Turkish Language 1 Final 6. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
I. Ölçünlü dildir.
II. Edebî dil olarak nitelendirilebilir.
III. Bölgesel dil özelliklerinden kaçınır.
IV. Jest ve mimikler bileşenlerinden bazılarıdır.
Yukarıdaki ifadelerden hangisi yazı dili ile ilgili olarak doğrudur?
Yalnız I |
Yalnız III |
II, IV |
I, II, III |
I, III, IV |
Yazı dili, ölçünlü dildir. Edebî dil olarak da nitelendirilebilir. Bölgesel dil özelliklerinden kaçınır.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi, dil ve toplum arasındaki ilişkinin özelliklerindendir?
Dil, bilişsel bir olgudur. |
Cinsiyet, dilin kullanımını belirler. |
Dil, toplumsal konumdan bağımsızdır. |
Dil, bireysel bir olgudur. |
Dil, kültürel yapıyı göz ardı eder. |
Amaç 6
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi dilin karşı karşıya kaldığı sorunların kaynağıdır?
Yanlış söyleyişler dil sorunudur. |
Dilin asıl sorunu özensiz konuşurlardır. |
Kişilerin söz varlığının kısır olması Türkçenin eksikliğidir. |
Anlatım bozuklukları yanlış söyleyişlerden kaynaklanır. |
Türkçenin anlatım gücü bakımından yetersizlikleri vardır. |
Türkçede bazı sözcüklerin yanlış söylenmesi ve yazılması, bazı sözcüklere yanlış anlamlar yüklenmesi; konuşma dilinde ve yazı dilinde cümledeki ögeler arasındaki uyumsuzlukların yol açtığı anlatım bozukluklarının yanı sıra olur olmaz her yerde yabancı kökenli sözcüklere yer verilmesi, is yerlerinde, ürünlerde yabancı adlar kullanılması genellikle dilin bir sorunu olarak algılanmaktadır. Kişilerin söz varlığının sınırlı hatta kısır olması da Türkçenin bir eksikliği gibi görülür. Oysa bunlar Türkçeden kaynaklanan sorunlar değildir. Türkçe gerek ses yapısı ve ses uyumları gerek biçim özellikleri ve sözcük türetme yeteneği gerek söz varlığı ve anlatım gücü ile yeryüzündeki birçok dil gibi kendi kendisine yeten özelliklere ve iç zenginliğine sahiptir. Türkçenin karsı karsıya bulunduğu sorunların bir bölümü aslında konuşurlarının yaşadığı sorunlardır. Bunlar Türkçenin özelliklerini yeterince kavrayamamış, söz varlığının anlatım gücü ile donanamamış, kendi yetersizliklerinin nedenini Türkçeye bağlayan, bu yüzden de yabancı sözcüklerin cazibesine kapılmış kullanıcıların sorunudur. Kısacası dilin asıl sorunu, gerekli özeni göstermeyen konuşurlarladır. Doğru cevap B’ dir.
4.Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat (ilgeç) kullanılmamıştır ?
Akşama doğru misafirlerim geldi. |
O kadar masumdu ki kalbi kuş gibi çarpardı. |
Kafam kazan gibi oldu. |
Seni görüyordum ama görmemezlikten geliyordum. |
Müzik dersiyle beden eğitimi dersi en sevdiğim derslerdi. |
Müzik dersi ve beden eğitimi dersi "ile" bağlacı kurulmuştur. "ile" ekinin yerine "ve" bağlacını getirebiliriz.
5.Soru
Karamanoğlu Mehmet Bey'in "Şimden gerü divanda, dergahta, bargahta, çarşıda ve bazarda Türkçe'den başka dil konuşulmaya" şeklinde ferman çıkarmış olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Yabancı düşmanlığı |
Yabancı dil bilmiyor olması |
Türkçe konuşan nüfusun azalıyor olması |
Türkçe karşı yaşanan duyarsızlığın artması |
Türkçe'nin dönemin bilim dili olması |
İlgili ferman Türkçe'ye karşı meydana gelen duyarsızlaşmaya son vermek amacıyla çıkarılmıştır.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ünlüleri birbirine bağlayan yardımcı seslerden biridir?
z
|
t
|
m
|
g
|
y
|
7.Soru
Ünlü eseri Garibname’de Türkçe bilincinin oluşmamasından yakınan şair hangisidir?
