İnsan Davranışı Ve Sosyal Çevre 2 Deneme Sınavı Sorusu #446948
Türkiye’de hak temelli sakatlık politikasını geliştirilmesinin önündeki belki de en büyük engel aşağıdakilerden hangisidir?
Erişebilirlik |
Biyopsikososyal model |
Toplumsal Temsil |
Bağımsız Yaşam Olgusu |
Özürlüler Yasası |
Erişilebilirlik: En yalın hâliyle erişilebilirlik; herkesin tüm hak ve hizmetlerden eşit koşullarda, bağımsız bir şekilde faydalanabilmesinin, yaşamın tüm alanlarına tam ve etkin katılabilmesinin stratejik ve vazgeçilmez enstrümanıdır. “biyopsikososyal” model olarak bilinen, sakatlığın tıbbi ve sosyal yaklaşımlarının bir sentezini cisimlestirmektedir. Sakatlanmanın her boyutu bireyin içsel özellikleri ile o insanın sosyal ve fiziki çevresi arasında bir etkilesim olarak kavramsallaştırılmaktadır. Türkiye’de hak temelli sakatlık politikasını geliştirilmesinin önündeki belki de en büyük engel, sakatlığın toplumsal temsilidir. Bir felâket olarak görülen ve dolayısıyla acıma ve yardımla kuşatılan bu temsil, medya tarafından da yeniden üretilmektedir. Böyle bir algıyı sakatların da paylaştığı bir kültürel iklimde, sakat kişilerin olumlu bir sakat kimliği geliştirmesi ve hak mücadelesi vermesi oldukça zordur. Batıda sakat kişilerin “bağımsız yaşam” taleplerinin aksine, Türkiye’de sakatlar ailelerine, aileleri içinde de özellikle kadınlara bağımlı yaşamaktadırlar. Buna ek olarak, Türkiye’de sakat kişilerin sosyoekonomik zorluklar içinde yaşaması da sakatlığın siyasallaştırmasını zorlaştırmaktadır Sakat kişilere yönelik ilk siyasi girişim olarak 1997 yılında Başbakanlığa bağlı Özürlüler İdaresi Başkanlığı kurulmuş, ancak maalesef bu başkanlık daha sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı altında bir genel müdürlüğe dönüştürülmüştür. Diğer bir siyasi gelişme 2005 yılında ilk defa “Özürlüler Yasası” çıkarılmasıdır. Bunlar olumlu gelişmeler de olsa, bu gelişmelere, sakatlığa ait sosyal yardım bakışının yön verdiğini belirtmek gereklidir.
Yorumlar
- 0 Yorum