Türkiye´de Demokrasi Ve Parlemento Tarihi Final 9. Deneme Sınavı
Toplam 6 Soru1.Soru
27 Mayıs Rejimi ile ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır?
27 Mayıs 1960 günü Milli Birlik Komitesi adı altında toplanan bir grup subayın yönetime el koymasının ardından Milli Birlik Hükümeti kurulmuştur. |
30 Mayıs 1960’da ilk Gürsel Hükümeti kurulmuş ve yeni bir anayasanın yapılması hazırlıkları başlamıştır. |
|
1966 yılında çıkan af yasası ile Demokrat Parti hükümlülerinin kamu hakları yeniden tanınmış ve siyasi hakları geri verilmiştir. |
Özerk kuruluşlar başlığı altında üniversiteler ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. |
Özerk kuruluşlar başlığı altında üniversiteler ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
2.Soru
Seçeneklerden hangisi 1961 Anayasasının işçi hakları ve üniversite özerkliği konusunda getirdiği yeniliklerden biri değildir?
1961 Anayasası çalışanlara sendika hakkı ile işçilere grev ve toplu sözleşme hakkı tanımıştır. |
1961 Anayasasıyla memurlar da sendika hakkından yararlanabilmiştir. |
Bu dönemde Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmıştır. |
1961 Anayasası Üniversitelerin bilimsel, idari özerkliğe sahip kamu tüzel kişiliği olduğunu ilan etmiştir. |
1961 Anayasasıyla üniversite organları, öğretim üyeleri ve yardımcılarının ancak üniversite dışındaki organlarca görevlerinden uzaklaştırılabileceği hükmü getirilmiştir. |
1961 Anayasasıyla üniversite organları, öğretim üyeleri ve yardımcılarının ancak üniversite dışındaki organlarca görevlerinden uzaklaştırılabileceği hükmü getirilmiştir.
3.Soru
22 Şubat 1998 tarihli Resmi Gazete'nin yayımlanmasıyla Refah Partisi'nin siyasal yaşamı resmen sona ermiş genel başkan ile bazı milletvekillerinin vekilliği düşürülerek söz konusu kişilere siyaset yasağı getirilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu isimlerden biri değildir?
Ahmet Tekdal |
Şevki Yılmaz |
Hasan Hüseyin Karatepe |
İbrahim Halil Çelik |
Necmettin Erbakan |
Ahmet Necdet Sezer’in başkanı olduğu Anayasa Mahkemesi, hakkında kapatılması talebiyle dava açılmış olan RP ile ilgili kararını 16 Ocak 1998 tarihinde açıkladı. Buna göre Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi’ni demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı davranarak devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve millet egemenliği ilkelerini çiğnediği ve irticai faaliyetlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatmakla kalmadı, aynı karara bağlı olarak Genel Başkan Necmettin Erbakan ile birlikte partinin diğer ileri gelen isimleri olan Şevket Kazan, Ahmet Tekdal, Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan, İbrahim Halil Çelik’in milletvekilliklerini, Şükrü Karatepe’nin ise Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığını düşürerek söz konusu kişilere siyaset yasağı getirdi. Gerekçeli kararın 22 Şubat 1998 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla Refah Partisi’nin siyasal yaşamı resmen sona ermiş oldu.
4.Soru
12 Mart Muhtırası hangi yılda gerçekleşmiştir?
1962 |
1965 |
1968 |
1971 |
1980 |
12 Mart 1971de askeri bir muhtıra meydana gelmiştir. Doğru cevap D'dir.
5.Soru
- 12 Temmuz beyannamesi ile CHP içerisindeki 35'ler grubu harekete geçmiş ve REcep Peker ve ekibi tasfiye edilmiştir.
- 12 Temmuz Beyannamesi dönemin başbakanına eleştiriler de içeriyordu.
- 12 Temmuz Beyannamesi, tartışmalı 1946 seçimleri sonrası CHP ile DP arasındaki gerginliği daha da artırmıştır.
- 12 Temmuz beyannamesi DP'yi memnun etmiş ve parti kenetlenmiştir.
