Verimliliği arttırmak yalnızca ücret artışı ile geçekleşmemektedir. Çalışanın takdir görmesi, övgü alması, yönetime katılması, eğitim fırsatlarına sahip olması gibi uygulamalar motivasyonu arttırmakta ve dolayısıyla verimliliği pozitif yönde etkilemektedir.

Toplumsal bütünü bu yönleriyle birlikte analiz etme amacına sahip genç bir bilim dalı olan “Yeni Ekonomi Sosyolojisi”
kendini “ekonomik konuları teknolojik öze dayalı toplumsal (sosyal ve kültürel) örgütlenme içinde yer alan olgular olarak analiz eden bir bilim dalı olarak tanımlamaktadır (Erkan, 2005: 3-4 ve 2011).

Tam Zamanında Üretimde kaynakların etkin kullanımı söz konusudur. Yani teknolojiden maksimum düzeyde istifade edilmekte, üretim aksamayacak yeterlilikte işçi çalıştırılmakta; dolayısı ile hem iş gücünden hem zamandan hem de hammaddeden tasarruf edilmektedir. Böylelikle kâr maksimize edilmiş olur. 

Hobsbawm’ın yaptığı 3 gözlem: Bu düşmanlık gelişigüzeldi ve doğrudan belli değildi. Bölgesel ve sektörel bazı istisnalar dışında pratik etkileri azdı. Yalnızca işçilerle sınırlandırılmış değil imalatçıları da kapsayan halk tarafından benimsenmiş bir düşüncedir. 

İş yaratma etkisi ve İş yok etme etkisi yazarlar tarafından iyimserler ve kötümserler olarak yorumlanmıştır. Doğru cevap E’ dir.

Newtongil bilimsel paradigma, ilk bilimsel devrimle doğanın gözlenmesine dayalı geleneksel teknolojik paradigma yerine, doğanın işleyişinin bilimsel açıklamasına dayalı, yeni bir “bilimsel teknolojik paradigma” yaratmıştır. Zira Newton yasaları doğanın bir makine modeline benzer biçimde işlediği algı ve düşüncesine dayanarak mekanik teknolojiler üretmeye hizmet etmektedir. Söz konusu ilk bilimsel ve teknolojik paradigmalardaki gelişmeler, insanlığı ve uygarlığı Tarım Toplumundan Sanayi Toplumuna dönüştürmüştür. 

Yeni teknolojilerin kullanılmasının verdiği olumlu etkiyle Japonya ve Amerika’da görece olarak işsizlik gerilemektedir. 

Weber, bürokratik örgüt modeliyle, Taylor’da bilimsel yönetim ilkeleriyle üstten aşağıya akan katı hiyerarşik yapı sayesinde verimliliğe ulaşacaklarına inanmışlardır. 

Telgrafın kullanılmasından önceki haberlerde haberi taşıyan kişinin değer yargıları ve kişisel düşüncesi ön plana çıkmaktaydı. Oysa telgraf mesajlarının dili ise daha yalındır. Doğru cevap A seçeneğidir. 

Makine kırıcılığı teknolojik ilerlemeye değil, onun yaratabileceği tahribatlara yönelik bir karşı çıkıştır.

Değişen piyasa gerekliliklerine ekonomik ve hızlı bir yanıt olarak yeni ürün setlerine geçiş yeteneği anlamına gelen ürün esnekliği, yeni tasarımın mevcut olanlarla ilişkisine/yakınlığına, off-line program hazırlığına ve makine esnekliğine bağlıdır. 

İletişimin küreselleşmesiyle birlikte küresel bir dayanışma kültürü de yaratılmaktadır. Bunun için öncelikle, doğru ve sürekli bir bilgi akışının sağlanması gereklidir. Bu konudaki ilk örneklerden birisi, 1981’de Kanada’da British Columbia Öğretmenler Federasyonu kurmuş olduğu ve sendika liderleri tarafından sendikal faaliyetlerin koordinasyonu amacıyla kullanılan bir ağdır. Bu amaçla ulusal düzeyde sendikalar arasındaki ilk bilgisayar ağı, 1980’lerin ortalarında Kanada’nın en büyük sendikası olan Kanada Kamu Çalışanları Sendikası’nın (CUPE) “Dayanışma Ağı” (SOLINET) adı verilen girişimdir. 

Emek piyasası birincil ve ikincil piyasa olarak ikiye ayrılmaktadır (Bourman,
1991). İkincil piyasalar; küçük, kurumsallaşmamış ve küçük ölçekli firmaların
hâkim olduğu piyasalardır. Gençlerin, kadınların, engellilerin ve göçmen işçilerin
ikincil piyasalarda istihdam edildiği ileri sürülmektedir.

Luddizm ile yakından ilişkili mesleklerdir.

Kolektif eylem ortak bir çıkar için topluluğun beraber hareket etmesi olarak tanımlanabilir. 

İnternet, toplumsal hareketleri kolayca bir araya getirici bir rol oynamaktadır. Uluslararası işbirliği ve dayanışma açısından hayati bir öneme sahiptir. Lee’nin “Yeni Uluslararasılaşma” (New Internationalism) olarak adlandırdığı bu durum, iletişimin küreselleşmesiyle birlikte küresel bir dayanışma kültürünün de yaratılacağı düşüncesine dayanmaktadır.