İnsan Davranışı Ve Sosyal Çevre 2 Final 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Ön değerlendirme ve müdahale arasında bir köprü görevi gören aşama hangisidir?
Planlama
|
Veri toplama
|
Tanışma
|
Değerlendirme |
Kabul |
Planlama, ön değerlendirme ve müdahale arasında bir köprü oluşturmaktadır.
2.Soru
Taraflar arasındaki tartışmalara müdahale etmek, aralarında uzlaşma sağlamak ya da karşılıklı memnuniyet sağlanacak anlaşmalara erişmek amacıyla, otoritesi ya da karar alma yetkisi olmayan üçüncü bir kişinin dahil olması rolüne ne ad verilir?
Arabuluculuk
|
Savunuculuk
|
Sosyal hizmet müdahalesi
|
Yüzleştirme |
Ev ödevleri |
Arabuluculuk rolü, tara ar arasındaki tartışmalara müdahale etmek, aralarında uzlaşma sağlamak ya da karşılıklı memnuniyet sağlanacak anlaşmalara erişmek (Zastrow, 2014: 101) amacıyla, otoritesi ya da karar alma yetkisi olmayan üçüncü bir kişinin dâhil olmasıdır.
3.Soru
0-15 arasındaki çocukların yoksulluk düzeyinin en düşük ve en yüksek olduğu ülkeler hangi şıkta doğru verilmiştir?
İspanya-Türkiye
|
Fransa-Romanya
|
Almanya-Yunanistan
|
İngiltere-Macaristan |
Malta-Polonya |
Tablo 7.4’te belirtilen rakamlara göre 0-15 yaş grubundaki çocukların şiddetli maddi yoksunluk oranları rakamlarına göre en düşük yoksunluk oranı en düşük İspanya’da görülürken, en yüksek oran Türkiye’de görülmektedir.
4.Soru
Aşağıdakilerden hangisi toplumsal alandan dışlanmadır?
Eğitim Hizmetlerinden Dışlanma
|
İş gücü piyasasından Dışlanma
|
Mülksüzlük
|
Mal ve Hizmet Piyasalarından Dışlanma |
Sağlık Hizmetlerinden Dışlanma |
Sosyal Devlet Hizmetlerinden Dışlanma ( Eğitim Hizmetlerinden Dışlanma, Sağlık Hizmetlerinden Dışlanma, Sosyal Güvenlikten Dışlanma), Toplumsal Alandan Dışlanma (Mülksüzlük),Ekonomik Dışlanma (Mal ve Hizmet Piyasalarından Dışlanma, İs gücü Piyasasından Dışlanma ), Politik Alandan Dışlanma
5.Soru
I-Kişisel trajedi teorisi- toplumsal baskı teorisi
II-Kişisel sorun- toplumsal sorun
III-Bireysel tedavi- toplumsal eylem
IV-Tıbbileştirme- Normalleştirme
V-Bireysel kimlik- kolektif kimlik
Yukarıdakilerden hangilerinde sakatlığın tıbbi modeli ve sosyal modeli arasındaki zıtlıklar doğru bir şekilde verilmiştir?
I ve II
|
II ve III
|
II, III ve IV
|
I, II, III ve V |
Hepsi |
Sakatlığın tıbbi modeli ve sosyal modeli arasındaki zıtlıklar: Kişisel trajedi teorisi- toplumsal baskı teorisi, kişisel sorun- toplumsal sorun, bireysel tedavi- toplumsal eylem, bireysel kimlik- kolektif kimliktir. Tıbbileştirmenin sosyal modelde zıttı ise öz müdahaledir.
6.Soru
Genel olarak ayrımcı davranış ve pratiklere önyargıların yol açtığı kabul edildiği alan aşağıdakilerden hangisidir?
Sosyal Hizmet |
Sosyal Psikoloji |
Antropoloji |
Hukuk |
Sosyoloji |
Sosyal psikolojide genel olarak ayrımcı davranış ve pratiklere önyargıların yol açtığı kabul edilmektedir.
7.Soru
Bir kimsenin kendi kültürünü temel olarak alması ve diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirmesi ile tarif edilen duygu olarak tanımlanan kavram hangisidir?
Milliyetçilik |
Etnosentrizm |
İç grup yanlılığı |
Dış grup yanlılığı |
Zenofobi |
Etnosentrizm, Yunanca ethnos (halk) ve centre (merkez) kelimelerinden türetilen, bir aşirete, kabileye, boya ve benzeri etnik gruba bağlılık ile tarif edilen, bir kimsenin kendi kültürünü temel olarak alması ve diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirmesi ile tarif edilen duygu. Doğru cevap B'dir.