Karamanoğlu Mehmet |
Aşık Paşa |
Mesihi |
Karaoğlan |
Dadaloğlu |
Âşık Paşa, ünlü eseri Garibname’de Türkçe bilincinin oluşmamasından
Türk diline kimsene bakmaz idi
Türklere hergiz gönül akmaz idi.
dizelerini dile getirerek yakınmıştır.
8.Soru
Özne bir sözcük olabileceği gibi bir sözcük öbeğinden de oluşabilir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde böyle bir örnek görülür?
Ablam ve abim tatil başladığı için çok mutlulardı. |
Kar, her yeri kaplayan kar, bizi eve hapsetmişti. |
Müdürün odasının kapısı, aniden açılır. |
Bu olayı ben kendim anlatacağım aileme. |
İkisi de güle oynaya evden çıktılar. |
5. Özne bir sözcük olabileceği gibi bir sözcük öbeğinden de oluşabilir.
Örnek: Müdürün odasının kapısı, aniden açılır.
Cümlenin öznesi “müdürün odasının kapısı” birden fazla sözcükten oluşan iç içe girmiş
belirtili ad tamlaması (sözcük öbeği) ile yükleme bağlanmaktadır.
Doğru yanıt C
9.Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem ek eylem ile çekimlenmiş belirtisiz ad tamlaması yapısında bir sözcük öbeğidir?
Bütün gün annesinden gelecek iyi haberi bekledi. |
Şehre gelenlerin gittiği ilk yer, Şahin Tepesi’dir. |
Dün akşam sahil yolunda koşarken gördüm Onu. |
Yaşadıklarını anlatırken çok soğukkanlıydı. |
Konu, babasının sık görülen sinirlenmesiydi. |
Yüklem, çekimli eylem cümlesi ise zaman ve kişi eklerini alarak çekimlenir. Yüklem
basit, türemiş ya da birleşik eylem olabilir.
Bütün gün annesinden gelecek iyi haberi bekledi.
Cümlenin yüklemi olan “bekledi” sözcüğü zaman ve kişi eki almış çekimli eylemdir.
Cümle bir durumu ifade etmek için kullanılıyorsa yüklem ad veya ad soylu olur ve
ek-eylem ile birlikte kullanılır.
Örnek: Şehre gelenlerin gittiği ilk yer, Şahin Tepesi’dir.
Bu cümlenin yüklemi olan “Şahin Tepesi’dir” sözcüğü ek eylem ile çekimlenmiş belirtisiz
ad tamlaması yapısında bir sözcük öbeğidir
Cümlede asıl yargıyı ve hükmü yüklem taşır. Diğer ögeler yüklemin anlamını çeşitli
yönlerden desteklerler.
Örnek: Dün akşam sahil yolunda koşarken gördüm Onu.
Bu cümlede yüklem; zaman, yer ve durum yönünden desteklenmektedir.
Yüklem, çekimli bir eylem de olsa ek-eylem almış ad ya da ad soylu bir sözcük de
olsa kurallı bir cümlede cümlenin sonunda bulunur.
Yaşadıklarını anlatırken çok soğukkanlıydı. (ad)
Konu, babasının sık görülen sinirlenmesiydi.
cümlenin yüklemi “babasının sık görülen sinirlenmesiydi” ek-eylem ile çekimlenmiş belirtili ad tamlaması yapısında bir sözcük öbeğidir.
Doğru yanıt B
10.Soru
Bir dilin kollarından birinin yani bir lehçesinin bir ülke ya da bölge içerisinde küçük ses farklılıklarıyla birbirinden ayrılan kollarına ağız denir.
Aşağıdakilerden hangisi halk ağzından yazı diline aktarılan sözcüklere örnek olarak verilemez?
Bir dilin kollarından birinin yani bir lehçesinin bir ülke ya da bölge içerisinde küçük ses farklılıklarıyla birbirinden ayrılan kollarına ağız denir.
Aşağıdakilerden hangisi halk ağzından yazı diline aktarılan sözcüklere örnek olarak verilemez?
ağartı |
alaz |
çor |
delecek |
süt |
Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Türkçe Sözlük’te (hlk) kısaltmasıyla verilen bütün sözcükler halk ağzından yazı diline aktarılmış sözcüklerdir ki bunların sayısı bin- lerle ifade edilmektedir. Konuyla ilgili bir çalışmada halk ağzından yazı diline aktarılan sözcüklere örnek olmak üzere verilen sözcüklerden bazıları şunlardır: ağartı, alaz, algın, alkarısı, çor, delecek, dolukmak, göbelek vb. Doğru cevap E'dir.
