Çağdaş Türk Romanı Deneme Sınavı Sorusu #689042
Postmodern roman için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Bilinçle ve bilinçaltıyla ampirik dünyaya bağlıdır. |
Olgusal, deneysel ve nedenselliğin yerini gerçeküstü uyaranlar ve rastlantısallık almıştır. |
Romandan anlatıya, kahramandan bireye, bireyden metinsel varlıklara geçiş vardır. |
Anlatı kişileri reel konumlarını, toplumsal gerçekliklerini ve bireysel kimliklerini kaybederler. |
Anlatılanlar yazarın niyetinden ya da yaşamından ayrılıp başlı başına bir dil, bir doku oluşturur. |
Romandan anlatıya geçiş aynı zamanda kahramandan bireye, bireyden metinsel varlıklara geçiştir. Başka bir deyişle, kişileri, olayları ve bilgileri ile bu anlatılar, postmodernizmin simülatik çocuklardırlar. Postmodernizm, rasyonel modernist sistematiğe karşı koyacak bir merkez kuvvet bulamadığı için, değerleri eşitleme yoluna gider. Fakat bu eşitleme, göreceli gerçeklik kuramını da aşarak, “gerçeksizlik” krizine ulaşır. Tarih ile tarih dışı, mekânla mekân dışı, dinsel ile dindışı, olgu ile tasavvur, ahlâk ile ahlâksızlık kısaca her şey, her değer birbirine karşı üstünlüğünü veya alçaklığını kaybederek eşitlenir. Göreceli gerçekliğin ilkelerinden biri olan çoklu bakış, bağlantısız bakışa sıçrar. Bu sıçramalar arasında anlatı kişileri de reel konumlarını, toplumsal gerçekliklerini ve bireysel kimliklerini kaybederler. Nurdan Gürbilek, Türk öyküsünü “anlatamama” bağlamında çözümlerken, “yapıt”ın yerine “metin” kavramanın geçmesiyle, yazılanın yazarın niyetinden ya da yaşamından ayrıldığını, başlı başına bir dil, bir doku olduğunu söyler. Metin, “bir merkezi olmadığı gibi, bir dışı da olmayan, hiçbir “dış” müdahaleye de izin vermeyen bir göstergeler ağı, bir alıntılar dokusu”dur. Eleştiri için, “metnin içiyle dışı arasındaki gerilim, sahicilik arayışı” anlamsız hâle gelmiştir (Gürbilek 2004: 197).
Yorumlar
- 0 Yorum