12 Temmuz Beyannamesi ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
I ve III |
II ve III |
III ve IV |
I ve II |
I, II ve IV |
Siyasetin durumu ve siyasi partilerin tavrını belirleyen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, bir beyanname hazırlayarak Başbakan Peker ve Muhalefet lideri Bayar’a da gösterdikten sonra 12 Temmuz 1947’de yayınladı. Beyannamede; meşru bir muhalefetin önemine dikkat çekilerek, iktidarın muhalefete hiç bir şekilde baskı yapamayacağı vurgulanıyordu. Ayrıca, Bayar’ın iddiaları makul görülerek, muhalefete sahip çıkılırken, Başbakan Peker’in iddiaları karşılıksız kalıyordu. Cumhurbaşkanı demokrasiye geçişte kararlı tutumuyla tavrını ortaya koyarken, iktidar ve muhalefet ilişkilerine de yeni boyut kazandırdı. Böylece Cumhurbaşkanı İnönü tavrını ortaya koymuş, siyasetin yeniden yapılandırılmasına yol açacak yeni bir süreci başlatmış oldu. 12 Temmuz Beyannamesi, siyasette büyük yankı buldu. Beyannamede açıkça bir hedef gösterilmese de CHP içerisinde sertlik yanlısı grubun öncüsü Başbakan Recep Peker’e yönelik bir eleştiri vardı. 12 Temmuz Beyannamesi’nin oluşturduğu hava ile CHP içerisindeki ılımlılardan oluşan 35’ler grubu harekete geçti. Önce 9 Eylül 1947’de Recep Peker Başbakanlık görevinden istifa etti, ardından 17 Kasım 1947’de, CHP VII. Büyük Kurultayı’nda Recep Peker ve ekibi tasfiye edildi. Böylece CHP, Cumhurbaşkanının yol göstericiliği ile yeni dönemin ruhunu kavramakta zorlanan kadroyu devre dışı bırakmış oldu. Ne var ki 12 Temmuz Beyannamesi DP’deki huzursuzlukları daha da artırdı. Beyannameyi ‘tarihi değeri olan bir iyi niyet ve ileri görüşlülük ifadesi’ olarak gördüğünü söyleyen DP Genel Başkanı Celal Bayar’a parti içinden tepkiler gelmeye başladı. Sertlik yanlısı bir grup DP yönetimini Cumhurbaşkanı İnönü ile uzlaşmak, DP’yi “muvazaa” bir muhalefet partisi haline getirmek ve parti içerisinde otoriter bir yönetim kurmakla suçladı. DP yönetimi, eleştirilere karşı parti içi disiplin kurallarını işleterek, partiden ihraçlara başladı. Partiden atılan milletvekillerine destek veren bazı milletvekilleri de istifa edince DP Meclis Grubu üyelerinin yarısını kaybetti ve DP’nin milletvekili sayısı 31’e kadar düştü. Doğru cevap D'dir.
6.Soru
16 Şubat 1950’de Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen yeni Seçim Kanunu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
DP, yasa taslağına kabul oyu vermiştir. |
Millet partisi yasa taslağına ret oyu vermiştir. |
Yeni Seçim Yasası gizli oy- açık sayım ve yargı denetimini getirmiştir. |
Yasanın çoğunluk sisteminini kabul etmesi demokratik bir yaklaşımın sonucuydu. |
Yasa siyasi partilerin sandık başında gözlemci bulundurmasına imkan tanıyordu. |
Yeni Seçim Yasa taslağı, muhalefeti tatmin edecek şekilde geniş bir katılımla hazırlandığı ve kamuoyunda uzun bir tartışma süreci geçirdiği için toplumun büyük bir kısmının desteğini de aldı. Seçim Yasa taslağı 16 Şubat 1950’de Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü, Millet Partisi’nin olumsuz oy kullanmasına karşın CHP ve DP’nin oylarıyla kabul edildi. Böylece çok partili hayatın gereğine ve olgun bir demokrasi anlayışına uygun bir şekilde CHP ve DP’nin desteğiyle kabul edilen seçim yasası
yürürlüğe girdi. Yeni Seçim Yasası, temel ilkeleri bakımdan oldukça demokratikti. Yasa; gizli oy- açık sayım ve yargı denetimini getiriyordu. Seçim, Yargıtay ve Danıştay üyelerinden oluşan Yüksek Seçim Kurulu’nun kontrolü altında yapılacaktı. Siyasi partilerin sandık başında gözlemci bulundurmalarına imkân tanıyordu. Dönemi için oldukça ileri bir çalışma olan yeni Seçim Yasası’nın, siyasi istikrarı korumak adına bir seçim bölgesinde seçime katılan partiler arasında en fazla oyu alan parti, o bölgedeki bütün milletvekillerine sahip olmasını öngören çoğunluk sistemini kabul etmesi ise çeşitli sakıncalara kapı aralıyordu. Doğru cevap D'dir.