Turkish Language 1 Final 16. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Toplumların hayatın akışı içerisinde oluşan bilge yönlerini, kazandıkları deneyimleri, dünyaya bakışlarını, anlatım yeteneklerini yansıtan ve çok uzun süre düşünce dünyasında yaşamaya devam edebilen kalıplaşmış sözlere ne ad verilir?
Deyim |
Atasözü |
İkileme |
Birleşik söz |
Menkıbe |
Toplumların hayatın akışı içerisinde oluşan bilge yönlerini, kazandıkları deneyimleri, dünyaya bakışlarını, anlatım yeteneklerini yansıtan ve çok uzun süre düşünce dünyasında yaşamaya devam edebilen kalıplaşmış sözlere atasözü denir.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Türkçenin bilim dili olmasının önündeki engellerden biri değildir?
Pek çok bilim dalında Arapça sözlerden türetilmiş terimlerin olması
|
Öğretim üyelerinin türkçe kitaplar ve makaleler yazması
|
Öğrenim dili olarak Fransızcanın kullanılması
|
Bilim terimlerinin latince kökenli isimlerden alıntılanması
|
Bilimsel araştırmaların yabancılar tarafından keşfedilip adlandırılması
|
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi dillerin değerlendirilmesinde kullanılabilecek bir ölçüttür?
Zenginlik |
İşlenmişlik |
Türeme gücü |
Coğrafyası |
Yapısı |
Yeryüzündeki her dil, bilinen belirli sayıdaki yöntemle sonsuz sayıda sözcük, terim, deyim, kavram türetebilecek ve tümce üretebilecek yeteneğe sahiptir. Diller arasında bir karşılaştırma yapılacaksa işlenmişlik açısından dillerin değerlen- dirilmesi daha doğrudur. Dillerin yazı diline sahip olup olmaması bir değerlendirme ölçütüdür. Doğru yanıt B'dir.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi türkçenin güçlü yanları ve iç zenginliği olarak değerlendirilen alanlardan değildir?
Türk dilinin tarihsel derinliği |
coğrafi yaygınlığı |
söz varlığının genişliği |
ilişki ve nezaket sözlerinin yoğunluğu |
akrabalık adlarının azlığı |
Türk dilinin tarihsel derinliği, coğrafi yaygınlığı, söz varlığının genişliği, ilişki ve nezaket sözlerinin yoğunluğu, akrabalık adlarının çeşitliliği, atasözlerinin çokluğu ve anlatım gücüdür.
5.Soru
TDK'nın tanımlamasında: 1. Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim, 2. mecaz. Serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim’ olarak açıklanan dil ile ilgili terim aşağıdakilerden hangisidir?
Argo ve Jargon |
Ana Dil |
Diyalekt |
Ölçünlü Dil |
Şive |
Argo ve Jargon TDK’nin Türkçe sözlüğünde (www.tdk.gov.tr) argo bir dil türü olarak değil ‘1. Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim, 2. mecaz. Serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz veya deyim’ sözleriyle sözlüksel bir birim olarak açıklanmaktadır. Doğru cevap A'dır.
6.Soru
- Anlatıma mecaz kazandıran ve renk katan söz varlığı ögeleridir.
- Her dilin söz varlığında deyimler vardır.
- Kimi deyimler belirli dillere özgü olsa da bunların benzerleri başka dillerde de görülebilir.
Yukarıdakilerden hangisi deyimler için doğrudur?
Yalnız I |
Yalnız II |
Yalnız III |
I ve II |
II ve III |
Deyimler anlatıma açıklık kazandıran ve renk katan söz varlığı ögeleridir. Her dilin söz varlığında deyimler vardır. Kimi deyimler belirli dillere özgü olsa da bunların benzerleri başka dillerde de görülebilir. Konuyla ilgili çalışma yapanların tanımlarından hareketle şöyle bir deyim tanımı yapılabilir: İki veya daha fazla sözcükten oluşan, anlatım gücünü artırmak için az çok mantık dışına kayan, gerçek anlamından uzak, ilgi çekici bir anlam yüküne sahip, bazı sözcükleri değişmeyip bazıları değişebilen, toplum tarafından ortaklaşa benimsenen kalıplaşmış söz gruplarına deyim denir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ikilemeye örnek oluşturmaz?
Evet hayır
|
Ecir sabır
|
Dur otur
|
Rica minnet
|
Haraç mezat
|
8.Soru
Türkçeden en fazla sözcüğün geçtiği dil aşağıdakilerden hangisidir?
