Ceza Muhakemesi Hukuku Deneme Sınavı Sorusu #1068297

Aşağıdakilerden hangisi ceza muhakemesinin tüm evre ve devreleri bakımından anlam ifade eden en önemli hak ve ilkelerinden biri değildir?


Ceza muhakemesinin kamusallığı ilkesi

Soruşturmanın ve kamu davasının mecburiliği ilkesi

Masumluk karinesinden yararlanma ilkesi

Makul sürede yargılanma ilkesi

Zorunlu hallerde kişiye özel yargılama ilkesi


Yanıt Açıklaması:

Ceza muhakemesinin tüm evre ve devreleri bakımından anlam ifade eden en önemli hak
ve ilkeler şunlardır
• Ceza muhakemesinin kamusallığı ilkesi: İlke, suç iddiasının kamu adına devlet tarafından hazırlanması ve yargılanmasını ifade eder.
• Soruşturmanın ve kamu davasının mecburiliği (kanuniliği) ilkesi: İlke, suçun işlendiğine dair basit şüphe üzerine soruşturmanın adli makamlarca başlatılması veya
soruşturma sonunda suçun işlendiğine dair yeterli şüphe üzerine iddianamenin
düzenlenmesi zorunluluğunu ifade eder.
• Masumluk karinesinden yararlanma-lekelenmeme ilkesi: İlke, adli makamların
açıklama ve işlemleriyle henüz yargı kararıyla suçluluğu kesinleşmemiş bir kişiyi
suçlu olarak ilan edememesini ifade eder.

Kendisini ve yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya ve delil göstermeye zorlanamama (nemo tenetur) ilkesi: İlke kişinin kendisine karşı yapılan suçlama nedeniyle konuşmaya ve delil göstermeye zorlanamayacağını; adli makamların ikrar elde
etmek için şüpheliye işkence ve kötü muamele yapmasının yasak olduğunu ifade
etmektedir. Aynı korumadan suçlanan kişinin yakınları da yararlanır.
• Makul sürede yargılanma ilkesi: İlke, yargılama süresinin gereğinden fazla uzamamasını ifade eder. İşlemler olağan hayatın akışına uygun bir sürede bitirilmelidir.
Bu sürenin belirlenmesinde, davanın kapsamı ve ağırlığı dikkate alınır. Ancak
mahkemelerin önündeki dava sayısının fazlalığı veya hâkim açığının bulunması
yargılama süresinin uzamasını haklı gösterecek nedenler olarak kabul edilemez.
• Şüpheden sanık yararlanır ilkesi: İlke, delillerin duruşmada tartışılması sonucunda
sanığın suçluluğu veya suçsuzluğu yönünde hâkimde vicdani kanaat uyanmaması
hâlinde bu durumdan sanığın yararlandırılması ve beraat kararı verilmesi gerektiğini ifade eder.
• Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi: İlke, mahkemelerin yürütmenin ve davanın
taraflarının kontrolünde olmamasını ifade eder.
• Doğal (tabi-kanuni) hakim ilkesi: İlke, kişinin kendisine isnat edilen suç tarihinden
önce ve kanunla kurulmuş bir mahkeme önünde yargılanma hakkını ifade eder.
• Çelişmeli muhakeme ilkesi: İlke, muhakemenin bütün süjelerinin (iddia, yargılama
ve savunma) birbirlerinin işlemlerinden haberdar olmalarını ve bu işlemlere karşı
diyeceklerini (savunma veya iddialarını) hazırlamak için gerekli zamana sahip olmalarını ifade eder.
• Davasız yargılama olmaz ilkesi: İlke, mahkemelerin iddia makamının iddianamesinde belirttiği kişi ve olayla bağlı olarak karar verme mecburiyetini ifade eder. Bu
ilkeye göre iddia ve talep yoksa yargılamada yok demektir.
• Delilerin doğrudan doğruyalığı ilkesi: İlke, suçluluk konusunda karar verecek olan
mahkemenin araya başka bir makam girmeden delillerle doğrudan doğruya temasa geçmesini ifade eder. Bu ilke gereğince hâkim, kural olarak hükmünü duruşmada, önünde tartışılan delillere dayandırmalıdır.
• Duruşmanın sözlülüğü ilkesi: İlke, delillerin doğrudan doğruyalığı ile yakından ilgilidir ve dosyadaki tüm delillerin duruşmada dinlenmesini, okunmasını ve tartışılmasını ifade eder. Bu nedenle tanıklar duruşmada kural olarak dinlenir; tanıklık
edecekleri olaya ilişkin yazılı açıklamada bulunamaz.
• Kendisine yapılan isnadı ve haklarını öğrenme hakkı: Kişi neyle suçlandığını ve bu
suçlamalarla ilgili ne gibi haklara sahip olduğunu bilmelidir. Aksi takdirde bireysel
savunma hakkı kullanılamaz. Savunma hakkının kullanılabilmesinin ön koşulu,
hakkındaki iddiayı öğrenmektir.
• Adil yargılanma hakkı: Tarafsızlığı ve bağımsızlığı teminat altına alınmış ve kanunla kurulmuş bir mahkeme önünde, aleni duruşmada hakkaniyete uygun olarak
yargılanmayı ifade eder.

Yorumlar
  • 0 Yorum