İletişim Kuramları Deneme Sınavı Sorusu #1033715
Baudrillard, bireylerin reel yaşama dair gerçekliklerinin, benzeşim ile temsil edilen bir evrene dönüşmesini hangisiyle adlandırır?
Simülasyon |
Simüle |
Hipergerçeklik |
Simülakra |
Mimesis |
Türkçe’de “benzeşim” olarak da tanımlanan simülasyon, Baudrillard’da gösteren konumundaki görüntünün, gösterilen konumundaki nesnel gerçeği yansıtma niteliklerinin kaybolması ile ilgilidir. Artık bireyler gerçeğe bakarak modeli değil, kendilerine sunulan modele bakarak hipergerçekliği inşa etmektedir. Örneğin her insan için özlemi duyulan ev, yuva mekanları, gerçeklikten hareketle modellenmemekte; dergilerden, reklamlardan yani medya dünyasından alınan modellerle inşa edilmektedir. Hipergerçeklik medya uzamında oluşturulmuş bir kurgudur, ancak birey tarafından gerçek olarak yaşanmaktadır. Medya ya da televizyon tarafından kodlanan bu hipergerçeklik, insan ya da toplum yaşamıyla ilgili olguların taklididir. Bu taklit, Baudrillard tarafından simülasyon olarak adlandırılır. Burada reel yaşama dair gerçeğin simüle edilmesi söz konusudur. Bu simülasyonları bireyler “aşırılaşmış imajlar” olarak yaşarlar. İmajların ve enformasyonun çoğalması ile beraber kitleler “sessiz çoğunluk” haline gelirler ve bu da Baudrillard’a göre “toplumsalın sonu”dur. Bireylerin reel yaşama dair gerçekliklerinin, simülasyonlarla temsil edilen bir evrene dönüşmesini, Baudrillard simülakra olarak adlandırır. Bu evrende artık birey gerçeklikten izole şekilde hapsolmuş şekilde yaşar. Bunu sağlayan, bireye hipergerçeklik sunan medya ve özellikle televizyondur. Medyanın ve özellikle televizyonun görevi, bireyin tepki göstermesini, karşılaştığı sorulara cevap aramasını önlemektir.
Yorumlar
- 0 Yorum