8.Soru
Eşcinselliği ve eşcinselleri, toplumun geri kalanından ayırarak sınıflandırmaya çalışan
her türlü tanım veya davranışı ifade eden kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Etiketleme Teorisi |
Cinsel yönelim ayrımcılığı |
Norm dışı |
Antiheteroseksüel |
Homofobi |
Eşcinselliği ve eşcinselleri, toplumun geri kalanından ayırarak sınıflandırmaya çalışan
her türlü tanım veya davranış cinsel yönelim ayrımcılığı olarak değerlendirilebilir.
9.Soru
Eşcinselliği ve eşcinselleri, toplumun geri kalanından ayırarak sınıflandırmaya çalışan her türlü tanım veya davranışa ne ad verilir?
Etiketlenme teorisi |
Dışlanma korkusu |
Homofobi |
Cinsel yönelim ayrımcılığı |
Nefret suçu |
Eşcinselliği ve eşcinselleri, toplumun geri kalanından ayırarak sınıflandırmaya çalışan her türlü tanım veya davranış cinsel yönelim ayrımcılığı olarak değerlendirilebilir. Eşcinsellerin, ahlâki ve dini açıdan toplumun dayattığı normlara uymayan “ahlâksızlar” veya “günahkârlar” olarak nitelendirilmesi, eşcinselleri toplumun çoğunluğundan ayırdığı ve toplumun dışına ittiği için bir tür “dışlayıcı ayrımcılık”tır.
10.Soru
“Yeni ortaya çıkan sanayi kapitalizmi sisteminde insanın emeğini satma özgürlüğünün olması ama başka bir özgürlüğünün olmaması, fiiliyatta, sağlam bir bedene sahip olma konusunda özgür olmak ama başka herhangi şeye sahip olmak konusunda özgür olmamak anlamına geliyordu”.
Mcruer yukarıdaki durumu nasıl adlandırmıştır?
Mutlak yoksulluk
|
Zorunlu sağlam bedenlilik
|
Bireyselcilik
|
Tıbbileştirme |
Normalleştirme |
“Yeni ortaya çıkan sanayi kapitalizmi sisteminde insanın emeğini satma özgürlüğünün olması ama başka bir özgürlüğünün olmaması, fiiliyatta, sağlam bir bedene sahip olma konusunda özgür olmak ama başka herhangi şeye sahip olmak konusunda özgür olmamak anlamına geliyordu”. Mcruer (2011: 554) buna zorunlu sağlam bedenlilik adını vermekte ve “zorunlu sağlam bedenliliğin bir tercih aldatmasıyla aslında hiçbir tercihin olmadığı bir sistemin üstünü örterek işlediğini” ileri sürmektedir.
11.Soru
Türkiye’de hak temelli sakatlık politikasını geliştirilmesinin önündeki belki de en büyük engel aşağıdakilerden hangisidir?
Erişebilirlik |
Biyopsikososyal model |
Toplumsal Temsil |
Bağımsız Yaşam Olgusu |
Özürlüler Yasası |
Erişilebilirlik: En yalın hâliyle erişilebilirlik; herkesin tüm hak ve hizmetlerden eşit koşullarda, bağımsız bir şekilde faydalanabilmesinin, yaşamın tüm alanlarına tam ve etkin katılabilmesinin stratejik ve vazgeçilmez enstrümanıdır. “biyopsikososyal” model olarak bilinen, sakatlığın tıbbi ve sosyal yaklaşımlarının bir sentezini cisimlestirmektedir. Sakatlanmanın her boyutu bireyin içsel özellikleri ile o insanın sosyal ve fiziki çevresi arasında bir etkilesim olarak kavramsallaştırılmaktadır. Türkiye’de hak temelli sakatlık politikasını geliştirilmesinin önündeki belki de en büyük engel, sakatlığın toplumsal temsilidir. Bir felâket olarak görülen ve dolayısıyla acıma ve yardımla kuşatılan bu temsil, medya tarafından da yeniden üretilmektedir. Böyle bir algıyı sakatların da paylaştığı bir kültürel iklimde, sakat kişilerin olumlu bir sakat kimliği geliştirmesi ve hak mücadelesi vermesi oldukça zordur. Batıda sakat kişilerin “bağımsız yaşam” taleplerinin aksine, Türkiye’de sakatlar ailelerine, aileleri içinde de özellikle kadınlara bağımlı yaşamaktadırlar. Buna ek olarak, Türkiye’de sakat kişilerin sosyoekonomik zorluklar içinde yaşaması da sakatlığın siyasallaştırmasını zorlaştırmaktadır Sakat kişilere yönelik ilk siyasi girişim olarak 1997 yılında Başbakanlığa bağlı Özürlüler İdaresi Başkanlığı kurulmuş, ancak maalesef bu başkanlık daha sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı altında bir genel müdürlüğe dönüştürülmüştür. Diğer bir siyasi gelişme 2005 yılında ilk defa “Özürlüler Yasası” çıkarılmasıdır. Bunlar olumlu gelişmeler de olsa, bu gelişmelere, sakatlığa ait sosyal yardım bakışının yön verdiğini belirtmek gereklidir.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Yoksulluğun nedenleri ve sonuçları üzerine çalışmalarda bulunmamıştır?