Bulgarca |
Arnavutça |
Almanca |
Arapça |
Sırpça |
Türkçeden en fazla sözcüğün geçtiği dil Sırpçadır. Bir zamanlar dokuz bine yakın sözcüğün bulunduğu belirlenmiştir. Bugün Sırpçada sayısı yedi bine yaklaşan Türkçe alıntıdan badzânak ‘bacanak’, balta ‘balta’, düsek ‘döşek’, jörgan ‘yorgan, kâjmak ‘kaymak’, ödzak ‘ocak’ bunlardan yalnızca birkaçıdır. Sırp Türkolog Dr. Mirjana Marinkoviç, 2008 yılında Belgrad’da çıkan bir dergide Türkçe sözlerin Sırpçadaki yoğunluğunu ve kullanım sıklığını ele almıştır.
9.Soru
- Deyimi oluşturan iki sözcük kesinlikle bitişik yazılmazken, birleşik sözlerin bir kısmı bitişik yazılır.
- Birleşik sözcüğü oluşturan iki sözcük arasında başka hiçbir ek ya da sözcük giremezken deyimde girebilir.
- Deyimleri oluşturan ikinci sözcük normal bir fiil olarak çekimlenir. Birleşik sözcükte bu mümkün olmaz.
- Birleşik sözcüğü oluşturan iki sözcük de değiştirilemezken, deyimi oluşturan sözcüklerden biri zaman zaman değiştirilebilir.
Yukarıda verilen bilgilerden hangileri doğrudur?
I ve II |
II ve IV |
III ve IV |
I, II ve IV |
I, II, III ve IV |
Deyimler ve birleşik sözler biçim özellikleri bakımından farklıdırlar: 1. Deyimi oluşturan iki sözcük kesinlikle bitişik yazılmazken, birleşik sözlerin bir kısmı bitişik yazılır. 2. Birleşik sözcüğü oluşturan iki sözcük arasında başka hiçbir ek ya da sözcük giremezken deyimde girebilir. 3. Deyimleri oluşturan ikinci sözcük normal bir fiil olarak çekimlenir: Göz koydu, göz koymuş, göz koyar vb. “Göz mü koyuyor” kullanımında da deyimin iki sözcüğü arasına soru edatı getirilmiştir. Birleşik sözcükte bu mümkün olmaz. 4. Birleşik sözcüğü oluşturan iki sözcük de değiştirilemezken, deyimi oluşturan sözcüklerden biri zaman zaman değiştirilebilir. 5. Anlam bakımından da bu iki yapı birbirinden farklıdır. Deyimler derin anlama sahip yapılar iken, birleşik sözcüklerin böyle bir özelliği yoktur.
10.Soru
Kiril alfabesinin uygulandığı ilk Türkçe soylu dil hangisidir?
Azerice
|
Türkmence
|
Tatarca
|
Özbekçe
|
Çuvaşça
|
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi dilin tanımlarından biri değildir?
Zihnin birikimlerinin temsilidir |
İnsanlar arasında karşılıklı haberleşme aracı olarak kullanılır |
İnsanların meramlarını anlatmak için kullandıkları sesli işaretler sistemidir |
Düşünce ve dileklerimizi anlatmaya yarayan imlerin hepsidir |
Sınırsız anlamın sınırlı kullanımıdır |
Dil, sınırlı anlamın sınırsız kullanımıdır (W. von Humboldt). Doğru cevap E'dir.
12.Soru
İnsanlar; herhangi bir biçimde canlarını yakana, kendisine, ailesine, yakınlarına, komşularına, ülke ve milletine kötülük edenlere, kendilerini sıkıntıya düşürenlere din içerikli olan ve kötülük dileyen sözler söyler ve en yüce güç olarak düşündükleri Tanrı’dan bu davranışın cezasını vermesi için dilekte bulunurlar.
Aşağıdaki kelimelerden hangisi yukarıda yer alan açıklamada belirtilen kötü dileklerin Türkçe’deki karşılıklarından değildir?
İlenç |
Beddua |
Kargış |
Muin |
Lanet |
Muin yardımcı olan, yardım eden anlamındadır.
13.Soru
Aşağıda verilen sözcüklerin hangisi türemiş sözcüktür?
Tahta |
Zaman |
Balkon |
Gelinlik |
Merdiven |
‘gel- (i)- n – lik’ sözcüğü görüldüğü üzere biçim birimlerden oluşmaktadır ve sözcüğün kökü birde fazla ek alarak türetilmiştir. Bu yüzden ‘gelinlik’ sözcüğü türemiş sözcüktür.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisinde yazım yanlışı vardır?
makina |
kurdele |
meyve |
egzoz |
şoför |
Yazılan her yazının geçerli yazım kurallarına uygun olması gerekir. Örneğin makine yerine makina, meyve yerine meyva, kurdele yerine kordale veya kurdela, egzoz yerine eksoz veya egsoz, şoför yerine şofor veya şöför yazmak birer yazım yanlışıdır. Doğru cevap A'dır.
