Borçlar Hukuku Deneme Sınavı Sorusu #368770

  • A ve B arasında yapılan sözleşmeden doğan alacak, aralarındaki anlaşma uyarınca sözleşme tarafı olmayan C’ye ödenecektir. Ancak C alacağın ifasını talep ettiğinde B, sözleşmenin niteliği gereği kendisinin ifayı talep hakkının olmadığını belirtmiştir.
  • A ve B arasında yapılan sözleşmeden doğan alacak, aralarındaki anlaşma uyarınca sözleşme tarafı olmayan C’ye ödenecektir. Sözleşme tarafı A borçlu B’yi ibra ettiğini bildirmesine rağmen B, sözleşme tarafı olmayan C’nin daha öncesinde ifayı talep ettiğini bu yüzdende artık ibranın gerçekleşemeyeceğini bildirmiştir.
  • A ve B arasında yapılan satım sözleşmesinde B, sattığı arabanın 1 yıl içerisinde arızalanması durumunda ücretsiz olarak C tarafından tamir edileceğini, edilmemesi durumunda ise arıza nedeniyle meydana gelen masrafların kendisi tarafından ödeneceğini taahhüt etmiştir.

 

Yukarıdaki olayları borç ilişkisinin üçüncü kişilere etkisi açısından aşağıdaki şıklardan hangisi doğru bir şekilde değerlendirmiştir?


Tam üçüncü kişi yararına sözleşme/Tam üçüncü kişi yararına sözleşme/Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme

Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme/Tam üçüncü kişi yararına sözleşme/Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme

Üçüncü Kişinin fiilini üstlenme/Tam üçüncü kişi yararına sözleşme/Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme

Tam üçüncü kişi yararına sözleşme/Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme/Üçüncü kişinin fiilini üstlenme

Eksik üçüncü kişi yararına sözleşme/Tam üçüncü kişi yararına sözleşme/Üçüncü kişinin fiilini üstlenme


Yanıt Açıklaması:

Asıl olan borcun alacaklıya ifası ise de üçüncü kişi yararına sözleşme denilen ilişkiler de vardır. Bu gibi ilişkilerde ise borçlu, üçüncü kişiye ifaya yetkili ve hatta kimi zaman yükümlüdür. En yaygın örneğini sigorta sözleşmelerinin oluşturduğu bu tip sözleşmelerde üçüncü kişiye ifa, alacaklıya ifa değildir ama ifa ile borç sona erer. Üçüncü kişi yararına sözleşmede de borçlu ve alacaklı sözleşmenin taraflarıdır. Yalnız bu sözleşmede borçlunun borçlandığı edim, sözleşmeye taraf olmayan üçüncü kişiye ifa edilmektedir. Üçüncü kişi, alacaklının ifayı kabul yardımcısı olmadığı gibi temsilcisi de değildir. Tersine sözleşmeye taraf olarak alacaklı görünen kişi de üçüncü kişinin ifa yardımcısı ya da temsilcisi sayılmaz. Üçüncü kişi yararına sözleşme (kayıt ya da şart), sözleşmenin sağladığı alacak hakkından üçüncü kişinin yararlanma tarzı bakımından ikili bir ayırıma tabi tutulur. Kural olan gerçek olmayan (eksik) üçüncü kişi yararına sözleşmedir. Üçüncü kişi, alacak üzerinde genel olarak tasarruf yetkisi, özel olarak da borcun ifasını doğrudan borçludan isteme hakkı sahibi değildir. Sözleşmenin bu görünümünde, üçüncü kişiye, sadece borçlanılan yarardan yararlanıcı, yararı (alacağı) kabule yetkili kişi konumu sağlanmaktadır.Birinci olayda da yararına sözleşme yapılan üçüncü kişi ifayı talep edemediği için eksik üçüncü kişi yararına sözleşme söz konusudur. İkinci görünüm biçiminde ise durum daha farklıdır. Bir sözleşmeden doğan alacağın doğrudan doğruya borçludan ifasını isteme yetkisini (doğrudan talep hakkını) üçüncü kişiye veren anlaşmaya, gerçek (tam) üçüncü kişi yararına sözleşme denilmektedir (TBK 129/II). Üçüncü kişi tarafından ifa istemi borçluya bildirilinceye değin alacaklı alacak üzerindeki tasarruf hakkını yitirmez. Dolayısıyla, alacaklı borçludan borcun üçüncü kişi yerine kendisine ifa edilmesini isteyebilir, üçüncü kişiyi değiştirebilir, borçluyu ibra edebilir, borcun nitelik ve kapsamını değiştirebilir. Ne zaman üçüncü kişi tarafından borçludan borcun ifası istenirse o andan itibaren alacaklının kendisine ifayı isteme, borçluyu ibra etme, üçüncü kişiyi, borcun nitelik ve kapsamını değiştirme hakkı ortadan kalkar (TBK 129/II, cüm. 2). İkinci olayda da bu durumlar söz konusu olduğu için tam üçüncü kişi yararına sözleşme mevcuttur. Üçüncü olayda ise üçüncü kişinin fiilini üstlenme söz konusudur.

Yorumlar
  • 0 Yorum