Sosyoloji
|
Psikoloji
|
Hukuk
|
Mimarlık |
Turizm |
Yoksulluk esas olarak İktisat bilimi tarafından incelense de diğer toplum bilimleri hatta fen bilimlerinden ayrı düşünülemez. Sosyoloji, psikoloji, hukuk gibi sosyal bilimler ile tıp, mühendislik, mimarlık gibi fen bilimleri yoksulluğun nedenleri ve sonuçları üzerine çalışmalar yürütmektedir.
13.Soru
"Mutlak Yoksulluk" daha çok ne tür ülkelerin yoksulluğunu ifade etmek için kullanılır?
Gelişmiş |
Gelişmekte olan |
Az gelişmiş
|
Orta seviyede gelişmiş |
Çok gelişmiş |
Mutlak yoksulluk daha çok “az gelişmiş” ülkelerin yaşadığı yoksulluğu ifade eder ancak ülkelerin koşullarını, toplumsal dayanışma ağlarını dikkate almaz ve yoksul kitleleri tek bir bütün olarak değerlendirir.
14.Soru
Kapitalizm öncesinde sakat kişilerin üretim sürecine büyük ölçüde katıldıklarını, talihsiz olarak görülseler bile toplumdan dışlanmadıklarını belirten kuramcı hangisidir?
Finkelstien
|
Oliver
|
Foucault
|
Thomas |
Davis |
Bu alandaki öncü kuramcı Finkelstien (akt. Oliver, 2011a) kapitalizm öncesinde sakat kişilerin üretim sürecine büyük ölçüde katıldıklarını, talihsiz olarak görülseler bile toplumdan dışlanmadıklarını belirtir.
15.Soru
Sakat hareketi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Sakat hareketi siyasi mücadeleyi üç aşamada ele alır. |
1960'larda başlamıştır. |
Siyasal talepleri yoktur. |
İlk önce İngiltere ve ABD’de farklı dinamiklerle başlamıştır. |
Sakat kişiler için istenen toplumsal değişimde bizatihi sakat kişilerin ön ayak olması talep edilmektedir. |
Sakat hareketi de diğer yeni toplumsal hareketler gibi siyasi mücadeleyi üç aşamada vermeye çalışır: İlk aşama, belli bir ihtiyacın siyasal statü kazanmasını sağlamaya çalışmaktır. Sakatlık bağlamında bu, sakatlığın bir siyasi mesele, sakatların hakları olduğunun anlatılmasıdır. Sakatlığın yaygın bir biçimde, fiziksel yeti yitiminin sonucu ve tıbbi ve sosyal yardım profesyonellerinin alanı olarak görüldüğü göz önüne alınırsa, sakatlığın tıbbi değil, siyasi bir olgu olduğunu söylemenin önemi daha iyi anlaşılabilir. İkinci aşama, ihtiyacın tanımı ve yorumlanması hakkındaki tartışmaları içerir. Üçüncü aşama ise, tanımlanan ihtiyacın karşılanması için çalışma yapılan aşamadır.
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi sakatlığa yönelik mitlerden biridir?
Sakat kişiler bağımsız yaşama hakkına sahiptir.
|
Sakatlık insan deneyiminin doğal bir parçasıdır.
|
Sakat kişiler, diğer sakat kişilerle arkadaşlık kurmak isterler.
|
Sakatlık hastalık değildir ve tedaviye ihtiyacı yoktur. |
Sakat kişiler topluma katkı yaparlar. |
C şıkkı bu mitlerden biridir.
