İletişim Kuramları Final 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Bilinç endüstrisi ve kültür endüstrisi arasındaki temel fark nedir?
Kültür endüstirisi, endüstirileşmiş bireylerin düşünemez hale gelişidir. |
Kültür endüstrisi çok geniş ve kapsamlı bir kavramlaştırmayı anlatmasına karşın, “bilinç endüstrisi” kavramı çağdaş iletişim araçlarını anlatır. |
Kültür endüstrisine hem burjuva bireyciliğini hem de işçi sınıfının devrimci potansiyelini yıkmaktadır. |
Bilinç endüstirisi insanın insan üzerindeki egemenliğinin mevcut düzenini sürdürür. |
Bilinç endüstrisi özgün hiçbir şey üretmez; |
Kültür endüstrisi çok geniş ve kapsamlı bir kavramlaştırmayı anlatmasına karşın, Enzensberger’in önerdiği “bilinç endüstrisi” kavramı, düşüncenin endüstrileşmesini özendiren, en son ürünü anlam olan büyük ölçekli kuruluşları, örgütleri, pratikleri, en genel biçimiyle çağdaş iletişim araçlarını anlatır. İletişim araçları; eğitim, din, vb. kurumlarla birlikte bireylerin yerleşik bilinç yapılarını ve anlamlarını yeniden üretir.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi medya emperyalizminin dört biçiminden biri değildir?
İletişim medyasının şekli |
Endüstriyel yapı setleri |
Medya firmalarındaki ideal pratikle ilgili değerler |
Meta olarak izleyici |
Belli kitle iletişim araçları içeriklerinin ithali |
Medya emperyalizminin dört biçimi vardır:
- İletişim medyasının şekli: Alıcının kullandığı teknoloji
- Endüstriyel yapı setleri
- Medya firmalarındaki ideal pratikle ilgili neyin nasıl yapılacağını içeren değerler
- Belli kitle iletişim araçları içeriklerinin ithali.
3.Soru
Baudrillard, bireylerin reel yaşama dair gerçekliklerinin, benzeşim ile temsil edilen bir evrene dönüşmesini hangisiyle adlandırır?
Simülasyon |
Simüle |
Hipergerçeklik |
Simülakra |
Mimesis |
Türkçe’de “benzeşim” olarak da tanımlanan simülasyon, Baudrillard’da gösteren konumundaki görüntünün, gösterilen konumundaki nesnel gerçeği yansıtma niteliklerinin kaybolması ile ilgilidir. Artık bireyler gerçeğe bakarak modeli değil, kendilerine sunulan modele bakarak hipergerçekliği inşa etmektedir. Örneğin her insan için özlemi duyulan ev, yuva mekanları, gerçeklikten hareketle modellenmemekte; dergilerden, reklamlardan yani medya dünyasından alınan modellerle inşa edilmektedir. Hipergerçeklik medya uzamında oluşturulmuş bir kurgudur, ancak birey tarafından gerçek olarak yaşanmaktadır. Medya ya da televizyon tarafından kodlanan bu hipergerçeklik, insan ya da toplum yaşamıyla ilgili olguların taklididir. Bu taklit, Baudrillard tarafından simülasyon olarak adlandırılır. Burada reel yaşama dair gerçeğin simüle edilmesi söz konusudur. Bu simülasyonları bireyler “aşırılaşmış imajlar” olarak yaşarlar. İmajların ve enformasyonun çoğalması ile beraber kitleler “sessiz çoğunluk” haline gelirler ve bu da Baudrillard’a göre “toplumsalın sonu”dur. Bireylerin reel yaşama dair gerçekliklerinin, simülasyonlarla temsil edilen bir evrene dönüşmesini, Baudrillard simülakra olarak adlandırır. Bu evrende artık birey gerçeklikten izole şekilde hapsolmuş şekilde yaşar. Bunu sağlayan, bireye hipergerçeklik sunan medya ve özellikle televizyondur. Medyanın ve özellikle televizyonun görevi, bireyin tepki göstermesini, karşılaştığı sorulara cevap aramasını önlemektir.
4.Soru
McLuhan'ın “alfabe ve tipografi aracılığıyla görsel duyunun yalıtılması ile bilginin parçalara ayrılması yanılsamasının nasıl yaratılmış olduğunu” açıklamaya çalıştığı eseri aşağıdakilerden hangisidir?