11.Soru
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde farklı bir ad tamlaması kurularak oluşturulmuş sözcük öbeği bulunmaktadır?
Yolun sonu bizim evin olduğu sokağa çıkıyor. |
Evin duvarlarını beyaza boyattık. |
Tahta kapıyı açarak içeri girdi. |
Kardeşimin defteri masada duruyor. |
Ayşe'nin gözlükleri kırılmıştı. |
Ad tamlamaları cümlede ad, sıfat ve zarf görevlerinde, cümlenin her ögesi olarak bulunabilirler. Belirtili, belirtisiz ve takısız ad tamlaması olmak üzere üç türü var. Belirtili ad tamlaması: İlk sözcüğün ilgi eki –(n)In + ikinci sözcüğün iyelik eki –sI almasıyla oluşan ad tamlamasıdır: yolun sonu, evin duvarları, kardeşimin defteri, Ayşe'nin gözlükleri.
Takısız ad tamlaması: Her iki sözcüğün de ek almadığı ad tamlamasıdır. Bu tür ad
tamlamalarında tamlanan ögenin niteliği, benzetme ve/ya neden yapıldığını belirtilir: tahta kapıyı
12.Soru
Johanson ve Csató (2006) coğrafi, genetik ve tipolojik ölçütleri esas alarak yaptığı sınıandırmada Türk dillerini altı gruba ayırır aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?
Tibet Türkçesi |
Oğuz Türkçesi
|
Kıpçak Türkçesi
|
Sibirya Türkçesi
|
Uygur Türkçesi |
Türk Yazı Dillerinin ve Lehçelerinin Sınıflandırılması Avrasya coğrafyasına yayılan Türk dillerinin sınıflandırılması ile ilgili genetik, coğrafi, etnik, tipolojik birçok ölçüt ve sınıflandırma girişimi vardır. Johanson ve Csató (2006) coğrafi, genetik ve tipolojik ölçütleri esas alarak yaptığı sınıflandırmada Türk dillerini altı gruba ayırır.
1. Güneybatı (GB), Oğuz Türkçesi
2. Kuzeybatı (KB), Kıpçak Türkçesi,
3. Güneydoğu (GD), Uygur Türkçesi,
4. Kuzeydoğu (KD), Sibirya Türkçesi
5. Çuvaşça, Ogur/Bulgar grubu,
6. Halaçça, Argu Türkçesi.
13.Soru
“ad +ki eki; + ad + -dA + -ki, nIn+ki “
Yukarıda verilen yapı aşağıdakilerden hangisi örnektir?
Odanın içini gül kokusu kaplamıştı. |
Dedem tam bir insan sarrafıydı. |
Esra, odanın pencerelerini sıkıca kapattı. |
Selma’nın sesi çok güzeldir. |
Akşamki kavga sinirlerini bozmuştu. |
Aitlik öbeği yapısı ad +ki eki; + ad + -dA + -ki, nIn+ki örneği Akşamki kavga sinirlerini bozmuştu.
14.Soru
I. Ses uyumu II. Tarihsel derinlik III. Söz varlığı ve anlatım gücü IV. Atasözleri ve anlatım gücü Yukarıda sıralanan özelliklerden hangisi ya da hangileri Türkçenin sahip olduğu özellikler bakımından farklılık gösterir?
I |
II |
I ve II |
III ve IV |
I ve III |
Türkçenin güçlü yanları ve iç zenginliği olarak değerlendirebileceğimiz alanları; Türk dilinin tarihsel derinliği, coğrafi yaygınlığı, söz varlığının genişliği, ilişki ve nezaket sözlerinin yoğunluğu, akrabalık adlarının çeşitliliği, atasözlerinin çokluğu ve anlatım gücüdür. Ses uyumu Türkçenin genel özellikleri arasındadır. Doğru yanıt A'dır.
15.Soru
Eski Türkçe döneminde hangi aşağıdaki yabancı dillerden hangisinin etkisi görülmüştür?
Çince |
Arapça |
Farsça |
İngilizce |
Fransızca |
Orhon Yazıtları’nda Çince (totok ‘askerî vali’), Sanskritçe (çıntan ‘sandal ağacı’), Soğdca (ıgar ‘güçlü, kudretli’), Hintçe (makaraç ‘bir unvan veya kişi adı’), Tibetçe (bölün ‘yük- sek görevli’) gibi birkaç dilden alınma çok az sayıdaki sözcükle (Tekin, 2010) başlayan etkileşim, daha sonraki dönemlerde çeşitli coğrafyalarda kullanılan Türk yazı dillerinde artmaya başlamıştır.