15.Soru
Birleşik cümle kaça ayrılır?
1
|
2
|
3
|
4
|
5
|
16.Soru
Aşağıdaki seçeneklerden hangisi ‘kırpma’ yoluyla
yapılmış bir sözcüktür?
motel |
tümce |
arge |
ayılmak |
bayan |
Kırpma, çok heceli bir sözcüğün bir veya daha fazla hecesini kaldırarak
yeni sözcük oluşturma yoludur. A seçeneğindeki 'motel (< motor otel)', buna örnektir.
17.Soru
Bazı belirtili ad tamlamaları kalıplaşmaya uğrar. Aşağıdakilerden hangisi buna örnektir?
Vişne reçeli |
Gül kokusu |
Kaçın kurası |
İnsan sarrafı |
Badem şekeri |
Bazı belirtili ad tamlamaları kalıplaşmaya uğrar. Elinin körü, kaçın kurası, sözün kısası vb.
Diğer seçeneklerde belirtisiz ad tamlaması görülür. Belirtisiz ad tamlaması: İlk sözcüğün ek almayıp ikinci sözcüğün iyelik eki –sI almasıyla oluşan ad tamlamasıdır.
Örnek: Vişne reçelini çok severdi.
Odanın içini gül kokusu kaplamıştı.
Dedem tam bir insan sarrafıydı.
18.Soru
Muhteşem KOT, Türkiye’ de ilk kot pantolonu üreten firmanın sahibinin adıdır. Zamanla bu pantolonlara kot denmeye başlanmıştır. Bu durum hangi sözcük yapma türüne girer?
Kopyalama |
Genelleşme |
Kırpma |
Karma |
Ters türetme |
Genelleşme: Başlangıçta kişi adı, marka adı vb. özel ad olan sözcükler genelleşerek belirli bir türün genel adı hâline gelebilir. Türkçede jilet (tıraş bıçağı yapımcısı İngiliz Gilette’in adından), neskafe (tescilli Nescafé ürün adından) sanayağı (marka adından), selpak (marka adından), vimlemek (marka adından) gibi özel adlar bu yolla dilin söz varlığına girmiştir. Bu örnekte de bir kişi adından bir ürün adı yapılmıştır. Doğru cevap B’ dir.
19.Soru
- Çamur
- Karın
- Yağmur
- Kurak
Yukarıdaki sözcüklerden hangileri dudak uyumuna aykırıdır?
I ve III |
I ve II |
II ve IV |
I, III ve IV |
II, III ve IV |
Ölçünlü Türkçede dudak uyumu veya düzlük-yuvarlaklık uyumu adı verilen uyuma göre düz ünlülerden sonra ancak düz ünlüler, yuvarlak ünlülerden sonra dar-yuvarlak veya düz-geniş ünlüler gelebilir. Çamur, kabuk, kavun, kavur-, yağmur gibi birkaç sözcük dudak uyumuna aykırıdır. Doğru yanıt A seçeneğidir.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, dillerin sınıflandırılmasında bilimsel bir yaklaşımı yansıtır?
Dilde zenginlik mutlak bir kavramdır. |
Bazı diller diğerlerinde göre daha gelişmiştir. |
Dillerin zengin/yoksul dil olarak sınıflandırılması nesneldir. |
Bütün diller aynı üretme yeteneğine sahiptir. |
Kendine yetmeyen diller vardır. |
Göreceli bir kavram olan zenginlik, dilleri nitelemek için kullanıldığında daha da öznel bir görünüme bürünür. Daha önce de belirtildiği gibi gelişmiş, az gelişmiş veya gelişmemiş gibi tanımlamalarla dilleri sınıflandırmak da öznel bir tutumdur. Aslında dillerin zengin veya yoksul, gelişmiş veya az gelişmiş diye nitelendirilmesi, bilimsel bir yaklaşım değildir. Çünkü her dil kendi ölçeğinde gelişmiştir, her dil kendisine göre yeterlidir. Yeryüzündeki her dil, bilinen belirli sayıdaki yöntemle sonsuz sayıda sözcük, terim, deyim, kavram türetebilecek ve tümce üretebilecek yeteneğe sahiptir. Diller arasında bir karşılaştırma yapılacaksa işlenmişlik açısından dillerin değerlendirilmesi daha doğrudur. Dillerin yazı diline sahip olup olmaması bir değerlendirme ölçütüdür. Doğru cevap D’ dir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