Rejim değişikliği düşüncesinde olmayan Şinasi, herkese eşit ölçüde yaklaşan bir hükümdar istemektedir. O, zulüm ve köleliğe karşıdır. Ona göre, zulmün ve köleliğin temelinde adaletsizlik ve bilgisizlik vardır. Bilgisizliğin ortadan kaldırılmasını akıl, zulmün ortadan kaldırılmasını adalet temin edecektir.

Kara Mehmet Paşa’nın Viyana’ya yaptığı sefer heyetine katılan Evliya Çelebi, Avrupa’yla ilişkilerimizi konu edinen eserinde Viyana ziyareti sırasında oradaki ordunun, düzenli ve disiplinli olduğunu, onların, askerî alanda çok iyi düzenlenmiş savunmayı güçlendirici sistemleri bulunduğunu bildirmektedir (Tanpınar, 1976: 39-43). Doğru cevap C'dir.

Doğru bilginin kaynağının akıl olduğunu, iyi ve doğru eylemin akılla belirleneceğini, insan hak ve hürriyetinin akılla sağlanacağını savunan felsefi görüş rasyonalizmdir. Doğru cevap D'dir. 

Devletin yeniden tanzim edilmesi anlamında Tanzimat Fermanının yayınlanması, Osmanlı Devletinde yenileşmenin Batılılaşma biçiminde yürütülmesinin göstergesidir. Bu kapsamda doğru seçenek B seçeneğidir.

"Türkçülüğün Esasları" isimli çalışma Ziya Gökalp tarafından kaleme alınmıştır. Doğru cevap C'dir.

Osmanlı Devleti Batılı devletler karşısında ilk olarak 1699 yılının başında yapılan Karlofça Antlaşması ile resmen toprak kaybetmiştir. Kaybetme duygusu yenileşme hareketlerinin temel hareket noktası olmuştur. Bu kapsamda doğru seçenek A seçeneğidir.

Safa'ya göre, Türk milletinin “Asyalı iptidai kavimlerden” olmadığını göstermeliyiz. Safa’nın asıl çabası burada ortaya çıkıyor: Türk Milletinin Asyalı olmadığını ispat etmek.

Ziya Gökalp Emile Durkheim okuluna göre sosyolojiyi öğrenmiş ve
uygulamaya çalışmıştır. Doğru cevap B'dir.

Osmanlı Devleti Batılı devletler karşısında ilk olarak Karlofça Antlaşmasıyla resmen  toprak kaybetmiştir.Doğru cevap A'dır.

Beşir Fuad, Ahmet Mithat Efendi’ye yazdığı mektubunda felsefi mesleğini bilmeyenlere eserlerinde isimlerini verdiği filozoflara bakılmasını tavsiye etmiştir.

Safa'ya göre Avrupa; Yunan-Roma ve Hristiyanlık ile birlikte medeniyete erişmiştir. Böylece aklı, toplumu ve ahlakı disiplinli bir medeniyet vücuda gelmiştir. Dolayısıyla; Türk toplumunun aklını, toplumu ve ahlakını disiplin altına alabilmesiyle birlikte milli onurunu zedelemeden Avrupalılaşabileceğini ifade etmiştir.

Ahmet Cevdet Paşa, devlet adamı sıfatıyla eski ile yenileşmenin uzlaşması olduğu gibi, tarihçi olarak da eski ile yeninin kaynaşması sayılır.