Çağdaş Sosyoloji Kuramları Deneme Sınavı Sorusu #1341350
Hangileri Laclau ve Mouffe’un Postmarksizm kuramının temel varsayımlarındandır?
I. Kapitalist toplumsal düzenin dayandığı özgül ilişki biçimi olan burjuvazi ve proletarya
arasındaki sömürü ilişkileri yerini devlet ve
sivil toplum arasındaki tabiiyet ilişkilerine
bırakmıştır. Sınıf kavramı yerini vatandaş,
azınlıklar, farklı kimlikler, özne konumları,
‘öteki’ler ve bireylere bırakmıştır.
II. Marksizmdeki ekonominin toplumsal alandaki her şeyi belirlediği ekonomik indirgemeci anlayış terk edilmelidir. Siyasal alanda
meydana gelen toplumsal çatışmalar, artık
ekonomik alandaki sermaye-emek çelişkisinden değil, siyasal alandaki devlet-sivil
toplum (bürokrasi, metalaşma ve homojenleşmeye karşıt olarak gelişen yeni toplumsal hareketler) çatışmasından türemekte
ve gittikçe çeşitlenmekte ve daha çok sayıda
farklı toplumsal ilişkilere dağılmaktadır.
III. Bir kimsenin sosyo-ekonomik açıdan işgal
ettiği yer ile siyasi-ideolojik çıkarları arasında herhangi zorunlu ilişki yoktur. Bu
anlamda, ideoloji ve politika kategorileri,
ekonomi ve sınıfsal ilişkilerden ayrı ve bağımsız toplumsal kategorilerdir. Bir kimse
siyasal alana, sadece ekonomik ilişkilerdeki
yerine göre değil, kültürel, bireysel ve kimliksel tercihleri ile de katılır.
IV. Günümüz toplumlarında “sınıf” gibi evrensel kimlikler ve nesnel çıkarlardan söz
edilemez çünkü toplumsal mücadeleler
çeşitlenmiştir ve bu doğrultuda ‘yeni’ toplumsal hareketlerin özneleri olan çevreciler,
kadınlar, barış inisiyatifleri vb. hareketler
siyasetin temel aktörleri haline gelmiştir.
V. İşçi sınıfının devrimci bir rolü olduğu fikri terk edilmelidir. İşçi sınıfının toplumsal
değişim ve devrimler içerisinde işgal etmiş
olduğu merkezi konumu artık ortadan kalkmıştır ve işçi sınıfı artık önemli bir toplumsal aktör/özne olarak düşünülmemelidir.
Dolayısıyla, herhangi bir özne konumunun
ve farklı kimliklerin (çevreci, eşcinsel, barış
veya kadın hareketi vb) toplumsal değişime
yapacağı katkıyla işçi sınıfının katkısı arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.
VI. Sosyalizmin eşitlik ve özgürlük idealine
kitlesel bir siyasal devrim yoluyla değil,
Radikal Demokrasi Projesinin dayandığı
burjuva demokrasinin derinleştirilmesi ve
genişletilmesiyle ile ulaşılabilir.
I ve II |
II ve III |
III ve IV |
IV ve V |
hepsi |
Kapitalist toplumsal düzenin dayandığı özgül ilişki biçimi olan burjuvazi ve proletarya
arasındaki sömürü ilişkileri yerini devlet ve
sivil toplum arasındaki tabiiyet ilişkilerine
bırakmıştır. Sınıf kavramı yerini vatandaş,
azınlıklar, farklı kimlikler, özne konumları,
‘öteki’ler ve bireylere bırakmıştır.
2. Marksizmdeki ekonominin toplumsal alandaki her şeyi belirlediği ekonomik indirgemeci anlayış terk edilmelidir. Siyasal alanda
meydana gelen toplumsal çatışmalar, artık
ekonomik alandaki sermaye-emek çelişkisinden değil, siyasal alandaki devlet-sivil
toplum (bürokrasi, metalaşma ve homojenleşmeye karşıt olarak gelişen yeni toplumsal hareketler) çatışmasından türemekte
ve gittikçe çeşitlenmekte ve daha çok sayıda
farklı toplumsal ilişkilere dağılmaktadır.
3. Bir kimsenin sosyo-ekonomik açıdan işgal
ettiği yer ile siyasi-ideolojik çıkarları arasında herhangi zorunlu ilişki yoktur. Bu
anlamda, ideoloji ve politika kategorileri,
ekonomi ve sınıfsal ilişkilerden ayrı ve bağımsız toplumsal kategorilerdir. Bir kimse
siyasal alana, sadece ekonomik ilişkilerdeki
yerine göre değil, kültürel, bireysel ve kimliksel tercihleri ile de katılır.
4. Günümüz toplumlarında “sınıf” gibi evrensel kimlikler ve nesnel çıkarlardan söz
edilemez çünkü toplumsal mücadeleler
çeşitlenmiştir ve bu doğrultuda ‘yeni’ toplumsal hareketlerin özneleri olan çevreciler,
kadınlar, barış inisiyatifleri vb. hareketler
siyasetin temel aktörleri haline gelmiştir.
5. İşçi sınıfının devrimci bir rolü olduğu fikri terk edilmelidir. İşçi sınıfının toplumsal
değişim ve devrimler içerisinde işgal etmiş
olduğu merkezi konumu artık ortadan kalkmıştır ve işçi sınıfı artık önemli bir toplumsal aktör/özne olarak düşünülmemelidir.
Dolayısıyla, herhangi bir özne konumunun
ve farklı kimliklerin (çevreci, eşcinsel, barış
veya kadın hareketi vb) toplumsal değişime
yapacağı katkıyla işçi sınıfının katkısı arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır.
6. Sosyalizmin eşitlik ve özgürlük idealine
kitlesel bir siyasal devrim yoluyla değil,
Radikal Demokrasi Projesinin dayandığı
burjuva demokrasinin derinleştirilmesi ve
genişletilmesiyle ile ulaşılabilir.
Yorumlar
- 0 Yorum