İman bireyin bilişsel faaliyetlerinden bağımsız şekilde oluşur.

İmanda kabul ve tasdikin oluşabilmesi için iradenin katılımı ve imana göre şekillenmesi gerekir.

İman için, bireyin öncelikle iman edilecek varlık alanı hakkında bir ön bilgiye sahip olması gerekir.

İmanda güven duygusu bilişsel yapıdan bağımsızdır.

İman, bireyin bilinçaltının bir hareketi olmadığı gibi, herhangi bir bilinç işlevinin eylemi de değildir.