Viyana Kongresi’nin aldığı bazı önemli kararlara bakarsak, Fransa’yı 1792 sınırlarına çekilmek zorunda bırakırken, Polonya’yı Rusya, Prusya ve Avusturya arasında paylaştırıyordu. Saksonya Krallığı, kuzey topraklarının büyük bir kısmını Prusya’ya vermek zorunda kaldı. Belçika ve Hollanda’nın birleştirilmesiyle Niederland adıyla yeni bir devlet kurulması, İsveç ve Norveç’in birleştirilerek İsveç - Norveç Krallığı kurulması, 22 kantondan oluşan sürekli tarafsız bir devlet olarak İsviçre’nin kurulması dışında, Napolyon savaşları sonucu, tahtlarını kaybeden hükümdarlar tahtlarına iade edilmekteydi. Kongre’de alınan kararlarda İngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya’nın görüşleri etkili oldu.

Adam Smith’in Ulusların Zenginliği adlı ünlü eseri kapitalizmin temel kitabıdır.

Yeniçağ ’da Batı Avrupa’da ortaya çıkan, üretici güçlerin üretim araçlarından ayrılığı esasına dayanan, sermaye sahibi girişimci bir sınıf ile işçi sınıfının ekonomik ilişkisine dayalı sisteme verilen isme Kapitalizm denir.

1807’de buhar makinesini gemilere uygulayan kişi Robert Fulton’dur.

İngiltere, demokrasi tarihi bakımından Kıta Avrupa’sından farklı bir süreç yaşamıştır. 1215 Magna Charta ile başlayan ve 1689 “Haklar Bildirisi” nin kabulüne uzanan süreçte, Parlamento İngiltere’de kapitalist gelişimi ve serbest ticareti desteklemiştir. 16. yüzyılda İspanya’nın denizlerdeki hâkimiyetini yıkan İngiltere, Sanayi Devrimi’nin doğuşuna kadar, Denizlerdeki üstünlüğü sayesinde, büyük bir imparatorluk kurmuştu. İngiliz donanması ve güçlü ticaret filolarıyla, taşımacılık gelişmişti. Ticaret ve sömürgecilik yoluyla, İngiltere’de büyük servetlerin (sermaye) birikimi sağlanmış ve biriken servetler, 18. yüzyıl İngiltere’sinde bankacılık ve borsa gibi büyük finans kurumlarını geliştirmişti. 16. yüzyıldan itibaren Avrupa’nın genelinde olduğu gibi İngiltere’de de hızlı nüfus artışı görülür. Artık kentlerde sanayi için gereken iş gücü hazırdı. 18. yüzyıla gelindiğinde İngiltere’de Ortaçağ kurumları olan lonca sistemine dayalı sanayi üretimi, yetersiz hâle gelerek işlevini yitirmişti. Loncalara bağlı çalışan zanaatkârlar, bağımsızlaştılar. Giderek makinesiz, kol gücüne dayalı üretim yapan imalathanelerde, tüccarlar için bir arada çalışmaya başlamışlardı. Bu durum iş bölümünü ve ihtisaslaşmayı hazırlamıştı. İngiltere’nin Sanayi Devrimi öncesinde dünyanın en büyük sömürge imparatorluğu oluşu ona geniş ham madde ve pazar olanakları sağlamaktaydı. Genel nüfus artışının yarattığı talep patlaması yanında, gelişen orta sınıf ihtiyaçları çerçevesinde tüketim mallarına olan talep artışı gibi nedenler, üreticiler üzerinde talep baskısı yaratmakta ve onları üretimde gereken artışları sağlayacak yeni arayışlara yöneltmekteydi. İngiltere, makineleşmiş bir sanayi kurabilmek için gerekli olan kömür ve demir yönünden zengin yeraltı kaynaklarına sahipti.

1.Dünya savaşı sonunda Almanya Redhondes ateşkes antlaşmasını imzalamıştır.

Tüm dünyada 19. yşlarına kadar ekonomik hayat büyük ölçüde tarıma, küçük el sanatlarına ve ticarete dayanmaktaydı.

Belgrat ve Willaquiste Anlaşması, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile; Mondros Anlaşması, Osmanlı İmparatorluğu ile, Selanik Anlaşması Bulgaristan ile yapılmış anlaşmalardır. Redhondes Anlaşması Almanya ile yapılan bir ateşkes anlaşmasıdır.

Dinsel ve siyasal kargaşaya son verecek ilkeleri tespit etmeye çalışan ve görüşlerini Devletin Altı Kitabı adlı eserde toplayan düşünür Jean Bodin’dir.

Boccacio, Bacon, Monteigne, Erasmus ve Petrarch hümanizm temsilcilerindendir.

Georg Friedrich Handel (1685-1759), Christoph Gluck (1714-1787) ve Wolfgang Amedeus Mozart (1756-1791) Johann Sebastian Bach (1685-1750) müziğin pek çok türüne katkıda bulunmuşlardır. Gotthold Lessing Alman edebiyatçılarındandır.

İngiltere’den gelen göçmenler, bu yeni kıtaya yerleşmek suretiyle, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’na kadar olan dönemde 13 koloni kurmuştu.

Ticaret ve sömürgecilik yoluyla, İngiltere’de büyük servetlerin(sermay birikimi sağlanmış ve biriken servetler, 18. yüzyıl İngiltere’sinde bankacılık ve borsa gibi büyük finans kurumlarını geliştirmişti.

Var olan siyasal teknoloji vb. Bir düzenin ortadan kaldırılıp yerine yeni ve köklü değişiklikler içeren düzenin konması devrim kavramı ile ifade edilmektedir.

“İnsan insanın kurdudur.” Şeklindeki düşünceyi ortaya atan düşünür Hobbes’tir.

Kral XVI. Louis’i yargılayarak, ihanet suçuyla idama mahkûm etme kararı, Konvansiyon Meclisi tarafından alınmıştır.