Siyaset Sosyolojisi Deneme Sınavı Sorusu #1125940

Laclau ve Mouffe'un siyaset ve topluma ilişkin düşüncelerine uygun olmayan bir bakış açısını içeren ifade aşağıdakilerden hangisidir?


Laclau ve Mouffe, siyasal özne gibi toplumun da olumsal olduğunu kabul ettikleri için, toplumsal yaşamı içerisinde bir düzeni barındıran bir bütünlük olarak görmemişlerdir.

Laclau ve Mouffe için toplum farklı kimliklerin (yaşam tarzlarının) siyasal mücadelelerine bağlı olarak kurulan ve bozulan göreli ve istikrarsız bir bütünlüğe karşılık gelmektedir.

Laclau ve Mouffe  hegemonyanın farklı kimliklerin siyasal mücadelelerine bağlı olarak kurulan geçici bir bütünlük olduğunu dolayısıyla da içerisinde siyasal ilişkinin (yani hâkimiyet ilişkilerinin) olmadığı bir toplumsal yaşam biçiminin mümkün olmadığını belirtirler.

Laclau ve Mouffe’ya göre, her zaman birtakım tahakküm ilişkilerini barındıracağı için, her hegemonyanın politik mücadele yoluyla dönüştürülmeye açık olması gerekir.

Laclau ve Mouffe'a göre, işçi sınıfı, kapitalist üretim ilişkilerinden mağdur olan diğer siyasal öznelere liderlik ederek hegemonyanın ortadan kalkacağı sınıfsız bir toplum için mücadele yürütmelidir.


Yanıt Açıklaması:

Laclau ve Mouffe, siyasal özne gibi toplumun da olumsal olduğunu kabul ettikleri için, toplumsal yaşamı içerisinde bir düzeni barındıran bir bütünlük olarak görmemişlerdir. Onlar için toplum farklı kimliklerin (yaşam tarzlarının) siyasal mücadelelerine bağlı olarak kurulan ve bozulan göreli ve istikrarsız bir bütünlüğe karşılık gelir. Laclau ve Mouffe bu bütünlüğü izah etmek için Gramsci’nin hegemonya kavramına müracaat ederler. Daha önce belirtildiği gibi, Gramsci, hegemonyayı içerisinde farklı sınıfların çıkarlarını barındırmakla birlikte, daha çok egemen sınıfın lehine işlev gören bir mutabakatı nitelemek için kullanmıştı. Gramsci egemen sınıfın ideolojik mücadeleyle oluşturduğu hegemonyanın, yine ideolojik mücadeleyle farklı bir biçimde yeniden kurulabileceğini söyleyerek, bir hegemonyanın sağlamış olduğu bütünlüğün göreli bir kararlığa sahip olduğunun altını çizmişti. Yine Gramsci, sınıf merkezli bakış açısının sonucu olarak, sınıfsız bir toplumda yöneten-yönetilen ayrımının olmadığı bir bütünlüğün hayata geçeceğini düşünüyordu. Laclau ve Mouffe, Gramsci’nin hegemonya kavramını belirli bir siyasal özneye ontolojik ayrıcalık tanımadıkları için sınıf merkezli olmayan bir perspektiften hareketle yeniden yorumlarlar. Onlar bu doğrultuda hegemonyanın farklı kimliklerin siyasal mücadelelerine bağlı olarak kurulan geçici bir bütünlük olduğunu, bu bütünlüğün nasıl kurulursa kurulsun her zaman belirli yaşam tarzlarının lehine belirli yaşam tarzlarının ise aleyhine olacak sonuçlar içereceğini, dolayısıyla da içerisinde siyasal ilişkinin (yani hâkimiyet ilişkilerinin) olmadığı bir toplumsal yaşam biçiminin mümkün olmadığını belirtirler. Laclau ve Mouffe’a göre, her zaman birtakım tahakküm ilişkilerini barındıracağı için, her hegemonyanın politik mücadele yoluyla dönüştürülmeye açık olması gerekir. Laclau ve Mouffe için bu açıklık demokratik bir toplumun varlık koşuludur. Laclau ve Mouffe, demokratik toplumu; herhangi bir siyasal öznenin (kimliğin) ontolojik olarak ayrıcalıklı bir konuma sahip olarak görülmediği ve her siyasal öznenin kendisini kuran toplumsal ilişkileri dönüştürme imkânına sahip olduğu toplum olarak görürler. Bu toplumda çeşitli siyasal özneler, maruz kalmış oldukları tahakküme karşı güçlerini birleştirip ortak hareket edebilirler. Laclau ve Mouffe, bu anlamda, sosyalist stratejinin de değişmesi gerektiğine dikkat çeker. Buna göre, işçi sınıfı, kendini ayrıcalıklı siyasal özne olarak görmekten vazgeçip kapitalist üretim ilişkilerinden mağdur olan diğer siyasal öznelerle ortak bir mücadele yürütmelidir.

Yorumlar
  • 0 Yorum