McLuhan'ın “alfabe ve tipografi aracılığıyla görsel duyunun yalıtılması ile bilginin parçalara ayrılması yanılsamasının nasıl yaratılmış olduğunu” açıklamaya çalıştığı eseri aşağıdakilerden hangisidir?
Küresel Köy |
Medya Yasaları |
Ampütasyon |
Tetrad |
Gutenberg Galaksisi |
McLuhan, Gutenberg Galaksisi adlı eserinde “alfabe ve tipografi aracılığıyla görsel duyunun yalıtılması ile bilginin parçalara ayrılması yanılsamasının nasıl yaratılmış olduğunu” açıklamaya çalışır. McLuhan’a göre matbaa ulusal birörnekliği, devlet merkeziyetçiliğini yaratmış, aynı zamanda bireysel hakların coşkuyla savunmasına yol açmış ve devlete karşı muhalefeti de doğurmuştur
5.Soru
Medya ürünlerinde sıklıkla karşılaşılan örneğin, Türkiye’de eskiden Mercedes marka otomobil bir zenginlik göstergesiyken, günümüzde lüks spor arabalar ve lüks jiplerin bir zenginlik göstergesi olması veya eski Yeşilçam filmlerinde apartman dairesi zenginlik göstergesi iken, bugün televizyon dizilerinde havuzlu süper lüks villaların zenginlik göstergesi olması hangi kavrama işaret etmektedir?
Eşsüremli dil analizi |
Toplumsal uzlaşma |
Dil dışı göstergeler |
Gönderge |
Gösterilen |
Saussure’ün dil analizinin iletişim kuramları açısından önemi, dil dışı göstergelerin çalışılmasına yol açmasıdır. Dil dışı göstergeler, toplumsal göstergelerdir ve bu göstergelerle medya ürünlerinde sık sık karşılaşırız. Bir sinema filminde, bir reklam filminde, bir haber fotoğrafında, bir haber metninde, bir televizyon dizisinde ve yaşamın içinde toplumsal göstergelere rastlarız. Örneğin Türkiye’de eskiden Mercedes marka bir otomobil bir zenginlik göstergesiyken, günümüzde lüks spor arabalar ve lüks jipler bir zenginlik göstergesidir. Eski Yeşilçam filmlerinde apartman dairesi zenginlik göstergesi iken, bugün televizyon dizilerinde havuzlu süper lüks villalar bir zenginlik göstergesidir. Yine eski Yeşilçam filmlerinde uçakla Avrupa seyahatine çıkmak, kadınların manikür pedikür yaptırması zenginlik göstergesiyken, bugün bunlar orta sınıfların da sahip olabildiği yaşam tarzı göstergeleridir.
6.Soru
- İletişim
- Kaynak
- Alıcı
- Metin
- Anlam
Yukarıda verilen kavramlardan hangisi ya da hangileri anlam-niyet odaklı yaklaşım ile ilgili kavramlardır?
I, II, III, IV |
II, III, IV, V |
I, II, IV,V |
I, II, III, IV, V |
I, III, IV, V |
Verilen kavramların hepsi doğrudur. Doğru cevap D'dir.
7.Soru
Bu çerçevede 1958’de Daniel Lerner’in Geleneksel Toplumun Çöküşü adlı araştırması yayınlanmıştır. Söz konusu araştırma Ortadoğu’nun geleneksel toplumdan modern topluma geçişini ve modern iletişimin rolünü incelemektedir. Lerner’e göre Batı ülkelerinin geçirdiği bazı süreçler evrenseldir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi-hangileri doğrudur?
1. Kentleşmenin artması okuma yazma oranının artmasına yol açar,
II. Okuma yazma oranının artması kitle iletişim araçlarına açık olmayı artırır,
III. İletişim araçlarına açık olmak daha geniş ekonomik katılma ve siyasal katılmaya neden olur.
Yalnız I. |
Yalnız II. |
I. ve II. |
II. ve III. |
I. II. ve III. |
Bu çerçevede 1958’de Daniel Lerner’in Geleneksel Toplumun Çöküşü adlı araştırması yayınlanmıştır. Söz konusu araştırma Ortadoğu’nun geleneksel toplumdan modern topluma geçişini ve modern iletişimin rolünü incelemektedir. Lerner’e göre Batı ülkelerinin geçirdiği bazı süreçler evrenseldir. Buna göre:
1. Kentleşmenin artması okuma yazma oranının artmasına yol açar,
2. Okuma yazma oranının artması kitle iletişim araçlarına açık olmayı artırır,
3. İletişim araçlarına açık olmak daha geniş ekonomik katılma ve siyasal katılmaya neden olur.
