6183 sayılı Kanun’un 55. maddesinin son fıkrası ile alacaklı tahsil dairelerine, borcunu vadesinde ödemeyenlere ait malları elinde bulunduran üçüncü şahıslardan bu malları 7 gün içinde bildirmelerini isteme yetkisi verilmiştir. Kanun’un 113. maddesinde de “yapılan talebe rağmen bildirmeyenler altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü yer almıştır.

İdari işlemler ancak kamu yararının sağlanması amacıyla tesis edilebilirler. Kamu yararı dışındaki bir amaçla hareket edilmiş olması yapılan işlemi amaç unsuru bakımından hukuka aykırı kılar.

Şirket ortaklığı geliri haczedilebilen gelirlendendir.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 75’inci maddesi gereği olarak “Yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz (olabilir) malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılmaktadır.

Haciz, ödeme emri tebliğine rağmen kamu alacağını ödemeyen borçluların kendi ellerinde bulunan ya da üçüncü kişilerin ellerindeki menkul mallar ile gayrimenkullerine, alacak ve haklarına, alacağın asıl ve fer ‘ileri ile takip masraflarının karşılayacak ölçüde idari bir kararla tahsil dairesince el konulmasıdır.

Bu yasağın ihlali sebebiyle ihalenin feshine karar vermeye, ihale yoluyla satılan taşınmaz ise taşınmazın bulunduğu yer icra mahkemesi, menkul ise vergi mahkemesi yetkilidir. Bu sebeple yapılacak ihalenin feshi taleplerinde süre, icra mahkemeleri için 7 gün, vergi mahkemesi için ise 30 gündür.

Zor durum hallerinde, yükümlülüklerin yerine getirilmesi için idare tarafından tanınacak ek süre, kanunca belirlenen limitler dâhilindedir. Mücbir sebep hallerinde ise mükelleflerin iradeleri dışında meydana gelerek yükümlülüklerini yerine getiremeyecekleri koşullar oluşturan durumların, etkileri sona erinceye kadar yükümlülüklerin yerine getirilmesi söz konusu değildir. Diğer bir deyişle, mücbir sebep hallerinde süreler işlemezken; zor durum halinde mükelleflere ek süre tanınması söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla “Zor durum halinde süreler işlemezken; mücbir sebep hallerinde mükelleflere ek süre tanınması söz konusu olmaktadır” ifadesi yanlış olup diğerleri doğru anlatımdır. Doğru cevap D’dir.

Kamu alacağının tahsiline engel olma suçunun cezası 6183 sayılı Kanun’da altı aydan üç yıla kadar hapis olarak belirlenmiştir.

Ödeme emri, kamu borçlusuna borcunu 7 günlük kanuni süre içinde ödemediği takdirde cebren tahsil işlemlerinin başlatılacağını belirten, yürütülmesi zorunlu ve kesin bir bireysel idari işlemdir. Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi kamu alacaklarına ilişkin cebren tahsil işlemlerinin başlatılabilmesi için bir ön koşuldur. Ödeme emri bir idari işlem olduğu için, idari işlemi sakatlayan ve yokluk ya da iptal müeyyidesine tabi olabilecek olan ağır sakatlık hallerinde bu işleme bağlı olarak tesis edilen diğer idari işlemler de sakatlıkla malul olur.

Ödeme emrine karşı borcunun olmadığı, kısmen ödendiği veya borcun zaman aşımına uğradığı iddiasıyla dava açılabilir.

6183 sayılı Kanun’un 114. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan ve malı olmadığı yolunda bildirimde bulunan kamu borçlularını bu bildirim ile birlikte veya bildirim tarihinden itibaren 15 gün içinde bazı bilgileri tahsil dairesine vermekle yükümlü tutulmuşlardır.
Verilmesi gereken bu bilgiler kanunda aşağıdakilerle sınırlı olarak sayılmıştır:
En son yasal yerleşim yeri ve iş adresleri,
Varsa devamlı mükellefiyetleri bulunan diğer tahsil daireleri ve kamu idareleri ve bunlardaki hesap ve kayıt numaraları,
Nüfus kayıt sureti. Doğru cevap D'dir.

