İslam Mezhepleri Tarihi Deneme Sınavı Sorusu #550658

Aşağıdakilerden hangisi Klâsik Mezhepler Tarihi edebiyâtından tarihi okurken karşılaşabileceğimiz belli başlı metodolojik problemler arasında gösterilemez?


Sosyal olaylarda tek sebeplilik değil, çok sebeplilik ve fonksiyonellik ilkeleri geçerlidir.

Kavramlar tarihseldir. Her kavram, ait olduğu tarihin şartları içinde anlam kazanır.

Mezhepler ve dinî gruplar, en baştan, Meselâ Hz. Peygamber’in zamanından itibaren var olan fikirlerin ve yapıların temsilcileri değillerdir.

Mezhepler Tarihi alanında yazan çoğu yazar, karşı olduğu mezheplerin görüşlerini direk aktarmaktadır.

 İslâm tarihindeki mezhep ve grupların birçoğu, , toplum içindeki statülerini yükseltmek, gibi çeşitli amaçlarla gerçekdışı isnat girişimlerinde bulunmuşlardır


Yanıt Açıklaması:

a) Mezhepler ve dinî gruplar, en baştan, Meselâ Hz. Peygamber’in zamanından itibaren var olan fikirlerin ve yapıların temsilcileri değillerdir. Mezhepler Tarihi edebiyâtı ve mezheplerin kendi kaynakları ise yer yer bize böyle bir sahte görüntü vermektedirler. Tarihi gerçek ise şudur: Bu dünyaya ait sosyal ve psikolojik her türlü şart ve zaruret birbiriyle iç içe ve belli bir süreç içinde bu oluşumları doğurmuş ve onlara şekil vermiştir. O halde yapılması gereken, bir mezhebin inanç ve amellerini, mutlaka mezhebin doğuş ve gelişme dönemlerindeki tarihi, coğrafi, siyasi, hatta iktisadi şartları göz önüne alarak anlamaya çalışmaktır.

b) Sosyal olaylarda tek sebeplilik değil, çok sebeplilik ve fonksiyonellik ilkeleri geçerlidir. Bu gerçek göz önüne alınmazsa, dinî veya ideolojik önyargılarımızla tarihi bir olayın aslında birden fazla olan sebeplerini tek sebebe indirgeriz. Meselâ ilk mezheplerin çıkışını Arap-Fars mücadelesi ile açıklarız. Yahut bunu sınıfsal çıkar çatışması olarak görürüz. Bu çeşit yanılgılara düşmemek için okumalarımızda “sosyal olayların karmaşıklığı”nı ve “çok sebeplilik” ilkesini dikkate almalıyız.

c) Kavramlar tarihseldir. Her kavram, ait olduğu tarihin şartları içinde anlam kazanır. Şartlar değiştikçe anlamlar değişebilir. Meselâ Hz. Ali döneminde söylenmiş sözlerin, yapılan işlerin o gün nasıl anlaşıldığı, nasıl yorumlandığı “tarihe dönmek” suretiyle bulunursa, sonraki yüzyıllarda o söz veya fiillere yüklenen anlamların doğruluk ve geçerliliği sağlıklı olarak tespit edilebilir. 17

d) Eş‘arî’ye göre, Mezhepler Tarihi alanında yazan çoğu yazar, karşı olduğu mezheplerin görüşlerini hatalı aktarmakta veya görüşleri özetle nakletmek suretiyle okuyucuyu ister istemez yanıltmaktadır. Muhalifleri hakkında yalan hikâyeler uydurarak onları kötü göstermek isteyen yazarlara bile rastlanmaktadır. Bazen de, muhalif mezhebin en zayıf delilini bulup çıkartarak sanki bu delilin onların tek delili olduğu izlenimi yaratmaktadırlar (Eş‘arî, 1995, I, s. 33). Kaynak eserlerdeki tarafgirliklerin etkisinde kalmamak ve çarpıtmalar karşısında yanılmamak için yapılması gereken, her mezhep ve grubun kendi eserlerine müracaat etmek ve bu eserler ile diğerleri arasında karşılaştırmalar yapmaktır.

e) İslâm tarihindeki mezhep ve grupların birçoğu, kendi görüşlerini savunmak, dinî meşruiyet kazanmak, toplum içindeki statülerini yükseltmek, kendilerine yöneltilen eleştirileri reddetmek gibi çeşitli amaçlarla gerçekdışı isnat girişimlerinde bulunmuşlardır. Bu tür sözlü ve yazılı faaliyetlerin izlerine, söz konusu grupların bizzat kendi kaynaklarında ya da onlardan bahseden tarih ve rivayet kitaplarında sıklıkla rastlamaktayız.

Yorumlar
  • 0 Yorum