Suç Sosyolojisi Deneme Sınavı Sorusu #358817
Aşağıdakilerden hangisi nefret söyleminin sosyolojik sonuçlarından değildir?
Ötekileştirilen grupların kamusal yaşamda pasifleşmesi |
Öteki olarak görülen grupların tehdit olarak görülmesi |
Farklı kimliklere sahip grupların özgürce konuşabildiği kamusal alan sınırlarının daraltılması |
Mağdurların kamusal yaşama eşit ve özgür katılım için seslerini yükseltmeleri |
Biriken öfke, kin ve tahammülsüzlük ile farklı birey ve gruplara karşı şiddetin artması |
Nefret söyleminin en belirgin sonuçlarından biri, nefret söylemine veya nefret suçlarına maruz kalan mağdurların sessizleşmesidir. Toplumdaki bazı gruplar, diğer grupları ötekileştirip onlar hakkında basma kalıp yargılar ürettiğinde, ötekileştirilen gruplar üzerindeki baskı artar ve bu gruplar kamusal yaşamda silikleşir, pasifleşir ve demokratik sisteme güçlü bir katılım gösterme cesaret ve motivasyonlarını yitirebilir. Bu durum, kamusal yaşama eşit ve özgür katılım hakkının ötekileştirilen grupların elinden alınması anlamını taşıyacaktır. İkincisi, nefret söyleminin ve suçlarının yaygın olarak izin verildiği, görmezden gelindiği, göz yumulduğu veya teşvik edildiği toplumlarda sıradan insanlar, farklı düşünenlerden, farklı din ve etnisiteden olanlardan, farklı görünüştekilerden, farklı cinsel eğilime sahip olanlardan, kısaca ötekilerden korkar, nefret eder ve en ileri biçiminde nefret ettiği kişileri kendi varlığına bir tehdit olarak görür ve ortadan kaldırmayı düşünür veya kaldırılmasını onaylar. Üçüncüsü, nefret söylemi ve nefret suçları, demokrasinin çoğullaşmasının, derinleşmesinin hatta Balibar’ın deyimiyle söylenecek olursa “demokrasinin demokratikleşmesini” engelleyen temel bir eğilimdir. Bu açıdan, hem yerel hem de küresel düzeyde nefret söylemi ve nefret suçları; sosyal ilişkiler, kültürel alışverişler, siyaset yapma alışkanlıkları ve kültürü açısından da açık bir tehdittir. Dördüncüsü, nefret söylemi ve nefret suçlarının Habermas’ın müzakereci demokrasi olarak nitelediği ve tüm farklı kimliklere sahip grupların özgürce konuşabildiği bir kamusal alanın sınırlarını daraltmasıdır. Beşincisi, toplumda farklı gruplara karşı nefret söyleminin ve nefret suçlarının yaygınlığı, toplumsal barışı tehdit etmekle kalmaz, kitlesel linç, pogrom vb. şiddet eylemlerinin ortaya çıkmasına elverişli bir zemin hazırlar. Farklı bireylere veya gruplara yönelik fiziksel saldırı ve şiddetin, yaygın nefret söylemi ile birlikte biriken öfke, kin, tahammülsüzlük dinamikleriyle birlikte sıradanlaştığını ve güçlendiğini söylemek mümkündür .
Yorumlar
- 0 Yorum