Kültürel Miras Mevzuatı Deneme Sınavı Sorusu #1356232

Aşağıdakilerden hangisi 1950 yılından günümüze değin geçen süreç içerisindeki davranışlar, etkinlikler, kamu ve özel girişimin korumaya yönelik programları vb. diğer etkenler ile ilgili değildir?


Ülkede, hem koruma hem turizm için verilen yasal ve finansal destek ve sübvansiyonlardan iki yönlü yararlanma olanağı vardır.

1950 sonrasında da bir üst yapı kurumudur. Geniş halk kitlelerine yeterince indirilememiş ve benimsetilememiştir.

Koruma bir kalkınma faktörü haline yeterince gelememiştir.

Koruma, belli bir bilince sahip toplumlarca benimsenen bir ‘kent kültürü’ olgusudur.

Koruma olgusu, bugüne değin, ‘sempatik yüzlü’ ve ‘benimsenebilir’ bir giysi içerisinde sunulmamıştır.


Yanıt Açıklaması:

1950 yılından günümüze değin geçen süreç içerisindeki davranışlar, etkinlikler, kamu ve özel girişimin korumaya yönelik programları vb. diğer etkenler incelendiğinde ise aşağıda sıralanan ve bu dönemi şekillendiren bazı başlıklar bulunduğu görülmektedir.

  • Koruma’ 1950 öncesinde olduğu gibi, 1950 sonrasında da bir üst yapı kurumudur. Geniş halk kitlelerine yeterince indirilememiş ve benimsetilememiştir. Çünkü bu kitleler, korumanın tanımındaki “kamu yararına kısıtlılık” sözcüğüne itibar etmemekte, “kişisel yarar için kullanım özgürlüğü”nü yeğlemektedirler,
    • Koruma bir kalkınma faktörü haline yeterince gelememiştir. Çünkü, kalkınmanın gerektirdiği ‘uzun erimli’ önlem belirlemek, yeterli ölçüde düşünsel, parasal ve insan kaynağına yönelik alt yapıyı oluşturmak ve bundan sonra eyleme geçmek yerine, bu sektörde, eyleme geçtikten sonra
    alt yapı oluşturmak yeğlenmiştir,
    • Koruma, belli bir bilince sahip toplumlarca benimsenen bir ‘kent kültürü’ olgusudur. Birçok başka bilgi ile beslendiğinde gelişir. Sosyal gelişmeler, kültürel süreklilik ve zenginlik, kültür varlıklarının kimi değerlerinin betimlenmesinde kullanılan soyut ölçütler (izlenim, simge, anı vb.), bu bilgilerden bazılarıdır. Toplumumuzun çoğunluğu üzülerek söylemek gerekir ki bu bilgilerle yeterince donatılmamıştır. Bilgisizlik, ilgisizliğe, ilgisizlik, bilinçsizliğe, bilinçsizlik yine ilgisizliğe dönüşür. Kimi hallerde bu dönüşümün halkalarına, tüm diğerlerinin bir sonucu olarak ‘karşı olmak’ da eklenmektedir,
    • Koruma olgusu, bugüne değin, ‘sempatik yüzlü’ ve ‘benimsenebilir’ bir giysi içerisinde sunulmamıştır. Bunun nedenleri arasında, her tür mevzuatın neyin yapılacağını değil, neyin yapılmayacağını açıklaması, bürokrasinin yapılanmasındaki katılık ve oyunun kurallarının konmasında sergilediği paylaşımsız tavır, koruma konularındaki kararların şeffaf bir ortamda üretilmemesi ve dokunulmaz sayılması yer alır,
    • 1950 öncesinden süregelen bir kurumsal sorun, 1990’lı yıllara kadar devam etmiştir. Bu sorun, taşınmaz kültür varlıklarının korunması ile müzecilik hizmetlerinin, aynı kuruluşun çatısı altında ve hemen hemen aynı personelle sürdürülmeye çalışılmış olmasıdır. Bu husus, müzeciliğin lehine ve korumacılığın aleyhine olmuş ve koruma sektörünün geç atılım yapmasına neden olmuştur,
    • Korumanın bir planlama sorunu olduğu giderek anlaşılmıştır. Ancak bu sadece fiziksel boyutlu değil, sosyal ve kültürel boyutları da olan bir planlama olmak durumundadır. Diğer boyutların yeterince tanımlandığı ve uygulamada gerekli yeri aldığı söylenemez,
    • Korumayla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili kuruluşlar arasında gerekli eşgüdüm ve işbirliği yeterli değildir. Bu husus, kimi hizmetlerin birkaç kez yapılması sonucunu doğurmaktadır,
    • Koruma sektöründeki yatırımlar daha çok kamu sektörü tarafından gerçekleştirilmektedir. Özel sektör, bu konuya, kârlı olması ve yatırımın ivedilikle geriye dönmesi koşuluyla girmektedir. İtici gücün turizm ve eğlence olduğu bu tür girişimler, doğal olarak, konut olarak kullanılagelen
    geleneksel yapı stokunun korunması ve değerlendirilmesinde etkili bir çözüm oluşturamamaktadır.
Yorumlar
  • 0 Yorum