Doğru cevap e'dir.
8.Soru
Türkiye’deki iletişim araştırmalarının başlangıcı olan "Türkiye'deki modernleşmenin basındaki gelişmeyle ölçümü" araştırması kaç yılında yapılmıştır?
1914 |
1923 |
1944 |
1954 |
1962 |
Türkiye'deki modernleşmeyi basındaki gelişmeyle ilişkilendirerek imceleyen Ahmet Emin Yalman’ın araştırması, ABD'nin Columbia Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde yaptığı “The Development of Modern Turkey as Measured by Its Press, (1914)” başlıklı tez bir Türk’ün iletişim alanında Türkiye ile ilgili yaptığı ilk çalışma olarak bilinir.
9.Soru
Bu yaklaşıma göre kitle iletişim araçları, ülkeleri bağımlılık ilişkileri içine çeken araçlardır. Yaklaşım, kitle iletişim araçlarının reklamlar da dahil olmak üzere tekrarlanan iletilerinin dünya çapındaki izleyicilerin zihinleri üzerindeki etkileriyle ilgilidir. Kitle iletişim araçları, yerli filmler ve yapımlar yüksek kaliteli ve kitlesel olarak üretilen medya iletileri ve sistemlerinin yarattığı kültürel bir tsunami tarafından önemsizleştirildiği için esas olarak İngilizceyi kullanarak zaman içinde giderek daha fazla bireyi daha benzer hale gelmeleri için etkileyecektir.
Yukarıdaki açıklama aşağıdaki hangi yaklaşımı ifade etmektedir?
kültürel maddecilik |
siyasal ekonomi |
medyada tekelleşme |
zihin yönlendirenler |
elektronik sömürgecilik |
McPhall’a göre elektronik sömürgeciliğin işleyişi şöyle gerçekleşir: İletişim teknolojileri ithal edilmekte, ithal edilen bu teknolojiyi kurmak için yabancı mühendisler ve teknik elemanlar görev almakta ve bunun için resmi protokoller yapılmaktadır. Bu süreçte yalnızca teknoloji değil, iletişim ürünleri de ithal edilmekte ve yabancıların değerleri, yaşam biçimleri ve beklentileri bu ürünler aracılığıyla egemen kullanmaktadır.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ya da hangileri siyasal ekonomi yaklaşımı için doğrudur?
I. Siyasal ekonomi bir bilim dalı olarak Adam Smith ile birlikte yerleşmiştir.
II. Marksist düşüncedeki siyasal ekonomistler kâr” ın kaynağının emeğin sömürüsüne dayandığını belirtirler.
III. Marx’ın görüşlerinden yola çıkılarak ortaya konan siyasal ekonomi yaklaşımına göre; kitle iletişim araçlarını ellerinde bulunduran sınıf çıkarlarını meşrulaştırılmaktadır.
Yalnız II |
I-III |
I-II-III |
Yalnız I |
II-III |
Siyasal ekonomi için verilen bilgilerin tamamı doğrudur.
11.Soru
'………….. ……….., seçilen bir konuda veya sorunda gerekli olan verileri, enformasyonu ve bilgileri toplayan, bu toplananı mantıksal nedensellik süreçlerinden geçirerek analiz eden ve sonuçlar çıkaran araştırma biçimidir.' Boş bırakılan kısmı en uygun kavramla tamamlayınızı.
Niteliksel araştırma |
Niceliksel araştırma |
Kişilerarası iletişim araştırmaları |
Alımlama araştırmaları |
Liberal çoğulcu araştırmalar |
Niteliksel çalışma, seçilen bir konuda veya sorunda gerekli olan verileri, enformasyonu ve bilgileri toplayan, bu toplananı mantıksal nedensellik süreçlerinden geçirerek analiz eden ve sonuçlar çıkaran araştırma biçimidir.
