Kural olarak tatil günleri ve güneş battıktan doğana kadarki zaman aralığında haciz işlemi yapılamaz. Bunun istisnası ise tatil günleri ve geceleri çalışan işyerlerinde yapılacak hasılat haczi ve borçlunun mal kaçırma tehlikesinin bulunduğu durumlardır. Bu bilgiler ışığında saat 23.30’da bir gece kulübünden hasılat haczi yapılması kanuna uygundur.

6183 sayılı Kanunu’nun 110. maddesinde kamu alacağının tahsiline engel olmak maksadıyla yapılan bazı işlem veya filler suç
olarak kabul edilmiştir. Hakkında takip yapılan malı gizleyerek, kaçırarak muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek kamu alacağının tahsiline engel olma suçu işlenebilir. Bay A kamu alacağına yönelik takibe engel olarak söz konusu suçu işlemektedir.

Maddede öngörülen hapis cezasının üst sınırı beş yılı aşmadığından dava zaman aşımı sekiz yıldır (Türk Ceza Kanunu md. 66/e). Suç için verilecek cezanın üst sınırı üç yıl olduğundan ceza zaman aşımı ise on iki yıldır (Türk Ceza Kanunu md. 68).

6183 sayılı Kanun’un 107. maddesinde düzenlenen suçu işleyenlere verilecek ceza da bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası şeklinde olacaktır. 

Bu maddelere göre hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın bir yıl veya daha az olması hâlinde, Ceza Kanunu’nun 50/1. maddesine göre ceza suçlunun durumuna, kişiliğine, ekonomik durumuna, pişmanlık duyup duymadığına göre bir başka yaptırım türüne çevrilebilir. Cezanın bir yıldan fazla olması ve iki yılı aşmaması hâlinde ise mağdurun uğradığı zararın giderilip giderilmediği gibi hâller de dikkate alınarak ceza ertelenebilir. İki yılı aşlan cezalar ertelenemez.

6183 sayılı Kanun’un 57. Maddesine göre kefil asıl borçlunun tabi tutulduğu muamelelere tabidir ve borçlu ile birlikte müteselsilen sorumludur. Kefilin sorumlu tutulabilmesi ve hakkında cebren tahsile gidilebilmesi için ise borçlu ile aynı anda kendisine de ödeme emri çıkartılması gerekmektedir. Böyle yapıldığı takdirde kefil hakkında da müteselsil sorumluluk esasları uyarınca cebren tahsilat yoluna gidilebilecektir.

Sırrın ifşası suçunun faili ancak Kamu Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulamasında görevli olan kişiler olabilir. 

Borçlunun hileli iflas etmesi tahsil zamanaşımını kesmez durdurur.

Kanun’un 108. maddesindeki yasağa rağmen arttırmaya katılıp mal alanların cezası üç aydan üç yıla kadar hapisdir. 

Ödeme emrine karşılık malı olmadığını bildiren kamu borçluları bu bildirim ile birlikte veya 15 gün içinde bazı bilgileri daha vermekle yükümlüdürler.

Kamu alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Vade tarihi ile ödeme süresinin son günü ifade edilmektedir. Vadesi 26/01/2013 olan KDV borcu 31/12/2018 tarihinde zamanaşımı uğrayacaktır.

6183 sayılı Kanun bu konu ile sadece devir, birleşme veya bölünme yahut şekil değiştirme sonucunda tüzel kişiliği kaybolan şirkete ait kamu borçlarının kim tarafından üstlenileceği ve dolayısıyla kimin sorumlu olacağı yönü ile ilgilidir.
6183 sayılı Kanun’un 36. maddesine göre, bu Kanun’un uygulanması bakımından;
• İki veya daha ziyade tüzel kişinin birleşmesi hâlinde yeni kurulan tüzel kişi,
• Devir hâlinde devir alan tüzel kişi,
• Bölünme hâlinde bölünen tüzel kişinin varlıklarını devralan tüzel kişiler,
• Şekil değiştirme hâlinde yeni tüzel kişi,
Birleşen, devir alınan, bölünen veya eski şekildeki tüzel kişi veya kişilerin yerine geçecektir. Ve dolayısıyla yeni veya devralan konumundaki tüzel kişi, eskinin veya devralınanın kamu borçlarından da sorumlu olacaktır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 50.nci maddesi uyarınca tereke hakkındaki takip işlemleri ölüm dâhil 3 gün süre ile durdurulur. Bu madde hükmünce borçlunun ölümü hâlinde mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında 3 günlük süreyi takiben gereken işlemlere devam edilir. Doğru cevap A’dir.

Borçlu üzerine kayıtlı taşıtların haczi kabildir.

Haciz işlemi sırasında borçluyu temsilen orada bulananların izin vermemesi halinde kilitli ve kapalı olan yerler zorla açtırılabilir.

Bir malın hacze konu olup olmamasına yönelik uyuşmazlık doğarsa bu uyuşmazlığın vergi mahkemesinde çözümlenmesi gereklidir. Hacze konu olmayacak malların haczedilmesi hâlinde, haciz memurunun sorumluluğu söz konusu olacaktır.

6183 sayılı Kanun’un115. maddesinde, Kanun’un  “110 ila 114 üncü maddelerde yazılı suçlar, alacaklı amme idaresinin o mahaldeki en büyük memurunun ihbarı üzerine Cumhuriyet Savcılığı tarafından takip olunur.” hükmü yer almıştır. Doğru cevap A'dır.

Sırrın ifşası suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasıdır.

Kamu alacağının tahsiline engel olma suçu için hükmedilecek hürriyeti bağlayıcı cezanın bir yıl veya daha az olması hâlinde, Ceza Kanunu’nun 50/1. maddesine göre, suçlunun durumuna, kişiliğine, ekonomik durumuna, pişmanlık duyup duymadığına göre ceza bir başka yaptırım türüne çevrilebilir. Cezanın bir yıldan fazla olması ve iki yılı aşmaması hâlinde ise mağdurun uğradığı zararın giderilip giderilmediği gibi hâllere de dikkate edilerek ceza ertelenebilir. İki yılı aşan cezalar ertelenemez.

Maddede öngörülen hapis cezasının üst sınırı beş yılı aşmadığından dava zaman aşımı sekiz yıldır (Türk Ceza Kanunu md. 66/e). Suç için verilecek cezanın üst sınırı üç yıl olduğundan ceza zaman aşımı ise on iki yıldır (Türk Ceza Kanunu md. 68).

Tahakkuktan vazgeçme, ikmalen, re’sen ve idarece tarh olunan vergilerde vergi ve bunlara ilişkin cezaların toplamının 20 TL’yi geçmemesi halinde söz konusu olabilecektir.

Özel hukuk alanında zamanaşımı alacağın kendisini değil, onun talep edilebilirliğini ortadan kaldırır. Buna karşılık hak düşürücü süre hakkın özünü ortadan kaldırır. Vergi hukukunda ise zamanaşımı hak düşürücü süreye denk sonuçlar yaratır.