Siyaset Sosyolojisi Deneme Sınavı Sorusu #1192956

Easton'un meşruluğun kaynakları arasında gösterdiği liderin kişisel özelliğinin Weber'in kavramlaştırmasındaki karizmatik otoriteden farkı aşağıdakilerden hangisidir?


Liderin tanrı vergisi niteliklere sahip olması

Liderin meşruluğunu insanların kendisine atfetmiş olduğu olağanüstü niteliklerden alması

Liderin olağanüstü niteliklerinin gerçekten var olmasının gerekliliği

Liderin etkili ve başarılı olarak toplumun kendine yönelik desteğini alması

Liderin, hayatın olağan akışını bozan ve ona yeni bir yön veren kişi olması


Yanıt Açıklaması:

Weber'in kavralaştırmasıyla Karizmatik Otorite şu şekilde açıklanır. “Karizma” eski Yunancada “Tanrı vergisi” anlamına gelen bir kelimedir. Karizmatik otoritede siyasal iktidar, meşruluğunu insanların kendisine atfetmiş olduğu olağanüstü niteliklere bağlı olarak kazanır. Burada önemli olan siyasal iktidarı elinde bulunduran kişinin gerçekten olağanüstü meziyetlerinin olması değil, insanların onda bu meziyetlerin bulunduğuna inanmalarıdır. Karizmatik otoritenin en tipik örnekleri peygamberler ve kurucu siyasal liderlerdir. Karizmatik liderlerin en önemli özelliği, kitleleri peşlerinden sürükleyebilme güçlerine bağlı olarak, yeni bir düzen getirmeleridir. Karizmatik lider, hayatın olağan akışını bozan ve ona yeni bir yön veren kişidir. Bu anlamda karizmatik liderlerin, toplumun yerleşmiş düzenine ve geleneklerine karşı çıkıp köklü değişikleri hayata geçirmeye yönelmeleri bakımından devrimci bir karaktere sahip olduklarını söylemek mümkündür. Karizmatik otorite, liderin kişisel özelliklerine bağlı olduğu için, lider hayatta kaldığı sürece geçerlidir. Karizmatik otorite lider öldükten sonra kurumlaşır, geleneksel veya hukuki otorite tipine dönüşür. Bununla birlikte Easton da, Weber gibi, meşruluğun üç kaynağının bulunduğundan bahseder. Easton’a göre bunlar ideolojik kaynak, yapısal kaynak ve liderlerin kişisel özellikleridir. Bir siyasal rejimde siyasal iktidar, yönetilenlerin, rejimin temelinde bulunan ilke ve değerleri benimsemesinin bir sonucu olarak kabul görüyorsa, bu siyasal iktidarın meşruluğunun kaynağında ideoloji var demektir. İnsanların rejimin temelinde bulunan ideolojiye bağlılıkları çeşitli faktörlere dayanır. Kuşkusuz en temel faktör, ideolojinin toplumun istek ve beklentilerine cevap verebilir bir özelliğe sahip olmasıdır. Bir diğer önemli faktör ise, siyasal endoktrinasyondur. Siyasal endoktrinasyon siyasal rejimin temel değerlerinin vatandaşlara aşılanması demektir. Siyasal iktidarlar siyasal endoktrinasyon yoluyla yönetilenlerin siyasal rejimin ideolojisine, dolayısıyla da kendilerine olan sadakatlerinin devam etmesini sağlamaya çalışırlar. Meşruluğun bir başka kaynağı, siyasal yapıyı ve siyasal yapının işleyişini düzenleyen hukuk kurallarının yönetilenlerce benimsenmesidir. Buna göre, bir siyasal iktidar ancak söz konusu kurallara uygun olarak işbaşına gelmişse meşru olarak addedilir. Aynı şekilde siyasal iktidarın eylemleri de, yine belirtilen kurallara uygun olmaları ölçüsünde meşrudur. Easton, Weber gibi liderlerin kişisel niteliklerini de, meşruluğun bir kaynağı olarak görür. Easton’un kişisel nitelik ile kastettiği, Weber’in karizma kavramından farklıdır. Easton kişisel nitelik derken, etkili ve başarılı olmayı kıstas olarak alır. Easton’a göre liderin başarısı, toplumun kendisine yönelik desteğini artırıcı bir faktördür. Siyaset biliminde sistem teorisi olarak bilinen teorinin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Easton, meşruluğu, siyasal sistemin istikrar ve destek unsurlarından biri olarak görmüştür. Easton’a göre, siyasal sitemin, toplumdan gelen taleplere cevap verememesi, insanların rejimin temel değerlerine, siyasal yapıyı işleten normlara ve liderlerin yeterliliklerine olan inancını zedeleyeceği için, bir meşruiyet krizini de beraberinde getirecektir.

Yorumlar
  • 0 Yorum