İslam Mezhepleri Tarihi Deneme Sınavı Sorusu #659143

Ebû Bekir ve Ömer devrinde (11-23/632-644) devlet ve toplum idaresinde tamamıyla liyakat ve ehliyetin hakim olması ve her iki halifenin de adalet ve hakkaniyete uygun hareket etmeleri sebebiyle, toplumda başka bir idareciyi iş başına geçirme özlemi ortaya çıkmamıştır. 

Aşağıdakilerden hangisinin yukarıda verilen ifadenin sonucu olduğu söylenebilir?


Ali taraftarlığının belirli ölçüde, siyasî bir taraftarlıktan öteye geçmemesi.

Hz. Osman'ın Ümeyye ailesine mensubiyeti dolayısıyla valilik ve memuriyetlere yakınlarını tayin etmesi,  

Emevîler’in idare ettikleri yerlerin ahalisine kötü davranmaları,

Ali ve sevenlerine lanet edilmesi.

Hz. Hasan’ın 49/671 yahut 51/673 tarihinde, Ca‘de adlı hanım tarafından zehirlenmesi.


Yanıt Açıklaması:

Ali’nin imâmetini kabul ve diğer insanları ona davet etme düşüncesinin, dinî değil siyasî bir tercih olarak başladığı söylenebilir. Ebû Bekir ve Ömer devrinde (11-23/632-644) devlet ve toplum idaresinde tamamıyla liyakat ve ehliyetin hakim olması ve her iki halifenin de adalet ve hakkaniyete uygun hareket etmeleri sebebiyle, toplumda başka bir idareciyi iş başına geçirme özlemi ortaya çıkmamış; dolayısıyla Ali taraftarlığı belirli ölçüde, siyasî bir taraftarlıktan öteye geçmemiştir. Hatta Hz. Ali bu iki halifenin en yakın danışmanı olarak çalışmıştır. Ammâr gibi bir taraftarı da onların valileri
arasındadır. Fakat Hz. Osman devrinde (23-35/644-656) bu durum değişmiş; halifenin yaşlılığı, icraatındaki bazı zaaflar, Ümeyye ailesine mensubiyeti dolayısıyla valilik ve memuriyetlere yakınlarını tayin etmesi, onları kontrol edememesi, yaptıkları yanlış işlere göz yumması, kendilerine ölçüyü aşan ihsanlarda bulunması, Emevîler’in idare ettikleri yerlerin ahalisine kötü davranmaları, sonuçta halk arasında Hz. Osman ve çevresine karşı husumet oluşmasına ve siyasî anlamda Şîa’nın gelişmesine zemin hazırlamıştır. 

Hz. Hasan’ın 49/671 yahut 51/673 tarihinde, Ca‘de adlı hanımı tarafından, tarihi rivayetlere göre, Muaviye’nin teşvikiyle zehirlenerek öldürüldüğü konusunda yaygın bir şüphe ortaya çıkmıştır. Hasan’ın ölümünü takiben Muaviye’nin baskıcı idaresinden rahatsızlık duyan Ali taraftarları, imâmeti kabul etmesi için Hüseyin b. Ali’ye yöneldiler. Fakat Hasan’ın Muaviye ile yaptığı antlaşmaya uyan Hz. Hüseyin, Muaviye’nin vefatına kadar ona ettiği biata sadık kalmış ve o hayatta iken herhangi bir siyasî
teşebbüste bulunmamıştır. Hasan’ın vefatından sonra Kufe Şîası’nın Muaviye’ye isyan teklifini, Muaviye ile kendi arasında feshi caiz olmayan bir antlaşma olduğunu hatırlatarak reddetmiştir. Muaviye devrinde, Ali ve sevenlerine lanet edilmiş ve Ali taraftarları zulüm ve baskı altında tutulmuştur. Buna tepki gösteren Hucr b. Adiy’le birlikte yakınlarından beş kişi Muaviye tarafından öldürülmüştür. İşte Emevîler’in bu tür uygulamaları, özellikle Kufe’deki Ali taraftarları ve Müslümanlar’ın genelinde derin nefret
duygusu meydana getirmiştir. 

Yorumlar
  • 0 Yorum