Din Psikolojisi Deneme Sınavı Sorusu #727398

Aşağıdakilerden hangisi dindarlığın psikolojik kaynaklarından değildir?


Engellenme

Kesinlik arzusu

Günahkarlık duygusu

Sonsuzluk duygusu

İtaat etme 


Yanıt Açıklaması:
  • İnsanın bir ihtiyacını, istek ya da arzusunu karşılamak üzere harekete geçtiği sırada gerek kendi içinden, gerekse dışardan kaynaklanan çeşitli nedenlerden dolayı hedefine ulaşamaması durumuna engellenme denir. Engellenme durumunda insanda gerginlik artar; öfke, korku, kaygı, sıkıntı ve çaresizlik duygusu ortaya çıkar. Engellenen birey, içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak için çözümler ve tatmin yolları arar. Özellikle insan gücünü aşan engellemeler karşısında dinî inanç ve değerler güçlü telafi işlevi görürler.
  • Ne kadar özel donanımlı olursa olsun insan zihni, bilinç alanına intikal eden soruların tümünü cevaplama, açıklama, yorumlama ve çözümleme  yetisine sahip değildir. En zeki insanların sıra dışı çalışmaları bile, zihinlerini ancak belirli bir noktaya kadar geliştirebilir. Sınırlı depolama ve işleme kapasitesinden doğan bu bilişsel eksiklik, zorunlu olarak insanı kendi dışında ve çoğu zaman ötesinde farklı anlamlandırma kaynakları aramaya sevk eder. Arayışlarının bir kısmına bilim ve ideolojiler cevap verebilir. Ancak insana ait zihinsel ürünler olarak bu bilgi kaynakları, sınırlılıkları nedeniyle bilişsel tatmin ve kesinlik arzusu için yeterli olmaz. Zira özellikle aklı aşan dinî metafizik konularda bilimin ya da insan ürünü açıklama sistemlerinin söyleyebileceği çok şey yoktur. İşte bu alan, dinin hâkim olduğu ve sözünün geçtiği özel bir alandır. İnsan, ancak dine müracaat etmekle, zihninde başka bir şekilde doldurulamayacak boşlukları telafi edebilir ve böylece ruhunu gerginlikten kurtarıp rahatlayabilir.
  • Suçun dindeki karşılığı günahtır. Vicdanın mahkûmiyetini ifade eden suçluluk duygusunun dindeki karşılığı günahkârlık duygusu; vicdanî mahkemenin karşılığı ise, ilahî mahkemedir. Dinin emirlerine uymadığı ya da yasaklarını çiğnediği zaman, dindarda günahkârlık duygusu doğar ve neticede kendini ilahî mahkemede mahkûm edilmiş hisseder. Doğal olarak o da, mahkûmiyetten doğan gerilimden kurtulabilmek için dinî telafi arayışlarına girer.
  • Genel olarak insanın en büyük arzusu olabildiğince yaşamaktır. Tabiatının doğuştan gelen bir parçası olan bu arzu ölüm olayı ile tehdit edilmektedir. Din, sunduğu inanç ve değer sistemine uygun yaşamak koşuluyla insana ölümün, hastalıkların ve eksikliklerin olmadığı ebedî bir hayat vaat eder.                  Doğru cevap E'dir.
Yorumlar
  • 0 Yorum