17.Soru
Hangisi dışlanmışların sosyal güvenlik programlarından yararlanamama nedenlerinden biri değildir?
Primlerin yüksekliği
|
İşsizlik
|
Kayıt dışı ekonomi
|
Marjinal işlerde çalışma |
Mülksüzlük |
Sosyal güvenlik, bireylere; yaşlılık, iş göremezlik, sakatlık, işsizlik, ölüm hallerinde gelir güvencesi sağlayan, yasal koruma programlarıdır. Sosyal güvenlik sosyal risklerle ilgilidir ve bir insan hakkıdır. Ancak dışlanmışlar primlerin yüksekliği, işsizlik yahut kayıt dışı ekonomide çalışıyor veya da marjinal işler yapıyor olmaları nedeniyle sosyal güvenlik programlarından da yararlanamamaktadır.
18.Soru
Genel olarak hizmet alanların hayatlarına “karışma” ile hizmet alanlara yardım etme arasındaki dengenin gözetilmesiyle gerçekleştirilen müdahaleye ne ad verilir?
Müdahale |
Katılım |
Birlikte çalışma |
Güçlendirme |
Minimal müdahale |
Minimal Müdahale: Genel olarak hizmet alanların hayatlarına “karışma” ile hizmet alanlara yardım etme arasındaki dengenin gözetilmesiyle gerçekleştirilen müdahale anlamına gelir.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Cinsel yönelim için yanlış bir ifadedir?
Cinsel yönelim, biyolojik cinsiyetten, toplumsal cinsiyetten ve toplumsal cinsiyet rollerinden bağımsız değerlendirilmelidir |
Cinsel yönelim, sadece cinsel davranışa indirgenerek değerlendirilmemelidir. |
Cinsel yönelim değerlendirilirken dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, bu yaşantının bir tercih olduğudur. |
Cinsel yönelim bir tercih olarak nitelendirilemez |
Cinsel yönelim kavramı, bireylerin kendilik kavramlarını, duygularını ve cinsel davranışlarını da içeren kapsayıcı bir kavram ve pratikte bir yaşam biçimi şeklinde algılanmalıdır |
Cinsel yönelim bir tercih olarak nitelendirilemez. Cinsel yönelim, bireylerin bilinçli kararlarından veya seçim yapma yetilerinden bir anlamda bağımsız olarak, daha iyi bir ifadeyle kendiliğinden oluşan bir yaşantıdır. Doğru cevap C'dir.
20.Soru
Herek, homofobiyle ilişkilendirilebilecek bir diğer önemli kavram olan, bireyin ne olduğu kadar ne olmadığının tanımlanması için aşağıdakilerden hangisini kullanmıştır?
Kişisel Kimlik |
Eşcinsel Kimlik |
Biseksüel Kimlik
|
Cinsel Kimlik |
Cinsel Yönelim |
Herek homofobiyle ilişkilendirilebilecek bir diğer önemli kavram olan kimlik üzerinde durmaktadır. Kişisel kimlik, bireyin ne olduğu kadar ne olmadığının tanımlanmasıdır. Kız çocukları kadın olmayı, mevcut kadın rol modellerini, doğrudan, çoğunlukla gönüllü olarak gözlemek aracılığıyla öğrenirken, erkek çocukların erkek olmayı, öncelikle kadın olmamayı öğrenerek öğrenmeleri söz konusudur. Cinsel yönelim, bireylerin bilinçli kararlarından veya seçim yapma yetilerinden bir anlamda bağımsız olarak, daha iyi bir ifadeyle kendiliğinden oluşan bir yaşantıdır. Biseksüel, duygusal ve cinsel açıdan her iki cinsiyete de ilgi duyan kadın ve erkeği tanımlamaktadır. Biseksüellik dendiğinde akıllara, aynı anda hem bir erkeğin hem de bir kadının sevilmesi veya iki ayrı bireyle eş zamanlı birliktelik gibi yaşantılar gelmemelidir. Ayrıca biseksüel bireyler, her iki cinse aynı ölçüde ilgi duymayabilirler Cinsel yönelim, belirli bir cinsiyetteki bireye karşı süregelen duygusal, romantik ve cinsel çekim anlamına gelir. Üç farklı cinsel yönelimden söz edilebilir. Bir kişinin, karşı cinse olan cinsel yönelimi heteroseksüellik, hemcinsine olan yönelimi eşcinsellikdir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