Medyada Eleştirel Yaklaşımlar Deneme Sınavı Sorusu #1313165
I. Aydın olmanın gerektirdiği sorumluluk, eylem, özerk duruş ve eleştirel bakış, eleştirel düşüncedir.
II. Aydın kimliğini belirleyen en önemli şey, aydının özerk (bağımsız) duruşu ve ele aldığı konuyu eleştirel düşünceden kaynaklanan bir bakışla sorgulaması ve değerlendirmesidir.
III. Aydının bağımsızlığı sadece mevcut toplumsal, ekonomik veya siyasal iktidardan değil, aynı zamanda toplumun egemen ideolojisinden de bağımsızlık biçiminde algılanmalıdır.
IV. Aydın kimliğini belirleyen niteliklerden birisi onun “muhalif” duruşu ise öbürü de ayırt etmeyi “bilerek” değerlendirme yapabilmesidir.
V. “Ayırt edebilen” demek olan aydın, bu ayırt etme eylemini yalnızca ve yalnızca bilgi temelinde gerçekleştirmek, bu bağlamda -sürekli bilgiyle beslenen- kendi aklının dışında bir süzgece öncelik tanımamak zorundadır.
VI. Aydın kimliğinin ayrılmaz bir parçası olan muhalif duruş, kendi yararı-çıkarı içindir.
Yukarıda verilen aydın kimliğine ilişkin ifadelerden hangisi ya da hangileri doğrudur?
Yalnız IV |
Yalnız V |
V, VI |
I, III, V, VI |
I, II, III, VI, V |
Fransız yazar, filozof Jean Paul Sartre’a göre aydın, kendisini ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokan, küresel insan ve toplum kavramı adına kabullenilmiş gerçeklerin ve bundan kaynaklanan davranışların tümünü sorgulama iddiasında olan kişidir. Başka bir deyişle aydın, üzerine vazife olmayan şeylere karışan birisidir. Bu tanımda aydın kimliğini belirleyen en önemli şey, aydının özerk (bağımsız) duruşu ve ele aldığı konuyu eleştirel düşünceden kaynaklanan bir bakışla sorgulaması ve değerlendirmesidir. Emre Kongar’a göre, aydının bağımsızlığı sadece mevcut toplumsal, ekonomik veya siyasal iktidardan değil, aynı zamanda toplumun egemen ideolojisinden de bağımsızlık biçiminde algılanmalıdır. Böylece aydın, içinde yaşadığı toplumu, bağımsız bir görüş açısıyla sorgulayan kişi olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan yola çıkarak, aydın kimliğini belirleyen niteliklerden birisi onun “muhalif” duruşu ise öbürü de ayırt etmeyi “bilerek” değerlendirme yapabilmesidir. Başka bir deyişle, eleştirisinin temelinde akıldan-akılcılıktan kaynaklanan bir ayırt etme çabası vardır. Ahmet Cemal’e göre “ayırt edebilen” demek olan aydın, bu ayırt etme eylemini yalnızca ve yalnızca bilgi temelinde gerçekleştirmek, bu bağlamda -sürekli bilgiyle beslenen- kendi aklının dışında bir süzgece öncelik tanımamak zorundadır. Aydın kimliğinin ayrılmaz bir parçası olan muhalif duruş ise kendi yararı-çıkarı için değil, hiçbir karşılık gözetmeden tüm bir toplumun, tüm bir insanlığın yararı-çıkarı için çalışmak, düşünce üretmek ve kanaatini yine kimseden korkmadan, çekinmeden topluma, halka duyurabilmek demektir.
Zola’nın kimliğinde aydın olmanın gerektirdiği sorumluluk, eylem, özerk duruş ve eleştirel bakış, eleştirel düşünce varlık kazanmış, vücut bulmuş ve yalnızca Fransa’ya değil, tüm dünyaya örnek olmuştur.
Yorumlar
- 0 Yorum