinde XVIII. asır Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı ile ilgili bilgi doğru olarak verilmiştir?
XVIII. asır, Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı’nın yükselişe geçtiği bir dönemdir. |
XVIII. asır, Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı’nın ilahilerden en uzak olduğu bir dönemdir. |
XVIII. asır, Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı’nın vezin ve kafiye bakımından en iyi eserlerinin verildiği dönemdir. |
Mahvi^, Mehmed Nasuhi^, Mehdi^, Hasan Sena^i^, Bursalı İsma^il Hakkı XVIII. asır, Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı şairlerinin bazılarıdır. |
Hoca Ahmed Yesevi^ XVIII. asır, Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı’nın en popüler şairidir. |
XVIII. asır Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı sahasında da fazla bir yenilik görülmemekte, ancak eskilerin özellikle Yunus geleneğini devam ettirmekte oldukları bilinmektedir. XVIII. yüzyıl Anadolu’sunda; Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı, genel bir duraklama ve gerileme hayatı içindedir. Bu dönemde kendi sahasında (Şeyh Ga^lip hariç) eskisi kadar güzel eserler verilmez olmuştur. Daha çok halk kitlelerine seslenen bazı tarikat şeyhlerinin çok tanınmış eserleri bile bu dönemde ancak eski bilgi ve akideleri tekrarlayan, popüler hamle durumundadır. Dini^-Tasavvufi^ Türk Edebiyatı şairleri İstanbul’da, Bursa’da, İzmir’de vb. tarikat çevrelerinde Yunus geleneğini devam ettirmektedirler. Buna başka bir deyişle “İla^hi” geleneği de diyebiliriz. Tekrarlanan ila^hi^ler, zaman zaman, güzel, ahenkli ve samimi^ olmakla beraber, ekseriye her tür söyleyiş sanatından uzak, vezin ve kafiye aksaklıkları içinde ve umumiyetle kültürsüz söyleşilerdir.
16.Soru
Tefsir-i Rûhu’l-Beyân, Rûhu’l-Mesnevî, Şerh-i Hadis-i Erbain, Şerh-i Muhammediye, Şerh-i Bostan, Kitabü’l-Necat ve Divânı eserleri ile tanınan; Eserlerinde daha çok tasavvufun esas temel unsuru olan vahdet-i vücûd meselesini sade bir şekilde açıklayan ve din âlimi olan kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Kul Şükrü |
Erzurumlu İbrahim Hakkı |
Bursalı İsmail Hakkı |
Mehdi |
Cemali |
Tefsir-i Rûhu’l-Beyân, Rûhu’l-Mesnevî, Şerh-i Hadis-i Erbain, Şerh-i Muhammediye, Şerh-i Bostan, Kitabü’l-Necat ve Divânı eserleri Bursalı İsmail Hakkı ya aittir.
17.Soru
Bir destanında 1807 yılındaki bir isyanı işleyen ve kullandığı tasvirler uyarınca bu isyana katılmış olabileceği düşünülen Konyalı şair aşağıdakilerden hangisidir?
Karaca Oğlan |
Âşık Ali |
Gevherî |
Âşık Nigârî |
Nef’î |
Fuad Köprülü’nün Konyalı olduğundan söz ettiği; destanında 1807 yılındaki bir isyanı işleyen şair Âşık Nigârî’dir.
18.Soru
Dinî umdeleri, milli duyguları, ahlâki düşünceleri, Türk'ün en kolay anlayabileceği sehl'i mümtenî metoduyla anlatırken Türk'ün dilini de en güzel ve yumuşak bir şekilde dağdaki çobandan saraydaki devlet adamına kadar sevdiren şair aşağıdakilerden hangisidir?
Ahmed Yesevî |
Mevlâna |
Mahdumkulu |
Yunus Emre |
Pir Sultan Abdal |
Dinî umdeleri, milli duyguları, ahlâki düşünceleri, Türk'ün en kolay anlayabileceği sehl'i mümtenî metoduyla anlatırken Türk'ün dilini de en güzel ve yumuşak bir şekilde dağdaki çobandan saraydaki devlet adamına kadar sevdiren şair Yunus Emre dir.
19.Soru
XIX. Yüzyılın âşıkları büyük ölçüde bir tarikate bağlanmışlardır. Aşağıdakilerden hangisi bir tarikate bağlı değildir?
Erzurumlu Emrah |
Dadaloğlu |
Dertli Bektaşi |
Ruhsati Nakşibendi |
Seyrani |
Hiçbir tarikate bağlı olmayan aşıklarımız arasında Dadaloğlu ve Bayburtlu Zihni sayılabilir.
Doğru cevap B'dir.
20.Soru
Aşağıdaki seçeneklerden hangisi Dini Tasavvufi Türk Edebiyatının asli temalarından değildir?
Peygamberler |
Dünyanın faniliği |
Beşeri aşk |
Halvet |
Nefis terbiyesi |
Dini Tasavvufi Türk Edebiyatında gelmiş geçmiş pek çok peygamber konu olarak yer almıştır. Mutasavvıf şairler, şiirlerinde dünyanın geçici olduğunu, Allah’ın ezeli ve ebedi varlığını öne çıkarırlar. Hâlvet, dünyadan el çekip Allah’a yönelmek anlamına gelmektedir ve Dini Tasavvufi Türk Edebiyatında işlenmektedir. Tasavvufta nefis ve nefis terbiyesi oldukça önemlidir ve Dinî Tasavvufî Türk Edebiyatı’nda da oldukça geniş bir şekilde ele alınmıştır. Beşeri aşk ise bu edebiyatın temalarından biri değildir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