12.Soru
20. yüzyılda kamuoyu konusundaki çalışmalardan Harold D. Lasswell’e ait görüş hangisidir?
Çoğunluk kuramı |
Grup kavramı |
Sosyolojik kuram |
İktidar kuramı |
Psikoloji kuramı |
20. yüzyılda kamuoyu konusundaki çalışmalar üç temel yönde gelişmiştir. Bunlar (1) Lowell’in etkili çoğunluk kuramı, (2) Lasswell’in siyaset biliminde psikolojiyi esas tutan iktidar kuramı, (3) Albig’in öncülüğünü yaptığı grup kavramı üzerine dayanan sosyolojik kuramdır.
13.Soru
Postyapısalcı yaklaşımın en önemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
İzleyicinin yorumlayıcı etkinliğine odaklanır. |
Medyanın izleyiciye olan etkisine odaklanır. |
Dilin anlam üzerindeki önemine odaklanır. |
Toplumun birey üzerindeki etkisine odaklanır. |
Özgür bireyin anlam üretmesine odaklanır. |
Anlamın metnin kendisinde oluştuğunu savunan yapısalcı dilbilimden farklı olarak, anlamın özne-metin ilişkisi ile kurulabileceğini savunan postyapısalcı dilbilim çalışmaları, “etken izleyici” kavramının oluşması için bir temel hazırlamıştır. İzleyicinin yorumlayıcı etkinliğine yönelik olan postyapısalcı yaklaşımlarda, genellikle Frankfurt Okulu’nun medya izleyicisini kültür endüstrilerinin ‘pasif kurbanları’ olarak gören kültürel kötümserliğine yönelik güçlü bir eleştiri vardır. Yine medya metinlerini postyapısalcı yaklaşımla inceleyen çalışmaların, “medyanın izleyiciye ne yaptığını” sorgulayan etki çalışmalarından farklı olarak, “izleyicinin medyayla ne yaptığını” sorgulayan kullanımlar ve doyumlar yaklaşımından ilham aldıkları söylenebilir.
14.Soru
Kişinin zihnindeki düşünceler söze dönüştürülmeyen duygulardır; başka bir deyişle zihindeki imgelerdir. Bir sonraki aşamada imgeler sembollere (örneğin kelimelere) dökülür. Bu aşamaya ne ad verilir?
Kişinin zihnindeki düşünceler söze dönüştürülmeyen duygulardır; başka bir deyişle zihindeki imgelerdir. Bir sonraki aşamada imgeler sembollere (örneğin kelimelere) dökülür. Bu aşamaya ne ad verilir?
kodlama |
ileti |
süreç |
mesaj |
bilgi |
Kişinin zihnindeki düşünceler söze dönüştürülmeyen duygulardır; başka bir deyişle zihindeki imgelerdir. Bir sonraki aşamada imgeler sembollere (örneğin kelimelere) dökülür. Bu aşamaya “kodlama” adı verilir.
Doğru cevap a'dır.
15.Soru
Teknolojik belirleyicilik yaklaşımının iletişim alanındaki en çok bilinen temsilcisi aşağıdakilerden hangisidir?
McLuhan |
Gutenberg |
Lerner |
Rogers |
Shoemaker |
McLuhan, belirleyicilik üzerinden giderek teknolojiyi ele almış ve bunun üzerinde çalışmalar yürütmüştür.
16.Soru
Baudrillard’da gösteren konumundaki görüntünün, gösterilen konumundaki nesnel gerçeği yansıtma niteliklerinin kaybolması ile ilgili tanım hangisidir?
