Halk Edebiyatına Giriş 1 Deneme Sınavı Sorusu #1099866

“Bir varmış bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde deve tellal iken, sıçan berber iken, ben on beş yaşında iken, anamın babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken... Var varanın sür sürenin destursuz bağa girenin hali budur hey...”

Yukarıda verilen ifadeler Türk masallarının hangi bölümünde kullanılır?


Olay

Dilek

Döşeme

Bağlayış

Geçiş


Yanıt Açıklaması:

Türk Masallarının Yapısı: Türk masallarının yapısı döşeme, olay ve dilek olarak

adlandırılan üç bölümden oluşur. Birinci ve üçüncü kısımlar az veya çok birbirine

benzeyen kalıplaşmış ifadeler olan tekerlemelerden oluşur. Bu nedenle de,

birinci ve üçüncü kısımlar Türk masallarının büyük bir çoğunluğunda ortaktır.

Döşeme: Bu bölüm, masalcının dinleyicileri masal atmosferine ve masal biçimindeki iletişim ve etkileşim şekline hazırladığı bölümdür. Döşeme bölümünde masalcı çoğunu gelenekten öğrendiği ve bu örneklere uygun olarak kendisinin de yarattığı ya da naklettiklerine bazı unsurlar kattığı başlangıç veya masala giriş tekerlemeleri söyler. Dinleyiciler bir yandan tekerlemelerdeki komik sözlere gülerken diğer yandan da masalcıya yaklaşarak ve dikkatlerini toparlayarak masalı dinlemeye hazırlanırlar. Döşeme bölümünde söylenen tekerlemelere “Bir varmış bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde deve tellal iken, sıçan berber iken, ben on beş yaşında iken, anamın babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken.. Var varanın sür sürenin destursuz bağa girenin hali budur hey... Yananı Sefa, Bekri Mustafa, kaynadı kafa... Ak sakal kara sakal, yeni berber elinden çıkmış bir taze sakal... Kasap olsam sallayamam satırı, nalbant olsam nallayamam katırı, hamamcı olsam dost ahbap hatırı... Birisi benim kârım değil doğru kelâm, bir gün başıma yıkıldı hamam..” şeklindeki tekerleme örnek verilebilir.

Olay: Asıl masal, masalın bu bölümüdür. “Döşeme” ve “Dilek” bölümleri
âdeta bu bölüme yapılmış ekler gibidir. Bu bölüm de kendi içinde, anlatılacak olayın kompozisyonu şeklinde, “giriş”, “gelişme” ve “sonuç” olarak üç kısımdan oluşur. Masalcının asıl söz ve hikâye etme gücünü ortaya koyacağı yer bu bölümdür. Anlatacağı olayı dinleyiciye girişinde takdim eden veya masalın olayına giriş yapan masalcı, bu olayın gelişmesini nelerin nasıl olup bittiğini anlatır, anlattığı olayda çözülmesi güç düğümlere dönüşen karmaşıklaşan örgüleri de çözerek, olayın sonucunu ortaya koyar. Masalın, olay bölümünde de yer yer tekerlemelere veya kalıplaşmış sözlere yer verilir. Bu bölümdeki tekerlemeler çoğunlukla, masalda kahraman tarafından aşılması gereken büyük zaman ve mekân aralıkları bulunduğunda bunlarının oluşunu ifade etmek için söylenilir. Aynı şekilde masal kahramanın başından büyük değişiklikler geçmesi durumunda da masalcı “az gider uz gider..”, “... konarak, göçerek lale sümbül biçerek..”, “Tepelerden yel gibi, derelerden sel gibi..”, veya “Manastır’dan Tire’den, ben söyleyim buradan, siz dinleyin oradan..” gibi ifadelerle dinleyiciyi buna hazırlar. Masal içinde anlatılan bir olaydan başka olaya geçişi sağlayan bu tekerlemeler “bağlayış” veya “geçiş formelleri (tekerlemeleri)” adıyla da bilinir. Bunlara örnek olarak “Uzatmayalım kameti, koparırız kıyameti”, “çok işlerde hikâyeler uzun gider, ustalar tez bağlarlar” verilebilir. Masalda anlatılan kahramandan başka bir kahramana geçiş için de kullanılan kalıplaşmış sözlere “Gel haberi .... dan verelim.”, “Haberi kimden verelim...” gibi örnekler verilebilir.

Dilek: Dilek kısmında da masalcı kalıplaşmış sözler veya tekerlemeler söyler.
Masalın sonunda masal hemen herkesin kabul edebileceği ve katılabileceği güzel bir sonuca bağlanır. Oluşan bu birlik ve birliktelik ruhunu pekiştirecek mahiyette, masalcı masal kahramanlarının başlarına gelen mutlu son ve sonucu, şans ve bahtlarını dinleyicileri için de dilemeye başlar. Dilek kısmında söylenen tekerlemelere, “Onlar ermiş muradına, darısı buradakilerin başına”; veya “Gökten üç elma düşmüş, görenlerin başına, birisi bu masalı düzüp koşana, birisi oturup dinleyene, birisi de anlatana...” ya da dilek yer almamakla birlikte bir tekerleme havası içinde masalcı masalı dinleyenleri masalın dünyasından gerçek dünyaya çıkaran “... Ben de orada bir zaman daha kaldım, sonra bıraktım geri geldim. Daha ne ettiler bilmiyorum”, “... Onlar orada safa sürsünler, ben de bıraktım geldim.” şeklinde örnekler verilebilir. Bu tür bitiriş tekerlemelerinin yanında, bazen bitmekte olan bir masala ahlaki bir görüş veya bir öğüt de eklenebilir. Bu sona eklenen “İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir” gibi bir atasözü de olabilir. Böylece dinlenen masaldan bir sonuç veya bir ders çıkarılmış olur.

Yorumlar
  • 0 Yorum