Özel güvenlik görevlilerinin ceza hukuku bakımından “kamu görevlisi” gibi muameleye
tabi tutulması, onların idare hukuku bakımından kamu görevlisi olmaları sonucunu
doğurmaz. 5188 sayılı Kanuna baktığımızda şu sonuca ulaşabiliriz. Kanunun 3. maddesinde kamu görevlileri için kullanılan “atama” kavramı yerine, özel hukuk ilişkisi için kullanılan “istihdam edilme”; 11. maddesinde özel hukuk ilişkisi için kullanılan “çalışma izni”; 15. maddesinde “iş sözleşmesi” ve “toplu iş sözleşmesi” kavramlarına yer verilmektedir. Bu ifadelerin kullanılması göz önüne alındığında, özel güvenlik görevlilerinin, özel hukuk hükümlerine tabi iş sözleşmesi çerçevesinde istihdam edilen işçi statüsünde olduğu söylenebilir. Ancak Anayasanın 129. maddesinde yer alan asli ve sürekli görevlerin “memurlar” eliyle gördürülmesi yönündeki hüküm karşısında, güvenlik hizmetlerinin işçiler eliyle yerine getirilmesinin Anayasaya aykırı olduğu da ileri sürülmektedir.
Özel hukuk tüzel kişilerinin kendi bünyelerinde kurdukları özel güvenlik biriminde
istihdam edilen özel güvenlik görevlilerinin hukuki statüsünün, özel hukuk hükümlerine
tabi iş sözleşmesi çerçevesinde çalıştırılan işçi olduğu konusunda tereddüt .