Çalışma İlişkileri Deneme Sınavı Sorusu #1170957
Sanayi devriminin yaşanıldığı dönemde kurulu hukuk düzeni ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangileri doğrudur?
I. Sanayi Devrimi’nin yaşanıldığı dönemdeki hukuksal düzen, bireyin üstünlüğü temelinde, eşitlik ve özgürlük esasına dayanır.
II. Bu dönemde, işçiler ile fabrika sahipleri arasındaki iş ilişkisi, Roma Hukukundaki hizmet kirası gibi özel hukuk kapsamında ele alınmıştır.
III. Bu hukuki ilişki, sözleşme serbestisi ve çalışma özgürlüğü ilkelerine dayalı olup, bireysel iş sözleşmeleriyle kuruluyordu. İşçi ile işveren arasında, tam bir hukuki eşitlik vardı.
IV. Sanayi Devrimi’nin liberal anlayışı, işverenlerin işçilerle yapacakları iş sözleşmelerinin dışarıdan herhangi bir müdahaleye konu olmamasına (özellikle devlet ve sendikalar tarafından) ve ücret pazarlığının kişisel düzeyde oluşmasına neden olmuştur.
I-III-IV |
I-II-IV |
II-III-IV |
I-II-III |
I-II-III-IV |
Sanayi Devrimi’nin yaşanıldığı dönemdeki hukuksal düzen, bireyin üstünlüğü temelinde, eşitlik ve özgürlük esasına dayanır. Burada eşitlik kavramı, ger- çek veya tüzel kişilerin tümünün eşitliğini kapsarken özgürlük kavramı, sözleşme serbestisine işaret etmektedir. Bu dönemde, işçiler ile fabrika sahipleri arasındaki iş ilişkisi, Roma Hukukundaki hizmet kirası gibi özel hukuk kapsamında ele alınmıştır. Bu hukuki iliş- ki, sözleşme serbestisi ve çalışma özgürlüğü ilkelerine dayalı olup, bireysel iş sözleşmeleriyle kuruluyordu. İşçi ile işveren arasında, tam bir hukuki eşitlik vardı. Eş değişle sözleşmenin yapılıp yapılmamasında, ko- şulların saptanılmasında ya da taraflarca sözleşmenin fesh edilmesinde tam bir serbestlik söz konusuydu. Bu nedenle iş sözleşmeleri, zamanla Borçlar Hukuku’ndaki satış sözleşmeleri ile benzer şekilde yalnızca işgücü (emek) ve ücret değişimine ilişkin bir sözleşme haline dönüşmüştür (Altan, 2000, 45). Doğal olarak da emek diğer üretim faktörleri gibi pazarda serbestçe alınıp satılan ve fiyatı arz ve talebe göre oluşan, ticari bir mal-meta-gibi görülmekte ve devlet çalışma yaşamı ve iş ilişkilerine müdahaleden, liberal anlayış çerçevesinde kaçınmaktaydı (Güven, 2001, 45). Sistemin temel mantığının bir gereği olan serbestlik (serbest rekabet, kişisel çıkar, çalışma özgürlüğü ve bireysel iş sözleşmesi) ise rekabet ücretini ortaya çıkarmaktadır. Sanayi Devrimi’nin liberal anlayışı, işverenlerin işçilerle yapacakları iş sözleşmelerinin dışarıdan herhangi bir müdahaleye konu olmamasına (özellikle devlet ve sendikalar tarafından) ve ücret pazarlığının kişisel düzeyde oluşmasına neden olmuştur. Oysa Sanayi Devrimi’nin işçiler arasında yarattığı yoğun rekabet ortamı karşısında ücreti ile yaşamak durumunda olan insanların sözleşme serbestisi ve çalışma özgürlüğünün pek bir anlamı olamayacağı açıktır (Talas, 1990, 40). Zira ekonomik yönden daha zayıf olan işçi için sözleşme serbestisi, ekonomik yönden daha güç- lü olan fabrika sahiplerinin kendi çıkarlarına uygun olarak ileri süreceği koşulları kabul etme serbestisine dönüşebilecektir. Aralarında var olduğu kabul edilen hukukî eşitlik ise, uygulamada taraflar arasında bü- yük bir eşitsizliğe yol açacaktır (Altan, 2000, 45). Nitekim bu dönemde sermaye sahibinin mevcut düzen içinde ekonomik açıdan gittikçe zenginleşerek refaha kavuşmasına karşılık, bu servet ve refahtan adil bir pay alamadığı için işçilerin artan bir biçimde sefalete düşmeleri iki sınıf arasındaki uçurumu derinleştirmiş, yoksulluğun tabii bir sonucu olarak işçilerin mevcut düzene karşı sermaye ve teşebbüs düşmanlığı şeklinde biçimlenen ayaklanmalarına yol açmıştır (Erkul, 1983, 64).
Yorumlar
- 0 Yorum