Taklit |
Simülasyon |
Hipergerçeklik |
Simülakra |
Mimesis |
Türkçe’de “benzeşim” olarak da tanımlanan simülasyon, Baudrillard’da gösteren konumundaki görüntünün, gösterilen konumundaki nesnel gerçeği yansıtma niteliklerinin kaybolması ile ilgilidir. Artık bireyler gerçeğe bakarak modeli değil, kendilerine sunulan modele bakarak hipergerçekliği inşa etmektedir. Örneğin her insan için özlemi duyulan ev, yuva mekanları, gerçeklikten hareketle modellenmemekte; dergilerden, reklamlardan yani medya dünyasından alınan modellerle inşa edilmektedir. Hipergerçeklik medya uzamında oluşturulmuş bir kurgudur, ancak birey tarafından gerçek olarak yaşanmaktadır. Medya ya da televizyon tarafından kodlanan bu hipergerçeklik, insan ya da toplum yaşamıyla ilgili olguların taklididir. Bu taklit, Baudrillard tarafından simülasyon olarak adlandırılır. Burada reel yaşama dair gerçeğin simüle edilmesi söz konusudur. Bu simülasyonları bireyler “aşırılaşmış imajlar” olarak yaşarlar. İmajların ve enformasyonun çoğalması ile beraber kitleler “sessiz çoğunluk” haline gelirler ve bu da Baudrillard’a göre “toplumsalın sonu”dur. Bireylerin reel yaşama dair gerçekliklerinin, simülasyonlarla temsil edilen bir evrene dönüşmesini, Baudrillard simülakra olarak adlandırır. Bu evrende artık birey gerçeklikten izole şekilde hapsolmuş şekilde yaşar. Bunu sağlayan, bireye hipergerçeklik sunan medya ve özellikle televizyondur. Medyanın ve özellikle televizyonun görevi, bireyin tepki göstermesini, karılaştığı sorulara cevap aramasını önlemektir.
17.Soru
McLuhan araç kelimesini insanın oluşturduğu her şey için kullanır ve bir aracın etkilerini anlamak için dört soru sorulabileceği görüşündedir. "Otomobilin yürümeyi, telefonun duman sinyallerini ve güvercin beslemeyi gereksiz kıldığı" gerçeği tetradın ögeleri arasından hangisiyle ilgilidir?
McLuhan araç kelimesini insanın oluşturduğu her şey için kullanır ve bir aracın etkilerini anlamak için dört soru sorulabileceği görüşündedir. "Otomobilin yürümeyi, telefonun duman sinyallerini ve güvercin beslemeyi gereksiz kıldığı" gerçeği tetradın ögeleri arasından hangisiyle ilgilidir?
Genişletme |
Yerinden etme |
Geri döndürme |
Telafi etme |
Bütünleme |
McLuhan araç kelimesini insanın oluşturduğu her şey için kullanır. Tetrad, McLuhan’ın sorularla çerçevelediği dört yasayı insanoğlunun çevresindeki geniş bir alana uygulamasına olanak sağlar ve böylece kültüre bakmada yeni bir araç ortaya koyar. McLuhan bir aracın etkilerini anlamak için dört soru sorulabileceği görüşündedir. Bu sorulardan ikincisi “Araç, medya ya da teknoloji neyi yerinden ediyor, neye önemini kaybettiriyor?” sorusudur. C¸ünkü her yeni teknoloji eski teknolojilerin egemenliklerini sarsıp onların egemen konumlarını devralır. Yine, otomobilin yürümeyi yerinden ettiği ve telefonun da duman sinyallerini ve güvercin beslemeyi gereksiz kıldığı söylenebilir. Bu soru tetradın ögeleri arasından "yerinden etme" ile ilgilidir.
18.Soru
Türkiye’deki nicel araştırmalarda göze çarpan ilk sorun nedir?
Nedensellik bağlarının tutarlılığı |
Alt başlık kullanılmaması |
Alıntılama sayısının azlığı |
Başlığın içeriği yansıtmaması |
başlıkların sıradanlığı |
Türkiye’deki nicel araştırmalarda sorunlar çoğunlukla (a) araştırmanın içeriğini yansıtmayan başlığında başlamakta, (b) giriş olmayan bir girişle ve yöntem olmayan bir yöntemle devam etmekte, (c) araştırma bulgu ve istatistiksel analizin yanlış ve geçersiz sunumuyla tümüyle geçersiz hale gelmektedir. Benzer sorunlar niteliksel tasarımlarda da yaygın bir şekilde görülmektedir: İçeriği yansıtmayan araştırma başlıkları, başlıklarda çekici ama yanlış kavramların kullanılması, araştırmanın ana metninin keyfi ve gereksiz bilgilerle doldurulması, keyfi ve alakasız alt-başlıkların kullanılması, kuramsal çelişkilerle dolu tutarsız nedensellik bağlarına dayanan açıklamaların sunulması, sistemli bir analiz yerine “önemli birilerinin” söylediklerinin ardı ardına sıralanması bu sorunların önde gelenleri arasındadır (Kıray, 1970; Erdoğan, 2001, 2008 ve 2012b).