Vergi borcunun sona erme ona erme halleri ikiye ayrılabilir.Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen sona erme halleri; örneğin yanılma, hata ve düzeltme, uzlaşma, cezada indirim, tarh zamanaşımı vardır.Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da yer alan sona erme hâlleri; ödeme,zamanaşım,af,terkin,takas,ölüm,yargı kararlardır.

Kamu alacaklarının takibinde, borçlu tarafından borcun vadesinde ödenmemesi halinde talep olmaksızın cebri icranın başlatılması halinde uygulanacak kanun 6183 sayılı Kanundur.

Aciz hâlindeki borçlu; mali durumunda ortaya çıkan iyileşmeyi 15 gün içerisinde tahsil dairesine bildirmekle yükümlüdür. Doğru cevap B'dir.

AATUHK’nun 103. maddesi tahsil zamanaşımının kesilmesini düzenlemektedir. Buna göre zamanaşımını kesen hâller şunlardır:

• Ödeme,
• Haciz uygulaması,
• Cebren tahsil ve takip işlemleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat,
• Ödeme emri tebliği,
• Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi,
• Yukarıdaki 5 sırada gösterilen işlemlerden herhangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurum temsilcilerine uygulanması veya bunlar tarafından yapılması,
• İhtilafı kamu alacaklarında yargı organlarınca bozma kararı verilmesi,
• Kamu alacağının teminata bağlanması,
• Yargı organlarınca yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi,
• İki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı kamu idaresi tarafından borçlu kamu idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi,
• Kamu alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.
• Terkin bu sebeplerden biri değildir.

Vergi alacaklarını, diğer kamu alacaklarından ayıran en temel özellik, verginin münhasıran kamu hizmetlerinin finansmanı amacıyla alınmasıdır. Başka bir amaçla vergi toplamak mümkün olmadığı gibi diğer kamu alacakları de kendilerine özgü amaçlara sahip olabilmektedirler. Bunun dışında sayılmış olanlar ya A ve E seçeneklerinde olduğu gibi kamu alacaklarının genel özellikleri ya da D seçeneğinde olduğu gibi vergi ile başka kamu alacakları tarafından paylaşılan ortak özellikler olup münhasıran vergi ve vergi alacağını nitelemek için kullanılamayacaktır.

Muaccel bir vergi borcu, tahsil edilmeyle yani borcun ödenmesi ile sona erecektir. Bunun dışında, yukarıdaki seçeneklerde verilen ihtimallerde vergi borcu sona ermeyecek sadece tahsil usul ve süreleri değişecektir.

Malların ilk artırımda satılabilmesi için tespit edilen değerinin en az %75'i ve bu orandan daha yukarıda olması gerekmektedir. 100.000 x %75 = 75.000 TL. Doğru cevap C'dir.

Suç duyurusunda bulunma görev ve yetkisi vali ve/veya kaymakama verilmiştir. Ancak kanunda düzenlenen suçlar, takibi şikâyete bağlı suçlardan olmadığından Cumhuriyet Savcısının bu suçların işlenildiğinden kendiliğinden veya basın yoluyla yahut ihbarla haberdar olması hâlinde kendiliğinden de soruşturma açabilir. Doğru cevap E'dir.

Kamu alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.

5 yıllık tahsil zamanaşımı, kamu alacağının vade tarihinden itibaren değil, vadenin rastladığı yılı takip eden takvim yılının başından itibaren başlamaktadır. Zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak kamu alacağının tarihinin değil de vade tarihini takip eden yılbaşının kabul edilmesiyle vergi idaresinin işini kolaylaştırarak hızlı çalışması amaçlanmıştır. Çünkü her mükellef için tek tek zamanaşımının belirlenmesi külfetlidir. Oysaki vadesi aynı yıla rastlayan tüm mükellefler için zamanaşımı süresi o yılı takip eden takvim yılının başından itibaren işlemeye başlayacak, bu da vergi idaresinin iş yükünü oldukça azaltacak ve takibi de kolaylaştıracaktır.