16.Soru
Türkçe aşağıdaki hangi alfabe ile kısa tarihi dönemlerde ve oldukça sınırlı çevrelerde yazılmıştır?
Mani |
Kiril |
Uygur |
Arap |
Latin |
Türkçe değişik dönem ve coğrafyalarda Köktürk, Soğd, Uygur, Mani, Brahmi, Tibet, Süryani, Arap, Grek, Ermeni, İbrani, Latin ve Slav (Kiril) alfabeleriyle yazılmıştır. Bunlardan Soğd, Mani, Brahmi, Tibet, Süryani, Grek, Ermeni ve İbrani alfabeleri kısa tarihi dönemlerde ve oldukça sınırlı çevrelerde kullanılmıştır. Geriye kalan Köktürk, Uygur, Arap, Latin ve Kiril alfabeleri ise uzun sürelerle ve geniş coğrafyalarda kullanılmıştır.
Doğru cevap A'dır.
17.Soru
Ciğerden gelen havanın ses tellerinde yarattığı etkiye göre belirlenen ünsüzler aşağıdakilerden hangisidir?
Oluşum yerlerine göre |
Titreşimli/titreşimsiz olmalarına göre |
Ötümlü/ötümsüz olmalarına göre |
Ağız/geniz ünsüzü olmalarına göre |
Sürekli/süreksiz olmalarına göre |
Ciğerden gelen hava akımının ses tellerine çarpması durumunda, titreşerek şiddetini kısmen yitirir. Bu tür sesler titreşimli ünsüzlerdir. Ciğerden gelen hava akımının ses tellerini titreştirmemesi durumunda da titreşimsiz ünsüzler oluşur:
• /b, c, d, ġ, g, ğ, j, ł, l, m, n, ñ, r, v, y, z/ ünsüzleri titreşimlidir.
• /ç, f, h, ḳ, k, p, s, ş, t/ ünsüzleri titreşimsizdir.
18.Soru
Hangi yazım yanlışı kaynağı diğerlerine göre nedeni farklıdır?
'Merhaba' yerine 'mrb' yazılması |
'Meyve' yerine 'meyva' yazılması |
'Makine' yerine 'makina' yazılması |
'Egzoz' yerine 'eksoz' yazılması |
'Şoför' yerine 'şofor 'yazılması |
A şıkkında sosyal medya ve iletişim araçlarında kısıtlı harf kullanımından dolayı ünlüleri kullanmayarak yapılan yanlış kullanım vardır. Diğer şıklardaki hatalar yazım yanlışı kaynaklıdır. Doğru cevap A şıkkıdır.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi tarihsel olarak Türk yazı dilinin özelliklerinden biridir?
Birinci Göktürk Kağanlığı Dönemi’nde başlar |
V. yüzyılın ikinci yarısında dikilen Orhon Yazıtları ile başlar |
Orhon Yazıtlarında kullanılmaya başlayan dil henüz gelişmemiştir |
Üslup son derece akıcı ve sürükleyicidir |
Kurallı bir dil bilgisinin varlığı söz konusu değildir |
Türk yazı dilinde üslup son derece akıcı ve sürükleyicidir. Doğru cevap D'dir.
20.Soru
Cümlenin tamamlayıcı ögeleri düşünüldüğünde bir cümlede birden fazla yer tamlayıcısı olabilir. Aşağıdaki cümlelerden hangisi buna örnektir?
Arkadaşım hastanede çalışmaya başlayacak. |
Çocuklar evin bahçesinde koşuşturuyordu. |
İki saat sonra trene binecekti. |
Mahalleye Muğla'dan taşınmıştı. |
Kasabaya geleli aylar olmuştu. |
Yer tamlayıcısı; isimleme, dolaylı nesne ve yer ve yön tamlayıcısı olarak da adlandırılmaktadır. Yer tamlayıcılar, cümlede –A yaklaşma durum eki alarak eylemin nereye yöneldiğini, -dA bulunma durum eki alarak eylemin nerede yapıldığını, -dAn
uzaklaşma durum eki alarak eylemin nerden doğduğunu gösterir. Konuya bağlı olarak bir cümlede birden fazla yer tamlayıcısı olabilir. Bu tamlayıcılar aynı durum ekini taşımak zorunda değildir.
Mahalleye Muğla'dan taşındı cümlesi buna örnektir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