19.Soru
O¨rneğin hastane koridorlarında asılı olan ve işaret parmağını dudaklarına doğru tutarak, hastanede sessiz olmamızı hatırlatan hemşire fotoğrafını ele aldığımızda, bu Peirce' ın göstergebiliminde yaptığı gruplamalardan hangisinine ait olmaktadır?
O¨rneğin hastane koridorlarında asılı olan ve işaret parmağını dudaklarına doğru tutarak, hastanede sessiz olmamızı hatırlatan hemşire fotoğrafını ele aldığımızda, bu Peirce' ın göstergebiliminde yaptığı gruplamalardan hangisinine ait olmaktadır?
Simge |
İndeks |
İkon |
Simge ve İkon |
İkon, indeks ve simge |
O¨rneğin hastane koridorlarında asılı olan ve işaret parmağını dudaklarına doğru tutarak, hastanede sessiz olmamızı hatırlatan hemşire fotoğrafını ele alalım. Bu fotoğraf, hastanede sessiz olunması gerektiği kuralının bir simgesidir. Bu gösterge aynı zamanda görüntüsel bir göstergedir, çünkü hastanede sessiz olunması gerektiğini hatırlatan bir hemşirenin fotoğrafıdır, onun benzeridir. Bu gösterge bir belirtisel göstergedir, çünkü bu fotoğraf, hastanede olduğumuzu belirtmektedir. Diğer bir deyişle neden sonuç ilişkisi mevcuttur.
20.Soru
Frankfurt Okulu'nun temsilcilerinden Horkheimer ve Adorno, Aydınlanmanın Diyalektiği adlı eserlerinde, amaçlarının “insanlığın gerçekten insani bir düzeye çıkmak yerine niçin yeni türden bir barbarlığa düştüğünü anlamak” olduğunu ifade ederler.
Buna göre aşağıda verilenlerden hangisi Frankfurt Okulu temsilcilerinin görüşlerine uygun bir ifade değildir?
Günümüzde insanların davranışları, toplumsal mekanizmalar tarafından biçimlendirilmektedir. |
İnsanların geleceğini belirleyecek temel etmenler, yöneticiler ve ekonomik sistem arasındaki çatışmalardır. |
Ekonomik güçler karşısında birey tamamen hükümsüz bırakılmaktadır. |
Ekonomik güçler, doğanın toplum üzerindeki etkisine vurgu yaparak bu etkinin mümkün olan yüksek düzeye ulaşmasını sağlamaktadır. |
Kendilerine dağıtılan metaların niceliği, kitlelerin acizliğini adaletsiz bir biçimde arttırmaktadır. |
Horkheimer ve Adorno, Aydınlanmanın Diyalektiği adlı eserlerinde, amaçlarının “insanlığın gerçekten
insani bir düzeye çıkmak yerine niçin yeni türden bir barbarlığa düştüğünü anlamak” olduğunu ifade ederler. Düşünürlere göre ekonomik üretkenliğin artışı bir yandan adil bir dünya için gereken koşulları yaratırken, diğer yandan da teknik aygıta ve bunu elinde tutan toplumsal gruplara halkın geri kalan kısmı üzerinde hadsiz hesapsız bir üstünlük kurmalarını sağlamaktadır. Ekonomik güçler karşısında birey tamamen hükümsüz bırakılmakta ve bu güçler toplumun doğa üzerindeki egemenliğini akla hayale gelmez bir düzeye çıkarmaktadır. Birey kullandığı aygıtın önünde görünmez hale gelirken geçimi yine bu aygıt tarafından çok daha iyi bir biçimde sağlanmaktadır. Kendilerine dağıtılan metaların niceliğiyle birlikte kitlenin acizliği ve güdülme olasılığı da adaletsiz bir biçimde artmaktadır. Buna göre D seçeneğinde verilen ifade Frankfurt Okulu temsilcilerinin görüşlerine uygun bir ifade değildir. Çünkü onlara göre ekonomik güçler, toplumun doğa üzerindeki egemenliği arttırmaktadır. Doğru yanıt D'dir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